srocenter Can
Forum Admin
Moderatör
Center Üyesi
Bilişim Sahibi
Çevirmen
Coder
Grafiker
Guild Master
Guild Üyesi
Reklamcı
Server Sahibi
Supporter
V.i.P
- Katılım
- 18 Haz 2023
- Mesajlar
- 15,992
- Tepkime puanı
- 4
- Puanları
- 38
Uzunca bir aranın ardından Elden Ring lore’una kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bu lore serisinindaha çok olgulardan (dış tanrılar, güçler, efsunlar, büyüler) ve Elden Ring’in kendisinden bahsetmiştik veda olaylara giriş yazımız olmuştu. 4 bölüm olarak hazırlamaya çalıştığımız bu yazının bu bölümü ikinci Elden Lord ve Kraliçe Konsortâu Radagonâun yükselişinden Elden Ringâin Kraliçe Marika tarafından parçalanmasına kadar sürecek. Şimdiden hepinize keyifli okumalar diliyorum.
Elden Ringâte olaylar arası vakitler genellikle çağlar sürecek kadar uzun sürebiliyor. Örneğin Antik Ejderhalar Döneminin kapanışından Age of The Erdtreeânin başlangıcına kadar yüzyıllar, belki de binyıllar geçmiştir. Lore tam bir mythos ve karakterler de adeta gerçek tanrılar olduğundan bu zaman dilimleri onlar için çok bir şey ifade etmemesi çok normal. Ölüm, Malikethâte saklı kaldığı sürece zamanın Lands Betweenâdeki yaratıklara herhangi bir etkisi bulunmuyor.
Bu sebepledir ki Lord Godfreyâin Lands Betweenâi başından sonuna kadar fethedişi ve ordusunun Morne Kalesinin önünde son savaşı vermesi ne kadar uzun sürmüştür bilemiyoruz. Ancak bu fetih devam ederken birinci ve ikinci Liurnia savaşlarında Golden Order ordusunun generallerinden kızıl saçlı Radagon en önlere çıkmaya, Lord Godfreyâden sonraki en güçlü savaşçı olmaya aday olarak gösterilmişti.
Radagon of the Golden Order, Resim: DSittaro – DeviantArt
Golden Orderâın ordusu Liurnia gölünün kıyılarına dayandığında Kraliçe Rennala, Raya Lucariaâda kalmak yerine bu ordu ile bizzat kapışmayı seçmişti. Radagon ile Rennalaânın ilk karşılaşması 1. Liurnia Savaşında gerçekleşti. Savaş ne Golden Order ne de Raya Lucaria lehine bitmişti. Ancak Greater Will eksiksiz bir fetih istiyor, Lands Betweenâde tam bir hakimiyet kurmak istiyordu.
Nitekim bu istekler daha fazla savaş ve vahşete yol açtı. Radagon ve ordusu daha büyük bir orduyla tekrar saldırmayı denedi ve Rennala daha güçlü bir savunma ortaya koydu. Savaş büyük kayıplara yol açtı ancak iki taraf da kaybetmeyi göze alamıyordu. Savaşın neticelenmesi için Radagon ile Rennala ordu komutanları olarak görüşmeye başladılar. Bu görüşmeler sırasında Rennala onu nasıl ikna etti bilemiyoruz ancak Radagon, Golden Orderâa sırt çevirip kendini Rennalaâya adamaya karar verdi. Liurniaânın batısında yer alan Church of Vowsâta bir daha vahşi hislerine kapılmayacağına yemin etti ve Rennala ile orada evlendi.
Radagon ile Rennalaânın evliliği savaşın iki tarafı için ateşkes oldu ve Liurnia ile verilen iki savaşı da kazanamayan Golden Order için geri çekilme ve toparlanma vakti geldi. Savaşlar bitmiş Lord Godfreyâin Lands Betweenâin en güneyindeki hedefi Castle Morne da düşmüş ve savaşacak herhangi bir yer kalmamıştı. Söylentilere göre son savaşından sonra Godfreyâin gözlerindeki o savaşçı ateşi gitmiş, yerine tecrübeli olmasına rağmen yorgun ve bitkin bir kral gelmişti. Bu durum Kraliçe Marika tarafından hoş görülmedi ve Lord Godfreyâi ve ordularını Lands Betweenâin öte diyarlarında (Badlands) savaşlarına devam etmek için sürgüne yolladı.
