Elden Ring Lore Bölüm 2: Golden Order’ın Yükselişi

[srocenter Can]

Geçtiğimiz haftaçıkması üzerine Elden Ring loreâuna bir giriş yapmıştık.olaylardan daha çok olgulara girişimizi yaptık ve oyunun pek de bahsedilmeyen gizemlerinden biri olan Outer Godsâtan söz ettik. Elden Ringâin ilk taşıyıcıları olan antik ejderhalardan ve onların gökyüzündeki tapınakları Farum Azulaânın nasıl dağıldığından bahsettik. Şimdi ise ustaca yazılmış bu loreâun daha heyecanlı kısmına yani olaylara girmeye başlıyoruz.

Hayatı oyun olanların platformu MisteRNOOBâtan herkese selamlar. Bu hafta Elden Ring Lore Bölüm 2âde hem Lands Betweenâi tanıyacak hem de Tanrıça Kraliçe Marika ve ilk Elden Lord Godfreyâin Lands Betweenâi fethedişini konu alacağız.

Ancient Dragons Devriânin çağlar sonrasındayız. Farum Azula kasırgalarla kavrulan, etrafında antik ejderhaların dolandığı bir harabe olarak gökyüzündeki yerini koruyor. Outer Godsâın Lands Betweenâdeki üstünlük savaşı hala devam ediyor ve Greater Will kendi gücünün tekrar bu topraklarda hâkim olması için yeni planlar yapmakta.

Ancient Dragonsâtan sonra Greater Willâin Elden Ringâin gücünü taşıması için vekilliği bu defa Empyreanlara verdi. Empyreanlar bir ırktan daha çok ırk arasından seçilmiş, Greater Willâin verdiği gücünü kullanabilecek kişilerdir. Dolayısıyla bu kişiler, içlerinde tanrı veya tanrıça olma potansiyelleri bulundururlar. Ancak Empyreanların bu gücü doğuştan mı aldıkları yoksa doğduktan sonra mı elde ettikleri karanlıkta kalmış bir sorudur. Kimi kısım bu ilahi görevin doğuştan geldiğini, kimi kısım ise bu kişilerin doğumundan hemen sonra bir Two Fingers tarafından seçilmesiyle başladığını düşünüyor. Doğru cevap bilinmese de şu gerçek biliniyor ki Empyreanların kaderleri artık kendi ellerinde değildir.

Oyun içerisinde bilinen ve bahsi geçen Empyreanlar; Queen Marika The Eternal (Ebedi Kraliçe Marika)â, âLunar Princess Ranni (Ay Prensesi Ranni)â, âMalenia, Blade of Miquella (Miquellaânın kılıcı Malenia)â, Miquella of the Haligtree (Haligtreeâli Miquella) ve âGloam-eyed Queen (Kasvet Gözlü Kraliçe)âdir. Bu kişilerin her biri farklı bir Two Fingers tarafından seçilmiş ve Greater Willâin tayin ettiği bir kadere mahkûm edilmiştir.

Ayrıca her Empyreanâın Two Fingers tarafından tayin edilen kendine ait bir koruyucusu vardır. Bu koruyucu Shadow (Gölge) olarak adlandırılır. Lore içerisinde yukarıda saydığımız tüm Empyreanlar arasından sadece ikisinin gölgesinin varlığı bilinmektedir. Biri âMaliketh, The Black Bladeâ (Kara Kılıç Maliketh), Ebedi Kraliçe Marikaânın gölgesi ve aynı zamanda yarı kardeşidir. Diğeri ise âBlaidd, The Half Wolfâ (Kurt adam Blaidd) Ay Prensesi Ranniânin gölgesidir. Gölge hiçbir zaman Greater Willâe yani gerçek efendisine isyan edemez. Bu nedenle oyun içerisindeki en saygıdeğer karakterlerden biri olan Blaidd ile olan sonumuz maalesef ki üzücü bir şekilde biter.

