srocenter Can
Forum Admin
Moderatör
Center Üyesi
Bilişim Sahibi
Çevirmen
Coder
Grafiker
Guild Master
Guild Üyesi
Reklamcı
Server Sahibi
Supporter
V.i.P
- Katılım
- 18 Haz 2023
- Mesajlar
- 20,101
- Tepkime puanı
- 10
- Puanları
- 38
Bilgehan Demir uyarıyor! Lütfen bu hareketleri evde, okulda veya herhangi bir yerde denemeyin. çoğumuz çocukluğumuzda bu cümleyi defalarca kez duymuş olsak da sağ kulağımızdan girip sol kulağımızdan çıktı. Bu yüzden de gördüğümüz bütün o hareketleri heyecanlı bir şekilde arkadaşlarımız ile birbirilerimiz üstünde denedik.
WWE serisi bende her zaman retro duygular uyandırmıştır. PlayStation 2 ve PSP dönemindeki neredeyse bütün WWE serisini oynamamdan mütevellit serinin geçmişine hakimim ve farklı duygularla sarılıyorum. Uzun süredir WWE serisinden çok kopmuştum ve 2K24 ile bu seriye tekrardan şans vermek istedim.
WWE’nin ne olduğunu bilmeyenler için kısaca özetlemem gerekirse; WWE ortada bir dövüş sanatının olmadığı, yıllarca gerçek mi yoksa sahte mi diye sorgulanan ve sahte olduğu ortaya çıkınca bir neslin yıkılmasına sebep olan bir eğlence ürünü. Sahte dedim diye kötü bir şey zannetmeyin, hala eğlence ürünleri arasında çok yüksek sıralardan yerini korumaya devam ettiriyor.
WWE nasıl olmuş?
Bu başlık çok da oyunla alakalı bir başlık değil. çünkü ne oyunun oynanışı ne de modları hakkında bahsedeceğim. Bu başlıkta WWE’nin genel olarak nasıl bir tat bıraktığından ve bunun oyuna nasıl aktarıldığından bahsedeceğim.
WWE geçmişte çok bilinen karakterleriyle ünlüydü. Mesela neredeyse herkes Rey Mysterio’yu, Undertaker’ı, Randy Orton’u ve Big Show’u bilirdi. Hatta eminim, çoğumuz “Rey Mysterio maskesiz” diye internette bile aratmışızdır. Peki WWE şu an nasıl? Hala bu tarz uğruna saatleri verebileceğimiz karakterler var mı derseniz, bence hayır. Oyunda uzun saatler geçirdim ve farklı farklı karakteri denedim, hatta bununla da yetinmeyerek maçları izledim. Eski efsanelerden bazıları devam ediyor olsa da WWE’nin içerisi silik karakterlerle doldurulmuş. İzleseniz de oynasanız da kapattıktan sonra isimlerini hatırlamadığınız ve aklınıza hiçbir hareketiyle kazınmayan o karakter tipleriyle. Peki bu nelere yol açıyor? Karakterleri gözümüzde büyütememe, karakterlerle bağ kurmayı azaltma ve tekrar tekrar oynama isteğini azaltmayla sonuçlanan bir duruma yol açıyor.
WWE bu durumda kendine yeni efsaneler yaratmaya çalışıyor gibi görünüyor. Umarım bunu yapabilir fakat bu konuda şu anlık çok da başarılı gözükmüyorlar. Eskilerin kopyası karakterler ağızda yavan bir tat bırakırken, her kesime hitap etmeye çalışan karakterler de bende garip bir yüz ifadesi bıraktı.
Karakter listesi dolup taşmış!
