KONU AÇ !

Topluluğumuzda Konular Açın ve Bize Ulaşın !

Yeni Konular !

Konulara Yorum Yapın ve Konunuzu Öne Çıkarın !

Bize Ulaşın !

Yöneticilerimiz Size 7/24 Yardımcı Olmak İçin Hazır !

SİLKROAD TÜRKİYE'NİN EN YENİ SİSTEMLİ VE MÜŞTERİ SEVGİSİYLE EN İYİ REKLAM PLATFORMLARINDAN BİTANESİ SROCENTER SEN YOKSAN Bİ KİŞİ EKSİK !

Dead Space Remake İncelemesi

srocenter Can

Forum Admin
Moderatör
Center Üyesi
Bilişim Sahibi
Çevirmen
Coder
Grafiker
Guild Master
Guild Üyesi
Reklamcı
Server Sahibi
Supporter
V.i.P
Katılım
18 Haz 2023
Mesajlar
15,992
Tepkime puanı
4
Puanları
38
2008, şüphesiz ki bizlere oyun dünyasındaki birçok mükemmel oyunu tanıtan yıllardandır. GTA 4, Devil May Cry 4, Left 4 Dead, Metal Gear Solid 4 ve Fallout 3 gibi sayısız güzel oyun, oyuncularla buluştu. Ancak o yıl içerisinde bir oyun çıktı ki hayatta kalma korku türüne yeni bir boyut kazandırdı ve oynayanları mest etti. Tabii ki bu oyun Dead Space’ten başkası değil.

Electronic Arts, o yıllarda güncel anlamdaki gibi online oyunlara yönelmeyip tek kişilik oyunlara yatırım yaptığından dolayı bir sürü iyi işe imza atmaktaydı. Dead Space ise o arkada kalan yılların meyvelerinden sadece birisi. 2008 yılında Visceral Games tarafından geliştirilen Dead Space, içerdiği atmosfer ve yalnızlık hissiyle birçok hayatta kalma korku severi tatmin edecek oynanış özellikleriyle ortaya çıkmıştı. Bunlardan en bilinen örneği kafasına sıkmamız gereken düşmanları öldürmek için uzuvlarını koparmamız gerekmesidir.

Visceral Games’in başarısının ardından sahne ışıkları şimdi ise Motive Studio üzerinde bulunuyor. çıkışının üzerinden tam 15 yıl geçtikten sonra tekrardan geliştirilerekismini alan oyun, oyuncularla buluştu. Bakalım geçmişte yaşattıkları uzay boşluğundaki yalnızlığı bize yeniden yaşatabilecekler mi?
Dead Space Remake’in hikayesine bakıyoruz


Dead Space, çoğu hayatta kalma korku oyununda olduğu gibi olağanüstü bir hikayeye sahip değil ancak bunu ilgi çekici kılan şey ise teması. Kısaca oyunun hikayesini özetlemek gerekirse USG Ishimura isimli bir araç uzay madenciliği yaptığı esnada AEGIS VII isimli gezegenden acil durum mesajı gönderir. Concordance Extraction Corporation (CEC) tarafından bir kurtarma operasyonu düzenlenir ve USG Kellion isimli gemiyle birlikte ekibimiz Ishimura’da neler olup bittiğini görmeye giderler. Ancak işler bekledikleri gibi gitmez ve minik bir kaza sonrasında Ishimura’ya inip neler olduğunu çözmeye çalışırlarken ana karakterimiz Isaac Clarke aynı zamanda sevdiğini kadını aramaya başlar.

Hikaye bölümünün başında söylediğim olağanüstü kısmından bir kez daha geçmek istiyorum. Dead Space, konu olarak bambaşka bir hikaye veya yepyeni bir hikaye anlatımıyla ön plana çıkan bir oyun değil. Kısacası çoğu hayatta kalma korku oyununda olduğu gibi asıl amaç hikaye anlatmak değil. Silent Hill dışındaki tüm hayatta kalma korku türü yapımlara kıyasla hikaye biraz daha geri plana atılır. Asıl amaç ise oyuncuyu germek ve oynanışı zevkli yapmaktır. Dead Space’in de amacı tabii ki buna yöneliyor ancak buna rağmen hikaye anlatma noktasında ortalama üstü bir iş çıkardıklarını söyleyebilirim.

Dead Space, hikayesini olabildiğince basit şekilde aktarmayı tercih etmiş. Oyundaki olayları karakterimiz Isaac Clarke’ın gözünden görüyoruz. İlk oyundaki sessiz Isaac Clarke yerine bu oyunda Dead Space 2 ve 3’teki Isaac Clarke’ı seslendiren kişinin yüzü ve sesi kullanılmış. Bu da oyunun hikayesinin ve ana karakterle oyuncu arasındaki empati duygusunun çok daha iyi verilmesini sağlıyor.

