srocenter Can
Forum Admin
Moderatör
Center Üyesi
Bilişim Sahibi
Çevirmen
Coder
Grafiker
Guild Master
Guild Üyesi
Reklamcı
Server Sahibi
Supporter
V.i.P
- Katılım
- 18 Haz 2023
- Mesajlar
- 15,992
- Tepkime puanı
- 4
- Puanları
- 38
EA, çok uzun yıllardır online oyunların peşinde koşmuş ve elinde bulundurduğu tek oyunculu markaların gözünün yaşına bakmamıştı. Ancak bu durum Jedi Fallen Order’ın getirdiği başarıyla beraber değişti ve EA yeniden bu tarz oyunlara yönelmeye başladı. Jedi: Fallen Order sonrasında çıkan Dead Space Remake ve Jedi: Survivor’la beraber de EA’den yeni tek kişilik oyunlar göreceğimiz barizdi. Dolayısıyla bu oyunlardan biri olan Immortals of Aveum’a da bakmamız gerekiyor.
Immortals of Aveum, Ascendant Studios tarafından geliştirilen bir FPS aksiyon oyunu olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda Ascendant Studios’un da ilk oyunudur. Immortals of Aveum’da büyülerin oluşturduğu dünyadaki bir karakteri yönetiyorsunuz. FPS bir büyü oyunu fikri oldukça güzel olsa da acaba bunu ne kadar iyi yapabilmişler? Dilerseniz hikaye ile inceleme yazısına başlayalım.
Hikaye
Immortals of Aveum, yukarıda da söylemiş olduğum gibi temelinde büyü yatan bir dünyayı konu alıyor. İnsanlar büyüyü ele geçirip, kontrol etmek amacıyla amansız bir savaşa giriyor ve bu savaşın adına da Everwar deniliyor. Sizin de bu evrendeki rolünüz oyunun başlangıcında oldukça basit. Seren isimli küçük bir şehirde hırsızlık yapan bir genci oynuyorsunuz. Everwar savaşındaki kötü birlik Rasharn’ın şehrinize saldırmasıyla da tüm hayatınız değişiyor. O saldırıda yaşanan belirli olaylar doğrultusunda içinizde yatan Triyarch (üç büyüyü birden kullanabilenlere verilen isim) gücü ortaya çıkıyor ve Lucium birlikleri tarafından bulunup eğitilmeye başlıyorsunuz. Amacınız Immortals’lardan biri olup Everwar’a son vermek. Immortals of Aveum hikayesinin genel özeti bu şekilde.
Peki oyunun hikaye anlatımı ve karakterleri nasıl? Öncelikle oyunun hikayesi aşırı klişe. Oyunu oynadığım süreçte tahmin edemediğim bir olay bile olmadı. Tabii ki klişe hikaye kötü değildir ama hikaye anlatımının da çok başarılı olduğunu söyleyemeyeceğim. Hikaye anlatımı seçimli diyaloglar, etrafta bulduğunuz toplanabilir ögelerve ara sahnelerden oluşuyor. Diyaloglar tipik Marvel filmi basitliğinde olduğundan böyle bir dünyaya yakışmamış. Haliyle hikayeyi ciddiye alıp ara sahneleri oturup izlemenin bile işkence noktasına geldiği oldu. Ayrıca karakterlerin mimikleri bazen çok bozulurken garip bir şekilde bazı ara sahnelerde de ses kayması vardı.
Aslında oluşturulan evreni oldukça beğendim. Üstüne çok güzel hikayeler ve karakterler yazılabilecek bir evren var ortada. Bu noktada Ascendant Studios’u tebrik etmek de lazım. Aveum uzun süredir gördüğüm en hoş evrenlerden biriydi. Ancak dediğim gibi diyaloglardaki basitlik, ara sahnelerdeki yer yer ses kaymaları gibi problemler ve hikayenin aşırı klişe ve öngörülür olmasından dolayı evreni çok iyi kullanamadıklarını düşünüyorum. Aveum’un hikaye anlatımında çok büyük bir potansiyelin harcandığını düşünüyorum.
