KONU AÇ !

Topluluğumuzda Konular Açın ve Bize Ulaşın !

Yeni Konular !

Konulara Yorum Yapın ve Konunuzu Öne Çıkarın !

Bize Ulaşın !

Yöneticilerimiz Size 7/24 Yardımcı Olmak İçin Hazır !

SİLKROAD TÜRKİYE'NİN EN YENİ SİSTEMLİ VE MÜŞTERİ SEVGİSİYLE EN İYİ REKLAM PLATFORMLARINDAN BİTANESİ SROCENTER SEN YOKSAN Bİ KİŞİ EKSİK !

Açık Dünya Oyunlarında Yapmaktan Kendimizi Alıkoyamadığımız 8 Şey

srocenter Can

Forum Admin
Moderatör
Center Üyesi
Bilişim Sahibi
Çevirmen
Coder
Grafiker
Guild Master
Guild Üyesi
Reklamcı
Server Sahibi
Supporter
V.i.P
Katılım
18 Haz 2023
Mesajlar
15,991
Tepkime puanı
4
Puanları
38
Günümüzde gittikçe popülerleşenoyunları, sağladıkları seçenek ve genişlik ile birçok oyun severin gözdesi oluyor. Mini bir dünya gibi gözüken bu yapımlar, içerikleriyle bizleri büyülüyor, keşfetmemiz için baskı yapıyor. Elbette birçok oyun sever, bu deneyimleri sırasında açık dünyayı anlamak ve muziplik yapmak adına bazı şeyler de yapmıştır. Açık dünyanın ne kadar açık ve dolu olabildiğini görmek için yapılan içgüdüsel testlerdir bunlar.
Açık Dünya Oyunlarında Yapmaktan Vazgeçemediğimiz 8 Şey


Erişilemeyen yerlere ya da harita dışına gitmeye çalışmak
  • Kendimi bildim bileli açık dünyanın limitlerini zorlamak için karakterimle türlü şaklabanlıklar yapmışımdır. çıkamayacağımı bildiğim kayalara tırmanmaya çalışmış ya da haritanın en uzaklarına gitmek için denemeler yapmışımdır. Gittiğimde neler ile mi karşılaşacağım? Elbette her oyunda tahmin edemeyiz ama bizi itekleyen de bu değil midir? Örneğin The Witcher 3’de haritanın sonuna geldiğini söyleyen bir mesaj yahut Dragon’s Dogma’da denizde açıldığınız an Brine’ın ortaya çıkması… Hepsi meraktan!

NPC’lerle uğraşmak
  • Açık dünyada bizimle birlikte olan ve onlardan görev alabildiğimiz veya oturup bir iki çift laf edebildiğimiz başka insanlarla karşılaşmak çok güzeldir. Öte yandan bazen harika bir sinir çıkartma aracı olurlar, karakterimizin yaptığı aksiyonlara göre nasıl bir reaksiyon verebileceklerini düşünürüz. Özellikle Red Dead Redemption ya da GTA gibi suç temalı yapımlarda hepimiz bir iki NPC’ye “oyunlar” oynamışızdır. Amaç onların hayatını acınası kılmak değil: teknik anlamda oyunun kalitesini anlamak adına birtakım testler uygulamak…

Haritadaki tüm ikonları temizlemek
  • Ubisoft oyunlarına bir selam çakalım, şüphesiz buna ben de dahil olmak üzere birçok oyuncuyu ikon ve gidilmesi gereken yerlerle dolu bir haritaya alıştırdı. Birçok yan görevin ya da rastgele olayın geliştiği bu mekanlar, elbette sizi gitmeniz için zorlamıyor. Öte yandan haritaya baktığınızda suçluluk da duyuyorsunuz değil mi? Her bir ikonda neler bulacağım düşüncesiyle yolculuk etmek ve kendinizi ana hikaye yerine yan işlerle uğraşırken görmek… Far Cry 3’ü oynadığım sırada kendimi ikonlara gitmemekle ilgili şartlamış ama bir kıtayı baştan aşağı gezip artifact ararken bulmuştum. Bağımlılık bu bağımlılık!