Bizim bugün oyunda âTarnishedâ dediğimiz kavram bu sürgüne gönderilenlere verilen isimdir. Kraliçe Marika tarafından kutsal ışığın rehberliğinden (Guidance of Grace) menedilen ve Lands Betweenâden sürülen kişiler, ilk Tarnishedâlar olarak tarihe geçtiler. Lord Godfrey de bu ordunun komutanı olarak ilk tarnished oldu ve eski ismini geri aldı; Hoarah Loux, Chieftain of the Badlands.
Hoarah Loux, Chieftain of the Badlands
Başta da bahsettiğim gibi Elden Ringâteki süreçler yüzyıllar ile açıklanabiliyor. Lord Godfreyâin fetihlerinin sonlanması ve sürgün edilmesi süreci de yüzyıl denilebilecek bir süreçte gerçekleşmiş olsa gerek ki bu süreçte Radagon ve Rennalaânın çoktan üç çocuğu olagelmişti. Bu çocuklar en büyüğünden en küçüğüne sırasıyla Rykard, Radahn ve Ranniâydi. çocukların üçü de Raya Lucariaânın kendilerine sunduğu büyü derslerinden nasibini aldı. Ağabeylerinden farklı olarak Ranni, Two Fingers tarafından Empyrean olarak seçilmişti.
Soldan sağa sırasıyla; General Radahn, Ay Prensesi Ranni ve Yargıç Rykard. Resim: Gravitydusty – Danbooru
Godfreyâin sürgün edilmesiyle artık yeni bir Elden Lordâa ihtiyaç duyan Kraliçe Marika, bir zamanlar ordusunun en büyük generallerinden biri olan Radagonâu Elden Lord ve Kraliçe Konsortu olarak geri çağırdı. Radagonâun Rennala ile beraberken nasıl olur da bu kadar kolay bir şekilde Rennalaâyı terk edip Kraliçe Marika ile evlendiği lore bakımından karanlıkta kalan bir kısım. Ancak kaynaklar öyle gösteriyor ki Radagon, Kraliçe Marikaânın çağrısına cevapsız kalmadı ve onunla evlenerek İkinci Elden Lord ünvanını aldı. Marika, Radagonâun çocuklarını kendi çocukları ilan etti ve çocukları Leyndellâe kabul etti.
Tüm bunlar yaşanırken Rennala tarafında işler giderek üzücü bir hal almaya başlıyordu. Hem kocası tarafından terk edilmesinin hem de çocuklarının elinden alınmasının acısıyla kendisini Raya Lucariaânın devasa kütüphanesine kapatan Dolunay Kraliçesi bir daha asla oradan dışarıya adımını atmadı. (Rennala, Marikaâdan nefret ettiğinden dolayı haritanın genelinde sık sık bulabileceğiniz Stakes of Marikaâlardan Raya Lucariaâda hiç bulamazsınız. Bu sebeple Rennala boss fightı belki de oyundaki en uzak yeniden dirilme noktasına sahiptir.)
Rennala, Queen of the Full Moon
Hem Raya Lucariaânın hem de Caria Kraliyet Ailesinin yöneticisi olan bu büyük figür ortadan kalkınca Liurniaâda bir iç savaşın çıkması işten bile değildi. Liurniaânın kuzeyinde yerleşkeleri olan Caria Kraliyet Ailesi ve onları yeni yönetimde kabul etmeyecek Raya Lucariaânın şövalyeleri arasında kıran kırana bir savaş başladı. Şövalyeler Cariaâlıları Caria Manorâa kadar geri püskürtse de Cariaâlılar bu kalede bulunan aşılamaz bir güvenlik büyüsü sayesinde hayatta kalmayı başardılar. İçeri giremeyen şövalyeler ve dışarı çıkamayan Cariaâlılar için savaş orada son buldu ve Raya Lucaria, şövalyelerin elinde kaldı.
Caria Manor
Liurnia Şövalyesi
Liurnia İç Savaşının kalıntıları
Yıllar yılları (belki de yüzyıllar yüzyılları) bu şekilde kovaladı. Lands Betweenâdeki tek rakibi olan Cariaâlıların dağılmasıyla Leyndell ve Golden Order artık en güçlü zamanlarını yaşıyordu. Marika ve Radagonâun ikiz çocukları Malenia ve Miquella doğmuş ve kendi isimlerinden bahsettirmeye başlamışlardı bile. Elbette tüm çocuklar en büyükleri Godwynâin gölgesinde yaşıyorlardı ancak birer Empyrean olarak seçilen Ranni, Malenia ve Miquella Elden Ringâin gücünü taşıyabilecek varisler olarak öne çıkıyorlardı.
