KONU AÇ !

Topluluğumuzda Konular Açın ve Bize Ulaşın !

Yeni Konular !

Konulara Yorum Yapın ve Konunuzu Öne Çıkarın !

Bize Ulaşın !

Yöneticilerimiz Size 7/24 Yardımcı Olmak İçin Hazır !

SİLKROAD TÜRKİYE'NİN EN YENİ SİSTEMLİ VE MÜŞTERİ SEVGİSİYLE EN İYİ REKLAM PLATFORMLARINDAN BİTANESİ SROCENTER SEN YOKSAN Bİ KİŞİ EKSİK !

Castlevania: Nocturne Anime Dizisine Derinlemesine Bir Bakış

srocenter Can

Forum Admin
Moderatör
Center Üyesi
Bilişim Sahibi
Çevirmen
Coder
Grafiker
Guild Master
Guild Üyesi
Reklamcı
Server Sahibi
Supporter
V.i.P
Katılım
18 Haz 2023
Mesajlar
15,992
Tepkime puanı
4
Puanları
38
Bir zamanların efsanesi olan Konami’nin, yine bir zamanlar efsane olmuş metroidvania oyun serisi Castlevania, sahip olduğu birçok oyunun yanında 2017 yılında yayın hayatına başlayan Netflix animasyon serisiyle de genel bir izleyici kitlesinin önüne çıkmıştı.

Şahsen çok beğenerek izlediğim ve evreni detaylandırması olsun, karakter arka plan hikayelerinin derinliği olsun, aksiyon sahnelerinin göze hoş gelecek şekilde yedirilmesi olsun, dört sezonlukdizisi beni genel anlamda çokça tatmin eden bir işti.

İlk animasyon serisinin baş yönetmenleri olan Sam Deats ve Adam Deats kardeşler, projenin belli düzeyde bir başarı elde etmesinden dolayı bizi bu sefer Castlevania: Nocturne spin-off serisi ile karşılıyorlar. Bu yazımızda da bol bol ilk yapıma nispet yaparcasına bol karşılaştırmalı bir şekilde Nocturne’u ele alacağız.
Castlevania Evrenine Kısa Bir İlk Bakış


Yapım, bizi ilk serideki ana olay örgüsünden yaklaşık 300 yıl sonrasında, Fransız İhtilalinin yaşandığı 18. yüzyılın sonlarında karşılıyor. Kilise ve yozlaşmış Hristiyan kültüründen bıkmış bir devrimci halk, geleneklerinden ödün vermeyen dinci gruplar, güneşe karşı olan zaaflarını hâlen daha yenememiş kızgın ve aynı zamanda bıkkın vampir dostlarımız… Kısaca dünyaya tam bir kaos hâkim ve her şeyin bulunduğu düzende devam ediyor olmasının tek sebebi, evrenin pamuk ipliği üzerinde bir şekil dengede kalıyor olması. Fakat bu sistem tabii ki çok uzun süre hayatta kalamıyor ve bu da yeni serüvenlerin başlamasına sebep oluyor.
unnamed-file.jpg

Senaryo (Spoiler)


Hikâyemiz, ilk seriden de âşina olduğumuz özelden genele mantığıyla karakterler üzerinden katman katman işleniyor. Bu sayede ilk başlarda karakter derinliğine odaklanan senaryo, yavaş yavaş olay örgüsüne kendini kaptırarak gelişiyor. Daha ilk sahneden vampir avcısı Belmont hanedanın son üyelerinden olan Richter Belmont’un daha çocuk hâliyle, Olrox isimli vampir-ejder karışımı biri tarafından annesinin öldürülmesine şahit olmasıyla birlikte başlıyor ana karakterimizin yolculuğu.

Bundan sonra ise büyük bir zaman aralığı bırakılıp Richter’ın, Maria ve annesi Tera ile ekipçe devrimci grupları organize ettiğini görüyoruz. Bu üçlünün nasıl tanışıp nasıl bir araya geldiği hatta ve hatta Richter’ın ilerleyen bölümlerin birinde, bu ikiliyle çok uzaktan akraba olduğunu söylemesi sonucu bu kan bağının kökü, biraz oldu bittiye getirilmiş arka planı doldurulmamış bir hikaye olarak gözüktü gözüme. Daha ilk sezon olmasından dolayı, büyük ihtimalle bu detayları sonraki zamanlarda flashbackler eşliğinde açıklayacaklarını da düşünüyorum.
3.jpeg


Ve orijinal seriyi izlemeyenler için Belmont soyunun, geçmişte Trevor Belmont ve Sypha Belnades birlikteliğinden kazandığı genetik güç karışımını diyalogların arasında sıkıştırıp izleyicinin gözüne sokmadan anlatması da ekstra pozitif bir durum olmuş. Netflix yapımların genelinde tam tersi şekliyle maruz kaldığımız bu durum, yapımı izleyenlerin yaşananları anlamlandırması için çaba sarf etmesine ve boş gözlerle takip etmemesini sağlıyor.

Castlevania: Nocturne, içerisinde her ne kadar markanın temelini de oluşturan vampirler ve yaratıklar üzerinden bir şeyler anlatmaya çalışsa da sonlara doğru ciddiye binen “insanoğlunun kökünü kazıyacak Vampir Mesih” kişiliği ve bunun vampir türü içerisinde bıraktığı etki üzerinde yeterince durmadığını düşünüyorum. Özellikle olay örgüsünün daha hızlı işlemesi adına sezonun ortasında bir anda Richter’ı sürekli gözetleyip Tera üzerinden koruduğunu belirten Juste Belmont karakterinin (yani Richter’ın dedesi) Richter’in büyü güçlerini geri kazanmasının ardından bir daha gözükmemesi de senaryodaki gerekliliğini sorgulatmadı desem yalan olur.
4.jpeg


Gözüme çarpan bir başka olumsuz durum da gereksiz dramlardan çoğu yerde kaçınılmış olmasına rağmen özellikle Maria karakteri üzerinde çok da mantıklı bulmadığım bir aile dramasının dönmesi oldu. Final anlarında artık geri dönüşün de imkansız olduğu olayların ortasında bile bu Leyla ile Mecnun’dan kopma gibi duran sahnelerin senaryoya yedirilmeye çalışılması, dizinin ana odağını biraz da olsa kaybetmesine neden olmuş.