WWE uzun zamandır oyunlar içerisinde gördüğüm en büyük karakter havuzlarından birisine sahip. Oyuna girdiğimde ilk yaptığım şey Play’e tıklayıp 1v1 maç açmaktı. Karakter seçim ekranında şöyle bir göz atayım dedim ve sonuç beni çok şaşırtmıştı. İki kere falan bitti zannetmeme rağmen bitmemişti ve aşağıya kaydırdıkça sürekli yeni karakterler gelmeye devam ediyordu. Bu da tabii biraz “ben bunların hangi birisiyle oynayacağım ya” dedirtti. Daha sonrasında aşağıya doğru kaydırırken karakterlerin sadece yeni dövüşçülerden oluşmadığını ve eski dönemde oynamış dövüşçülerin de orada olduğunu fark ettim. Eski karakterlerin farklı versiyonları da mevcut. Mesela Undertaker 1999, 2003, 2009 gibi. Her birinin kendine has ringe girişi ve dövüş tarzı mevcut.
WWE’nin karakter bolluğunun en önemli avantajını Royal Rumble modunda görüyorsunuz. Royal Rumble dediğimiz mod 10, 20 veya 30 kişinin belirli aralıklarla ringe gelmesinden oluşuyor. Ben oynarken her zaman 30 kişilik olanını oynadım. Karakter bolluğu sayesinde neredeyse hiçbir oyun birbirinin aynısı hissettirmedi ve sürekli farklı karakterlerle karşılaşmamı sağladı. Tabii ki sadece karşılaşmamı değil ayrıca oynamamı da sağladı. Royal Rumble modunda eğer ki ringten aşağıya atılırsanız sonraki sayılardan herhangi birisini seçerek rastgele gelecek oyunculardan birisini oynama şansını elde ediyorsunuz.
Bir sürü oyun modu mevcut
Açıkçası WWE 2K24 sizi içerisinde uzun saatler götürebilecek kadar oyun moduna sahip. Birinden sıkılsanız diğerine, ondan da sıkılırsanız başka moda geçebiliyorsunuz. Tabii burada sadece başlık olan oyun modundan bahsediyorum. “Play” içerisindeki oyun modlarını saysak da bitiremeyiz ama ben en çok zevk aldıklarımdan kısaca bahsedeyim.
1v1 modu zaten en bilindiklerinden. Seçtiğiniz karakterlerle istediğiniz ringde istediğiniz kurallarla istediğiniz oyun modunda oynayabiliyorsunuz. Royal Rumble ise en zevkli olanlardan bir diğeri bence, bir üstteki paragrafta bu moddan bahsetmiştim. En dikkatimi çeken ise “hakem” modu oldu. Evet, ringde bir hakem olarak oynuyor ve maçı yönetiyorsunuz. Sayımları yapıyor, kuralları takip ediyorsunuz. Dilerseniz ring içerisindeki dövüşçülere bulaşıp komut verip rahatsız edebilirken dilerseniz de “Wrestler Mod”a geçiş yapabiliyor ve ringdekilere saldırabiliyorsunuz.
Diğer bir mod ise “Universe.” Universe modu aslında kariyer modu. Kendi yarattığınız Super Star’la veya halihazırda WWE içerisinde dövüşen bir karakter ile kariyerinizi ilerlettiğiniz bir mod. Hafta hafta ilerliyor ve her hafta başka bir rakiple karşılaşıyorsunuz. Kendi ekibinizi kurup 1v1’in dışındaki maçlara katılabiliyor veya sıralama olarak iyi durumdaysanız şampiyonluk için kemer maçı ayarlayabiliyorsunuz. Bence Universe keyifli olmuş. Oyunun bazı şeyleri sizin adınıza otomatize etmesi ve sürükleyici hale getirmesi oynanabilirliği yüksek ölçüde arttırmış.
MyFaction’ı anlamakta ne yazık ki çok zorlandım. Oyun bana başlangıçta 5 ticket verdi ve paketler açmamı istedi. Paketlerin içerisinden WWE oyuncularının bulunduğu kartlar çıktı ve onları takımıma yerleştirdim. Daha sonrasında 1 ticket karşılığında oyuna girdim ve dört maçtan oluşan serüvenim orada başladı. Son dövüşe kadar genelde bir karakter seçip oynarken son dövüşe ringe birden çok karakter ile giriş yaptım. Bu yolda ilerlerken de belirli seçimler ile güç veya para kazandım ve dövüşlerimin sonucunda da paralar kazandım. Bu paralar ile de yeni paketler açarak kart dizilimimi güçlendirdim.
