srocenter Can
Forum Admin
Moderatör
Center Üyesi
Bilişim Sahibi
Çevirmen
Coder
Grafiker
Guild Master
Guild Üyesi
Reklamcı
Server Sahibi
Supporter
V.i.P
- Katılım
- 18 Haz 2023
- Mesajlar
- 15,992
- Tepkime puanı
- 4
- Puanları
- 38
Toprak, çamur, bataklık, stres ve zorlu yollar. İşte Expeditions: A MudRunner Game’in kısa özeti aslında bu. Korku ve stres dolu yollar içerisinde her bir hareketi hesaplatan bu oyun, sizleri uzun süren bir maceranın içerisine sokuyor.
Geliştirici ve SnowRunner
Saber Interactive daha öncesinde piyasada adı bilinen farklı farklı türdeki oyunların geliştiriciliğini ve yayıncılığını yapmış bir firma. Bu tür üzerinde de en tecrübeli firmalardan birisi. Simülasyon Off-Road türündeki ilk oyunları olan MudRunner’ı 2017’de piyasaya sürerek hem güzel bir sürpriz yapmışlar hem de harika geri dönüş toplamışlardı. Steam üzerinde %90 olumlu yoruma sahip MudRunner’ın ardından Saber Interactive temayı değiştirmeyi kafaya koymuş ve 3 yıl aradan sonra 2020’de SnowRunner’ı piyasaya sürmüştü.
MudRunner ile tecrübe kazanan Saber Interactive; SnowRunner’da çıtayı çok daha yükseğe çekmiş ve oyuncularda büyük bir tatmin yaratmıştı. Daha sonrasında kazandığı tecrübeleri ilk oyuna aktarmak ve onu çok daha iyi bir hale taşımak isteyen Saber Interactive; Expeditions: A MudRunner Game’i geliştirmiş ve bence istediklerini de başarmışlar.
Şimdi bu konuda benim yorumlarıma gelelim. Ben serinin ilk oyunu olan MudRunner’ı o dönemde oynayıp deneyim edemedim. SnowRunner’ın çok konuşulması ve adının duyulmasının ardından bu seriye ilk adımımı attım. Gerçek hayatta da hem otomobillerle hem de Off-Road ile çok içli dışlı birisi olarak bu deneyim benim için çok farklıydı. Bir yandan bu gerçekçilik seviyesinin tadını çıkarırken bir yandan da aşırı derecede zorlanıyordum.
SnowRunner’ın öğrenme eğrisi bana göre çok yüksekti ve oyuncunun elinden tutmuyordu. Oyunu kavramaya başladığım dönemde oyunun PlayStation Plus’tan kalkması sebebiyle geliştiricinin karlı yollarındaki oyunu ile aramız ansız şekilde ayrılmıştı ve tadını damağımda bırakmıştı. Expeditions: A MudRunner Game’in de duyuru ve bilgi haberini yazan birisi olarak; bu oyun hakkında ne kadar heyecanlı ve beklentili olduğumu tahmin edebilirsiniz.
Hikaye
Ben hemen hemen her incelememe hikaye ile başlamaya özen gösteriyorum. çünkü altında derin bir hikaye olmasa da oyunun bir temasının olması veyahut bir amaç uğruna oyunun içerisinde olduğumuzu belirtmesi beni çok daha içine çeken bir durum oluyor. Bu seride ise beni en çok üzen durum hep bu oldu. Ne bir hikaye ne de bir amaç size belirtilmiyor ve sadece görevleri yerine getirmeniz gereken bir durumun içine dımdızlak bırakıyor. Bu durum SnowRunner’da böyleydi, Expeditions: A MudRunner Game de aynı. Bence bu tarafta çok az da olsa bir tema belirtmesi veya bir amaç uğruna çalıştığımıza inandırması, oyuncu tarafını oyuna bağlamasına büyük ölçüde katkı sağlar.
Şöyle hayal edin; Oyuna girdiniz. Başla dediniz ve Prologue bölümünden ilk bölümü seçtiniz. Yükleme ekranı geldi ve direkt oyundasınız. Size hiçbir şey anlatılmadı ve hemen “Şuraya git” dendi. Her ne kadar oyunun iyi tarafları burayı bastırıyor olsa da ne yazık ki buradan bahsetmeden es geçemezdim.
Expeditions’un Görev Yapısı ve Dünya
Expeditions: A MudRunner Game’ingörev yapıları bir üst kısımda da bahsettiğim gibi bölüm bölüm ilerliyor. Ana menüdeki “Continue” yazısına bastıktan sonra dört farklı sekmenin gözüktüğü bir ekran açılıyor. Bunlardan ilki “Little Colorado.” Burası bir çöl ve oyunun size oynanışla alakalı olarak hemen hemen her şeyi öğrettiği yer. Bu çöldeki yollar diğer bölümlere nazaran daha kolay ve daha küçük çaplı.