Maliketh, The Black Blade

Blaidd, The Half Wolf
Elden Ringâin Ele Geçirilmesi ve Lands Betweenâin Fethi


Age of Erdtreeânin başlaması Kraliçe Marikaânın Numen Diyarlarıândan Elden Ringâi ele geçirmesi için Lands Betweenâe yolculuğu ile başlar. Kraliçe Marikaâdan kısaca bahsedecek olursak kendisi Empyrean olmasının yanında ayrıca bir Numendir. Numenler uzun yıllar yaşayabilen ancak çok nadir doğan varlıklar olarak bilinir ve tüm Numenler kadındır. Numen Diyarlarıânın kesin olarak neresi olduğu hakkında net bir bilgi olmasa da Lands Betweenâin altında bulunan ebedi şehirlerden (Eternal Cities) biri olduğu düşünülmektedir. Geçmişte Numenlerin Greater Willâe sırtlarını dönmelerinden ötürü tüm numen ırkı yer altına sürülmüştür. Marika için trajik olan kısım da budur. Greater Willâe karşı çıkan ırkının içinden kendisi yine Greater Willâin tanrıça adayı olarak Lands Betweenâe çağırılmıştır. Bu detay önemli çünkü Night of the Black Knives kısmında bahsedeceğimiz üzere Numenler Greater Willâden intikamlarını almak için geri döneceklerdir.

Queen Marika The Eternal

Kraliçe Marikaânın Lands Betweenâe gelişi ve Erdtreeânin hemen dibinde kraliyet şehri Leyndellâi kurabilmesindeki en büyük yardımcısı hiç şüphesiz ki eşi Godfrey ve onun orduları olmuştur. Diğer yandan Leyndellâin ve Elden Ringâin yeni varisinin varlığı Lands Between ve Farum Azulaâdaki diğer varlıkların dikkatini çekmektedir. Kuzey Dağlarındaki kendi dış tanrılarıyla hüküm süren Ateş Devleri, daha önce Elden Ringâin gücünün varisi olan ancak şimdi Greater Willâin gözünden düşmüş Farum Azulaâdaki Antik Ejderhalar, Liurniaânın ve diyarın en güçlü büyü akademisi olan Raya Lucariaânın lideri Rennala ve kendi Two Fingersâı tarafından seçilmiş, ölüm rününü taşıyan bir diğer Empyrean Kasvet Gözlü Kraliçe. Bu rakipler Marikaânın diyardaki en güçlü rakipleri ve Lands Betweenâi fethetmesi için önünde bulunan en büyük engeller olacaktır.

İlk savaş kuzeye yani Ateş Devleri ve onların tanrısına karşı verildi. çünkü devlerin ocağındaki (Forge of the Giants) yıkım alevi (Flame of Ruin), Erdtreeânin dolayısıyla Elden Ringâin varlığına karşı en büyük tehditti. (Keza biz de oyunda Erdtreeâyi yakmak ve içerisine girebilmek için yıkım ateşini yeniden uyandırıyoruz.) Neyse ki devlerin tek düşmanı Marika değildi ve diyarda biraz ilham yardımıyla devlere düşman olacak birkaç ırk daha bulunuyordu. Marika bu seçeneğini iyi değerlendirdi ve Zamor Şövalyelerini devlere karşı verilecek savaşta kendi ordusuna kattı. Ayrıca ordusunu devlerin yıkım ateşinden korumak için saflarına ateşten koruyan efsunları kullanabilen keşişleri yerleştirdi. Devlerin soyundan gelen trollerin de orduya katılmasıyla Kuzey Dağları (Mountaintops of The Giants) diyarın en büyük savaşlarından birine tanıklık etti.