Sonuna kadar dövüş!
Geldik oynanış kısmına. Her ne kadar modlar ve diğer şeyler önemli olsalar da asıl olay WWE gibi bir oyunda her zaman oynanışta biter. Şunu söylemeliyim ki bu oyunda birilerini dövmek gerçekten keyifli. Oyunu oynadıkça ve hakimiyetiniz arttıkça daha da fazla keyif almaya başlıyorsunuz. Rakibinizi farklı biçimlerde dövmek, farklı yerlerde dövmek veya etrafınızdaki toplanabilirler ile kafasını kırarmışçasına dövmek size büyük haz veriyor. Ancak her karakter kendine has dövüş tarzına sahip değil. Ünlü olanlara özel hareket şeması kurulmuşken daha düşük seviye dövüşçüleri yönetmek bana hep aynı hissettirdi. O yüzden WWE’yi oynarken üst seviye karakterlerle oynamak bence çok daha fazla keyif veriyor.
Mesela Rey Mysterio ile oynarken karakterinizin üstüne koşup sadece “kareye” basmanız Rey Mysterio’nun rakibinin kafasına bacaklarıyla atlayıp ters çevirmesine neden olacaktır. Veya rakibiniz yerdeyken ringin halatlarına koşarak saldırı yaparsanız ringlerden destek alarak zıplıyor ve üstüne süzülerek atlıyor. Fakat bu daha ağır başlı bir karakterde aynı değil. Üstüne koşarak “kareye” basarsanız bu sefer çok sağlam bir yumruk atacak ve rakibi yere sereceksiniz.
Oyun içerisinde özel hareketler ve mini game’ler mevcut. “Finisher” biriktirebiliyor ve bu bitirici hareketleri rakibiniz üzerinde doğru bir şekilde uygulayarak ona büyük ölçüde hasar verebiliyorsunuz. Her karaktere özel de bir “Signature Move” mevcut. bu da bildiğimiz imza hareket aslında. Mesela en bilindiklerinden Rey Mysterio’nun 619’u, John Cena’nın You Can’t See Me’si veya Undertaker’ın Tombstone Piledriver hareketi gibi. Signature Move, verimli bir şekilde belirli süre dövüşüp alttaki barı doldurduğunuzda aktif hale geliyor ve rakibinizin üstünde kullanabiliyorsunuz.
Son olarak ise bir mini game örneği vereyim. Punch Trade. Yani yumruk takası diyebiliriz. İki kişi sırayla birbirine yumruk atmaya başlıyor ve kazananı sağlam bir şekilde çıkıyor. Oyun dövüşün ortasında sizi ansızın bu moda sokuyor ve kafanızın yanında bir bar beliriyor. Bu barın bir kısmı yeşil ve orada belirtilen tuşa basılı tutarak yeşil içerisinde bırakmaya çalışıyorsunuz. Eğer tutturamazsanız sıra rakibinize geçiyor ve o başarıyla yumruk atarsa hasar yiyorsunuz. Bu tarz ufak mini game’ler oyun içerisine oldukça konmuş ve pin gibi yerlerde de kullanılmış.
Grafikler ve Optimizasyon
WWE 2K24’ün grafikleri ve optimizasyonu oldukça iyi. Karakterlerin yüzleri ve vücutları gerçeğini aratmıyor ve oynayanı tatmin ediyor. Ben oyunu PlayStation 5 üzerinden oynadım ve herhangi bir optimizasyon sorunuyla karşılaşmadım. Oyun 30 FPS civarlarına asla düşmedi ve hep akıcı bir şekilde devam etti. Grafikleri kötü olmayan bir oyunda bu performansı almak beni mutlu etti ve oyun deneyimimin akıcı olmasına büyük ölçüde katkı sağladı. DualSense ise sadece titreşim için kullanılmış. Herhangi bir tetik hassasiyeti ile vs. karşılaşmadım.