İkinci kısım ise “Arizona.” Arizona’da işler biraz daha değişiyor ve zorlanma kısmı başlıyor. Oyun, burada sizi oyunu öğrenmiş olarak varsayıyor ve farklı farklı görevlerin içerisine sokuyor. Örneğin, bir görevde suda yan yatmış aracı bir aracı kurtarmakla mükellefiz. Oranın şartlarına uygun araçla oraya giderek doğru pozisyonu bulmaya çalışıyor ve çeki demirine çeki halatını bağlayarak yan yatmış aracı oradan kurtarmaya çalışıyoruz.
Tabii ki çeki demirini ve halatını öyle rastgele de bağlamıyoruz. Nereye bağladığımızın hem karşı araca hem de bizim aracımıza büyük ölçüde etkisi mevcut. Bu konunun detaylarını oynanış kısmında daha detaylı olarak anlatmaya çalışacağım.
Üçüncü kısım ise “Carpathians” kısmı. Burası dağlar ve yeşilliklerden oluşan, insanın içini açan ve doğayla iç içe bırakan bir yer. Berrak deniz suları ve harika manzaralarla donatılan bu kısım, benim çevresel olarak oynamaktan en zevk aldığım yerlerden birisiydi. Buradaki görevler ağırlıklı olarak manzaralar üzerinden gidiyor. Dağları ve zorlu yolları aşıp, her yeri araştırıp en doğru yolu bularak dağın tepesine tırmanmaya çalışıyor ve manzaranın o harikalığı ile ödüllendiriliyorsunuz.
Expeditions: A MudRunner Game’in genel görev yapısı bu şekildeydi. Farklı farklı şeyler yok mu? Tabii ki var. Aracınızın üzerine monte ettiğiniz metal dedektörü ile etrafı tarayıp gerekli eşyaları toplamak veya uzun aracınızın arkasına aldığınız sismik vibratör ile petrol arayışına çıkmak da bu görevlerden bazıları.
Bize verilen bu görevlerdeki ana motivasyonumuz ise başarıyla tamamlamak ve para kazanmak. Kazandığımız paralarla istersek araçları modifiye edebiliyoruz, istersek de yeni araçlar satın alabiliyoruz. Gelin araçlara bir sonraki başlıkta daha detaylı göz atalım.
Araçlar
Expeditions: A MudRunner Game’de tahmin ettiğiniz üzere başrol araçlara ait. O yüzden de araçların bu oyunda kapladığı yer oldukça büyük ve önemli. Oyuna çok az bir parayla başlıyoruz. Başladığımız para neredeyse hiçbir aracı satın almaya yetmiyor. Burada da kiralama sistemi devreye giriyor. Her göreve başlamadan önce bir “Pre-Payment” bize veriliyor ve kendi paramızı da bunun üstüne koyarak bir araç kiralayabiliyoruz. Bu kiralama kısmında oyuncuya yetebilecek çok fazla sayıda araç mevcut.
Bu araçlar tabii ki kendi aralarında da sınıflara ayrılıyor. Bir araçla her görevi geçmek diye bir şey ortada yok. Mesela bir aracın dingil mesafesi çok uzun ve bir noktada tır görevi görüyor. Bu; önceki başlıkta da bahsettiğimiz gibi sismik vibratörleri arkasına monte ederek petrol arayışına çıkmamızı sağlıyor. Kimi zaman ise seri hareket edip her deliğe girebileceğimiz küçük bir araca ihtiyacımız oluyor ve burada da yardımımıza SUV’ler koşuyor.
Üstüne metal dedektörü taktığım SUV ile dağdan dağa tırmandım ve derin bataklıklara saplanıp çıktım. Kimi zaman ise kamyon tarzı araçlara ihtiyacımız oluyor. Burada dingil uzunluğu o kadar fazla olmayan fakat SUV’dan daha büyük araçlar yardımımıza koşuyor. Ben bu tarz araçların arkasına bir kargo bölümü monte ederek kargo taşımacılık görevlerinde kullandım.
Araç farklılıkları sadece uzunluk ve kargo tiplerinden de ibaret değil. Kaç beygir olduğu, deposunun ne kadar olduğu, kaç litre yaktığı, lastik boyutu ve yerden yüksekliğine göre her detay yapacağınız göreve ve oynanışınıza etki ediyor. Buradaki hatalı seçimler ise zaman zaman görevin başarısız şekilde sonuçlanmasına sebepolabiliyor.
Mesela benim hatalı seçimim sonucu başarısız olan bir görev hakkında konuşalım. Suda yan yatarak saplanıp kalan araç görevinden bahsetmiştim. O göreve ilk olarak kamyonumla gittim. Uzun yollar teptim ve aracın yanına yavaşça yanaştım. Sonrasında çeki halatımı onun çeki demirine takarak çekmeye başladım fakat bir yerden sonra tıkanma hissettim. Ne ben ilerleyebiliyordum ne de benden yardım bekleyen araç. Aklıma gelen bütün yolları denedim fakat ne denesem nafile. Hepsi hüsranla sonuçlandı.
