KONU AÇ !

Topluluğumuzda Konular Açın ve Bize Ulaşın !

Yeni Konular !

Konulara Yorum Yapın ve Konunuzu Öne Çıkarın !

Bize Ulaşın !

Yöneticilerimiz Size 7/24 Yardımcı Olmak İçin Hazır !

SİLKROAD TÜRKİYE'NİN EN YENİ SİSTEMLİ VE MÜŞTERİ SEVGİSİYLE EN İYİ REKLAM PLATFORMLARINDAN BİTANESİ SROCENTER SEN YOKSAN Bİ KİŞİ EKSİK !

Elden Ring Lore Bölüm 4: Shardbearer’ların Savaşı

srocenter Can

Forum Admin
Moderatör
Center Üyesi
Bilişim Sahibi
Çevirmen
Coder
Grafiker
Guild Master
Guild Üyesi
Reklamcı
Server Sahibi
Supporter
V.i.P
Katılım
18 Haz 2023
Mesajlar
15,992
Tepkime puanı
4
Puanları
38
Bundan birkaç hafta önce Shadow of the Erdtree DLCâsinin duyurulması üzerine Elden Ring loreâunun üzerinden tekrar geçtiğimiz serinin son bölümüne hoş geldiniz.Godfreyâin sürgün edilişinden, Radagonâun yükselişinden ve Leydi Ranniânin sebep olduğu tüm savaşları başlatacak olan Godwynâin cinayetinden bahsetmiştik.

Bu bölüm aslında oyunun fragmanlarında ve oyuna giriş sekanslarında bize en çok bahsedilen bölümdür. Shardbearerâlar yani Rüntaşırlar, Elden Ringâin Lands Betweenâin dört bir yanına dağılmış olan parçalarını tutan ve güçlerini ele geçiren yarı tanrılar. Her biri artık elde ettiği bu güçleri idrak etmeye çalışıyor, her biri yeni çağın hâkimi olmak için kendi stratejilerini belirlemeye çalışıyorlardı.
Elden Ringâin Parçalanmasından Bir Süre Sonra:


Godwynâin ölmesi (aslında tam olarak ölemedi çünkü ruhu Erdtreeâye hiçbir zaman dönmedi) ve Marika ile Radagonâun Elden Ringâin parçalanmasından itibaren bir daha asla görülememesi ilk etapta huzursuzluğa yol açsa da bir müddet boyunca barış devam etti. Bu barışın ve ittifakın yegâne sebebi Marikaânın Godwynâden sonraki en büyük çocuğu, yaşayan yarı tanrıların en yaşlısı Morgott olmuştu. Morgott, her ne kadar bir alamet olsa ve alametler Erdtree çağında lanetli olarak görülseler de Erdtreeâye sırt çevirmemişti. Yıllarca Leyndellâin lağımlarında yaşayan ve Elden Ringâin merkezindeki büyük rünü ele geçiren alamet, Leyndellâin hakimiyetinde hak iddia etmiş ve Erdtreeâyi hayatı pahasına korumaya ant içmişti.

Ancak onları bir alametin yönettiği Leyndell halkı tarafından bilinirse onu kabul etmeyecekleri için Morgott kendini ve boynuzlarını örttü ve Velied Monarch (Örtülü-Peçeli Hükümdar) lakabını aldı. Ancak Morgott, Elden Ringâin ve Greater Willâin herhangi bir desteğine sahip olmaması sebebiyle tek başına Lands Betweenâin her bölgesini kontrol edecek güce sahip olamadı. Bu sebeple ilk etapta diğer Shardbearerâlar ile bir ittifak kurdu ve her bir bölgeye kendisine sürekli rapor vermeleri için Gece Süvarileriâni (Night Cavalry) gönderdi.
Morgott.jpg
Morgott, The Veiled Monarch, The Grace Given, The Omen King

