srocenter Can
Forum Admin
Moderatör
Center Üyesi
Bilişim Sahibi
Çevirmen
Coder
Grafiker
Guild Master
Guild Üyesi
Reklamcı
Server Sahibi
Supporter
V.i.P
- Katılım
- 18 Haz 2023
- Mesajlar
- 15,298
- Tepkime puanı
- 4
- Puanları
- 38
Başlıklar
Prince of Persia serisinin son oyununun çıkışının ardından Ubisoft yeni bir oyuna hazırlanıyordu. Yeni POP oyunu ile tekrardan piyasaya bomba gibi düşmeyi planlıyordu. Ancak bu planlamalar yapılırken oyunun POP oyunları gibi olmadığı kanaatine varıldı. Başka bir isimle mi çıkarsak diye ortaya atılan bir kıvılcımın yangına dönüşmesi ile beraber ise bugün incelemesini yazdığım bu arkadaş karşımıza çıktı. Assassin’s Creed! Assassin’s Creed 1 İnceleme konunumuz
HİKAYE
Masyaf Kalesinin önemli suikastçilerinden biri olan Altair ve 2 arkadaşı önemli bir göreve gönderilir. Bu görevin amacı kutsal olduğu düşünülen ve Tarikatçıların peşinde olduğu önemli bir nesneyi düşmanlardan önce ele geçirmektir. Bu önemli nesnenin bulunduğu yere geldikleri zaman Tapınakçıların onlardan önce oraya vardıklarını gören suikastçilerden iki tanesi, işi riske etmeden kimseye görünmeden daha güvenli bir yol ile nesneyi ele geçirmenin doğru olduğunu söyler.
Ancak rütbe olarak onlardan daha yüksek olan Altair bunun saçma bir fikir olduğunu, direkt saldırarak hem düşmanları öldürmeyi hemde nesneyi almayı tercih eder. Ancak Tapınakçılar arasında önemli bir komutan olan Robert de Sable Altair ve arkadaşlarını mağlup eder. Olay yerinden kaçmayı başaran Altair Masyaf Kalesine geri döner. Geride bıraktığı 2 suikastçiden bir tanesi geri döner ve diğerinin orada can verdiğini ustası Al Muallim’ e bildiri. Bunu öğrenen Al Muallim Altair’ e çok kızar.
Kaçarken Tapınakçıları da peşine takan Altair yüzünden düşmanlar Masyaf Kalesinin önüne gelir. Al Muallim’ in kurduğu bir oyunla düşmanı alt etmeyi başarırlar. Ancak yaptıklarının bedelini ödemesi için Al Muallim Altair’ in rütbesini çıraklığa düşürür ve tekrardan o seviyeye gelmesi için 7 tane Tapınakçı liderini öldürmesi gerektiğini söyler.
Bunların yanı sıra hikayemizin ana konusu Animus dediğimiz aletin dışında yer alıyor. Desmond Miles adında bir barmenin kaçırılıp Abstergo şirketinde Animus adında bir makineye bağlanması ile olaylar bilim kurgulaşıyor. Altair ve nicelerinin torunu olan Desmond aracılığı ile Abstergo Cennetin Elması adı verilen kutsal bir eşyanın peşine düşmüş bulunuyor.
Hikayenin başlangıcını ve günümüzde geçen kısmını şöyle ufaktan bir patlattık. Zaten artık bilmeyen çok az kişi kaldı.
İLGİLİ İçERİK
OYNANIŞ
Assassin’s Creed 1 aksiyon oyunudur. Açık Dünya olmaya çalışmış ancak teknolojik nedenlerden veya tembellikten dolayı Açık Dünya olamamış bir oyundur. Özünde eğlenceli ve gerçekçi savaş mekanikleri olmasına rağmen belirli sebeplerden dolayı çabuk sıkan bir oyuna dönüşmüştür.