Marika bu savaşta devlerin tanrısı ile bizzat dövüştü ve onu öldürmeyi başardı (ya da öldürdüğünü sanıyordu çünkü Fire Giant boss savaşında devin göğsünde açılan göz, devlerin tanrısıydı). Ancak görünen oydu ki yıkım alevi yok edilemiyordu. Alevin tekrar uyandırılması bir tehditti ve ileride bir başka gücün alevi uyandırmaması için koruma altında tutulması gerekiyordu. Bu nedenle Marika, keşişlerin de yardımıyla yıkım alevini mühürledi ve hayatta kalan son ateş devini sonsuza dek onunla ilgilenmesiyle lanetledi. Savaştan sonra keşişlerden bazıları devi gözetlemekle görevlendirildi ancak bu keşişler zamanla yıkım alevinin cazibesine yenik düştü ve Marikaânın emrinden çıktılar. Kuzey Dağları ise dev cesetlerinin yığın haline geldiği bir bölge olarak terk edildi.

Savaşın ardından ordu Leyndellâe döndü ve bir süre savaştan uzak kalındı. Bu sırada Marika ve Godfreyâin üç çocuğu oldu. Bu çocuklardan ilki Godwyn oldu ve Golden Lineageâin (altın soy) ilk varisi olduğu için âThe Goldenâ unvanını aldı. Diğerleri ise ikiz alametler (Omen Twins) Mohg ve Morgottâtu. Alametler antik çağlarda ilahlığın simgesi olsalar da Erdtree döneminde safsızlığı ve aşağılıklığı temsil etmektedir. Vücutlarının çeşitli yerlerinde boynuzlar çıkaran alametlerin Mohg ve Morgott gibi asilzadelerden doğanları kanat çıkarma gibi ekstra güçleri bulunur.

Lanetli oldukları için ikizlerin varlığı Greater Will tarafından kabul görmemiş ve Marika, ikizleri başkent Leyndellâin derinliklerine gizlemek zorunda kalmıştır. Bir detay olarak Shadow of the Erdtree DLC fragmanında Marikaânın bilinmeyen bir çocuğunun varlığı daha ortaya çıktı. Messmerâin âMotherâ olarak kastettiği kişi çok büyük bir ihtimalle Kraliçe Marikaâdır. Bu çocuğun neden sır gibi saklandığını ise DLC yayınlandığında anlama fırsatımız olabilir.

Aslında lore içerisinde ilk olarak Godwynâin mi yoksa alametlerin mi doğduğu net olarak belirtilmiyor. Alametler bir lanet sembolü olduğu için ilk doğanlar olsalar bile Golden Orderâa kabul edilmeyeceklerdi. Dolayısıyla öyle ya da böyle Godwyn yarı tanrıların yaşça en büyüğü olarak kabul edildi ve Golden Orderâın varisi oldu.
Ancient Dragonlara Karşı Verilen Savaş ve Godskin İsyanı


Leyndellâin, dolayısıyla Golden Orderâın yükselişi diyardaki diğer rakiplerin özellikle de daha öncesinde Elden Ringâin gücünü elinde tutan Farum Azulaâdaki antik ejderhaların dikkatini çekiyordu. Burada antik ejderhaların motivasyonu aslında birden fazlaydı. Hem bir zamanlar kendilerinden alınan bu güçten yani Elden Ring’ten intikam almak istiyorlar hem de yeni bir tanrıça ve Elden Lord’un varlığı kendi lordları Placidusax’ın varlığına tehdit oluşturuyordu. Öyle ya da böyle ejderhalar Leyndell’e saldıracaklardı ve en büyükleri Gransax çoktan Leyndell’e doğu yola koyulmuştu.

Gransax’ın Leyndell’e saldırısı. çizer: ZeYu Zhang – ArtStation

İlk saldırı devasa antik ejderha Gransax tarafından gerçekleştirildi. Denilen o ki Elden Ring tarihinde Leyndellâin surlarının yıkıldığı tek savaş bu savaş buydu. Savaş, Fortissax ve kız kardeşi Lansseax gibi diğer antik ejderhaların da katılmasıyla şiddetlendi. Eski çağ, yeni çağa karşı savaş başlatmıştı.Leyndellâin ordusu ejderhalarla savaşmak için onların kemiklerinden zırh ve pençelerinden silahlar yaptılar (Draconic Tree Sentineller böyle oluştu). Bu sayede bir miktar avantaj kazanmış olsalar da antik ejderhalara karşı olan savaşın kazanılmasındaki en büyük etken Godwyn The Golden oldu. Antik ejderhaların en korkunçlarından biri olan Fortissaxâla bire bir kapışan Godwyn, Fortissaxâı mağlup etmeyi başardı. Ancak onu öldürmek yerine arkadaşlık teklif ettiğinde Godwyn ölümüne kadar (ölümünden sonra bile) kendine yeni bir dost kazandı.