Oyun; ana hikayeyi oyunda yaptıklarımız, karakterler aralarındaki diyaloglar, mekanlarda bulduğumuz video kayıtları ve notlarla anlatmayı tercih ediyor. Hikaye anlatımında ek bir uğraş veya detay olmadığını söylemiştim ama anlatmaya çalıştığı hikaye merak uyandırmayı başarıyor. Bu konuda sevmediğim tek şey orada burada bulduğumuz video kayıtları ve notlarla hikayeye dair başka detayları öğrenmek oldu. Bu tarz şeyleri keşfedilecek yan ürünler yerine ana hikayenin içinde görmeyi tercih ederdim. Spoiler olmadan diyebilirim ki oyunun yarısından sonra hikaye anlatımına entegre edilen belirli farklar benim çok hoşuma gitti.

Isaac Clarke karakteri ise Dead Space 2 ve 3’teki halinden çok da farklı değil. Zeki, nerede ne yapacağını gayet iyi bilen, soğukkanlı bir karakter. Olgunluğunu ve cesaretini sevdiğim bir karakter olduğu için Remake’deki haline bayıldığımı söyleyebilirim. Sadece başlarda biraz daha korkmasını tercih ederdim. Malum Plasma Cutter’ı aldığımız andan itibaren karakter adeta tek kişilik bir orduya dönüşüyor. Bunun dışında ise artık çok konuşan ve bir yüze sahip olan Isaac Clarke, orijinal Dead Space’ten bildiğimiz Isaac Clarke’tan başkası değil.
Oynanış


Dead Space Remake’in oynanışının temeli yaratıkların uzuvlarını olabildiğince az mermi kullanarak parçalamaya dayanıyor desek yanlış olmaz. Tabii ki bunu yaparken hem Stasis gücünü hem de farklı farklı silahları kullanıyorsunuz. Oyunun temeli basit bir düzen üzerine kurulu olsa da silahlar sayesinde iyi bir çeşitliliğe kavuştuğunu söyleyebilirim. Ayrıca oyunun temelindeki yavaş ve oturaklı oynanışı değiştirmemiş olmaları çok mutlu etti beni. Dead Space 2 ve 3’te çok daha aksiyona yönelik bir oynanış varken ilk oyunda tempolu ama sakin bir oynanış vardı. Dead Space Remake’in bu konuda özüne sadık kalması mutluluk verici.
20230204161222_1.jpg
Dead Space Remake Zero Gravity

İlk büyük değişikliğimiz Zero Gravity bölümleri. 2008’deki oyunun Zero Gravity bölümlerinde işaretlediğiniz yere düz bir uçuş yaparak ilerleme sağlayabiliyordunuz. Ancak Dead Space Remake’de Isaac Clarke’ın kıyafetine takılmış olan 2 küçük eşya sayesinde havada uçabiliyoruz. Böylelikle Zero Gravity bölümleri, çok daha eğlenceli ve oynaması rahat hale gelmiş. Özellikle önceki oyunda sıkıcı olan bir boss savaşını bile zevkli hale getirebilmeyi başarmış.

Başka bir değişikliğimiz ise yan görevler. Orijinal Dead Space oyununda herhangi bir yan görev dizisi yoktu. Ancak Motive Studio bu konuda bir değişikliğe gidip oyuna yan görevler eklemiş. Bu yan görevler oldukça basit ve düz bir şekilde tasarlanmış, oynanış olarak bir derinliğe sahip değiller.

Bir diğer değişikliklerden biri de ”Security Door’ların” olması. Oyunda açmanız için security seviyenizi yükseltmenizi gerektiren belirli kapılar, dolaplar ve kutular var. Oyunun “back tracking” kısımlarını daha katlanılabilir kıldığını söyleyebilirim. Kimi oyuncunun nefret ettiği ama tersine benim ise beğendiğim back tracking, iyi bir eklenti olmuş diyebilirim. çünkü ikinci bölümde açamadığınız bir kapıyı security seviyenizi yükselttikten sonra geri döndüğünüzde açabiliyorsunuz. Genelde bu odalar; notlar, video kayıtları, mermiler ve iyileşme eşyaları içeriyor.

Oyunda karşılaştığım son yenilikse elektrik kısımları olarak adlandırabileceğim kısımlar. Oyunun bu kısımlarında elektrik gücünü ışıklara mı yoksa kapılara mı vereceğimizi seçiyoruz. Sorunları olan bir gemide bu şekilde ikilemde bırakılmak müthiş bir yenilik olmuş. Işıkları kapamayı seçerseniz her yer o kadar karanlık oluyor ki bazen önünüzü göremeyecek noktaya geliyorsunuz ki bu da oyunun korku atmosferini çok güçlendiriyor.
Atmosfer-partikul.jpg


Oyunu oynarken herhangi yeni bir silah ve düşmanla karşılaşmadım. Bu benimle alakalı bir problem de olabilir çünkü silahları bulmak tamamen sizin inisiyatifinize kalmış durumda. Örneğin ben ilk deneyimimde Line Gun’ı bulmadım. çok büyük bir eksikliğini hissetmedim.