Ancak Ranniânin aksine Malenia ve Miquella, lanetli doğmuşlardı. Malenia tüm diyarlardaki en yetenekli ve hiç yenilmemiş olmasıyla nam salan bir kılıç ustası olmasına rağmen bedeni kızıl çürüme ile karşı karşıyaydı. Kızıl çürüme zamanla Maleniaânın sağ kolunu ve bacaklarını çürütmüş, kızın vücuduna bu uzuvların protezleri takılmıştı. Miquellaâya gelince diyardaki en zeki ve herkesin sevgisini kolayca kazanabilen bu varlık sonsuza dek bir çocuk bedeni içerisinde hapsolmakla lanetlenmişti. İkizler daima çok yakınlar ve birbirlerine sürekli destek oluyorlardı. Miquella, Maleniaânın çürümesini önlemek için bir tedavi bulacağına, Malenia ise kanının son damlasına kadar kardeşini korumaya yemin etti. İkizler, bu uğurda Golden Orderâı bile umursamayacak derecede birbirlerine bağlıydı.
Miquella ve Malenia, Resim: GravityDusty – Danbooru
Kalan tek Empyrean Ranni ise annesine yapılanlardan ötürü Marika ve Radagonâdan nefret ediyor, Marikaânın varisi olma fikri onu çileden çıkarmaya yetiyordu. Empyrean olmaktan kurtulmanın yollarını arayan Ranni fikir üzerine fikir, teori üzerine teori üretirken en nihayetinde bedeninden kurtulursa Empyreanlıktan da kurtulacağını keşfetti. Şimdi sıra kendini öldürmeden bedeninden nasıl kurtulacağının yolunu bulmaktaydı.
Kara Bıçakların Gecesi ve Elden Ring’in Parçalanması
Bir ritüel ve bir kurban. Ranniânin ruhunun bedeninden ayrılması için bir ritüel ve bir kurbana ihtiyacı vardı. Biri bedeninden kurtulacak ve ruhunu koruyabilecek diğeri ise bedeni sağlam kalmasına rağmen ruhu yok edilecek. Ancak sıradan birinin ruhu ile olmaz. Eğer bir yarı tanrı bedeninden olacaksa, ruhundan olacak kişi de bir yarı tanrı olmalıydı. Ranni düşündü. Rykard ve Radahn olamazdı, öz kardeşlerini (Radahn Ranniânin kaderini durdurmuş olsa bile) öldürmeyi yeğlemezdi. Miquella her zaman Malenia tarafından korunur ve Maleniaâyı öldürmek için diyardaki en büyük ordular bile yetersiz kalabilirdi. Mohg ve Morgott yarı tanrı olmasına öyleydiler ancak alamet olduklarından dolayı ritüel için uygun sayılmazdılar. Geriye öldürülmesi için en uygunu, diğerlerine göre en savunmasızı olan Golden Orderâın varisi Godwyn kalıyordu. Ranni hedefini seçti.
Geriye sadece ölümü Malikethâten çalmak ve Godwynâi öldürecek birilerini bulmak kalıyordu. Bu meseleyi nasıl hallettiği bilinmez ancak Ranni ironik bir şekilde Marikaânın soyu olan Numenlerden bir suikastçı ekibi toplamayı başarmıştı. Suikastçılar Malikethâten çaldıkları ölüm rününün bir parçasını bıçaklarına sürdükler ve bıçakları geceden bile daha siyah bir hale büründü.
Her şey hazırdı. Kara bıçakların gecesinde Numen suikastçılar Golden Orderâın en büyük temsilcisi Altın Godwynâi bıçaklayıp ruhunu söktüler. Ranni ise aynı vakitte Liurniaâdaki kutsal kulede kendi bedenini yaktı. Artık Ranni bedeni olmayan bir ruh, Godwyn ise ruhu olmayan bir bedendi.
Godwyn The Golden, ölümün lanet izinin yarısı kendi sırtına diğer yarısı da Ranni’nin bedenine kazınmıştır.
Kraliçe Marika, en gözde çocuğunun ölümüyle büyük bir sarsıntı geçirdi. Hep hayalini kurduğu kimsenin ölümle yüzleşmediği binyıllarca süren bu düzen gözlerinin önünde bir anda yok olmuştu. Belki bu ölüm, Greater Willâi sorgulamasına neden oldu belki de (bazı teorilere göre) bu en baştan Marikaânın kendi planıydı ancak Marika artık Elden Ringâin kutsaliyetini reddetmeye başladı. Bir gün çekicini alıp Elden Ringâi paramparça edene kadar hiddetle kırdı. Elden Ringâin parçalanmış rünleri diyarın dört bir yanındaki çocuklarına dağıldı. Söylenen o ki o günden itibaren Kraliçe Marika bir daha hiç görülmedi.