Fortissaxâın taraf değiştirmesiyle başta Lansseax olmak üzere yakınları da Godwynâin tarafına geçti. Böylelikle savaşın kaderi Leyndell lehine değişti. Fortissax ve Godwynâin önderliğinde devam eden savaş, devasa ejderha Gransax’ın öldürülmesiyle sona erdi. Gransaxâın cesedi bugün hala Leyndellâde bulunmaktadır.

The Great Dragon Gransax

Godwyn bu savaşın sonunda antik ejderhalar ile dostluğunu pekiştirmek için Leyndellâin içerisinde antik ejderhalara ait bir tarikat kurdu. Bu tarikat ilk başta insanların Elden Ringâe olan inançlarına ihanet gibi geldi. Ancak antik ejderhaların da bir dönem Greater Will tarafından aynı güçle kutsandığı düşünülünce halk ve Kraliçe tarafından kabul görmeyi başardı.

Antik ejderhalar ile olan savaştan ne kadar sonrasında yaşandı bilinmez ancak başka Two Fingers tarafından seçilmiş başka bir Empyrean, Elden Ringâin gücünü ele geçirmek için harekete geçti. Kasvet Gözlü Kraliçe olarak tanınan bu kişi elinde Destined Deathâi yani bir nevi ölüm rününü tutuyordu. Kasvet Gözlü Kraliçe, Godskinlerin manevi annesiydi ve elindeki devasa kılıcıyla (Godslayerâs Greatsword) dokunuşuyla tanrıları bile öldürebilecek kara alev efsunlarını kullanabiliyordu. Godskinlerden oluşan ordusuyla Elden Ring’i ele geçirmek üzere Marika’ya karşı savaş açtı.

Greater Will’in Elden Ring’in gücünü ele geçirmesi adına ikinci bir Empyrean göndermesi kelimenin tam anlamıyla ilahi bir tragedyadır. İleride belki konusu açıldığında konuşabileceğimiz gibi Marika’nın Greater Will’e ihanet ettiği teorisi doğruysa eğer Greater Will Marika’nın yerini alması için Kasvet Gözlü Kraliçe’yi göndermiş olabilir. Ya da Greater Will, Marika’nın ölümden arındırılmış bir dünya arzusunu kabul etmiş ve bu savaşta ona yardımcı olarak Destined Death’in Elden Ring’ten bağımsız bir şekilde saklanmasına da göz yummuş olabilir. Bunların hepsi teoride ve karanlıkta kalan şeyler ancak bir ihtimal DLC’de geçmişte yaşanan olayların gün yüzüne çıkma ihtimali söz konusu.

Gloam Eyed Queenâin ve Godskinlerin Marika ile olan savaşının detayları bilinmiyor. Burada bilinen tek şey Marikaânın Gloam Eyed Queenâi yenmesi için gölgesi Malikethâi yolladığı ve Malikethâin bu savaştan zafer ile döndüğüdür. Savaştan sonra Destined Deathâi eline geçiren Maliketh, Kraliçe Marikaânın talimatıyla onu kılıcına hapsetti ve dünyayı ölümden arındırdı. Destined Death Malikethâte ve mühürlenmiş olduğu sürece ne Marika ne de onun yarı tanrı çocukları ölümle karşılaşmayacaklardı.

Golden Orderâın resmi olarak kurulması tam olarak bu olaydan sonra gerçekleşti. Artık gücünün zirvesinde ve Elden Ring’in tüm potansiyeline sahip olan Marika, Lands Betweenâin en güçlü hakimlerinden biriydi. Sıra geriye kalan bölgeleri ele geçirmekte ve diyarın tüm kontrolünü ele almaktaydıâ¦