Normal şartlarda silahları teker teker inceler ve düşmanlara ayrı bir parantez açardım ama ne yazık ki Dead Space Remake’de herhangi bir yeni silah ve düşmanla karşılaşmadım. Bunun yanında stasis ve kinesis oynanışları da nispeten aynı kalmış.

Ek olarak oyundaki envanter yönetimi özüne sadık kalmış durumda. Suit ve silahlarınızı geliştirebildiğiniz bölgeler var oyun içerisinde. Buradaki kısımlarda “Engineer Rigler” bularak giysinizin seviyesini geliştirebiliyor, Power Node denilen eşyalardan bularak da aynı giysinizin canını, stasis enerjinizi vs. geliştirebiliyor ve silahlarınıza geliştirmeler yapabiliyorsunuz. Silahların özel upgradelerini açmak için de etrafta o silaha özel geliştirme eşyasını bulmanız gerekiyor.
Gelistirme-vs.jpg


Özünde oynanış kısmında birçok şeye sadık kalan bir Remake var karşımızda. Bu noktada mutsuz olduğum sadece bir kısım var ki o da oyunun bazı görevlerinin fazlaca uzaması ve sıkıcı hale gelmesi diyebilirim. Oyun zaten yavaş tempoda ilerlediğinden dolayı birtakım görevler adeta sakız gibi uzuyor. Özellikle Leviathan savaşı öncesi çektiğimiz çile, çile değil…
Grafik ve Efektler


2008’deki Dead Space, yılına göre hala çok iyi duran ve kendini oynatabilecek bir oyun. Hatta ben dahil birçok kişi bu Remake’in gereksiz olduğunu bile öne sürmüştü. Ancak yanılmışız diyebilirim. Dead Space Remake bize öyle bir uzay gemisi sunuyor ki bazen durup etrafı incelediğim, “yahu bu şey ne işe yarıyor acaba” diye düşündüğüm anlar yaşattı. Oyun yeni nesil görselliğiyle gerçekten nefes kesiyor. Tabii ki bunu da kullandığı Frostbite motoruna borçlu diyebiliriz. Oyundaki partiküller ve belirli kaplamalar gerçekten şahane duruyor. Hele ki ışıklandırmayla birlikte oyun bambaşka bir noktaya ulaşıyor. Bu noktada tek sıkıntı, bazı yerlerdeki küçük nesnelerin kaplamasının önemsenmemiş oluşu ki bu da bütünlüğü hafif bozuyor.
Grafik.jpg


Ayrıyeten tüm efektleri yenilemişler. Silahların efektleri ve kapılardan çıkan partiküller tamamen yenilenmiş ve eskisine göre çok daha iyi bir iş çıkarılmış. Özellikle Flamethrower silahının yakma efekti ve kullandıktan sonra yerde kalan minik alevler harika gözüküyor. Buna ek olarak ilk oyunda uzuvlara sıktığınızda ne zaman parçalanacağını anlayamıyordunuz. Bu oyunda onu parçalanma efektleriyle çok güzel göstermişler. Motive Studios’a grafik ve efekt noktasında hakkını vermemizin gerektiğini düşünüyorum.
Grafik-2.jpg

Işıklandırma


Dead Space Remake’in en iyi başardığı işlerden birisi de atmosferle beraber bu başlıktır. Oyundaki kan yansımaları ve ışıkların gerçekçiliği oyunu bambaşka bir boyuta sokuyor. Oynanış kısmında da bahsettiğim elektriklerin kesik olduğu sekanslarda ışık öyle iyi kullanılmış ki, resmen etrafı göremediğim için dikkatle hareket etme ihtiyacı duydum. Böyle durumlarda tek ışık kaynağım silahımın ışınları ve mini fenerim oldu. Silahla nişan almadığım sürece de minicik bir alanı kapsayan o fenerle önünüzü görmek imkansız. Dead Space bugüne kadar gördüğüm en iyi ışık tasarımına sahip oyun oldu. Gölgeler olsun, ışıkların aydınlattığı yerler olsun harika çalışılmış. RTX ekran kartı olmayan bir bilgisayarda oynamış olsanız bile mükemmel bir çalışma var ortada.
Atmosfer