Visual Concepts tarafından geliştirilen ve 2K tarafından yayınlanan WWE 2K24; 5 Mart 2024 tarihinde çıkış yaptı. Okuyacak başka bir inceleme arıyorsanızincelememize göz atabilirsiniz.
WWE serisi bende her zaman retro duygular uyandırmıştır. PlayStation 2 ve PSP dönemindeki neredeyse bütün WWE serisini oynamamdan mütevellit serinin geçmişine hakimim ve farklı duygularla sarılıyorum. Uzun süredir WWE serisinden çok kopmuştum ve 2K24 ile bu seriye tekrardan şans vermek istedim.
WWE’nin ne olduğunu bilmeyenler için kısaca özetlemem gerekirse; WWE ortada bir dövüş sanatının olmadığı, yıllarca gerçek mi yoksa sahte mi diye sorgulanan ve sahte olduğu ortaya çıkınca bir neslin yıkılmasına sebep olan bir eğlence ürünü. Sahte dedim diye kötü bir şey zannetmeyin, hala eğlence ürünleri arasında çok yüksek sıralardan yerini korumaya devam ettiriyor.
WWE nasıl olmuş?
Bu başlık çok da oyunla alakalı bir başlık değil. çünkü ne oyunun oynanışı ne de modları hakkında bahsedeceğim. Bu başlıkta WWE’nin genel olarak nasıl bir tat bıraktığından ve bunun oyuna nasıl aktarıldığından bahsedeceğim.
WWE geçmişte çok bilinen karakterleriyle ünlüydü. Mesela neredeyse herkes Rey Mysterio’yu, Undertaker’ı, Randy Orton’u ve Big Show’u bilirdi. Hatta eminim, çoğumuz “Rey Mysterio maskesiz” diye internette bile aratmışızdır. Peki WWE şu an nasıl? Hala bu tarz uğruna saatleri verebileceğimiz karakterler var mı derseniz, bence hayır. Oyunda uzun saatler geçirdim ve farklı farklı karakteri denedim, hatta bununla da yetinmeyerek maçları izledim. Eski efsanelerden bazıları devam ediyor olsa da WWE’nin içerisi silik karakterlerle doldurulmuş. İzleseniz de oynasanız da kapattıktan sonra isimlerini hatırlamadığınız ve aklınıza hiçbir hareketiyle kazınmayan o karakter tipleriyle. Peki bu nelere yol açıyor? Karakterleri gözümüzde büyütememe, karakterlerle bağ kurmayı azaltma ve tekrar tekrar oynama isteğini azaltmayla sonuçlanan bir duruma yol açıyor.
WWE bu durumda kendine yeni efsaneler yaratmaya çalışıyor gibi görünüyor. Umarım bunu yapabilir fakat bu konuda şu anlık çok da başarılı gözükmüyorlar. Eskilerin kopyası karakterler ağızda yavan bir tat bırakırken, her kesime hitap etmeye çalışan karakterler de bende garip bir yüz ifadesi bıraktı.
Karakter listesi dolup taşmış!
WWE uzun zamandır oyunlar içerisinde gördüğüm en büyük karakter havuzlarından birisine sahip. Oyuna girdiğimde ilk yaptığım şey Play’e tıklayıp 1v1 maç açmaktı. Karakter seçim ekranında şöyle bir göz atayım dedim ve sonuç beni çok şaşırtmıştı. İki kere falan bitti zannetmeme rağmen bitmemişti ve aşağıya kaydırdıkça sürekli yeni karakterler gelmeye devam ediyordu. Bu da tabii biraz “ben bunların hangi birisiyle oynayacağım ya” dedirtti. Daha sonrasında aşağıya doğru kaydırırken karakterlerin sadece yeni dövüşçülerden oluşmadığını ve eski dönemde oynamış dövüşçülerin de orada olduğunu fark ettim. Eski karakterlerin farklı versiyonları da mevcut. Mesela Undertaker 1999, 2003, 2009 gibi. Her birinin kendine has ringe girişi ve dövüş tarzı mevcut.
