Alan Wake 2 İnceleme

[srocenter Can]

Alan Wake 2 inceleme yazımı hazırlamak için masanın başına oturduğumda kendimi biraz da Writerâs Room (Yazar Odası)’da daktilosunun başına geçmiş Alan Wake gibi hissettim. Zihnimde o kadar çok şey dönüp durmasına rağmen sözcüklerimin beni nereye götüreceğinden tam olarak emin değildim. İşte Alan Wake 2‘nin bana hissettirdiği şey de tam olarak bu oldu.

Geliştirici ekip Remedy Entertainment, Control sonrası korku severleri hemen hemen her şekilde memnun edecek bir proje ile bizleri karşıladı. Serinin hayranlarının on yılı aşkın süredir beklediği bir devam oyunundan bahsediyoruz burada… Alan Wake 2, bir devam oyunundan daha fazlasını sunuyor. Tüm detaylarıyla Alan Wake 2 inceleme yazımız yayımda!
Alan Wake 2 İnceleme




İlk oyundaki şirin göl kenarı kasabası Bright Falls ile acımasız ve kanlı bir şekilde yeniden tanışıyoruz. FBI Ajanı Saga Anderson ve ortağının ritüelistik bir cinayet nedeniyle Bright Falls’a gelmesiyle oyunumuz başlıyor. Oyunun ilk saatlerinde kendinizi klasik bir cinayetin gizemini çözümlendirmeye çalışırken bulacaksınız.

Bu noktada yapım, türün tüm özelliklerini çarpıcı bir ustalıkla yansıtıyor. Ajan Saga Anderson ile oynadığım bölümlere hayran kaldım. E bu anlattıklarının Alan Wake ile ne alakası var diyenlerden misiniz? Merak etmeyin, Remedy’nin en iyi yaptığı şeyi yapması gerçekten uzun sürmüyor: tuhaflaşmak!

Saga’nın ortağı Alex Casey sadece Alan Wake’in en popüler dedektiflerinden birinin adını değil, aynı zamanda Yaratıcı Yönetmen Sam Lake’in benzerliğini de paylaştığından, bu bazıları için tuhaflıklar silsilesini en başından başlatacaktır. Alex Casey tiplemesi, geliştiricinin ördüğü meta-gizem ağındaki ilk iplikçiklerden sadece biri.

17-23 saatlik hikayenin derinliklerine indikçe olay örgüsü daha garip ve etkileyici hale gelmeye başlıyor. Hikayeden büyülendiğimi söylemek yaşadığım deneyimin yanında hafif kalır. Bu yıl çıkan oyunlar ile karşılaştırıldığında Alan Wake 2 benim için başka bir seviyede. Hatta bambaşka bir gezegende.

Yeni nesil Resident Evil oyunlarında yer alan üçüncü şahıs perspektifi ile atmosfere derinlik kazandırılmış ve AW2 grafiksel olarak PS5’teki çoğu oyunu kolaylıkla gerisinde bırakıyor. Buna PS5’in özel oyunları da dahil. Oyunun belirli bir noktasında Alan veya Saga olarak görevler arasında seçim yapabiliyorsunuz. Saga’nınkine geçmeden önce Alan’ın hikayesine ara verebilir veya tam tersini yapabilirsiniz.

Ben şahsen her bölümden sonra ikisi arasında geçiş yaparak hikayeyi ilerletmeyi tercih ettim, bu da kusursuz bir tempo ile hikayenin kesintisiz sürdürülebilirliğini sağladı. Her iki karakterimizin de kendine has görev stili var ve asla sıkıcı bir an ya da “yine mi bu” dediğim bir bölüm yapısıyla karşılaşmadım.

Alan Wake 2, hikaye anlatımındaki romanvari havasıyla seriye sadık kalıyor. Geri dönen bölümsel yapı, hem yeni hem de eski tuhaf yan karakterler ve neyin gerçek olduğunu sorgulamanıza neden olacak tüyler ürpertici şüpheler ile güçlendirilmiş bol miktarda bükülme oyunda sizleri bekliyor. İlerledikçe daha da iddialı hale gelen hikayeye doyamadım.

