srocenter Can
Forum Admin
Moderatör
Center Üyesi
Bilişim Sahibi
Çevirmen
Coder
Grafiker
Guild Master
Guild Üyesi
Reklamcı
Server Sahibi
Supporter
V.i.P
- Katılım
- 18 Haz 2023
- Mesajlar
- 15,992
- Tepkime puanı
- 4
- Puanları
- 38
Oyunlar, geçmişten günümüze, özellikle içerdikleri şiddet unsurları sebebiyle çokça tartışıldı ve tartışılmaya da devam ediyor. 2015 yılında çıkan Hatred ise, bu tartışmalardan içeriği yüzünden fazlasıyla nasibini aldı.
Ön Bakış
Oyunun geliştirici stüdyosu Destructive Creations, yapımın 2014’de yayımlanan duyuru , yapmaya çalıştıkları şeyin o dönemde yükselen politik doğruculuk trendine karşı bir isyan başlatmak olduğunu belirtmişti. Bu isteklerini deöfke ve şiddetle dolup taşan yapımın içerisine fazlasıyla yerleştirmişler. Fragmandan bu kadar tepki almalarının sonucunda, oyunu yaparken kullandıkları motor olan Unreal Engine 4’ün sahibi Epic Games, ürünlerinin logosunu videodan çıkartmalarını istemiş bu yüzden de fragman tekrar elden geçirilerek yüklenmişti.
Hatred, o dönem oyunlar ve içerdikleri şiddet konusunda fazlasıyla katı olan Avustralya ve Almanya’da yasaklandı. Yapım, Steam’de o zamanlar, bağımsız yapımcılar için kullanılan Steam Greenlight uygulamasıyla yayınlandıktan bir süre sonra, fazlasıyla şiddet içerdiği gerekçesiyle kaldırıldı. Fakat bu olaydan hemen sonra Valve’ın sahibi Gabe Newell, geliştiricilerden kişisel olarak özür dileyip oyunu platforma yeniden ekledi.
Microsoft ve Sony’nin, platformlarındaki katı kuralları sebebiyle sadece PC’ye Steam üzerinden çıkan oyun, Metacritic’de 43 basın puanı ortalaması ve 4.8 kullanıcı puanı ortalamasıyla dikkat çekiyor.
Oyunun arka planına hâkim olacak kadar yeterli ön bilginin ardından, Hatred’in oynanış bazında neler sunduğuna bir bakalım.
Hatred Nasıl Bir Oyun?
Yapım bizi, ” The Antagonist” yani baş düşman şeklinde tanıttığı daha adını bile bilmediğimiz ana karakterimizin şu sözleriyle karşılıyor: “Benim ismimin bir önemi yok. Önemli olan birazdan yapacaklarım. Bu dünyadan ve onun leşleriyle ziyafet çeken solucanlarından nefret ediyorum. Bütün hayatım soğuk, acı bir nefretten ibaret. Şimdi benim için intikam zamanı. Hiçbir hayat kurtarılmaya değer değildir bu yüzden gücümün yettiği kadarını mezara sokacağım. Öldürme zamanım geldi, ölme zamanım da geldi. Benim yapacağım soykırım burada başlıyor.”
İlk postal oyunundan oldukça ilham alınarak yapıldığı belli olan yapım, izometrik nişancı türüyle öne çıkıyor. Fakat Postal’dan sadece mekaniksel olarak etkilenmeyen Hatred, bizi yapması zorunlu “X kadar sivili öldür” ya da “polis karakolunu bas” gibi ana görevlerle karşılıyor. Bunların yanında ek olarak, fazladan yeniden doğum puanı kazanmak için yapabileceğiniz en az ana görevler kadar sadistçe yan görevler de oyunda yer ediyor.
Oyunda ilerlemek için yapmanızın zorunlu olduğu; kadın, erkek, yaşlı demeden herkese ateş açıp ilerlediğiniz bu ana görevlerin ardından karakterimiz, soykırımını daha da ileri bir seviyeye götürüyor. Komşularını kurşuna dizdikten sonra, bölgesel olarak başlattığı bu eylemini, bir nükleer santrali patlatarak hayatını kendince “efsanevi” bir şekilde sonlandırıyor. Bu yolculuk sırasında ise karakterimiz, tren istasyonları olsun, koca bir ordu karargahı olsun, sahil kasabası olsun birçok mekânı altüst ederek ilerlemeyi de ihmal etmiyor.