Anlatılacak çok şey ve verilecek çok detay var ancak elimden geldiğince ince detaylara girmeden loreâu bitirmeye çalışıyorum. Dördüncü ve son bölümde yarı tanrıların savaşından oyunun başlangıcına kadar olan dönemi anlatıp seriyi bitirmeyi planlıyorum. Buraya kadar okuyan herkese tek tek teşekkürlerimi sunarım. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere hoşçakalın, oyunla kalın.
Elden Ringâte olaylar arası vakitler genellikle çağlar sürecek kadar uzun sürebiliyor. Örneğin Antik Ejderhalar Döneminin kapanışından Age of The Erdtreeânin başlangıcına kadar yüzyıllar, belki de binyıllar geçmiştir. Lore tam bir mythos ve karakterler de adeta gerçek tanrılar olduğundan bu zaman dilimleri onlar için çok bir şey ifade etmemesi çok normal. Ölüm, Malikethâte saklı kaldığı sürece zamanın Lands Betweenâdeki yaratıklara herhangi bir etkisi bulunmuyor.
Bu sebepledir ki Lord Godfreyâin Lands Betweenâi başından sonuna kadar fethedişi ve ordusunun Morne Kalesinin önünde son savaşı vermesi ne kadar uzun sürmüştür bilemiyoruz. Ancak bu fetih devam ederken birinci ve ikinci Liurnia savaşlarında Golden Order ordusunun generallerinden kızıl saçlı Radagon en önlere çıkmaya, Lord Godfreyâden sonraki en güçlü savaşçı olmaya aday olarak gösterilmişti.
Golden Orderâın ordusu Liurnia gölünün kıyılarına dayandığında Kraliçe Rennala, Raya Lucariaâda kalmak yerine bu ordu ile bizzat kapışmayı seçmişti. Radagon ile Rennalaânın ilk karşılaşması 1. Liurnia Savaşında gerçekleşti. Savaş ne Golden Order ne de Raya Lucaria lehine bitmişti. Ancak Greater Will eksiksiz bir fetih istiyor, Lands Betweenâde tam bir hakimiyet kurmak istiyordu.
Nitekim bu istekler daha fazla savaş ve vahşete yol açtı. Radagon ve ordusu daha büyük bir orduyla tekrar saldırmayı denedi ve Rennala daha güçlü bir savunma ortaya koydu. Savaş büyük kayıplara yol açtı ancak iki taraf da kaybetmeyi göze alamıyordu. Savaşın neticelenmesi için Radagon ile Rennala ordu komutanları olarak görüşmeye başladılar. Bu görüşmeler sırasında Rennala onu nasıl ikna etti bilemiyoruz ancak Radagon, Golden Orderâa sırt çevirip kendini Rennalaâya adamaya karar verdi. Liurniaânın batısında yer alan Church of Vowsâta bir daha vahşi hislerine kapılmayacağına yemin etti ve Rennala ile orada evlendi.
Radagon ile Rennalaânın evliliği savaşın iki tarafı için ateşkes oldu ve Liurnia ile verilen iki savaşı da kazanamayan Golden Order için geri çekilme ve toparlanma vakti geldi. Savaşlar bitmiş Lord Godfreyâin Lands Betweenâin en güneyindeki hedefi Castle Morne da düşmüş ve savaşacak herhangi bir yer kalmamıştı. Söylentilere göre son savaşından sonra Godfreyâin gözlerindeki o savaşçı ateşi gitmiş, yerine tecrübeli olmasına rağmen yorgun ve bitkin bir kral gelmişti. Bu durum Kraliçe Marika tarafından hoş görülmedi ve Lord Godfreyâi ve ordularını Lands Betweenâin öte diyarlarında (Badlands) savaşlarına devam etmek için sürgüne yolladı.
Bizim bugün oyunda âTarnishedâ dediğimiz kavram bu sürgüne gönderilenlere verilen isimdir. Kraliçe Marika tarafından kutsal ışığın rehberliğinden (Guidance of Grace) menedilen ve Lands Betweenâden sürülen kişiler, ilk Tarnishedâlar olarak tarihe geçtiler. Lord Godfrey de bu ordunun komutanı olarak ilk tarnished oldu ve eski ismini geri aldı; Hoarah Loux, Chieftain of the Badlands.