Ekstra olarak oyun içi diyaloglarda herkesin yüzü aşırı donuk ve kötüydü. NPC’ler kesinlikle hayatta gibi hissettirmiyordu oldukça kötü tasarlanmıştı. Karakterleri açıklamadan da geçmeyelim…
Jak
Jak oyunun ana karakteri. Seren’deki haylaz hırsızdan Immortals ekibinin güçlü isimlerinden birine dönüşmesini izliyoruz. Açık konuşmak gerekirse Jak oyunun içerisinde ne yazık ki en az ısındığım isim oldu. Bunun sebebiyse aslında çok dengesiz olmasından kaynaklı. Bazen aşırı mantıklı konuşup duruma uygun hareket ederken bazen de aşırı saçma davranıp kendini komik göstermeye çalışırken buluyoruz. Bahsettiğim Marvel filmi replikleri de genel anlamda Jak’tan geliyor.
Kirkan
Kirkan, Immortals ekibinin lideri. Kendisi bir Driarch yani iki farklı büyüyü kullanabilen bir büyücü. Açık konuşmak gerekirse oyunda ekranda olduğunda en oturaklı olduğunu düşündüğüm karakter Kirkan’dı. En azından ortaya mantıklı düşünceler ortaya atabilen, ekibin olgunluk seviyesini arttırabilen bir karakter. Kendisi aynı zamanda Jak’ı düştüğü durumdan kurtarıp eğiten kişi. Açıkçası karakterler arasında en çok Kirkan’ı sevdim, klişe bir karakterdi ama en azından iyi işlendiğini düşünüyorum.
Zendara
Gelelim bir diğer aşırı klişe karaktere. Zendara başta ana karakteri sevmeyen, sert davranan zamanla ana karakterin yaptıklarını görünce ona ısınan klasik kaba yan karakter. Zendara ile olan diyaloglara baktığımda bazı noktalarda eğlendiğimi de dile getireyim ama genel anlamda hiç özel ve hatırlanacak bir karakter değil bence.
Karakterler hakkında diyeceklerim bu kadar. Bahsetmediğim bir ana kötü ve diğer birkaç yan karakter daha var. Ancak oyun içerisinde en çok diyaloğumuz olan karakterleri buraya eklemenin daha mantıklı olduğunu düşündüm. Sandrakk, amaçları olan aurası gayet yerinde olan bir kötü karakter lakin herhangi bir yenilik göremedim onda da.
Bana göre hikaye noktasında gerçekten çok iyi işler çıkarılabilirmiş çünkü buna uygun bir evren kurmayı başarmışlar. Buna rağmen popüler kültürün sıkıntılarından yahut başka sorunlardan kaynaklandığını bilemediğim bir şekilde klişe bir hikayeyi klişe bir şekilde anlatmaktan öteye gidememişler.
Oynanış
Önceki incelemelerimi okuduysanız benim hikayeden ziyade daha çok oynanışa önem verdiğimi bilirsiniz. Peki Immortals of Aveum bu konuda neler yapmış? Immortals of Aveum, yukarıda bahsettiğim gibi bir FPS aksiyon oyunu lakin bildiğimiz FPS oyunlarındaki silahlar yerine büyüleri kullanıyorsunuz. Aslında bu oynanış temeli son dönemde baya bir popüler oldu.
İlk olarak bunu Ghostwire: Tokyo denemişti. Sonrasında Forspoken da denedi ancak iki oyun da oynanış kısmında ciddi eleştiriler aldı. Kendilerini çok tekrar ettiklerini ve keyifli olmadıklarını söylemişti insanlar. Ancak Immortals of Aveum büyüyü kendine temel alıp gerçekten eğlenceli bir oynanış sunmayı başarabilmiş. Doom’dan da esintiler gördüğümüz bu oyun kendine has güzel şeyler yapabilmeyi başarmış. Öncelikle büyülerle konuya dalış yapmak istiyorum.
