Diablo 4 İnceleme

[srocenter Can]

Activision Blizzard‘ın Diablo serisinin en son halkası Diablo 4, cehennemin kapılarını hepimiz için bir kez daha aralıyor. Peki kaderimizi kucaklamalı mıyız? PS5 üzerinden ele aldığımız Diablo 4 inceleme yazımız ile bu sorunun yanıtını sizlere aktarıyoruz. İşte tüm detaylarıyla Diablo 4!
Diablo 4 İnceleme




Cehennem bir kez daha insanoğlunun işlerine burnunu sokuyor. Seçtiğiniz sınıf ile mazlumların umudu olmaya hazır olun. Diablo 4, herkes için sefalet ve acı vaat eden bir yapım. Ama iyi anlamda, değil mi? Lilith serbest bırakılan son büyük kötü olarak bizleri selamlıyor. Sanctuary, İblislerin Annesi’nin artan etkisiyle kısa sürede yozlaştı. Peki onu kim durdurabilir? Bu sorunun cevabını çok iyi biliyorsun sevgili Geek okuyucusu. Tabii ki sen!

Geliştirici ekibin bütçeyi nereye harcadığını, cömertçe detaylandırılmış her ortamda, mükemmel ara sahnelerde ve nefis bir şekilde yorumlanan müziklerde rahatlıkla görebiliyorsunuz. Diablo her zamankinden daha büyük ve daha iyi grafiklerle geri döndü. Tüm bu detayların altındaki ana konsept, köklerine sadık kalmayı da başararak kendini taçlandırıyor.

Diablo’nun kalbindeki göreceli basitlik, geliştiricilerinin onu çevreleyen şeyin şeklini bükmesine ve kurcalamasına izin veriyor. Peki bu iyi bir şey mi? Elbette, söz konusu bu yetkinlik marka değerinin korunmasına yardımcı oluyor ve diğer faktörlerin ilerletilmesine veya düzeltilmesine de doğru orantıda izin veriyor.

Diablo 4’ün Diablo 3’ün daha büyük, daha parlak bir versiyonu olmasının talihsiz yan etkisinin, Diablo 3’ten bu yana geçen yıllarda geliştirici ve ana şirketteki sorunların geliştirme sürecine yansımış olabileceği görüşündeyim. Daha cüretkar olunabilirdi ancak artan maliyetler ve beklentilerle birlikte bu noktada güven veren yöntemler üzerinden oyun inşa edilmiş. Bu rahatlıkla görülebiliyor.

Bu Diablo 4’ün kötü bir oyun olduğu anlamına gelmiyor çünkü gerçekten de öyle değil. Diablo 4 bu zorlayıcı oyun döngüsünde bulunabilecek tüm iyi şeyleri pekiştiren bir yapım olarak oyuncuları selamlıyor. Her zaman olduğu gibi, Lilith ve yandaşlarına karşı mücadele etmeniz adına aralarından seçim yapabileceğiniz çeşitli sınıflar ve emrinizde sürekli gelişen bir dizi hareket ve yetenekler sizleri bekliyor.

Barbar sınıfı doğal olarak, ağır saldırılarıyla yeri tam anlamıyla sarsan bir sınıf. Büyücü, buz, ateş, meteor ve daha fazlasının yıkıcı saldırılarını gerçekleştirmek için elementleri manipüle edebiliyor. Necromancer’lar tam olarak beklediğiniz şeyi yapar ve kendileri için savaşmaları için ölümsüzleri kullanır.

Druid’in şekil değiştirme yeteneği, savaşlarda büyük bir ayının veya kurt adamın gücünü elde etmenize; ayrıca bazı ilgi çekici element saldırılarında doğanın gücünü kullanmanıza olanak sağlar. Son olarak Rogue ise eski moda yay kullanımı, çeviklik ve zehir ve tuzakların (bazen ikisi birden!) sinsice kullanımını sağlar. Oldukça havalı değil mi? Ben büyücü ile evrene girişimi yaptım ve şimdilik memnunum.