Tam bu noktada aklımdan “araç değiştirsem ne olur ki? Bir deneyeyim.” diye geçirdim. Düşündüm taşındım ve teker arası mesafenin uzun olduğu araçla oraya doğru yola çıkmaya başladım. Geri geri yanaştım ve halatımı o aracın demirine bağladım. Sonrasında yavaş yavaş gaza yüklendim ve görevi hiç zorlanmadan geçmeyi başarabildim. İşte Expeditions: A MudRunner Game’de araçlar ve araç seçimi bu kadar önemli.
Fizik ve mekanikler
Aslında ben bu başlığı “Oynanış” olarak açmayı daha çok seviyorum. Hem bana dahagenel bir yorum hakkı tanıyor gibi hissediyorum hem de bahsederken her şeye değinebiliyorum fakat Expeditions: A MudRunner Game için “Oynanış” olarak açmak haksızlık olurdu. Bu oyunda harika bir sistem mevcut. Fizik hesaplamaları ve mekanikler büyük ölçüde ön plana çıkıyor. Oyunda yaptığınız her şeyin gerçekçi bir geri dönüşe sahip. Bastığınız her tuş, yaptığınız her hareket; kısaca gittiğiniz her santimde hesaplamalarınızı yapmak zorundasınız.
İki çeker, dört çeker, diferansiyel kilidi, otomatik (A) vites, Low (L) vites, High (H) vites ve lastik basınçları. Bunlar oyunun temelinde araç kullanırken en çok kullandığınız ayarlardan sadece bazıları. Hepsi farklı bir işe yarıyor ve hepsinin kullanım yeri bambaşka. Doğru hesaplamalarla birlikte doğru seçenekleri doğru zamanlarda aktif ederseniz çıkamayacağınız veya aşamayacağınız herhangi bir yol yok.
çoğu aracın başlangıçtaki çalışma prensibi iki çeker. Sadece arka tekerlerin çalıştığı bu sistemde araç hem daha az yakıt tüketiyor hem de sürücüye daha rahat bir kontrol sağlıyor. Ne yazık ki iki çeker her yerde kullanabileceğiniz bir şey değil. Hatta; ben Expeditions: A MudRunner Game’i oynarken iki çekeri çok az kullandım. Bunun başta gelen sebebi ise yolların taşlı, çamurlu ve zorlu olmasaydı. Sürekli bataklığa batan arka tekerlerimin işlevsizliği yüzünden dört çekere başvurmak zorunda kaldım.
Dört çeker aracın dört tekerinin de aynı anda çalıştığı prensibe deniyor. Gaza bastığınız zaman arka iki tekere ek olarak ön iki teker de aracın hareket etmesine olanak sağlıyor. Expeditions: A MudRunner Game’i oynarken en sık kullandığım özellik buydu. Bir dağa tırmanıyorsunuz, çamur ve toprak karışık halde ve yolda kayalar da mevcut. Ön tekeriniz taşa denk geldi ve ilerlemiyor. Gaza yüklendiniz, yüklendiniz ve yüklendiniz. Arka teker iyice çamura battı ve hareket edemez bir hale geldi. Burada oyun size çokça seçenek sunuyor. Gelin bu durumdan hem nasıl kurtulacağınızı hem de farklı yolları konuşalım.
Aracın Kendi Sınırlarıyla Kurtulma: Dik bir yokuş ve tekerler gitmiş, hareket edemiyoruz. Saplandık kaldık. İlk olarak sakin oluyoruz ve kamerayla çevreyi kontrol ediyoruz. Bataklık ne kadar derin ve biz ne kadar derine saplanmışız. Daha sonrasında gideceğimiz yolu kontrol ediyoruz ve kafamızda bu durumu yorumlamaya başlıyoruz.
El frenini çektik ve kontağı kapattık ki araba hareket etmesin. Önce Dört çekeri aktif hale getirdik, daha sonrasında vitesimizi Low (L) konumuna getirdik ki ne kadar gaza yüklensek de motor kendini kısıtlasın ve daha çok saplanmamızı engellesin. Vitesi L konumuna getirmemizle birlikte Expeditions: A MudRunner Game bize diferansiyel kilidini de açma şansı veriyor. Onu da aktifleştirdikten sonra mekanik tarafındaki işlemlerimiz tamam hale geliyor. Peki bitti mi? Tabii ki hayır. Lastik basınçlarıyla da oynayabiliyoruz. Lastik basıncımız normal durumda olduğu için aracımızın tekerleri kayaların üstüne çıkıp onları ezemiyor ve bizi orada bırakıyor. Lastik basınçlarını olabildiğince indiriyoruz ve aracı iyice yere yakın hale getiriyoruz. Kontağı çevirip el frenini indirdikten sonra yavaş yavaş gaza yükleniyoruz ve o bataklıktan sakin bir şekilde çıkışımızı gerçekleştiriyoruz.