Büyüler
Immortals of Aveum’da kullanabileceğiniz üç farklı büyü bulunuyor. Bu büyüler kırmızı, yeşil ve mavi olarak sıralanıyor. Kırmızı büyüler daha çok pompalı tüfek havası verirken, yeşil büyü elinizde makineli tüfek varmış gibi hissettiriyor son olarak mavi büyüyse yarı otomatik keskin nişancı tüfeğine oldukça benziyor.
Oyunun güzel tarafıysa bu üç büyü arasında direkt olarak geçiş yapabiliyorsunuz. Bu büyüleri Sigil isimli bir alet aracılığıyla kontrol altında tutup öyle atıyorsunuz. Aynı zamanda bu üç büyünün kendine has farklı sigil varyasyonlarını da bulabiliyorsunuz. Örnek vermek gerekirse mavi büyü düz bir ışın fırlatırken farklı bir sigil bulduğunuzda düz ışın yerine elinden bir mızrak çıkartıp da fırlatabiliyor ve oldukça hoş bir görsellik ortaya çıkıyor. Ancak her büyünün üç farklı sigil versiyonu var ve bence ne yazık ki bu biraz az. Nedenine de az sonra değineceğim.
Bunlar dışında oyunda Fury adı verilen altı farklı özel büyünüz bulunuyor yani her büyü rengine iki adet düşüyor. Açıkçası oynanışı en eğlenceli hale getiren şeylerden bir tanesi bu. Bu sebepten elinizdeki ekipmanlar ve bu büyülerden biraz ayrı şekilde bahsedeceğim.
Fury, Augment ve Control
Oyunda dediğim gibi altı farklı Fury var ve bunlarla ciddi kombolar oluşturabiliyorsunuz. Bu da savaş anlarında aşırı keyif almanızı sağlıyor. Mesela furylerden örnek vermem gerekirse: Torrent isimli yeşil fury etrafa yeşil parçacıklar çıkartıp hepsini birden düşmana fırlatıyor veya Vortex isimli mavi fury düşmanları bir yerde toplamanıza yardımcı olduğundan kırmızı büyüyle beraber çok güzel kombo yapılabiliyor. Oyunun bu noktada size sunduğu çeşitlilik aslında oldukça iyi.
Bunların yanına bide kullanabildiğiniz Control adı verilen üç farklı özelliğiniz var. Bu özellikler Lash, Limpets ve Disrupt. Lash bir grappling hook misali düşmanlarınıza kendinize çektiğiniz veya sizin onlara doğru gittiğiniz bir control büyüsü. Limpets ise düşmanlara veya herhangi bir nesneye attığınızda onu yavaşlatmanızı sağlıyor. Disrupt ise düşmanları sersemletmenize yarayan bir control büyüsü. Aynı zamanda Augment adı altında kullanabildiğiniz belirli büyüler de var. Bunlardan iki tanesini savaşta kullanırken diğerlerini genelde bulmaca veya platform yaparken kullanıyorsunuz. Savaşta kullandıklarınız ise Blink ile Shield. Blink klasik dash atma büyünüzken, Shield ise önünüzde kalkan açıp önden gelen saldırılardan bir süre korunmanızı sağlıyor.
Mavi, kırmızı, yeşil büyülerle bu saydığım özellikleri komboladığınızda her savaş bir görsel şölene dönüşebiliyor ancak bu saydığım özelliklerin çoğunu oyunun çok erken safhasında bulduğunuzdan dolayı bir noktada kendini çok tekrar etmeye başlıyor. Buna rağmen bu savaşlardan keyif aldığımı söylemem gerek. Immortals of Aveum, hızlı aksiyonuyla beraber sizi sürekli farklı büyüleri kullanmaya zorluyor desek yalan olmaz. Bunun yanında dediğim gibi oyunun bu havası biraz erken sönüyor. Oyun 20-25 saat sürmeyip de 10 saat içerisinde biten çizgisel bir oyun olsaydı kesinlikle çok daha keyifli olurdu.