Bu sınıflar tamamen zevkinize göre dizayn edilmiş durumda. Bireysel özellikleri kendi tarzınıza göre daha benzersiz bir şeye dönüştürülebilir. Başlangıçtaki tarz hoşunuza gitmese bile karakterinizi farklı dallarda şekillendirebilirsiniz.

Oyunda ilerledikçe ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Ayrıca, diğer sınıflarla takım kurmanın ve özel becerilerinizi birleştirerek çılgın takım saldırıları yapabileceğinizi görmenin her zaman cazip bir eğlencesi var. Beraber oynayabileceğiniz dostlarınız varsa Diablo 4’te eğlence iki katına çıkıyor.

Diablo 4’ün aralıksız savaşlarına bakıp tekrara düştüğünü düşünmek sizi yanıltmasın. Oyun boyunca ve sonrasında karakterde yapılan küçük ince ayarlar ve değişiklikler kesinlikle oyuna heyecan katıyor ve alıştığınız taktiksel yaklaşımınızı tekrar gözden geçirmeye itiyor sizleri. Tabii ki Diablo’nun özü ganimettir. Leziz ganimetler! Gittikçe daha lezzetli istatistiklere ve faydalara sahip silahlar, zırhlar ve ıvır zıvırlar.

Karakterinize bir oyundan diğerine verebileceğiniz parlak ve ışıltılı yeni şeylerin sonu gelmeyecekmiş gibi görünen bir şenlik ateşi… Gelelim Diablo 4’ün hikayesine. İnsanlığı yok etmeye ve köleleştirmeye çalışan korkunç ve kötü iblisi yenmek için zamana karşı verilen tipik bir yarış hikayesi bizlere anlatılıyor. Yine de Diablo 4’ün metin ve seslendirme kalitesini inkar etmek mümkün değil. Harika diyaloglar ve seslendirmeler ile kendinizi kısa süre içerisinde evrene kaptırıyorsunuz.

Diablo 3’e nazaran 4 oldukça karanlık bir konsepte sahip. Karakterler yol boyunca bazı istenmeyen kaderlere maruz kalabiliyor. Hikayenin büyük bir kısmında Lilith’in sefalet ve yıkım izlerini takip ediyorsunuz. Ardında bıraktığı yozlaşmaya ve acımasız, duygusuz yollarla bireysel yaşamlara verdiği zarara tanık oluyorsunuz. Mephisto’nun kızının yaratabileceği belanın büyüklüğü ufuktan net bir şekilde görülebiliyor.

Sanctuary parçalandıkça, tanıştığınız insanlar sizin ve yaptıklarınız hakkındaki düşüncelerinde daha vahşi hale geliyor. Onları ilginç kılan da bu diyebiliriz. İyi ve onurlu olanların Lillith’in yozlaşmasına yenik düşme olasılığı daha yüksek. Lilith’in küçük konuşmalar yaptığı ve soğukkanlı bir şekilde tehditkar düşüncelere daldığı anlar oluyor. Belki de onunla ilgili en korkutucu şey, çoğu zaman acımasız eylemlerine karşı sahip olduğu kayıtsızlığı.

İstediğini elde etmek için ne gerekiyorsa rahat bir şekilde yapması, Sanctuary halkı üzerinde gerçekten yıkıcı etkiler yaratıyor. Kötüler arasında kesinlikle büyüleyici bir kadın. Eğer yeni bir Diablo’dan tek istediğiniz daha gösterişli grafikler ise, Diablo 4 muhtemelen istediğiniz her şeye sahip. Diablo 4, 6 Haziran 2023’te PS5, PS4, PC, Xbox Series X/S ve Xbox One’da satışa sunulacak.İlginizi çekebilir:

Ah, bu arada oyun resmi olarak Türkçe dil desteğine sahip. Dünya çapında ses getiren ve merakla beklenen bir oyunun Türkçe dil desteği ile gelmesi elbette huzur verici bir detay. Peki siz4 hakkında ne düşünüyorsunuz? Oyun için heyecanlı mısınız? Düşüncelerinizi hemen aşağıda yer alan yorumlar sekmesi üzerinden bizlerle paylaşmayı unutmayın.