Araç Dışı Mekaniklerle Kurtulma: Evet araç mekanikleri ile çoğu yerden kurtulabiliyoruz ve ben %99 başarıyla sonuçlandırdım. Peki neden %100 değil ? çünkü 1 kere araç asla ve asla yetmedi ve dış yardımlara başvurmak zorunda kaldım. Kullandığım araç SUV idi ve bataklığa çok derin saplanmıştı. Ne yaptıysam oradan çıkamamış; tam tersine daha beter hale getirmiştim.
İlk olarak aklıma görevden önce 500 dolara satın aldığım çapa geldi. Bu çapadan 5 tane var ve oyunun size izin verdiği yerlere yerleştirebiliyorsunuz. Görebildiğim en sağlam yere yerleştirdim ve arka tamponumdaki çeki demirini ona bağladım. Bir sonraki aşama ise kendimi ona doğru çekmek oldu. Arabam sonunda yerinden oynamış ve daha rahat hareket edebilir bir şekildeydi. Tabii ki bu yetmedi. Oradan kurtulabilmek için bu işlemi tam tamına 3 kere tekrarladım ve 15 dakikalık sürecin ardından kendimi oradan kurtarabildim. Expeditions: A MudRunner Game’in bana o an yaşattığı stres gerçekten çok tatmin ediciydi. Başarısızlığımın sonucunu hem hiç para kazanmamak hem de büyük bir zaman kaybıyla ödeyebilirdim.
Gerçekçi simülasyon oyununda tabii ki tek zorluk çamura saplanmak da değil. Tek zorluk çamura saplanmak olmadığı gibi tek çözüm yolu da çapa değil. Mesela farklı bir örnek olarak sudan geçmeyi verebilirim. Belirli görevlerin rotalarında ne yazık ki karşıdan karşıya geçmenizi sağlayacak bir yol mevcut değil. Bu durumda tek yol akan denizi aşmak oluyor. Eğer ki aletlerinizden hiçbirini kullanmaz ve suya direkt atlarsanız ne yazık ki acı bir tecrübe yaşayarak motorunuzu bozabilirsiniz.
Expeditions: A MudRunner Game bu durumlara uygun olarak oyuncuya seçenek sunmuş. “Echoes” suya titreşim dalgaları göndererek nerenin ne kadar derin olduğunu ve ne kadar tehlike arz ettiğini suya yerleştirdiği “Yeşil-Sarı-Kırmızı” oklar ile gösteren bir cihaz. Bu aleti kullanarak aracınız için en güvenli rotayı kafanızda çizip, çapanızı doğru noktaya yerleştirir ve aracınızı doğru hale getirirseniz hiçbir hasar almadan suyu kolaylıkla geçebilirsiniz.
Expeditions: A MudRunner Game bu konuda gerçekten çok cömert. Farklı engeller barındıran rotaları oynayan herkes farklı bir şekilde geçebilir ve o görevi bambaşka yollarla bitirebilir. Kimisi aracın sınırlarını hiç zorlamadan drone, çapa ve echo gibi çeşitli alet edevatları kullanarak geçebilirken kimisi ise sadece aracın sınırlarını zorlayarak o rotayı başarıyla bitirebilir. Saber Interactive bu konuda oyuncuya büyük bir şans tanımış ve oyuncuya bir dayatma gerçekleştirmemiş.
Expeditions: A MudRunner Game 5 Mart 2024 tarihinde çıkış yapacak. Okuyacak başka bir inceleme arıyorsanız Avantgarden’ın geliştirdiğiincelememize de göz atabilirsiniz.
Expeditions: A MudRunner Game
8.1
İnceleme8.1
ArtılarAkıllıca tasarlanmış bir dünyaya sahipFizikler ve mekanikler harika çalışıyor.Oyunun atmosferi ve yaşattığı duygular gerçekmiş gibi hissettiriyor.
EksilerBir hikayenin olmaması oyunda amaçsız hissettirebiliyor.Araç satın almak zor ve uzun saatler istiyor. Sıkıcı ve boş zaman geçirmenize sebep olan görevler mevcut.
ÖzetExpeditions: A MudRunner Game'in hitap ettiği kitle bence epey kısıtlı. Araçları ve Off-Road'u seven kişiler için kocaman bir nimetken tam tersi insanları içine hiç çekmeyebilir. Ben sözünü ettiğim ilk gruptayım. Bundan sebep bu oyunu oynamak ve engelleri aşmak benim için aşırı keyifliydi. Bir günde 8'den fazla saat oynamış bulundum ve sıkılma durumunu hiç yaşamadım. Arkadan müziğimi açıp engelden engele koşmak bana büyük bir zevk yaşattı. Kısaca Expeditions: A MudRunner Game; gerçekçi araç sürme simülasyonunu yaşamak isteyenlerin kesinlikle uğraması gereken bir kapı olmuş.
