KONU AÇ !

Topluluğumuzda Konular Açın ve Bize Ulaşın !

Yeni Konular !

Konulara Yorum Yapın ve Konunuzu Öne Çıkarın !

Bize Ulaşın !

Yöneticilerimiz Size 7/24 Yardımcı Olmak İçin Hazır !

SİLKROAD TÜRKİYE'NİN EN YENİ SİSTEMLİ VE MÜŞTERİ SEVGİSİYLE EN İYİ REKLAM PLATFORMLARINDAN BİTANESİ SROCENTER SEN YOKSAN Bİ KİŞİ EKSİK !

A Plague Tale Requiem İncelemesi

srocenter Can

Forum Admin
Moderatör
Center Üyesi
Bilişim Sahibi
Çevirmen
Coder
Grafiker
Guild Master
Guild Üyesi
Reklamcı
Server Sahibi
Supporter
V.i.P
Katılım
18 Haz 2023
Mesajlar
15,992
Tepkime puanı
4
Puanları
38
Amicia ve Hugo’nun yolculuğuna Innocence ile başladıktan sonra belki birçok oyun sever acı verici ve inişli çıkışlı sürecin tatlıya bağlanacağını ve abla ile kardeşin mutlu mesut yaşayacağını düşünmüştür. Nitekim Asobo Studio ve Focus Entertainment, bunun hiç öyle olmayacağını ve daha yine çekilen acıların olacağını Requiem ile gösterdi.

Özellikle aşağı yukarı yirmi saatlik bir deneyimin ardından şunu söyleyebilirim ki , akıllarda kalacak bir devam oyunu olmuş. Geliştirici ekip, hikayenin sağladığı atmosferi ve duygusallığı bozmadan ve oynanış süresini de uzatarak ilk oyunun üzerine koymayı başarmış.

İlk oyunun sunduğu göz alıcı grafiklerinin yanında dramatik bir hikaye ve bu hikayenin kaliteli ve yavaş bir şekilde oyuncuya aktarılışının ardından Requiem, belirtmek gerekiyor ki 18-25 sat arası süren bir deneyim vaat etmesiyle beni şaşırtmıştı. Öyle ki Innocence ile bütün bunları hatırı sayılır bir şekilde yapabilen ekip, Requiem’in nispeten kısa süresine de bunları koyacak ve bizleri bir duygu trenine koyacaktı.

Öyle ya da böyle yaklaşık yirmi iki saat süren deneyimimin ardından söyleyebilirim ki Requiem, Innocence’i aratmayan bir yapıda hayat bulmuş. Dilerseniz artık gelin fare ve katliam dolu bu dramatik dünyanın devam oyunuyla birlikte nasıl işlendiğini enine boyuna ölçelim.
aplague.jpg

A Plague Tale Requiem ne anlatıyor?


İlk oyunun sonrasında her şeyin daha iyi ve düzgün ilerlediğini ve karakterlerin aksiyona uzak olduğunu görüyoruz. Elbette beklenildiği gibi işler tekrardan sarpa sarıyor ve Hugo ile Amcia’nın uzun sürecek yol macerasının başlayacağının sinyallerini alıyoruz. Hugo’nun hastalığının giderek kötüleşmesinin üzerine ikili, Fransa’nın güneyinde hastalığın çaresini bildiği söylenilen Vaudin adlı bir şifacıya doğru yola çıkıyor ve böylelikle oyun severler tekrardan kendilerini çalkantılı bir sürecin ortasında buluyor.

Innocence ile devam oyununa hikaye akışı açısından baktığınızda aslında pek bir fark bulunmuyor. Buna rağmen hikayenin de üzerine katmayı ve Fransa’nın yaşadığı kara veba dönemini oyuncuya gerçekçi bir şekilde aktarmayı başarmışlar. Gerek karakterlerin tepkisi gerekse hikayeye doğrudan yön verecek olayların yaşanış tarzı konularında geliştirici firma bunları oyuncuya aktarmakta çok doğru bir yol izlemiş. Hikayenin duygusal ve dramatik tonunu yakaladığınızda Requiem, içinde kaybolacağınız bir deneyim haline geliyor.