Yetenek Ağacı ve Ekipmanlar
Oyunda bir de bahsetmem gereken çok zayıf bir yetenek ağacı var. Yetenek ağaçlarında genelde sizi güçlendiren yeni yetenekler açarsınız ancak Immortals of Aveum’da ne yazık ki bu yok. Büyülerin gücünü arttırmayı amaçlayan basit ve neredeyse oynanışa hiçbir etkisi olmayan bir yetenek ağacı var. Ekipmanlardan bahsetmem gerekirse de en azından yetenek ağacına göre daha fazla uğraşılmış bir iş var. Genel anlamda ekipmanın daha çok hasar vuranını bulmaya çalışıyorsunuz ama en azından bazı özelliklerinize ekstra etkiler veren ekipmanlar bulmanız da mümkün. Mesela oyunun büyük bir kısmında tek bir dash hakkımızın olmasından çok usanmıştım lakin etrafı keşfederken bir sandıktan özel bir bracer düşürdüm ve o bracer’da ekstra bir dash özelliği vardı. Ayrıca oyunda yeni ekipman üretebiliyor veya yükseltebiliyorsunuz ancak ben oyun boyunca neredeyse hiç kullanmadım bunları. Ekipmanlarınızı yükselttiğinizde verdiği hasarlar bir miktar artıyor sadece.
Açık Dünya, Metroidvania Ögeleri ve Bulmacalar
Immortals of Aveum’a tam anlamıyla açık dünya diyemeyiz. Yarı açık dünya için bile küçük bir haritaya sahip ancak bu haritayı ellerinden geldiğince doldurmaya özen göstermişler ve açıkçası bu beni bayağı da mutlu etti. Oyunun daha tutorial kısmında etrafı araştırmaya başladım ve bu araştırmanın karşılığını her halükarda aldım. Açık dünyadaki ilk görevimde azıcık farklı bir yol izlerken bu sayede bulamayacağım sandıklar ve ekipmanlar buldum. Oyun aynı zamanda metroidvania ögeleri de bulunduruyor. Etrafta gezinirken Shroudfane isimli portallardan geçip ordaki challengeları tamamladığınızda (Bazen bu challengelar aksiyon temelli bazense parkur temelli oluyor) ödüller kazanabiliyorsunuz. Ayrıca açık dünyada gezinirken daha almadığınız bir özellik dolayısıyla gidemediğiniz bölgeler oluyor. Sonrasında bu özellikleri alıp o bölgelere geri de dönebiliyorsunuz. Dediğim gibi bu noktada Immortals of Aveum’u çok sevdim. Genelde bir yeri keşfetmeye çıktıysam bunun karşılığını her seferinde almak keyifliydi.
Bulmaca kısmına gelirsek de bu oyundaki her şeyi büyülerle yapıyorsunuz. Bulmacaları control büyüleriyle, augmentlerle veya bir şeylere vurarak çözüyorsunuz. çoğu bulmaca aşırı kolay ancak zaten zor olmasını tercih etmezdim böyle bir oyunda. Keyifli bir çeşitlilik katmış ve aksiyondan aksiyona koşarken arada kafayı çalıştırması bence oldukça hoş olmuş.
Bosslar ve Düşman çeşitliliği
IOA için çok fazla kez keşke dediğimin farkındayım ve o keşkelerden iki tanesini daha burada söyleyeceğim. İlk olarak yukarıda dediğim keşke 10 saat olsaymış sözünü tekrarlıyorum. Eğer ki Immortals of Aveum 10 saatlik bir oyun olsaydı kesinlikle düşman çeşitliliği açısından oldukça yeterli olurdu ama ne yazık ki 20-25 saatlik bir oyun. Oyun, size öğrettiği yetenekleri kullanmanız için size sürekli yeni düşmanlar gösteriyor. Oyunun başında bu yeterince fazlayken ilerleyen kısımlarda ne yazık ki kendini çok tekrar ediyor. Boss savaşlarındaysa aslında mekaniksel açıdan maksimum ne kadar verim alabilirlerse o kadar verim almaya çalışmışlar ama bu durum çok da işe yaramamış. Bosslar fazla basit ve bu savaşlar gereksiz uzuyor. Boss’ların canları daha az olsaydı bu savaşların keyifli olabileceğini düşünüyorum. Bu da boss savaşlarını ciddi anlamda sıkıcı hale getirebiliyor.