Geliştirici ve SnowRunner
Saber Interactive daha öncesinde piyasada adı bilinen farklı farklı türdeki oyunların geliştiriciliğini ve yayıncılığını yapmış bir firma. Bu tür üzerinde de en tecrübeli firmalardan birisi. Simülasyon Off-Road türündeki ilk oyunları olan MudRunner’ı 2017’de piyasaya sürerek hem güzel bir sürpriz yapmışlar hem de harika geri dönüş toplamışlardı. Steam üzerinde %90 olumlu yoruma sahip MudRunner’ın ardından Saber Interactive temayı değiştirmeyi kafaya koymuş ve 3 yıl aradan sonra 2020’de SnowRunner’ı piyasaya sürmüştü.
MudRunner ile tecrübe kazanan Saber Interactive; SnowRunner’da çıtayı çok daha yükseğe çekmiş ve oyuncularda büyük bir tatmin yaratmıştı. Daha sonrasında kazandığı tecrübeleri ilk oyuna aktarmak ve onu çok daha iyi bir hale taşımak isteyen Saber Interactive; Expeditions: A MudRunner Game’i geliştirmiş ve bence istediklerini de başarmışlar.
Şimdi bu konuda benim yorumlarıma gelelim. Ben serinin ilk oyunu olan MudRunner’ı o dönemde oynayıp deneyim edemedim. SnowRunner’ın çok konuşulması ve adının duyulmasının ardından bu seriye ilk adımımı attım. Gerçek hayatta da hem otomobillerle hem de Off-Road ile çok içli dışlı birisi olarak bu deneyim benim için çok farklıydı. Bir yandan bu gerçekçilik seviyesinin tadını çıkarırken bir yandan da aşırı derecede zorlanıyordum.
SnowRunner’ın öğrenme eğrisi bana göre çok yüksekti ve oyuncunun elinden tutmuyordu. Oyunu kavramaya başladığım dönemde oyunun PlayStation Plus’tan kalkması sebebiyle geliştiricinin karlı yollarındaki oyunu ile aramız ansız şekilde ayrılmıştı ve tadını damağımda bırakmıştı. Expeditions: A MudRunner Game’in de duyuru ve bilgi haberini yazan birisi olarak; bu oyun hakkında ne kadar heyecanlı ve beklentili olduğumu tahmin edebilirsiniz.
Hikaye
Ben hemen hemen her incelememe hikaye ile başlamaya özen gösteriyorum. çünkü altında derin bir hikaye olmasa da oyunun bir temasının olması veyahut bir amaç uğruna oyunun içerisinde olduğumuzu belirtmesi beni çok daha içine çeken bir durum oluyor. Bu seride ise beni en çok üzen durum hep bu oldu. Ne bir hikaye ne de bir amaç size belirtilmiyor ve sadece görevleri yerine getirmeniz gereken bir durumun içine dımdızlak bırakıyor. Bu durum SnowRunner’da böyleydi, Expeditions: A MudRunner Game de aynı. Bence bu tarafta çok az da olsa bir tema belirtmesi veya bir amaç uğruna çalıştığımıza inandırması, oyuncu tarafını oyuna bağlamasına büyük ölçüde katkı sağlar.
Şöyle hayal edin; Oyuna girdiniz. Başla dediniz ve Prologue bölümünden ilk bölümü seçtiniz. Yükleme ekranı geldi ve direkt oyundasınız. Size hiçbir şey anlatılmadı ve hemen “Şuraya git” dendi. Her ne kadar oyunun iyi tarafları burayı bastırıyor olsa da ne yazık ki buradan bahsetmeden es geçemezdim.
Expeditions’un Görev Yapısı ve Dünya
Expeditions: A MudRunner Game’ingörev yapıları bir üst kısımda da bahsettiğim gibi bölüm bölüm ilerliyor. Ana menüdeki “Continue” yazısına bastıktan sonra dört farklı sekmenin gözüktüğü bir ekran açılıyor. Bunlardan ilki “Little Colorado.” Burası bir çöl ve oyunun size oynanışla alakalı olarak hemen hemen her şeyi öğrettiği yer. Bu çöldeki yollar diğer bölümlere nazaran daha kolay ve daha küçük çaplı.