Başta da bahsettiğim gibi Elden Ringâteki süreçler yüzyıllar ile açıklanabiliyor. Lord Godfreyâin fetihlerinin sonlanması ve sürgün edilmesi süreci de yüzyıl denilebilecek bir süreçte gerçekleşmiş olsa gerek ki bu süreçte Radagon ve Rennalaânın çoktan üç çocuğu olagelmişti. Bu çocuklar en büyüğünden en küçüğüne sırasıyla Rykard, Radahn ve Ranniâydi. çocukların üçü de Raya Lucariaânın kendilerine sunduğu büyü derslerinden nasibini aldı. Ağabeylerinden farklı olarak Ranni, Two Fingers tarafından Empyrean olarak seçilmişti.
Godfreyâin sürgün edilmesiyle artık yeni bir Elden Lordâa ihtiyaç duyan Kraliçe Marika, bir zamanlar ordusunun en büyük generallerinden biri olan Radagonâu Elden Lord ve Kraliçe Konsortu olarak geri çağırdı. Radagonâun Rennala ile beraberken nasıl olur da bu kadar kolay bir şekilde Rennalaâyı terk edip Kraliçe Marika ile evlendiği lore bakımından karanlıkta kalan bir kısım. Ancak kaynaklar öyle gösteriyor ki Radagon, Kraliçe Marikaânın çağrısına cevapsız kalmadı ve onunla evlenerek İkinci Elden Lord ünvanını aldı. Marika, Radagonâun çocuklarını kendi çocukları ilan etti ve çocukları Leyndellâe kabul etti.
Tüm bunlar yaşanırken Rennala tarafında işler giderek üzücü bir hal almaya başlıyordu. Hem kocası tarafından terk edilmesinin hem de çocuklarının elinden alınmasının acısıyla kendisini Raya Lucariaânın devasa kütüphanesine kapatan Dolunay Kraliçesi bir daha asla oradan dışarıya adımını atmadı. (Rennala, Marikaâdan nefret ettiğinden dolayı haritanın genelinde sık sık bulabileceğiniz Stakes of Marikaâlardan Raya Lucariaâda hiç bulamazsınız. Bu sebeple Rennala boss fightı belki de oyundaki en uzak yeniden dirilme noktasına sahiptir.)
Hem Raya Lucariaânın hem de Caria Kraliyet Ailesinin yöneticisi olan bu büyük figür ortadan kalkınca Liurniaâda bir iç savaşın çıkması işten bile değildi. Liurniaânın kuzeyinde yerleşkeleri olan Caria Kraliyet Ailesi ve onları yeni yönetimde kabul etmeyecek Raya Lucariaânın şövalyeleri arasında kıran kırana bir savaş başladı. Şövalyeler Cariaâlıları Caria Manorâa kadar geri püskürtse de Cariaâlılar bu kalede bulunan aşılamaz bir güvenlik büyüsü sayesinde hayatta kalmayı başardılar. İçeri giremeyen şövalyeler ve dışarı çıkamayan Cariaâlılar için savaş orada son buldu ve Raya Lucaria, şövalyelerin elinde kaldı.
Yıllar yılları (belki de yüzyıllar yüzyılları) bu şekilde kovaladı. Lands Betweenâdeki tek rakibi olan Cariaâlıların dağılmasıyla Leyndell ve Golden Order artık en güçlü zamanlarını yaşıyordu. Marika ve Radagonâun ikiz çocukları Malenia ve Miquella doğmuş ve kendi isimlerinden bahsettirmeye başlamışlardı bile. Elbette tüm çocuklar en büyükleri Godwynâin gölgesinde yaşıyorlardı ancak birer Empyrean olarak seçilen Ranni, Malenia ve Miquella Elden Ringâin gücünü taşıyabilecek varisler olarak öne çıkıyorlardı.
Ancak Ranniânin aksine Malenia ve Miquella, lanetli doğmuşlardı. Malenia tüm diyarlardaki en yetenekli ve hiç yenilmemiş olmasıyla nam salan bir kılıç ustası olmasına rağmen bedeni kızıl çürüme ile karşı karşıyaydı. Kızıl çürüme zamanla Maleniaânın sağ kolunu ve bacaklarını çürütmüş, kızın vücuduna bu uzuvların protezleri takılmıştı. Miquellaâya gelince diyardaki en zeki ve herkesin sevgisini kolayca kazanabilen bu varlık sonsuza dek bir çocuk bedeni içerisinde hapsolmakla lanetlenmişti. İkizler daima çok yakınlar ve birbirlerine sürekli destek oluyorlardı. Miquella, Maleniaânın çürümesini önlemek için bir tedavi bulacağına, Malenia ise kanının son damlasına kadar kardeşini korumaya yemin etti. İkizler, bu uğurda Golden Orderâı bile umursamayacak derecede birbirlerine bağlıydı.