İttifak aslında Morgottâun boss savaşında bahsettiği kişilerden oluşuyordu. Alamet Kral olarak kendisi, Altın Düzenâin temsilcisi Godrick The Golden, İkiz Dahiler Miquella ve Malenia, General Radahn, Yargıç Rykard ve Ay Prensesi Ranni. Ranniânin Elden Ringâin parçalanmasına sebep olduktan sonra nasıl ittifaka katıldığı hakkında kesin olarak söyleyeceğimiz bir şey yok. Burada iki teori ortaya çıkıyor; ya diğer yarı tanrıların Ranniânin yaptıklarından haberi yoktu ya da haberleri olsaydı bile Ranniânin artık Empyreanâlıktan kurtulmasıyla Caria bölgesinin sorumlusu olması sebebiyle mecburen böyle bir ittifaka çağırılmıştı. İki teori de gayet kuvvetli görünüyor ve en nihayetinde Godwynâin ölümünün failini bilmemiş olmaları ve Caria bölgesinin kontrolünü elinde tutan Ranniâyi de ittifakta bulundurmaları olabilitesi en yüksek teori olarak görünüyor.

Rüntaşırların durumlarını daha doğru anlatmak için hepsinden tek tek bahsetmek gerek diye düşünüyorum çünkü bu ittifakın dağılmasında her bir rüntaşırın kendine özgü hedefleri ve idealleri bulunuyor.
Rüntaşırların Emelleri:


Morgottâtan başlarsak eğer kendisi Erdtreeânin tek gerçek koruyucusu olduğunu düşünüyor ve Tanrıçaânın kaybının, ağabeyi Godwynâin ölmesinin ve Erdtree çağının sonlanmasının sebeplerini diğer yarı tanrılarda görüyor. Ona göre hepsi kendi hırslarının peşinden koşmuş ve asla Greater Willâe gerçek hizmetkar olamamışlardır. Ancak ilginç bir şekilde de bu durumdan kendini sorumlu tutmuş ve Greater Willâin onu asla yeni hükümdar olarak seçmeyeceğini bilse de Elden Ringâin tezahürü Erdtreeâyi hayatı pahasına korumaya yemin etmiştir.

Godrick The Golden, oyun içerisindeki anlatılarda Marikaânın uzaktan akrabası olarak tarif edilir ancak Numenâlerin hepsinin kadın olduğunu bildiğimizden dolayı olsa olsa Lord Godfreyâin uzaktan akrabası olabilir. Godwynâin ölümünün ardından Leyndellâde yer iddia etmiş ve altın soyun temsilciliğini üstlenmiştir. İleride de bahsedeceğimiz gibi Godrick gibi Lord Godfreyâin birçok akrabası daha tahtta ve Leyndellâde hak iddia edeceklerdir. Ayrıca Godrickâin Lord Godfreyâe fazlasıyla özendiğini biliyoruz. Balta kullanması ve baltasında aslan sembolünü bulundurması bunların en belirgin örneklerindendir.
Godrick.jpg
Godrick The Golden, bizim bildiğimiz adıyla Godrick The Grafted

Miquella ve Malenia, Ranniânin Empyreanâlıktan çekilmesiyle birlikte tanrı ve tanrıçalığa yükselecek yegâne adaylar olabilirlerdi ancak kendilerinin farklı planları bulunuyordu. Miquella, kardeşinin ve kendinin lanetinin kırılması için yıllar boyunca Greater Willâden medet umdu. Ancak Greater Willâin, Maleniaânın gözlerinin önünde çürümesine engel olmaması, onun Greater Willâe sırt çevirmesi için yeterli bir sebepti. Miquellaânın kendi amaçlarını gerçekleştirmek için artık kendi yollarını bulması gerekiyordu. Hem saygı duyduğu ağabeyi Godwynâin ölümünün tamamlanması için hem de kız kardeşi Maleniaânın çürümesini önlemek için Elphaelâe, Lands Betweenâin en kuzeyine çekildi.