Yüksek bir yerden etrafı kolaçan etmek
  • Manzara detaylarının göz aldığı bu tür yapımlarda en büyük zevkim olur kendileri. GTA gibiuçağa atlayıp şehri gezmekten bahsetmiyorum ama Horizon’da, Legend of Zelda’da yahut The Witcher 3’te Skellige gibi mekanlarda durup mutlaka bir tepeye çıkıp derin düşüncelere dalarım. çevrenin dinginliğini, grafiklerin güzelliğiyle birlikte adeta yutarım. İşte bu tür deneyimler, oyunların her zaman aksiyondan ibaret olmadığını ama bazen ruh dinlendirici ögeler de içerdiğini bize kanıtlıyor. Görev her zaman bekler, biz akıp giden zamana yoğunlaşalım…
witcher3.jpeg


Yüksek bir yerden aşağı düşmek
  • Yeter bu kadar durduk, derin düşüncelere daldık, şimdi ise atlama zamanı. Bunu hepimiz, belki her oyunda karakterimize yaptık. Yüksekten kendimizi bıraktık, rüzgarı sert bir şekilde hissettik ve karakterimizi öldürdük. Neler olacağını, nasıl bir animasyon gireceğini, ne tür bir mesaj çıkacağını merak ettik. Ben asla böyle bir şey yapmam diyenler; Minecraft’ta ya da Roblox’ta ölüm sesleriyle dalga geçerken iyiydi. Karakter bunu durduk yere de çıkarmıyor sonuçta?

Kuralları takmadan oynamak
  • Açık dünyanın fiziksel limitlerinden bahsettik ama soyut sınırlarından hiç bahsetmedik. Kimimiz açık dünya içerisinde ki çoğunlukla başka insanların bulunduğu yerlerde kuralların ne kadar esnetilebileceğini denemek istedik. Özellikle GTA, milyonlarca oyun severin içindeki sadisti dışa vurmada ne kadar etkili olduğunu kanıtladı. Görev sonrasında aniden gelen ve ruhu dinlendirme adı altında çevreye muhakkak kaos kusmuşuzdur.

Gündüz/gece ve hava döngüsünün tadını çıkarmak
  • Açık dünya oyunlarının en güzel eğlencelerinden birisi de gün ve havanın değişimidir. Tek bir hava durumu herkesi sıkar ama güneşli gökyüzünden kapkara bulutlarla kaplı yağmurlu bir hale bürünmesi, birçok oyun sever için en büyük mutluluklardan biridir. Müziklerden görev içeriklerine ve çıkan canavarlara dek yepyeni çeşitlilik sunan bu döngü, aynı zamanda ruhsal bir dinginlik de verir. Örneğin yağmurlu havada dışarıyı seyretmek, en sevdiğim aktivitedir. Neden oyunlarda da görmeyelim?

Fast Travel’ı gereğinden sık kullanmak

Fast Travel, açık dünyada dolaşmak için bir kolaylıktır. Uzak yerlere gitmek veya ana görevle haşır neşir olmak için oyun severlere sunulsa da bir süre sonra sık kullanmaya başlarız. Sanki açık dünya başlı başına bir külfetmiş de kaçınmak için her yolu denememiz gerekiyormuş gibi harita üzerinden fast travel’a sarılırız. Öte yandan keşif hissimizi de içten içe öldürmüş oluruz. Mutlaka olması gereken bir özellik olması bir yana açık dünyayı ilgi çekici kılmak ile fast travel özelliğini sık kullanmamak kurulması zor bir dengedir. Elden Ring, bu özelliğe sahip olmasına rağmen birçok oyuncu sadece başı sıkıştığında bunu kullanmaktadır zira açık dünya, keşfedilmesi zevkli ve içinden ne çıkacağı bilinmeyen bir Pandora Kutusu’dur.
 
Üst