Sıkıcı olmasındaki en büyük nedenlerden biri ana görevlerin dizaynı. Görevlerin kendileri değil kesinlikle. O göreve ulaşmak için yapmamız gereken belli başlı etkinlikler. Örnek vermek gerekirse bir yere oturup birini dinlemek. Gidip birini kurtarmak. Birinin cebinden bir şey çalmak. İlk yaptığınız zaman gayet eğlenceli oluyor ancak her gittiğiniz yerde sürekli olarak bunları yapınca bıkıyorsunuz. Hatta oyundan nefret edip bilgisayarla beraber çöpe atmak istiyorsunuz. Oyunun en büyük sorunu kendini felaket derecede tekrar ediyor olması. Umut vadeden o kadar çok yanı olmasına rağmen bu özelliği her şeyi bir kenara attırıyor.Â
Onun dışında dövüş mekanikleri oyun ilerledikçe öyle çok değişmiyor. Bir kaç yeni alete sahip olduğumuz zaman birazcık çeşitlense bile 10 saat uzunluğunda olan bir oyun için kesinlikle yetersiz. Hele ki o kadar sıkıcı görevler yaparken zerre umrunuzda olmuyor aldığınız yeni özellikler falan. Oyundan tamamen uzaklaştıran bir sorun var olduğu sürece diğer her şey önemsiz kalıyor.
GRAFİK ve VESAİRE
Oyunun grafiklerini tabii ki bugüne göre yargılamak saçma olur. çıktığı zamana göre oldukça güzel grafikleri var bence. 2007 senesine göre güzel yüz dokuları oluşturulmuş. Şehir manzaraları her Assassin’s Creed oyununda olduğu gibi gayet güzel. Atmosferik olarak hiçbir problemi yok neredeyse. Neredeyse dedim çünkü oyun bana nerede olduğumu hissettiremiyor pek. Bu AC oyunlarının çoğunda olan bir şey zaten. Ülkenin mekanın neresi olduğunu oyuna biraz daldıktan sonra unutuyoruz. Ha Suriyedeyim ha İspanyadayım hissetmiyorum ki orada olduğumu. Üzücü gerçekten.
SONUç
Sonuç olarak çıktığı döneme göre bile vasat bir oyun var elimizde. Günümüz standartları ile bakarsak durum daha da kötü. Potansiyeli yüksek olmasına rağmen eksik dokunuşlar ve yanlış tercihler ile umut vadetmekten uzaklaşan bir oyun konumunda. Tabii Ubisoft akıllanıp bu yanlışların hepsini Assassin’s Creed 2 ile toparladı. Ama sonuç olarak bu oyun gerçekten kötü. Assassin’s Creed 1 İnceleme konumuz bu kadardı arkadaşlar!
PUAN: 45/100
Youtube kanalını takip etmeyi unutmayın arkadaşlar!
Prince of Persia serisinin son oyununun çıkışının ardından Ubisoft yeni bir oyuna hazırlanıyordu. Yeni POP oyunu ile tekrardan piyasaya bomba gibi düşmeyi planlıyordu. Ancak bu planlamalar yapılırken oyunun POP oyunları gibi olmadığı kanaatine varıldı. Başka bir isimle mi çıkarsak diye ortaya atılan bir kıvılcımın yangına dönüşmesi ile beraber ise bugün incelemesini yazdığım bu arkadaş karşımıza çıktı. Assassin’s Creed! Assassin’s Creed 1 İnceleme konunumuz
HİKAYE
Masyaf Kalesinin önemli suikastçilerinden biri olan Altair ve 2 arkadaşı önemli bir göreve gönderilir. Bu görevin amacı kutsal olduğu düşünülen ve Tarikatçıların peşinde olduğu önemli bir nesneyi düşmanlardan önce ele geçirmektir. Bu önemli nesnenin bulunduğu yere geldikleri zaman Tapınakçıların onlardan önce oraya vardıklarını gören suikastçilerden iki tanesi, işi riske etmeden kimseye görünmeden daha güvenli bir yol ile nesneyi ele geçirmenin doğru olduğunu söyler.
Ancak rütbe olarak onlardan daha yüksek olan Altair bunun saçma bir fikir olduğunu, direkt saldırarak hem düşmanları öldürmeyi hemde nesneyi almayı tercih eder. Ancak Tapınakçılar arasında önemli bir komutan olan Robert de Sable Altair ve arkadaşlarını mağlup eder. Olay yerinden kaçmayı başaran Altair Masyaf Kalesine geri döner. Geride bıraktığı 2 suikastçiden bir tanesi geri döner ve diğerinin orada can verdiğini ustası Al Muallim’ e bildiri. Bunu öğrenen Al Muallim Altair’ e çok kızar.