Kalan tek Empyrean Ranni ise annesine yapılanlardan ötürü Marika ve Radagonâdan nefret ediyor, Marikaânın varisi olma fikri onu çileden çıkarmaya yetiyordu. Empyrean olmaktan kurtulmanın yollarını arayan Ranni fikir üzerine fikir, teori üzerine teori üretirken en nihayetinde bedeninden kurtulursa Empyreanlıktan da kurtulacağını keşfetti. Şimdi sıra kendini öldürmeden bedeninden nasıl kurtulacağının yolunu bulmaktaydı.
Kara Bıçakların Gecesi ve Elden Ring’in Parçalanması
Bir ritüel ve bir kurban. Ranniânin ruhunun bedeninden ayrılması için bir ritüel ve bir kurbana ihtiyacı vardı. Biri bedeninden kurtulacak ve ruhunu koruyabilecek diğeri ise bedeni sağlam kalmasına rağmen ruhu yok edilecek. Ancak sıradan birinin ruhu ile olmaz. Eğer bir yarı tanrı bedeninden olacaksa, ruhundan olacak kişi de bir yarı tanrı olmalıydı. Ranni düşündü. Rykard ve Radahn olamazdı, öz kardeşlerini (Radahn Ranniânin kaderini durdurmuş olsa bile) öldürmeyi yeğlemezdi. Miquella her zaman Malenia tarafından korunur ve Maleniaâyı öldürmek için diyardaki en büyük ordular bile yetersiz kalabilirdi. Mohg ve Morgott yarı tanrı olmasına öyleydiler ancak alamet olduklarından dolayı ritüel için uygun sayılmazdılar. Geriye öldürülmesi için en uygunu, diğerlerine göre en savunmasızı olan Golden Orderâın varisi Godwyn kalıyordu. Ranni hedefini seçti.
Geriye sadece ölümü Malikethâten çalmak ve Godwynâi öldürecek birilerini bulmak kalıyordu. Bu meseleyi nasıl hallettiği bilinmez ancak Ranni ironik bir şekilde Marikaânın soyu olan Numenlerden bir suikastçı ekibi toplamayı başarmıştı. Suikastçılar Malikethâten çaldıkları ölüm rününün bir parçasını bıçaklarına sürdükler ve bıçakları geceden bile daha siyah bir hale büründü.
Her şey hazırdı. Kara bıçakların gecesinde Numen suikastçılar Golden Orderâın en büyük temsilcisi Altın Godwynâi bıçaklayıp ruhunu söktüler. Ranni ise aynı vakitte Liurniaâdaki kutsal kulede kendi bedenini yaktı. Artık Ranni bedeni olmayan bir ruh, Godwyn ise ruhu olmayan bir bedendi.
Kraliçe Marika, en gözde çocuğunun ölümüyle büyük bir sarsıntı geçirdi. Hep hayalini kurduğu kimsenin ölümle yüzleşmediği binyıllarca süren bu düzen gözlerinin önünde bir anda yok olmuştu. Belki bu ölüm, Greater Willâi sorgulamasına neden oldu belki de (bazı teorilere göre) bu en baştan Marikaânın kendi planıydı ancak Marika artık Elden Ringâin kutsaliyetini reddetmeye başladı. Bir gün çekicini alıp Elden Ringâi paramparça edene kadar hiddetle kırdı. Elden Ringâin parçalanmış rünleri diyarın dört bir yanındaki çocuklarına dağıldı. Söylenen o ki o günden itibaren Kraliçe Marika bir daha hiç görülmedi.
Anlatılacak çok şey ve verilecek çok detay var ancak elimden geldiğince ince detaylara girmeden loreâu bitirmeye çalışıyorum. Dördüncü ve son bölümde yarı tanrıların savaşından oyunun başlangıcına kadar olan dönemi anlatıp seriyi bitirmeyi planlıyorum. Buraya kadar okuyan herkese tek tek teşekkürlerimi sunarım. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere hoşçakalın, oyunla kalın.