WWE’nin karakter bolluğunun en önemli avantajını Royal Rumble modunda görüyorsunuz. Royal Rumble dediğimiz mod 10, 20 veya 30 kişinin belirli aralıklarla ringe gelmesinden oluşuyor. Ben oynarken her zaman 30 kişilik olanını oynadım. Karakter bolluğu sayesinde neredeyse hiçbir oyun birbirinin aynısı hissettirmedi ve sürekli farklı karakterlerle karşılaşmamı sağladı. Tabii ki sadece karşılaşmamı değil ayrıca oynamamı da sağladı. Royal Rumble modunda eğer ki ringten aşağıya atılırsanız sonraki sayılardan herhangi birisini seçerek rastgele gelecek oyunculardan birisini oynama şansını elde ediyorsunuz.
Bir sürü oyun modu mevcut
Açıkçası WWE 2K24 sizi içerisinde uzun saatler götürebilecek kadar oyun moduna sahip. Birinden sıkılsanız diğerine, ondan da sıkılırsanız başka moda geçebiliyorsunuz. Tabii burada sadece başlık olan oyun modundan bahsediyorum. “Play” içerisindeki oyun modlarını saysak da bitiremeyiz ama ben en çok zevk aldıklarımdan kısaca bahsedeyim.
1v1 modu zaten en bilindiklerinden. Seçtiğiniz karakterlerle istediğiniz ringde istediğiniz kurallarla istediğiniz oyun modunda oynayabiliyorsunuz. Royal Rumble ise en zevkli olanlardan bir diğeri bence, bir üstteki paragrafta bu moddan bahsetmiştim. En dikkatimi çeken ise “hakem” modu oldu. Evet, ringde bir hakem olarak oynuyor ve maçı yönetiyorsunuz. Sayımları yapıyor, kuralları takip ediyorsunuz. Dilerseniz ring içerisindeki dövüşçülere bulaşıp komut verip rahatsız edebilirken dilerseniz de “Wrestler Mod”a geçiş yapabiliyor ve ringdekilere saldırabiliyorsunuz.
Diğer bir mod ise “Universe.” Universe modu aslında kariyer modu. Kendi yarattığınız Super Star’la veya halihazırda WWE içerisinde dövüşen bir karakter ile kariyerinizi ilerlettiğiniz bir mod. Hafta hafta ilerliyor ve her hafta başka bir rakiple karşılaşıyorsunuz. Kendi ekibinizi kurup 1v1’in dışındaki maçlara katılabiliyor veya sıralama olarak iyi durumdaysanız şampiyonluk için kemer maçı ayarlayabiliyorsunuz. Bence Universe keyifli olmuş. Oyunun bazı şeyleri sizin adınıza otomatize etmesi ve sürükleyici hale getirmesi oynanabilirliği yüksek ölçüde arttırmış.
MyFaction’ı anlamakta ne yazık ki çok zorlandım. Oyun bana başlangıçta 5 ticket verdi ve paketler açmamı istedi. Paketlerin içerisinden WWE oyuncularının bulunduğu kartlar çıktı ve onları takımıma yerleştirdim. Daha sonrasında 1 ticket karşılığında oyuna girdim ve dört maçtan oluşan serüvenim orada başladı. Son dövüşe kadar genelde bir karakter seçip oynarken son dövüşe ringe birden çok karakter ile giriş yaptım. Bu yolda ilerlerken de belirli seçimler ile güç veya para kazandım ve dövüşlerimin sonucunda da paralar kazandım. Bu paralar ile de yeni paketler açarak kart dizilimimi güçlendirdim.
Sonuna kadar dövüş!
