Black the Fall incelemesi

[srocenter Can]

Bugüne kadar “Ha çıktı, ha çıkacak” diye merakla beklenen Black the Fall’a ait yeni ekran görüntüleri haber sitelerini süslemeye başladı. 2017’nin ilk çeyreğinde resmen satışa çıkacağı tahmin edilen oyun, son dönemde popüler olan Limbo ve Inside gibi indie yapımlara çok benziyor. Yatay bir eksende ilerleyen ve iç karartıcı grafiklere sahip olan yapım, Square Enix Collective isimli kuluçka platformundan onay aldıktan sonra geliştirildi.

2014 yılında Kickstarter isimli fon toplama sitesinden yeteri miktarda yatırım almayı başaran oyun Sand Sailor Stüdyosunca tasarlandı.

2017’nin ilk aylarında hem PC, hem de oyun konsolları için yayınlanacak olan oyun, komünist bir distopyada geçiyor. Kahramanımız ise Black isimli fabrika işçisi. Üstlerine karşı itaatkar bir fabrika işçisi olan Black, nihayet bir fırsatını bulup baskıcı dikta rejiminden kaçma girişimine kalkışır. Ancak özgürlüğe doğru giden yol çeşitli bulmacalar, uçurumlar ve tehlikelerle doludur. Black’i özgürlüğüne kavuşturmak için ona yardımcı olmanız ve karşınıza çıkan tüm engelleri birer birer aşmanız gerekiyor.

Oyunun tanıtım videosunda da görebileceğiniz üzere gerçekten kafa karıştırıcı ve zorlayıcı bulmacalar Black The Fall’da sizleri bekliyor olacak. Bölüm sonuna doğru ilerlerken karşınıza çıkan beyin yıkama merkezleri ve korkutucu binalar kesinlikle kaliteli bir şekilde modellenmiş. Komünist bir distopyada olması gereken hemen her öğe oyundaki yerini almış.

Aşağıda yer alan ekran görüntüleri de bunun bir kanıtı.