Hatred, can tamlama için bir medkit veya benzeri bir sağlık ürünü barındırmıyor. Azalan sağlığınızı tazelemek için ise yapmanız gereken, yerde can havliyle kıvranan insanlara, özel animasyonlu “infaz” hareketlerini uygulamak…
Metal müzikleriyle, kan efekti oluşunca renkli hâle bürünen siyah-beyaz görselliğiyle, karakterimizin insanları avlarken sarf ettiği nefret dolu sözcükleriyle yapım; siz onu oynarken içinizi karartmayı hedeflemiş ve bunu da bir yere kadar başarmış.
Vahşet dolu içeriğini bir kenara bırakırsak Hatred, esinlendiği Postal gibi, oturaklı ve doyurucu oynanış mekanikleriyle karşımıza çıkıyor. Yapım, silah çeşitliliği ve çevre etkileşimi desteğiyle, hem ilk deneyiminizde keyif almanızı, hem de tekrar oynamak istediğinizde başına oturup benzer bir şekilde kendini oynatabilmeyi sağlayacak şekilde dizayn edilmiş.
Ana hikâyeden bağımsız olarak yapım, size üç farklı haritada, ana karakterimizden bağımsız üç adet farklı oynanabilir karakterin yer aldığı hayatta kalma moduyla da karşımıza çıkıyor. Önümüze çıkan düşmanları etkisiz hâle getirip puan toplayıp bu puanlarla çeşitli güçleri ve ekipmanları açmak gibi sıradan özelliklere sahip olan bu mod, güç fantezisi sergilemeyi sevenlerin tam oynamak isteyeceği cinsten bir yapı sunuyor.
Sonuç
Hatred, barındırdığı şiddet dozunun fazlalığını ve iç karartıcı havasını bir kenara bırakırsak, muadili Postal gibi keyifli vakit geçirebileceğiniz bir yapım olmuş. Fakat pek tabi yapısı itibariyle herkesin hoşuna gitmeyecektir. normal fiyatı 4.59$ olan oyun, indirim döneminde 2.52$ gibi bir fiyata kadar geriliyor. Dilerseniz bir göz atabilirsiniz.
Hatred’ın size fazla geleceğini düşünüyorsanız ama izometrik bir aksiyon oyunu da canınız çekiyorsa, geçenlerde bahsettiğimizisimli aynı yapımcının bir diğer oyununa göz atabilirsiniz. Hatred ile yaşadıkları ağır tepki bombardımanının ardından yapımcı Destructive Creations, bizi War Mongrels ile birlikte II. Dünya Savaşı’nın Doğu Cephesi’nde, gerçek zamanlı strateji mekanikleriyle karşılıyor.
Ön Bakış
Oyunun geliştirici stüdyosu Destructive Creations, yapımın 2014’de yayımlanan duyuru , yapmaya çalıştıkları şeyin o dönemde yükselen politik doğruculuk trendine karşı bir isyan başlatmak olduğunu belirtmişti. Bu isteklerini deöfke ve şiddetle dolup taşan yapımın içerisine fazlasıyla yerleştirmişler. Fragmandan bu kadar tepki almalarının sonucunda, oyunu yaparken kullandıkları motor olan Unreal Engine 4’ün sahibi Epic Games, ürünlerinin logosunu videodan çıkartmalarını istemiş bu yüzden de fragman tekrar elden geçirilerek yüklenmişti.
Hatred, o dönem oyunlar ve içerdikleri şiddet konusunda fazlasıyla katı olan Avustralya ve Almanya’da yasaklandı. Yapım, Steam’de o zamanlar, bağımsız yapımcılar için kullanılan Steam Greenlight uygulamasıyla yayınlandıktan bir süre sonra, fazlasıyla şiddet içerdiği gerekçesiyle kaldırıldı. Fakat bu olaydan hemen sonra Valve’ın sahibi Gabe Newell, geliştiricilerden kişisel olarak özür dileyip oyunu platforma yeniden ekledi.
Microsoft ve Sony’nin, platformlarındaki katı kuralları sebebiyle sadece PC’ye Steam üzerinden çıkan oyun, Metacritic’de 43 basın puanı ortalaması ve 4.8 kullanıcı puanı ortalamasıyla dikkat çekiyor.
Oyunun arka planına hâkim olacak kadar yeterli ön bilginin ardından, Hatred’in oynanış bazında neler sunduğuna bir bakalım.
Hatred Nasıl Bir Oyun?