Miquellaânın keşfettiği şey ise çürümenin sebebinin başka bir dış tanrının etkisi olduğuydu. Bu sebeple Miquella, vücuda batırıldığında tüm dış tanrıların etkisini kesen bir iğne geliştirmeye çalıştı. Alaşımsız Altın İğne olarak da bilinen bu eşya Maleniaânın çürümesini önlemeye başladı. Malenia bu iğne sayesinde daha sonra değineceğimiz savaşlarda boy gösterebilecektir.

Miquellaânın, Godwynâi ölümden geri getirmeye çalışması ise bir güneş tutulmasına bağlıydı. Bu aslında sadece bir teori ve eğer Elden Ring DLCâsinde hikâyenin bu yönden ilerlediğini görürsek bu konuyu daha da genişletebiliriz.

General Radahn, Yıldızların Fatihi. Radahn, Radagon ile Rennalaânın çocuğu olsa da her zaman Lord Godfreyâe özenen onun gibi olmak isteyen birisiydi. Zırhının her bir parçasında bulunan aslan motifleri de onun anısına yapılmıştı. Radahn çocukluğunda Raya Lucariaâda eğitim aldığı gibi ilerleyen zamanlarda Selliaâda da yer çekimi büyüsünü öğrenmeye başlayacaktı.

Radahn kendini kanıtlamak isteyen bir yarı tanrıydı dolayısıyla kendisinin en büyük hedefi sahip olduğu yer çekimi büyüsüyle gökyüzünü fethetmek, yıldızların hâkimi olmaktı. Ki en nihayetinde bunu başarmış ve yarı tanrıların iki en güçlü ismi arasına ismini yazdırmıştı. Ancak Radahnâın ve diğerlerinin bilmediği şey ise Lands Between içerisindeki tüm dengelerin yıldızların hareketi ile sağlandığıydı. Özellikle Leydi Ranniânin kaderi yıldızların hareketsiz kalmasıyla bağlanmıştı.
Radahn.jpg
General Radahn, Starscourge Radahn veya Conqueror of the Stars

Leydi Ranni Empyreanâlığından kurtulduğundan beri Caria Kraliyet Ailesiânin başına geçmiş ve Shatteringâten kendine düşen büyük rünü kabul etmeyip atmıştı. Şimdiki tek amacı bir şekilde General Radahnâı yenerek yıldızları serbest bırakmak ve Lands Betweenâde yeni bir çağ başlatmaktı. Yıldızların çağı.

Yargıç Rykardâa gelecek olursak kendisi Golden Order döneminde acımasız bir yargıç olarak tanınıyordu. Elden Ringâin parçalanmasının ardından Gelmir Dağıândaki malikanesinde kendisini yeni bir güç arayışında buldu. Ayrıca yarı tanrıların, kendilerini hiç umursamayacak bir dış tanrı için savaş vermesini alçaltıcı buluyor, kendine bir hakaret olarak görüyordu. Tüm bunlar Rykardâın ileride Greater Willâe karşı büyük bir hareket başlatmasının nedenleri olacaktı.

Bu bölümde daha önce hiç bahsetmediğimiz Mohg ise ikiz kardeşi Morgottâun aksine hiç yüzeye çıkmadı. Mohg, bir dış tanrı olan The Formless Motherâın etkisi altındaydı ve Lord of Blood olarak kendi düzenini başlatmak istiyordu. Bu düzenin tanrısı olarak da yarı tanrıların en zekisi Miquellaâyı seçmişti. Eğer Mohg bir şekilde Miquellaâyı ikna edebilirse Kan çağını başlatabilecek ve kendisi bu çağın ilk Elden Lordâu olabilecekti. Tüm bu düşüncelerle Mohg, Maleniaânın korumasındayken Elphaelâe ve Miquellaâya nasıl ulaşabileceğini bulmaya çalışıyordu.
1. ve 2. Leyndell Savunmaları:


Morgottâun idare etmeye çalıştığı yarı tanrılardan oluşan bu ittifak ilk darbesini Godfreyâin uzaktan akrabalarının ayaklanması ve Leyndellâe saldırıya kalkışmasıyla yedi. Aslında taraflar tam olarak burada açıklanmıyor ancak beden aşılama yöntemini kendisine uygulayabilen Godefroy The Graftedâın bu savaşta yakalanıp esir edilmesi, saldırganların Godfreyâin uzak akrabaları olabileceğini işaret ediyor (Daha sonraları bu aşılama tekniğini Godrick de kullanmayı öğrenecek ve Godrick The Grafted olarak anılacaktı.). Diğer taraftan bu savaş sırasında Godrickâin kadınların arasına karışıp Leyndellâi terk etmesi de onun Morgottâa ihanetini açıklar nitelikteydi. Öyle görünüyor ki Godrick, saldırganların içerideki ajanı olmuştu.
Leyndell-Savunmalari-1.jpg
Elden Ring’in fragmanlarında gösterilen bu kısım 2. Leyndell savunmasına ait.

Leyndell bu savaşta başarıyla savunuldu ancak bir sorun vardı ki ittifak dağılmaya başlamıştı. Her yarı tanrı kendi çağını başlatmak istiyor, yavaş yavaş aralarında büyük kavgalar çıkmaya başlıyordu. İttifakın en güçsüz üyesi Godrick bile askerleri ile Stormveil Kaleâsine kaçmış kendini güçlendirmek için beden aşılama yöntemini kendine uygulamaya başlamıştı.

Bu karışıklıktan en çok rahatsız olan General Radahn olmuştu. Morgottâun Greater Will tarafından istenmemesi ve buna rağmen Leyndellâde hak iddia etmesi, tüm bu uyumsuzluğun da Golden Orderâı bu denli zayıflatması onu Leyndellâi fethetmeye itti. Radahn ittifaktaki yerini bozarak tüm gücünü topladı ve Leyndellâe doğru yürüdü. Yarı tanrılar arası iç savaşın başlamasıyla ittifakın diğer tüm üyeleri de kendi kabuğuna çekildi.

Artık Leyndellâin kaderi, Morgott ile Radahn arasında yapılacak savaşın kazananına bağlıydı. İki güç de kendini Golden Orderâın haklı varisi olarak görüyor ancak olaylara farklı açılardan bakıyorlardı. Bir alamet olan Morgottâun bu savaşta yer alması elzemdi ancak eğer alamet olduğu açığa çıkarsa Leyndell halkı ona sırt çevirip Radahnâın saflarına geçebilirdi. Bu nedenle Morgott, ahalisine kendini Morgottâun en büyük hizmetkarı Margit olarak tanıttı. Bu sayede ahalisi kendisini savaştayken tahtta oturuyor sansa da en ön saflarda yer alarak Radahnâın güçlerini püskürtmeyi sağlayabilecekti.
Leyndell-Savunmalari-2.jpg
Margit The Fell ve General Radahn

Savaşın kaderi Radahnâın aleyhine işledi. çağlardan beri sadece bir defa (antik ejderhalar savaşı) duvarları yıkılan Leyndell, bu defa da sağlam kalmayı başardı. Radahn ve orduları Redmane kalesine geri çekildi ve Margitâin namı tüm Lands Betweenâe yayıldı.
Gelmir Dağı Savaşları (Volcano Manor Saldırıları):


Aradan ne kadar süre geçtiğini pek bilmesek de (sonuçta yarı tanrıların hayatlarından bahsediyoruz ve bu süre Haligtreeânin büyümesine bakılırsa yüz yıl kadar sürmüş bile olabilir.) Rykardâın Greater Willâe ihanet etmesi üzerinde Morgott, ordularıyla beraber Rykardâı bitirmek için Gelmir Dağıâna yürüdü. Dağın eteklerinde gerçekleşen bu savaşın Elden Ringâin parçalanmasından sonraki en yıkıcı savaş olduğu söylenir. Ancak iki ordu da bu savaştan net bir galibiyetle ayrılamamıştır. Geriye kalan tek şey dağdaki savaşın korkutucu izleri olmuştur.
Gelmir-Dagi.jpg