İkinci kısım ise “Arizona.” Arizona’da işler biraz daha değişiyor ve zorlanma kısmı başlıyor. Oyun, burada sizi oyunu öğrenmiş olarak varsayıyor ve farklı farklı görevlerin içerisine sokuyor. Örneğin, bir görevde suda yan yatmış aracı bir aracı kurtarmakla mükellefiz. Oranın şartlarına uygun araçla oraya giderek doğru pozisyonu bulmaya çalışıyor ve çeki demirine çeki halatını bağlayarak yan yatmış aracı oradan kurtarmaya çalışıyoruz.
Tabii ki çeki demirini ve halatını öyle rastgele de bağlamıyoruz. Nereye bağladığımızın hem karşı araca hem de bizim aracımıza büyük ölçüde etkisi mevcut. Bu konunun detaylarını oynanış kısmında daha detaylı olarak anlatmaya çalışacağım.
Üçüncü kısım ise “Carpathians” kısmı. Burası dağlar ve yeşilliklerden oluşan, insanın içini açan ve doğayla iç içe bırakan bir yer. Berrak deniz suları ve harika manzaralarla donatılan bu kısım, benim çevresel olarak oynamaktan en zevk aldığım yerlerden birisiydi. Buradaki görevler ağırlıklı olarak manzaralar üzerinden gidiyor. Dağları ve zorlu yolları aşıp, her yeri araştırıp en doğru yolu bularak dağın tepesine tırmanmaya çalışıyor ve manzaranın o harikalığı ile ödüllendiriliyorsunuz.
Expeditions: A MudRunner Game’in genel görev yapısı bu şekildeydi. Farklı farklı şeyler yok mu? Tabii ki var. Aracınızın üzerine monte ettiğiniz metal dedektörü ile etrafı tarayıp gerekli eşyaları toplamak veya uzun aracınızın arkasına aldığınız sismik vibratör ile petrol arayışına çıkmak da bu görevlerden bazıları.
Bize verilen bu görevlerdeki ana motivasyonumuz ise başarıyla tamamlamak ve para kazanmak. Kazandığımız paralarla istersek araçları modifiye edebiliyoruz, istersek de yeni araçlar satın alabiliyoruz. Gelin araçlara bir sonraki başlıkta daha detaylı göz atalım.
Araçlar
Expeditions: A MudRunner Game’de tahmin ettiğiniz üzere başrol araçlara ait. O yüzden de araçların bu oyunda kapladığı yer oldukça büyük ve önemli. Oyuna çok az bir parayla başlıyoruz. Başladığımız para neredeyse hiçbir aracı satın almaya yetmiyor. Burada da kiralama sistemi devreye giriyor. Her göreve başlamadan önce bir “Pre-Payment” bize veriliyor ve kendi paramızı da bunun üstüne koyarak bir araç kiralayabiliyoruz. Bu kiralama kısmında oyuncuya yetebilecek çok fazla sayıda araç mevcut.
Bu araçlar tabii ki kendi aralarında da sınıflara ayrılıyor. Bir araçla her görevi geçmek diye bir şey ortada yok. Mesela bir aracın dingil mesafesi çok uzun ve bir noktada tır görevi görüyor. Bu; önceki başlıkta da bahsettiğimiz gibi sismik vibratörleri arkasına monte ederek petrol arayışına çıkmamızı sağlıyor. Kimi zaman ise seri hareket edip her deliğe girebileceğimiz küçük bir araca ihtiyacımız oluyor ve burada da yardımımıza SUV’ler koşuyor.
Üstüne metal dedektörü taktığım SUV ile dağdan dağa tırmandım ve derin bataklıklara saplanıp çıktım. Kimi zaman ise kamyon tarzı araçlara ihtiyacımız oluyor. Burada dingil uzunluğu o kadar fazla olmayan fakat SUV’dan daha büyük araçlar yardımımıza koşuyor. Ben bu tarz araçların arkasına bir kargo bölümü monte ederek kargo taşımacılık görevlerinde kullandım.
Araç farklılıkları sadece uzunluk ve kargo tiplerinden de ibaret değil. Kaç beygir olduğu, deposunun ne kadar olduğu, kaç litre yaktığı, lastik boyutu ve yerden yüksekliğine göre her detay yapacağınız göreve ve oynanışınıza etki ediyor. Buradaki hatalı seçimler ise zaman zaman görevin başarısız şekilde sonuçlanmasına sebepolabiliyor.
Mesela benim hatalı seçimim sonucu başarısız olan bir görev hakkında konuşalım. Suda yan yatarak saplanıp kalan araç görevinden bahsetmiştim. O göreve ilk olarak kamyonumla gittim. Uzun yollar teptim ve aracın yanına yavaşça yanaştım. Sonrasında çeki halatımı onun çeki demirine takarak çekmeye başladım fakat bir yerden sonra tıkanma hissettim. Ne ben ilerleyebiliyordum ne de benden yardım bekleyen araç. Aklıma gelen bütün yolları denedim fakat ne denesem nafile. Hepsi hüsranla sonuçlandı.