Yapım bizi, ” The Antagonist” yani baş düşman şeklinde tanıttığı daha adını bile bilmediğimiz ana karakterimizin şu sözleriyle karşılıyor: “Benim ismimin bir önemi yok. Önemli olan birazdan yapacaklarım. Bu dünyadan ve onun leşleriyle ziyafet çeken solucanlarından nefret ediyorum. Bütün hayatım soğuk, acı bir nefretten ibaret. Şimdi benim için intikam zamanı. Hiçbir hayat kurtarılmaya değer değildir bu yüzden gücümün yettiği kadarını mezara sokacağım. Öldürme zamanım geldi, ölme zamanım da geldi. Benim yapacağım soykırım burada başlıyor.”
İlk postal oyunundan oldukça ilham alınarak yapıldığı belli olan yapım, izometrik nişancı türüyle öne çıkıyor. Fakat Postal’dan sadece mekaniksel olarak etkilenmeyen Hatred, bizi yapması zorunlu “X kadar sivili öldür” ya da “polis karakolunu bas” gibi ana görevlerle karşılıyor. Bunların yanında ek olarak, fazladan yeniden doğum puanı kazanmak için yapabileceğiniz en az ana görevler kadar sadistçe yan görevler de oyunda yer ediyor.
Oyunda ilerlemek için yapmanızın zorunlu olduğu; kadın, erkek, yaşlı demeden herkese ateş açıp ilerlediğiniz bu ana görevlerin ardından karakterimiz, soykırımını daha da ileri bir seviyeye götürüyor. Komşularını kurşuna dizdikten sonra, bölgesel olarak başlattığı bu eylemini, bir nükleer santrali patlatarak hayatını kendince “efsanevi” bir şekilde sonlandırıyor. Bu yolculuk sırasında ise karakterimiz, tren istasyonları olsun, koca bir ordu karargahı olsun, sahil kasabası olsun birçok mekânı altüst ederek ilerlemeyi de ihmal etmiyor.
Hatred, can tamlama için bir medkit veya benzeri bir sağlık ürünü barındırmıyor. Azalan sağlığınızı tazelemek için ise yapmanız gereken, yerde can havliyle kıvranan insanlara, özel animasyonlu “infaz” hareketlerini uygulamak…
Metal müzikleriyle, kan efekti oluşunca renkli hâle bürünen siyah-beyaz görselliğiyle, karakterimizin insanları avlarken sarf ettiği nefret dolu sözcükleriyle yapım; siz onu oynarken içinizi karartmayı hedeflemiş ve bunu da bir yere kadar başarmış.
Vahşet dolu içeriğini bir kenara bırakırsak Hatred, esinlendiği Postal gibi, oturaklı ve doyurucu oynanış mekanikleriyle karşımıza çıkıyor. Yapım, silah çeşitliliği ve çevre etkileşimi desteğiyle, hem ilk deneyiminizde keyif almanızı, hem de tekrar oynamak istediğinizde başına oturup benzer bir şekilde kendini oynatabilmeyi sağlayacak şekilde dizayn edilmiş.
Ana hikâyeden bağımsız olarak yapım, size üç farklı haritada, ana karakterimizden bağımsız üç adet farklı oynanabilir karakterin yer aldığı hayatta kalma moduyla da karşımıza çıkıyor. Önümüze çıkan düşmanları etkisiz hâle getirip puan toplayıp bu puanlarla çeşitli güçleri ve ekipmanları açmak gibi sıradan özelliklere sahip olan bu mod, güç fantezisi sergilemeyi sevenlerin tam oynamak isteyeceği cinsten bir yapı sunuyor.
Sonuç
Hatred, barındırdığı şiddet dozunun fazlalığını ve iç karartıcı havasını bir kenara bırakırsak, muadili Postal gibi keyifli vakit geçirebileceğiniz bir yapım olmuş. Fakat pek tabi yapısı itibariyle herkesin hoşuna gitmeyecektir. normal fiyatı 4.59$ olan oyun, indirim döneminde 2.52$ gibi bir fiyata kadar geriliyor. Dilerseniz bir göz atabilirsiniz.
Hatred’ın size fazla geleceğini düşünüyorsanız ama izometrik bir aksiyon oyunu da canınız çekiyorsa, geçenlerde bahsettiğimizisimli aynı yapımcının bir diğer oyununa göz atabilirsiniz. Hatred ile yaşadıkları ağır tepki bombardımanının ardından yapımcı Destructive Creations, bizi War Mongrels ile birlikte II. Dünya Savaşı’nın Doğu Cephesi’nde, gerçek zamanlı strateji mekanikleriyle karşılıyor.