KONU AÇ !

Topluluğumuzda Konular Açın ve Bize Ulaşın !

Yeni Konular !

Konulara Yorum Yapın ve Konunuzu Öne Çıkarın !

Bize Ulaşın !

Yöneticilerimiz Size 7/24 Yardımcı Olmak İçin Hazır !

SİLKROAD TÜRKİYE'NİN EN YENİ SİSTEMLİ VE MÜŞTERİ SEVGİSİYLE EN İYİ REKLAM PLATFORMLARINDAN BİTANESİ SROCENTER SEN YOKSAN Bİ KİŞİ EKSİK !

“Robotlar Ansızın Gezegenimize İnse Ne Olurdu?” – Planet of Lana İncelemesi

srocenter Can

Forum Admin
Moderatör
Center Üyesi
Bilişim Sahibi
Çevirmen
Coder
Grafiker
Guild Master
Guild Üyesi
Reklamcı
Server Sahibi
Supporter
V.i.P
Katılım
18 Haz 2023
Mesajlar
15,992
Tepkime puanı
4
Puanları
38
Oyun tarihinde çıkan ilk platform oyunundan beri bu türde çok ciddi bir gelişme görüyoruz. Eskiden sadece çeşitli oynanış mekaniklerin bir araya getirilmesinden oluşan ve dış çerçevede oldukça zayıf (yahut bazen hiç olmayan) bir hikaye anlatımına sahip bu yapımlar, artık indie geliştiricilerin etkisiyle bir derinlik ve kimlik kazandı. Yenilikçi platform oynanışının yanında sürükleyici bir hikaye anlatımı da öne çıkmış oldu.

Wishfully’nin geliştirdiği Planet of Lana, uzun zamandır radarımızda olmasının yanı sıra bilimkurgu temasının içerisinde bir hikaye anlatımıyla birlikte platform temelli oynanışı ilgi çekici kılmayı başardı. Nitekim platform tarafı en güçlü olduğu taraf olmasa da şüphesiz birçok farklı özelliği bir araya getirdi.
Planet of Lana ne anlatıyor?


Lana’nın yolculuğuna kendimi kaptırmam uzun sürmedi, Planet of Lana, huzurlu bir köyün eteklerinde oyuna ismini veren karakterimiz ve kız kardeşi arasındaki ilişkiyi dostane bir biçimde veriyor. Ancak sadece birkaç dakika süren açılış sekansı, gökten inen gizemli makinelerin varlığıyla bozuluyor ve Lana’nın kız kardeşi yakalanıyor.

Birkaç dakika önce salına salına geçtiğim köye bu sefer korku ve telaşla geri dönüyorum. Sükunet ve kaos arasındaki zıtlık keskin: Bir zamanlar sakin olan köyün neşeli sesleri, artık insanlar götürülürken yerini çığlıklara ve makinelerin metalik seslerine bırakıyor. Lana, artık kardeşini bulmak ve evini kurtarmak için yola çıkmak zorundadır. Böylelikle yapım, karakterin ve artık oyun severin amacını tam anlamıyla ortaya koyuyor.
pl2.jpg


Elbette bu bakımdan dolayı geliştiricileri tebrik etmek istiyorum. Planet of Lana, karmaşık hikaye olaylarıyla veya diyaloglarla olayları yansıtmak yerine işin çoğunluğunu çevreye ve karaktere yüklüyor. Lana ve kız kardeşi; oyun severe bilinmeyen bir dilde konuşuyor, Lana da hiçbir şekilde birisiyle diyalog içerisine girmiyor. Onun gösterdiği duygu durumu ve davranışları, farazi bir şekilde ana karakterin oyuncu tarafından kontrol edilen birisi değilmiş de başlı başına bir ruhu varmışçasına yansıtılmasını sağlıyor.
Oyunun kalbi platformlarda yatıyor


Makinelerle doğrudan savaşamayacağınız için tehlikeyi atlatmak için platform ögelerini kullanmak çok önem taşıyor. Farklı şekillerde hareket şemaları olan çeşitli robotlar, oyunun ilerleyen vakitlerinde sıkça karşımıza çıkıyor. Lana ve yolda edindiği arkadaşı evcil hayvan Mui, makinelerden kaçmak için oyun severin platform becerilerine bağımlı oluyor. Nispeten çok zorlayan bulmacalar olduğunu söyleyemem ancak ilk bakışta hemencecik çözülen tipte de değiller. En azından robotların veya canavarların nerede ne tür bir aksiyon alacağını bilmek gerekiyor. Bazıları havadayken ve arama yapmak için bir spot ışığı kullanırken, diğerleri belirli örüntüde veya yönlerde bir örümcek gibi yerde hızla ilerliyor.