Tam bu noktada aklımdan “araç değiştirsem ne olur ki? Bir deneyeyim.” diye geçirdim. Düşündüm taşındım ve teker arası mesafenin uzun olduğu araçla oraya doğru yola çıkmaya başladım. Geri geri yanaştım ve halatımı o aracın demirine bağladım. Sonrasında yavaş yavaş gaza yüklendim ve görevi hiç zorlanmadan geçmeyi başarabildim. İşte Expeditions: A MudRunner Game’de araçlar ve araç seçimi bu kadar önemli.
Fizik ve mekanikler
Aslında ben bu başlığı “Oynanış” olarak açmayı daha çok seviyorum. Hem bana dahagenel bir yorum hakkı tanıyor gibi hissediyorum hem de bahsederken her şeye değinebiliyorum fakat Expeditions: A MudRunner Game için “Oynanış” olarak açmak haksızlık olurdu. Bu oyunda harika bir sistem mevcut. Fizik hesaplamaları ve mekanikler büyük ölçüde ön plana çıkıyor. Oyunda yaptığınız her şeyin gerçekçi bir geri dönüşe sahip. Bastığınız her tuş, yaptığınız her hareket; kısaca gittiğiniz her santimde hesaplamalarınızı yapmak zorundasınız.
İki çeker, dört çeker, diferansiyel kilidi, otomatik (A) vites, Low (L) vites, High (H) vites ve lastik basınçları. Bunlar oyunun temelinde araç kullanırken en çok kullandığınız ayarlardan sadece bazıları. Hepsi farklı bir işe yarıyor ve hepsinin kullanım yeri bambaşka. Doğru hesaplamalarla birlikte doğru seçenekleri doğru zamanlarda aktif ederseniz çıkamayacağınız veya aşamayacağınız herhangi bir yol yok.
çoğu aracın başlangıçtaki çalışma prensibi iki çeker. Sadece arka tekerlerin çalıştığı bu sistemde araç hem daha az yakıt tüketiyor hem de sürücüye daha rahat bir kontrol sağlıyor. Ne yazık ki iki çeker her yerde kullanabileceğiniz bir şey değil. Hatta; ben Expeditions: A MudRunner Game’i oynarken iki çekeri çok az kullandım. Bunun başta gelen sebebi ise yolların taşlı, çamurlu ve zorlu olmasaydı. Sürekli bataklığa batan arka tekerlerimin işlevsizliği yüzünden dört çekere başvurmak zorunda kaldım.
Dört çeker aracın dört tekerinin de aynı anda çalıştığı prensibe deniyor. Gaza bastığınız zaman arka iki tekere ek olarak ön iki teker de aracın hareket etmesine olanak sağlıyor. Expeditions: A MudRunner Game’i oynarken en sık kullandığım özellik buydu. Bir dağa tırmanıyorsunuz, çamur ve toprak karışık halde ve yolda kayalar da mevcut. Ön tekeriniz taşa denk geldi ve ilerlemiyor. Gaza yüklendiniz, yüklendiniz ve yüklendiniz. Arka teker iyice çamura battı ve hareket edemez bir hale geldi. Burada oyun size çokça seçenek sunuyor. Gelin bu durumdan hem nasıl kurtulacağınızı hem de farklı yolları konuşalım.
Aracın Kendi Sınırlarıyla Kurtulma: Dik bir yokuş ve tekerler gitmiş, hareket edemiyoruz. Saplandık kaldık. İlk olarak sakin oluyoruz ve kamerayla çevreyi kontrol ediyoruz. Bataklık ne kadar derin ve biz ne kadar derine saplanmışız. Daha sonrasında gideceğimiz yolu kontrol ediyoruz ve kafamızda bu durumu yorumlamaya başlıyoruz.
El frenini çektik ve kontağı kapattık ki araba hareket etmesin. Önce Dört çekeri aktif hale getirdik, daha sonrasında vitesimizi Low (L) konumuna getirdik ki ne kadar gaza yüklensek de motor kendini kısıtlasın ve daha çok saplanmamızı engellesin. Vitesi L konumuna getirmemizle birlikte Expeditions: A MudRunner Game bize diferansiyel kilidini de açma şansı veriyor. Onu da aktifleştirdikten sonra mekanik tarafındaki işlemlerimiz tamam hale geliyor. Peki bitti mi? Tabii ki hayır. Lastik basınçlarıyla da oynayabiliyoruz. Lastik basıncımız normal durumda olduğu için aracımızın tekerleri kayaların üstüne çıkıp onları ezemiyor ve bizi orada bırakıyor. Lastik basınçlarını olabildiğince indiriyoruz ve aracı iyice yere yakın hale getiriyoruz. Kontağı çevirip el frenini indirdikten sonra yavaş yavaş gaza yükleniyoruz ve o bataklıktan sakin bir şekilde çıkışımızı gerçekleştiriyoruz.