Yapım, tüylerimi diken diken eden anlara ve kısa sürede unutamayacağım ürpertici bölümlerle dolu. Tüm bunlar kolaylaştırılmış bir oyun deneyimi ile destekleniyor. Hala bir düşmanın beynini patlatmadan önce onu ışıkla zayıflatmak durumundasınız ancak burada ilk oyundaki kadar karmaşık ve zorlu bir kontrol şemasının sizleri beklediği düşüncesine kapılmayın.

Orijinal oyundaki şarj edilebilir pillerden vazgeçilmesi ve belirli sayıda ışık şarjı sistemine geçiş yapılması, karanlık alanların derinliklerine inerken pil konusunda çok daha bilinçli olmanız anlamına geliyor. Yeni perspektif kesinlikle tabiri caizse siperde olduğunuzu hissettiriyor. Genişleyen silah envanteriniz ve bir dereceye kadar taktiklerinizle mücadeleler, savunmasız hissetmenize engel olmuyor.

Tek hayal kırıklığım, düşman çeşitliliğinin Bright Falls’taki ilk gezimize oldukça benzer kalması. Resident Evil 2’de bir Licker ile ilk karşılaştığınızda hissettiğiniz o tüyler ürpertici duygu asla yok.

Grafiklere ek bir parantez açmam gerektiği görüşündeyim. İster Cauldron Lake’i çevreleyen sık ormanları, ister The Dark Place’teki New York’un kabus gibi yorumunu keşfediyor olun, Remedy’nin elde ettiği ayrıntı ve görsel parıltı şaşırtıcı olmaktan başka bir şey değil. Özellikle ışıklandırma, bir fotoğraf modu için yalvarmanıza neden olacak.

Neyse ki çok beklemeyeceğiz, Remedy, Fotoğraf Modu özelliğini gelecek güncellemelerde yayınlayacağını belirtti. Daha da etkileyici olan şey, Alan Wake 2’nin büyük bir teknik başarı ile çıkışını gerçekleştirmiş olması. Oyunun neden önceki nesilden vazgeçtiğinin en büyük cevabı burada yatıyor. Yükleme süreleri yok denecek kadar az.

Spider-Man 2’nin hızlı seyahat sistemi kadar gösterişli olmasa da, bir karakterden diğerine geçiş hızı etkileyici bir performans ortaya koyuyor. PS5 kontrolcüsü DualSense de iyi bir iş çıkarıyor. Oyun 60 FPS Performans ve 30 FPS Kalite Modları arasında seçim yapmanıza olanak sağlıyor. Herhangi bir zamanda söz konusu modlar arasında geçiş yapabilirsiniz. Tercih sizin!

İnceleme yazımızı toparlayacak olursak, bir zamanlar çözüldüğü düşünülen bir gizem gibi, Alan Wake 2 de kendi türünde nelerin mümkün olabileceğine dair dosyayı yeniden açıyor.

Remedy’nin burada hazırladığı şey herkese hitap etmeyebilecek kadar dolambaçlı hissettiriyor ancak geliştirici bu iddialı devam oyununa o kadar çok heyecan verici ve benzersiz fikir sığdırmış ki, yüzünüzde gergin bir gülümsemeyle oynamaktan kendinizi alamıyorsunuz. Alan Wake 2, kaçırmak istemeyeceğiniz tuhaflıklar ve gizemlerle dolu.

İlginizi çekebilir:Â

Peki siz Alan Wake 2 inceleme yazımız hakkında ne düşünüyorsunuz? Oyunu satın almayı düşünüyor musunuz? Düşüncelerinizi hemen aşağıda yer alan yorumlar sekmesi üzerinden bizlerle paylaşmayı unutmayın.