Aynı türde makinelerle karşılaşsanız bile her zaman aynı hareket modelini kullanmıyorlar ki bu da her karşılaşma için ayrı bir zorluk ortaya koyuyor. Oyunda bulunan platformlar, özet olarak bir bulmaca misali tespit edilmekten kaçınan bir rota bulma yeteneğimi test etti diyebilirim. Zamanlama ise oldukça kilit bir konu. Dolayısıyla doğru zamanlama ile birlikte hem Lana hem de Mui’nin güvenli tarafa ulaşması kimi zaman zor olabiliyor.
pl3.jpg


Lana’nın yanında Mui’yi de bulmaca platform ögelerinde efektif şekilde kullanmak oynanışa da kesinlikle çeşitlik katerken aynı zamanda birbirlerine ne kadar yardım ettikleri ve daha da önemlisi, bunu başarmak için birbirlerine ne kadar ihtiyaç duydukları konusunda da beni etkilemeyi başardı. Örneğin, Mui’nin çevikliği ve küçük yapısı sayesinde bu küçük kedi arkadaş daha yüksek çıkıntılara ulaşabilir veya dar boşluklardan geçebilir. Lana olarak, Mui’yi farklı konumlara yönlendirebilir ve çoğunlukla iyi çalışan anahtarlarla etkileşim kurmalarını sağlayabilirsiniz.

Bunun yanında platform tabanlı oynanışı bir tık tatsız kılan taraflardan en önemlisi Lana’nın kontrolleri olabilir. Lana, kontrol etmesi bakımından biraz kütük ve yavaş geldiğinden (özellikle tırmanma gerektiren kısımlarda oldukça yavaş hissettiriyor) dolayı can sıkabiliyor. Birçok kolay bulmaca, karakterin birkaç animasyonunda olan gecikme dolayısıyla benim için bir çileye dönüştü. Dolayısıyla, yapım da zaman zaman akıcılığını kaybedebiliyor.
Gezegenin kendisine bakmadan duramayız


Platformlar ve bulmacalar, yapımın en güçlü unsurları değil ama dünyası tek kelimeyle muhteşem. Ghibli benzeri sulu boya paleti, ekran görüntülerinden açıkça görülüyor ancak bundan daha da fazlası var. Lana’nın hikayesi sizi, gezegenin çeşitli mekanlarına götürürken çevre detaylarını muazzam tasarımıyla veriyor. Kullanılan renkler ve dünyanın capcanlı olması ama aynı zamanda da kendisine has bir bilinmezlik ve gizem içermesinden dolayı gerginlik oluşturması da çevre detaylarının bir ürünüdür.

Lana’nın yolculuğu, zengin atmosferini yansıtırken arka planları ve orada dönüp bitenleri de sıkça kullanıyor. Oyunun ses tasarımı çok güzel, ağaçların arasından esen huzurlu rüzgar hışırtıları veya su sıçramalarıyla gerçekten olduğunuz yerdeymişsiniz gibi hissetmenizi sağlıyor. Inside ve Limbo gibi yapımlardan esinlenmesine rağmen daha renkli bir atmosfer de sunuyor. Kimi zaman araya giren sinematikler de hikayeye olan ilginizi yeniden körüklüyor.

Planet of Lana; Xbox One, Xbox Series ve PC için 23 Mayıs tarihinde çıkış yaptı. Okuyacak başka bir inceleme arıyorsanız Point Blank Games’in geliştirdiği indie keşif türündeki yapımıÂ bakmanızıÂ öneririz.
 
Üst