Geldik oynanış kısmına. Her ne kadar modlar ve diğer şeyler önemli olsalar da asıl olay WWE gibi bir oyunda her zaman oynanışta biter. Şunu söylemeliyim ki bu oyunda birilerini dövmek gerçekten keyifli. Oyunu oynadıkça ve hakimiyetiniz arttıkça daha da fazla keyif almaya başlıyorsunuz. Rakibinizi farklı biçimlerde dövmek, farklı yerlerde dövmek veya etrafınızdaki toplanabilirler ile kafasını kırarmışçasına dövmek size büyük haz veriyor. Ancak her karakter kendine has dövüş tarzına sahip değil. Ünlü olanlara özel hareket şeması kurulmuşken daha düşük seviye dövüşçüleri yönetmek bana hep aynı hissettirdi. O yüzden WWE’yi oynarken üst seviye karakterlerle oynamak bence çok daha fazla keyif veriyor.
Mesela Rey Mysterio ile oynarken karakterinizin üstüne koşup sadece “kareye” basmanız Rey Mysterio’nun rakibinin kafasına bacaklarıyla atlayıp ters çevirmesine neden olacaktır. Veya rakibiniz yerdeyken ringin halatlarına koşarak saldırı yaparsanız ringlerden destek alarak zıplıyor ve üstüne süzülerek atlıyor. Fakat bu daha ağır başlı bir karakterde aynı değil. Üstüne koşarak “kareye” basarsanız bu sefer çok sağlam bir yumruk atacak ve rakibi yere sereceksiniz.
Oyun içerisinde özel hareketler ve mini game’ler mevcut. “Finisher” biriktirebiliyor ve bu bitirici hareketleri rakibiniz üzerinde doğru bir şekilde uygulayarak ona büyük ölçüde hasar verebiliyorsunuz. Her karaktere özel de bir “Signature Move” mevcut. bu da bildiğimiz imza hareket aslında. Mesela en bilindiklerinden Rey Mysterio’nun 619’u, John Cena’nın You Can’t See Me’si veya Undertaker’ın Tombstone Piledriver hareketi gibi. Signature Move, verimli bir şekilde belirli süre dövüşüp alttaki barı doldurduğunuzda aktif hale geliyor ve rakibinizin üstünde kullanabiliyorsunuz.
Son olarak ise bir mini game örneği vereyim. Punch Trade. Yani yumruk takası diyebiliriz. İki kişi sırayla birbirine yumruk atmaya başlıyor ve kazananı sağlam bir şekilde çıkıyor. Oyun dövüşün ortasında sizi ansızın bu moda sokuyor ve kafanızın yanında bir bar beliriyor. Bu barın bir kısmı yeşil ve orada belirtilen tuşa basılı tutarak yeşil içerisinde bırakmaya çalışıyorsunuz. Eğer tutturamazsanız sıra rakibinize geçiyor ve o başarıyla yumruk atarsa hasar yiyorsunuz. Bu tarz ufak mini game’ler oyun içerisine oldukça konmuş ve pin gibi yerlerde de kullanılmış.
Grafikler ve Optimizasyon
WWE 2K24’ün grafikleri ve optimizasyonu oldukça iyi. Karakterlerin yüzleri ve vücutları gerçeğini aratmıyor ve oynayanı tatmin ediyor. Ben oyunu PlayStation 5 üzerinden oynadım ve herhangi bir optimizasyon sorunuyla karşılaşmadım. Oyun 30 FPS civarlarına asla düşmedi ve hep akıcı bir şekilde devam etti. Grafikleri kötü olmayan bir oyunda bu performansı almak beni mutlu etti ve oyun deneyimimin akıcı olmasına büyük ölçüde katkı sağladı. DualSense ise sadece titreşim için kullanılmış. Herhangi bir tetik hassasiyeti ile vs. karşılaşmadım.
Visual Concepts tarafından geliştirilen ve 2K tarafından yayınlanan WWE 2K24; 5 Mart 2024 tarihinde çıkış yaptı. Okuyacak başka bir inceleme arıyorsanızincelememize göz atabilirsiniz.