Araç Dışı Mekaniklerle Kurtulma: Evet araç mekanikleri ile çoğu yerden kurtulabiliyoruz ve ben %99 başarıyla sonuçlandırdım. Peki neden %100 değil ? çünkü 1 kere araç asla ve asla yetmedi ve dış yardımlara başvurmak zorunda kaldım. Kullandığım araç SUV idi ve bataklığa çok derin saplanmıştı. Ne yaptıysam oradan çıkamamış; tam tersine daha beter hale getirmiştim.
İlk olarak aklıma görevden önce 500 dolara satın aldığım çapa geldi. Bu çapadan 5 tane var ve oyunun size izin verdiği yerlere yerleştirebiliyorsunuz. Görebildiğim en sağlam yere yerleştirdim ve arka tamponumdaki çeki demirini ona bağladım. Bir sonraki aşama ise kendimi ona doğru çekmek oldu. Arabam sonunda yerinden oynamış ve daha rahat hareket edebilir bir şekildeydi. Tabii ki bu yetmedi. Oradan kurtulabilmek için bu işlemi tam tamına 3 kere tekrarladım ve 15 dakikalık sürecin ardından kendimi oradan kurtarabildim. Expeditions: A MudRunner Game’in bana o an yaşattığı stres gerçekten çok tatmin ediciydi. Başarısızlığımın sonucunu hem hiç para kazanmamak hem de büyük bir zaman kaybıyla ödeyebilirdim.
Gerçekçi simülasyon oyununda tabii ki tek zorluk çamura saplanmak da değil. Tek zorluk çamura saplanmak olmadığı gibi tek çözüm yolu da çapa değil. Mesela farklı bir örnek olarak sudan geçmeyi verebilirim. Belirli görevlerin rotalarında ne yazık ki karşıdan karşıya geçmenizi sağlayacak bir yol mevcut değil. Bu durumda tek yol akan denizi aşmak oluyor. Eğer ki aletlerinizden hiçbirini kullanmaz ve suya direkt atlarsanız ne yazık ki acı bir tecrübe yaşayarak motorunuzu bozabilirsiniz.
Expeditions: A MudRunner Game bu durumlara uygun olarak oyuncuya seçenek sunmuş. “Echoes” suya titreşim dalgaları göndererek nerenin ne kadar derin olduğunu ve ne kadar tehlike arz ettiğini suya yerleştirdiği “Yeşil-Sarı-Kırmızı” oklar ile gösteren bir cihaz. Bu aleti kullanarak aracınız için en güvenli rotayı kafanızda çizip, çapanızı doğru noktaya yerleştirir ve aracınızı doğru hale getirirseniz hiçbir hasar almadan suyu kolaylıkla geçebilirsiniz.
Expeditions: A MudRunner Game bu konuda gerçekten çok cömert. Farklı engeller barındıran rotaları oynayan herkes farklı bir şekilde geçebilir ve o görevi bambaşka yollarla bitirebilir. Kimisi aracın sınırlarını hiç zorlamadan drone, çapa ve echo gibi çeşitli alet edevatları kullanarak geçebilirken kimisi ise sadece aracın sınırlarını zorlayarak o rotayı başarıyla bitirebilir. Saber Interactive bu konuda oyuncuya büyük bir şans tanımış ve oyuncuya bir dayatma gerçekleştirmemiş.
Expeditions: A MudRunner Game 5 Mart 2024 tarihinde çıkış yapacak. Okuyacak başka bir inceleme arıyorsanız Avantgarden’ın geliştirdiğiincelememize de göz atabilirsiniz.
Expeditions: A MudRunner Game
8.1
İnceleme8.1
ArtılarAkıllıca tasarlanmış bir dünyaya sahipFizikler ve mekanikler harika çalışıyor.Oyunun atmosferi ve yaşattığı duygular gerçekmiş gibi hissettiriyor.
EksilerBir hikayenin olmaması oyunda amaçsız hissettirebiliyor.Araç satın almak zor ve uzun saatler istiyor. Sıkıcı ve boş zaman geçirmenize sebep olan görevler mevcut.
ÖzetExpeditions: A MudRunner Game'in hitap ettiği kitle bence epey kısıtlı. Araçları ve Off-Road'u seven kişiler için kocaman bir nimetken tam tersi insanları içine hiç çekmeyebilir. Ben sözünü ettiğim ilk gruptayım. Bundan sebep bu oyunu oynamak ve engelleri aşmak benim için aşırı keyifliydi. Bir günde 8'den fazla saat oynamış bulundum ve sıkılma durumunu hiç yaşamadım. Arkadan müziğimi açıp engelden engele koşmak bana büyük bir zevk yaşattı. Kısaca Expeditions: A MudRunner Game; gerçekçi araç sürme simülasyonunu yaşamak isteyenlerin kesinlikle uğraması gereken bir kapı olmuş.