Kaçarken Tapınakçıları da peşine takan Altair yüzünden düşmanlar Masyaf Kalesinin önüne gelir. Al Muallim’ in kurduğu bir oyunla düşmanı alt etmeyi başarırlar. Ancak yaptıklarının bedelini ödemesi için Al Muallim Altair’ in rütbesini çıraklığa düşürür ve tekrardan o seviyeye gelmesi için 7 tane Tapınakçı liderini öldürmesi gerektiğini söyler.
Bunların yanı sıra hikayemizin ana konusu Animus dediğimiz aletin dışında yer alıyor. Desmond Miles adında bir barmenin kaçırılıp Abstergo şirketinde Animus adında bir makineye bağlanması ile olaylar bilim kurgulaşıyor. Altair ve nicelerinin torunu olan Desmond aracılığı ile Abstergo Cennetin Elması adı verilen kutsal bir eşyanın peşine düşmüş bulunuyor.
Hikayenin başlangıcını ve günümüzde geçen kısmını şöyle ufaktan bir patlattık. Zaten artık bilmeyen çok az kişi kaldı.
İLGİLİ İçERİK
OYNANIŞ
Assassin’s Creed 1 aksiyon oyunudur. Açık Dünya olmaya çalışmış ancak teknolojik nedenlerden veya tembellikten dolayı Açık Dünya olamamış bir oyundur. Özünde eğlenceli ve gerçekçi savaş mekanikleri olmasına rağmen belirli sebeplerden dolayı çabuk sıkan bir oyuna dönüşmüştür.
Sıkıcı olmasındaki en büyük nedenlerden biri ana görevlerin dizaynı. Görevlerin kendileri değil kesinlikle. O göreve ulaşmak için yapmamız gereken belli başlı etkinlikler. Örnek vermek gerekirse bir yere oturup birini dinlemek. Gidip birini kurtarmak. Birinin cebinden bir şey çalmak. İlk yaptığınız zaman gayet eğlenceli oluyor ancak her gittiğiniz yerde sürekli olarak bunları yapınca bıkıyorsunuz. Hatta oyundan nefret edip bilgisayarla beraber çöpe atmak istiyorsunuz. Oyunun en büyük sorunu kendini felaket derecede tekrar ediyor olması. Umut vadeden o kadar çok yanı olmasına rağmen bu özelliği her şeyi bir kenara attırıyor.Â
Onun dışında dövüş mekanikleri oyun ilerledikçe öyle çok değişmiyor. Bir kaç yeni alete sahip olduğumuz zaman birazcık çeşitlense bile 10 saat uzunluğunda olan bir oyun için kesinlikle yetersiz. Hele ki o kadar sıkıcı görevler yaparken zerre umrunuzda olmuyor aldığınız yeni özellikler falan. Oyundan tamamen uzaklaştıran bir sorun var olduğu sürece diğer her şey önemsiz kalıyor.
GRAFİK ve VESAİRE
Oyunun grafiklerini tabii ki bugüne göre yargılamak saçma olur. çıktığı zamana göre oldukça güzel grafikleri var bence. 2007 senesine göre güzel yüz dokuları oluşturulmuş. Şehir manzaraları her Assassin’s Creed oyununda olduğu gibi gayet güzel. Atmosferik olarak hiçbir problemi yok neredeyse. Neredeyse dedim çünkü oyun bana nerede olduğumu hissettiremiyor pek. Bu AC oyunlarının çoğunda olan bir şey zaten. Ülkenin mekanın neresi olduğunu oyuna biraz daldıktan sonra unutuyoruz. Ha Suriyedeyim ha İspanyadayım hissetmiyorum ki orada olduğumu. Üzücü gerçekten.
SONUç
Sonuç olarak çıktığı döneme göre bile vasat bir oyun var elimizde. Günümüz standartları ile bakarsak durum daha da kötü. Potansiyeli yüksek olmasına rağmen eksik dokunuşlar ve yanlış tercihler ile umut vadetmekten uzaklaşan bir oyun konumunda. Tabii Ubisoft akıllanıp bu yanlışların hepsini Assassin’s Creed 2 ile toparladı. Ama sonuç olarak bu oyun gerçekten kötü. Assassin’s Creed 1 İnceleme konumuz bu kadardı arkadaşlar!
PUAN: 45/100
Youtube kanalını takip etmeyi unutmayın arkadaşlar!