Bahsettiğim genel olumsuzluklar haricinde Castlevania: Nocturne, sürükleyici kalmayı başaran olay örgüsü ve mükemmel olmasa da belli bir derinliği yakalayabildiği karakterleriyle izleyenleri sıkmayacak düzeyde bir portre çizmiş. Fiziksel mücadele kadar zihinsel mücadelenin de çok değerli olduğu Fransız İhtilali dönemindeki kaos, hiç de fena olmayan bir şekilde sunulmuş ve sonraki sezon ya da sezonlar için çok büyük potansiyel değer taşıyan bir şekilde senaryonun önü açık bırakılmış. Son olarak da final sahnesinde Alucard’ın güzel bir şekilde ortaya çıkması da şaşırtıcı olmasının yanında çok da iyi sunulduğunu söyleyebilirim.
12.webp

Karakterler


Castlevania: Nocturne, değişen seri ve 300 yıllık zaman diliminin ardından yeni fikirsel cepheler ve olayların yanında tabii ki karakterleriyle de öne çıkan bir yapım. Duyurulduğu günden bugüne özellikle üstünde durdukları Richter Belmont karakteri, gençliğinin getirdiği toylukla birlikte 3 asır önceki atası Trevor Belmont’u da karakteristik özellikleri bakımından aratmayan biri olmuş ki bu sevindirici bir durum.

Kendi iyiliği için sık sık tartışmalı hareketler yapmaktan çekinmeyen ejder-vampir karışımı Olrox karakteri, çocukluğundan gelen kölelik anıları yüzünden hayata karşı sert bakış açısına sahip Annete ve onun dostu Edouard ile olan ilişkisi, bazı zamanlar gereksiz dramatize ettiği anlarla boğuşsa da içerisindeki dini inancı gerçeklikle harmanlamada zorlanan başrahip Abbot da yine fena işlenmeyen karakterlerdendi.

Bu olumlu anlamda işlenen karakterlerin yanında yine seride belli ki önemli bir yeri olan Maria’nın ana karakterlerden biri olmasına rağmen çok üzerine gidilmemiş ve kişiliksiz bir karakter olarak bir tık arada kalmış. Aynı şekilde annesi Tera da senaryo kısmında bahsettiğim aile dramasının büyük oranda kurbanı olmuş ve insan haliyle bir tık harcanmış.
123.webp


Tüm saydıklarım bir yana, Castlevania: Nocturne’daki en büyük eksiklerden biri bence vampir ırkının çok ön plana çıkamaması, özellikle Vampir Mesih Erzsebet ile sağ kolu Drolta’nın serideki gerekli gerilimin baş mimarı olmalarına rağmen karakter derinlerine inme konusunda Richter ve arkadaşlarının gölgesinde kalmaları biraz eksik hissettiriyor.

Karakter tanımlamaları, işlenişi; vampir bakış açısından dengenin tam kurulamaması ve bazı gereksiz dramalara malzeme olmaları haricinde güzel bir şekilde halledilmiş ve Castlevania evreninin devamı için güzel bir altyapı kurulmuş.
Görsellik


Castlevania: Nocturne, Netflix’in son zamanlarda yaptığı animasyon işlerinden âşina olduğumuz şekilde bir görsel kalite vadediyor. Netflix’in önceki uyarlama projelerinden olan; Dota: Dragon’s Blood, Dragon Age: Absolution ve tabi ki Castlevania’daki animasyon kalitesi ile görsel tarz hoşunuza gidiyorsa, Castlevania: Nocturne’a da gözünüz hızlıca alışacaktır. Şahsen orijinal serideki görsel tarzı ve özellikle aksiyon sahnelerini seven biri olarak bu yapımda da dövüş sahnelerinin yükünün altından güzel kalktıklarını düşünüyorum.
8.jpg


Aksiyon sekansları genel olarak güzel ama dizi içerisinde projenin aceleye gelmesinden yahut ekibin işi yetiştirememe korkusundan dolayı özellikle final anlarında en önemli dövüşlerin yaşandığı sırada kare sayısında ciddi bir azalma sezdim. Tam bir animasyon gibi değil de hızlı hızlı kaydırılan fotoğraflar gibi duran ve akıcılıktan uzak olan bu sahneler az da olsa (özellikle sezon finaline doğru) bulunuyor. Fakat görsel anlamda yapımın, orijinal Castlevania’dan altta kalır bir yanı yok diyebilirim.
Genel Değerlendirme


Castlevania: Nocturne, çok büyük olmasalar da barındırdığı olumsuzluklara rağmen izlenmeye değer bir yapım olmuş. Kendinizi kaptırabildiğiniz olay örgüsü, güzel dövüş sahneleri, karakterlerin arka planlarının güzel dallandırılması gibi sizi içine çeken özellikleriyle birlikte başarılı diyebileceğimiz oyun uyarlamalarının arasına girmiş. Bu alanda formülü iyi tutturan Netflix, daha yeni duyurduğu Devil May Cry ve Tomb Raider projeleriyle de sağlam işlere imza atmayı hedefliyor gibi görünüyor.
 
Üst