Bu savaştan sonra Rykard, kendini ve büyük rününü tanrı yiyen yılana yedirmiş, yılanla bir olmuştur. Kendi malikanesine gelen yolu düşen her bir misafir, Rykard tarafından yenmeye başlamış ve yılanın boyutu bugün Rykard boss savaşına gittiğimizdeki boyutuna ulaşmıştır. Yılan tarafından yenildiğinden beri artık o Yargıç Rykard değil, Küfrün Lordu Rykard olmuştu.
Rykard.jpg
Rykard Lord of Blasphemy, konsept tasarım
Maleniaânın Hikayesi ve Aeonia Savaşı:


Miquella ve Malenia, ikinci Leyndell savunmasından itibaren Elphaelâe çekilmiş ve Miquella, kendisiyle başlayacak yeni bir dönemin görüntülerini görmeye başlamıştı. Miquellaâya göre sorun Erdtreeânin kendisiydeydi. Yeni bir dönem için yeni bir kutsal ağaç gerekiyordu. Bu sebeple Miquella Elphaelâin göbeğine Erdtreeâden kopardığı dallardan birini dikti ve fideyi kendi kanıyla sulamaaya başladı. Haligtreeânin oluşumu bu şekilde başladı. Bir yarı tanrının kanı ile sulanan ağaç, inanılmaz bir hızla büyüdü ve bugünkü halini aldı.
Haligtree.jpg


Miquella araştırmalarına bu ağacın kovuğunda devam ediyordu ancak kendi lanetini kıramadığı müddetçe kız kardeşine daha fazla yardımcı olamayacağını anlamıştı. Miquellaânın tam potansiyeline erişebilmesi için sonsuza dek çocuklukla lanetlenmiş bu bedenden ayrılmalıydı. Yarı tanrı çareyi Haligtreeânin köklerinde buldu. Eğer muazzam bir hızla büyüyen bu ağaca kendini bir şekilde bağlayabilirse, o büyümeden faydalabileceğini düşündü. Kendini Haligtreeâye aktaran bir kozaya bağladı ve Maleniaâya onun dönüşünü beklemesini söyledi.

Elphaelâde tek başına kalan Malenia artık daha zayıf bir durumdaydı. Belki Stormveilâde Godrickâin ona sürekli hakaret etmesinden bunalması belki de Radahnâın yıldızların hareketini durdurmasıyla sadece Ranniânin değil diğer tüm yarı tanrıların kaderlerini bağlamış olmasını fark etmesi midir bilinmez ancak ordusuyla birlikte güneye yürümeye karar vermişti. Malenia önce Godrickâe haddini bildirecek ardından da General Radahnâı mağlup ederek kardeşinin kaderini gerçekleştirmesini sağlayabilecekti.

Mohgâun yıllarca beklediği an buydu.

Malenia ve ordusunun büyük kısmı Haligtreeâyi terk ettiğinden artık savunmasız kalan Miquella için Mohg hemen harekete geçti. Alamet, ilk olarak kendi sarayından Haligtreeânin yakınlarına açılan bir portal inşa ettirdi. Tüm ordusuyla Haligtreeâye akın etti ve Maleniaânın da yokluğuyla aşırı zayıflamış bu şehirden Miquellaâyı kaçırıp kendi sarayına getirmeyi başardı.
Mohg.jpg


Bu sırada Malenia, çoktan Stormveil Kaleâsinde Godrickâi yenmiş ve Godrickâin af dilemesi için ayaklarına kapandırtmıştı. Bir sonraki hedefi General Radahn olan yarı tanrı, Caelid bölgesine zafer üstüne zafer kazanarak gelmişti. Maleniaânın Stormveilâde Godrickâi yenmiş olduğunu öğrenen Radahn da boş durmamış, ordusunu gerçekleşecek bir savaşa hazırlamıştı.