Nitekim oyunun on altı koca bölümden oluştuğunu ve final bölümü kısa olsa dahi oyun sever her bölümde biraz daha final sekansına ısındırılıyor ve böylelikle finalin adeta epikliğine doğru yol alıyor.
aplaguetale3.jpg


Yolculuk boyunca tanıştığımız karakterlerin hikayedeki yerleri ve hikayenin özellikle düğüm ve serim noktalarındaki etkileri oldukça büyük tasarlanmış. Bir önceki oyunda olduğu gibi Requiem’de de karakterlerin aralarında olan bağları çok güçlü ve bazı noktalarda ilerlerken doğal olarak oyun bunu duygusal olarak veya tatlı pozitif bir sekansla oyuncuya aktarıyor. Hikayede ilk oyundan esintilerin olması ve ilk oyundaki yaşanan değişimleri doğrudan görmemiz güzel bir artı olmuş diyebilirim.

Örnek vermek gerekirse ana karakterimiz Amicia, ilk oyuna nazaran daha acımasız, cesur ve Hugo için canını verebilecek bir abla figüründe görülüyor. Bununla birlikte hikayenin de ikiye ayrıldığını söyleyebilirim. Oyun boyu iki büyük şehirde bulunuyoruz ve bu iki ana bölümde de hikayenin bir saniyeliğine bile aksamadığını ve heyecanla devam ettiğini söyleyebilirim.

Bunun ötesinde oyunun ana amacının hikaye anlatmak olduğunu ve kaliteli hikaye anlatan fazla oyun bulamadığımız şu dönemde adını altın harflerle bu senenin en iyi hikaye tabanlı oyunlarından biri olarak yazdıracağına şüphem yok.
Requiem’in aksiyonuna ve oynanış mekaniklerine göz atalım


Hepinizin bildiği üzere oyunun en önemli unsurlarından biri gizlilik. Oyun, ilk başlarda bizi alışagelmiş gizlilik sekansları ile baş başa bırakıyor. Öte yandan tam sıkılacak olduğum raddede oyun, yeni bir mekanik veya alet önüme sundu ve bu döngü oyunun sonuna kadar devam etti. İlk oyundaki aletlere ek olarak sapan, fırlatılabilir çanak ve tatar yayını düşmanlarımızla savaşmak için kullanabiliyoruz. Ayrıca dikkat dağıtmak için bir objeye doğru taş fırlatarak düşmanların dikkatini dağıtmayı sağlayabiliyoruz.

Silah kullanmayı katlanılabilir, keyif alınan hale getiren özellik ise kimya sayesinde gerekli malzemeleri toplayarak craft edilebilen ateş, ateşi söndüren madde, coşturan madde ve farelere yem gibi kullandığımız maddeler. Bu maddeler, her silahla seçilebilip kullanılabiliyor. Oyun böylelikle hem aksiyon hem de gizlilik anlamında taze kalmayı başarıyor ve oldukça keyifli hale geliyor. Bununla birlikte oyuna bazı Uncharted vari bulmacalar da eklenmiş zira fazla kafa yormadan geçebiliyorsunuz ve zevkli olduklarını da söyleyebilirim.
aplaguetale5.jpg


Fareler ise oyunda elbette apayrı bir mekanik ve tema olarak öne çıkıyor. Farelerin sayısı çok fazla artmış ve hem görsel anlamda verdiği katkıyla hem de bunu oynanışa yedirerek oyunda en çok keyif alabileceğiniz sekanslar haline getirmişler. Oyun boyunca en çok etkilendiğim ve adrenalin seviyemin yükseldiğini hissettiğim yerler de doğal olarak farelerden kaçış sahneleri oldu. İlk oyunda olduğu gibi yine ufak denklemler veya mini bulmacalar olarak adlandırabileceğimiz uzaktaki ateşi yakarak farelerden sıyrılma olayı Requiem’de de yer almakta.

Bahsetmek istediğim ve oyun boyu en çok rahatsız olduğum konu ise tempo meselesi oldu. Oyunun temposu beni aşırı derecede sıktı ve bu uzunluktaki bir çizgisel oyunda temponun en önemli unsurlardan biri olması gerektiğini düşünüyorum. Yukarıda da bahsettiğim gibi oyunun başında çoğunlukla fazla fare görmüyoruz ve gizlilik ile askerlerin arasından ilerliyoruz. Fakat sonrasında işin ayarı fazlasıyla kaçıyor ve sürekli gizlilik sekanslarıyla fareleri dayatıyor oyun size. Bu da oyundan beni koparıyor çünkü keyif alacağım yerler tempo ayarsızlıklarıyla sıkılmama sebep oluyor.