Dead Space, özellikle atmosferiyle ön plana çıkan bir oyun. İlk oyun çıktığında herkes oyunun yalnızlığı harika vermesini ve yok olmanın eşiğine gelmiş o geminin atmosferini övmüştü. Yıl 2023 olsa da bunu tekrardan verebildikleri için Motive Studios’u bu noktada ayakta alkışlamak lazım.Harika bir atmosferi var oyunun. Geminin yok olmuş kasvetli havası iliklerinize kadar işliyor resmen. Siz, o gemide yalnız olduğunuzu bilerek oynuyorsunuz. Gerek belirli bölümlerdeki sisler, gerek ışıkların kullanımı olsun oyun harika bir atmosfer sunuyor oyuncuya.
Atmosfer-1.jpg


Herhalde bu noktada oyundan verebileceğim en iyi örnek Hunter sahnesidir. Hunter, ilk oyunun ikonik yaratıklarından biri. Silahlarınızla öldürmeniz imkansız ve bunun yanında onunla bir odanın içinde kapalı kalıyorsunuz. Daha sonrasında ondan kaçma sekansınız başlıyor. Gerek müzikleriyle, gerek atmosferin değişimiyle bambaşka bir noktaya geliyor o sekans. Yerlerdeki hafif sis yüzünden görüşünüzün kapanması, ışıkların kapalı olmasından kaynaklı ekstra yol bulma problemi ve etrafta Hunter yanında beraber üstünüze gelen düşmanlarla mükemmel bir sekans oluşuyor oyunda. Dead Space Remake nerede nasıl bir atmosfer yaratması gerektiğini çok iyi biliyor. Bu konuda da ilk oyunun üstüne kesinlikle koymuşlar.
20230204160909_1.jpg


Bu konudaki tek eleştirim oyunun yeterince korkunç olmamasıdır. Evet; oyun çok karanlık, yaratıklar aniden ortaya çıkıyor ama yazının başlarında da bahsettiğim Isaac Clarke abimizin tek kişilik ordu oluşu oyunun korkutuculuğunu azaltıyor. Bu sorun bence ilk oyunda da vardı ve bu oyunda da var ne yazık ki. Tabii ki ilk oyuna göre çok daha gerilimli bir oyun olmayı başarmış ama buna rağmen korkunç değil.
Ses ve Müzik Tasarımı


Motive Studios’u tebrik etmemiz gereken bir diğer konu da ses ve müzikler olmuş. Öyle bir ses tasarımından bahsediyorum ki gerçekten ilk Dead Space’i yalayıp yutmuş olan benim bile tahmin edemediğim anlarda karşıma yaratık çıkarmayı başardı. Elbette bunun ses tasarımıyla alakasını merak edenler olabilir, kısaca bir örnek vereyim. Oyunun ilk veya ikinci bölümünde büyük bir açıklık alana geliyorsunuz. Burada havalandırmalardan çıkan yaratıkların uzaktan gelen seslerini duyuyorsunuz ama sıkıntı şu ki yakından çıkanlar daha çok gürültü yaptığı için uzaktan gelenleri her zaman duyamıyorsunuz. Bu da sizi şaşırtmaya yetiyor desem yalan olmaz. Kapkaranlık bir ortamda mermi harcamamak için yanından geçmeye çalıştığım yaratığın tam arkasında ikinci bir yaratığı görünce hissettiğim şaşkınlığı size anlatamam.

Buna ek olarak müzikler genelde yaratıkların habercisidir bu tarz oyunlarda. Bir korku oyununda müzik değişirse “kesin bir şey çıkacak” diye düşünmeye başlarız. Dead Space de bunu çok iyi bir şekilde kurtarıyor. Siz o yaratığı görene kadar net bir müzik koymuyor ki yaratığın geldiğini anlamayın. Oyunun müzikleri de oyunun temasına harika uyduğu için genelde müzikleri kısan ben bu oyunu sesi açarak oynadım.
Buglar ve Optimizasyon


Oyunda herhangi bir bugla karşılaşmadığımı söylemek istiyorum. Sadece şöyle bir bugla alakalı sizi uyarmak isterim. Oyunun başında gemiyle Ishimura’ya giderken grafik ayarlarını değiştirdiğinizde karakterler geminin dışına çıkınca hareket etmeyip bekliyorlar ve silahları kayboluyor. Onun dışında herhangi bir bugla karşılaşmadım.

Optimizasyon noktasında da benim oynadığım versiyon ilk gün yaması gelmemiş versiyonu olduğundan oyunda donmalar ve FPS düşüşleri yaşıyordum. Daha sonrasında 150-200 MB’lik bir güncelleme ile optimizasyon problemlerinin bir çoğunu düzelttiler. Yama ve güncelleme sonrası oynadığımda ise FPS’im ultra ayarlarda 100’ün altına düşmedi.
 
Üst