Miquella Mohgâun sarayında yerini aldığında iki ordu çoktan Aeonia bölgesinde savaşa girişmişti. Yarı tanrıların en güçlüleri ve en maharetlileri, bir sonraki düzenin en güçlü iki adayı artık bu savaşta kozlarını paylaşıyorlardı. Malenia ustalıkla kullandığı kılıcıyla bir bir Redmane şövalyelerini doğrarken Radahn yaptığı tek bir yer çekimi büyüsüyle Cleanrot ordusunu yere mıhlıyordu. En nihayetinde karşı karşıya gelen iki yarı tanrı, Radahnâın lehine ilerleyen bir düelloya tutuştular.
Radahn-Malenia.jpg


Radahn rakibine her zaman saygıyla yaklaşmıştı. Elden Ringâin fragmanlarında Radahnâın, protez kolu çıktığında Maleniaânın durup kolunu takmasını bile beklediğini görebiliyoruz. Ancak savaş sırasında Miquellaânın tasarladığı iğne kırılmış olsa gerek ki Malenia, tekrar kızıl çürüğe esir olmaya başladı. Savaşı kaybedeceğini anlayan yetenekli kılıç ustası, yaptığı son bir hamle ile Radahnâın sırtına çıktı ve ilk çiçeğini açtı. Kızıl çürüğün çiçeği tüm Caelidâi içine alan bir salgın başlattı ve Aeoniaâyı bir kızıl çürük bataklığı haline getirdi.
Radahn-Malenia-2.jpg
Resim: astraw_art – Reddit

Bu gelişmeyle savaşın iki tarafı da çekilmeye başladı. Radahnâın ordusu ağır yaralı generallerini kaleye geri çekmeye çalışırken zaten sayıları beş on kişiyi geçmeyen Cleanrot ordusu bu cehennemden Maleniaâyı çıkarmaya çalıştı. Maleniaâyı ilk bulan Cleanrot şövalyesi Finlay, komaya girmiş kadını anında sırtladı ve Elphaelâe, Miquellaânın yanına götürmek için yola çıktı. Ancak Miquella artık ne Maleniaâya yardım edebilirdi ne de kendini düştüğü bu durumdan kurtarabilirdi.

General Radahn ise gerçekleşen kaosun tam dibinde olmasıyla akli dengelerini kaybetmişti. Artık o Caelidâin kızıl sahillerinde dolanan, dost düşman fark etmeden herkesi yiyerek gökyüzüne uluyan akılsız bir canavara dönüşmüştü.

Greater Will bu savaştan sonra artık olaya dahil oldu ve diyarın dört bir yanındaki Tarnishedâlara hayat verildi. Tüm Tarnishedâlar Lands Betweenâin yeni hükümdarı olmak ve Elden Ringâi birleştirip yeni Elden Lord unvanını kazanmak için Lands Betweenâe çağırıldı. Aralarında biz de vardık, Lord Godfrey deâ¦


İyisiyle kötüsüyle, eksiğiyle fazlasıyla bu loreâu baştan sona anlattığımız serinin sonundayız. Loreâu elimde geldiğince heyecanını koruyarak anlatmaya çalıştım. Başarılı oldum mu bilmem ama olmasam bile en nihayetinde her zaman yazmak istediğim bu lore serisini bitirmiş bulunuyorum. Buraya kadar okuyan herkese çok çok teşekkürlerimi sunarım. Shadow of the Erdtree bizlere neler sunacak ve bu loreâun gidişatını nasıl etkileyecek ben de çoğu Elden Ring fanı gibi merak içerisindeyim. Şimdilik DLC çıkana kadar benden bu kadar. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere. Sevgiyle sağlıcakla kalın ve oyunla kalın.
 
Üst