Yapay zeka ise oldukça kolaya kaçan bir yapıya sahip. Düşman çeşitliliği konusunda da pek göze batan bir durum olmadı çünkü oyunun çoğunluğu gizli gidilecek bölümlere ve farelere yer verilmiş. Bunun dışında yeteneklerimiz de bulunuyor fakat bu yeteneklerin pek bir etkisini oynanışta göremedim.

Aksiyon açısından bir eksik dile getirmem gerekirse boss savaşları oldukça yetersiz. Aslına baktığınızda ilk oyunda olduğu kadar bile boss savaşı bulunmuyor. Bunun yerine üzerinize düşmanların akın akın geldiği bölümler bulunuyor. Üzerinize düşmanların akın etmesi keyifli olsa da sadece bir ana boss savaşının yerini dahi tutmuyor. Oyun boyu (final de dahil olmak üzere) sürekli bir etkileyici boss savaşı bekledim ama hayal kırıklığı yaşadım.
aplaguetale4.jpg

A Plague Tale Requiem’in grafikleri ve atmosferi nasıl olmuş?


A Plague Tale Requiem’in grafikleri özellikle ilk bakışta videolarda gördüğümüz kadarıyla oldukça hoş ve etkileyici duruyordu. Elbette bu durum, oyunun yeni nesil konsollara çıkışını gerçekleştirmesinden kaynaklanıyor. Ancak Requiem, kaplamalarından ve uzak çizimlerden tutun renk paletine kadar bazı ufak detayların bile etkileyici durduğu bir grafik ile karşımıza çıkıyor. Asobo Studio, grafik ve atmosfer konusunda olduğu gibi müzik konusunda da iyi bir iş çıkararak oyunu aklıma kazımayı başardı.

Hiç beklemediğim kadar başarılı bulduğum ve beni etkilemeyi başaran bir nokta oldu oyunun atmosferi. A Plague Tale Requiem Fransa’yı öyle güzel aktarıyor ki kara veba dönemindeki ortamlarını, insanlarını ve sokaklarını akılda kalıcı bir şekilde ortaya koymayı başarmış yapımcı firma. Manzaraların ambiyansının harika olması bir yana yaşayan şehir hissiyatını da çok güzel bir şekilde veriyor oyun. Bunu ara sıra diyaloglarla, şehrin içinde veyahut dışında yapılan etkinliklerle de destekliyor.

Maalesef şimdilik A Plague Tale Requiem, optimizasyon anlamında çok da iyi bir iş çıkarmıyor. Birçok insan optimizasyon konusunda sıkıntısı olduğunu dile getiriyor.

A-plague-tale-Requiem.jpg

A Plague Tale Requiem
8.5


İnceleme Puanı8.5


ArtılarHikayesi baştan sona sürükleyici ve bu yüzden unutulmaz bir deneyim sunuyor.Karakterler ve aralarındaki bağ güzel işlenmiş.Oyun sürekli olarak önünüze yeni bir şey sunarak taze kalmasını sağlıyor.Bulmacalar iyi denebilecek seviyede hazırlanılmış.Gizlilik ve fareler noktasında ilk oyunun üzerine eklenilmiş.Atmosfer, grafikler ve müzik yerinde ve hikayeye katkı sağlayacak şekilde kullanılmış.

EksilerOyunun temposu iyi ayarlanamamış.Boss'lar yetersiz, hatta yok denebilecek seviyede.



ÖzetA Plague Tale Requiem, beni şaşırtarak belki de onca oyun arasında bu senenin başında gelecek oyunlar arasında yer alıyor. Bir devam oyunu olarak Innocence'nin üstüne hikaye ve hikaye sunuşu, mekanik ve aksiyon anlamında koymayı başarmış diyebilirim. İyisiyle kötüsüyle çizgisel deneyime aç olanlar ve hikayeye önem verenlerin kaçırmaması gereken serinin devam oyunlarından bir tanesi olmuş.





A Plague Tale Requiem çıkış Fragmanı
 
Üst