Grafik, Atmosfer ve Sanat Tasarımı
İlk olarak ben oyunu PC platformunda oynadım ve ekran kartım AMD RX 7600. Bunu söyleme sebebim FSR’dan bahsedecek olmam. Oyunun grafiklerine geçmeden önce FSR’ı bu oyunda çok beğendiğimi söylemem gerek. Normalde FSR teknolojisi oyunun görüntüsünü çok çamura dönüştürüyor ama IOA’da böyle bir durum söz konusu olmadı. Hem FPS yükseltip hem de görüntüyü daha net hale getirdi.
Şimdi grafik kısmından bahsetmem gerekirse, Immortals of Aveum bana göre yeni nesil oyunlar arasında biraz zayıf kalıyor. Belirli alanlardaki kaplamalar çok güzel gözükürken belirli alanlarda da gerçekten kötü gözükebiliyor. Işık kullanımı her ne kadar güzel olsa da modelleme ve kaplama noktasında eksilere sahip. Ancak oyun bunu efektler ve sanat tasarımıyla müthiş bir şekilde kapıyor. Kaplamalar belirli alanlarda kötü olsa da evrenin atmosferini güçlendirecek eklemelere baktığımızda (Heykeller, ev bina tasarımları vs.) oldukça güzel tasarımlar ortaya çıkartmışlar.Oyuna bir bütün olarak baktığınızda gözünüze gerçekten çok güzel gelen görseller var. Atmosfer noktasındaysa bence evrenin o mistikliğini tam anlamıyla yakalayamamışlar. Belki de ana karakterin sürekli espri yapma dürtüsü yüzündendir ama atmosfer noktasında bir türlü tam anlamıyla saygımı kazanamadı. Yine de sanat ekibini yaptıkları çalışmalar için tebrik etmek gerekir. Özellikle evrenin anlatısına çok uygun işlere imza atmışlar.
Müzik ve Ses
Oyunun müziklerinde herhangi bir özellik yoktu. Açıkçası oyunu oynarken dikkatimi çeken herhangi bir müzik olmadı. Bu noktada oyunun eksik olduğunu düşünüyorum ama ses noktasında tam tersi bir düşüncedeyim. Açıkçası büyüleri kullandığımızda çıkan sesler, düşmanların nereden geldiğini duyma durumları konularında iyi bir işçilik ortaya konmuş. Tek sıkıntı yukarıda bahsettiğim hafif ses kayması durumu. Onun dışında ses tasarımı noktasında büyüleri kullanırken çok eğlendim.
Optimizasyon
Ben AMD RX 7600 ile oynadım oyunu. Ultra ayarlarda FPS Droplar yaşadım ve 3 kez oyunum çöktü. Daha sonrasında oyunun ayarlarını düşürüp birkaç ayarı değiştirdiğimde oyun yağ gibi aktı. Sadece fazla efektin olduğu sahnelerde bazen 40 FPS’lere düştüğünü hissettim gibi oldu diyebilirim. Genel anlamda oyunun optimizasyonundan memnundum lakin konsol tarafında oyunun çözünürlüğünün çok düştüğü söyleniyor. Ben PC’de bu konuda hiçbir sorun yaşamadığım için ekstra o konuda bir yorum yapamıyorum. Ancak böyle hızlı oynanan bir oyunda ara ara 40 FPS’lere düşmek oldukça can sıkıcıydı.
Immortals of Aveum; PS5, Xbox Series ve PC için 22 Ağustos tarihinde çıkış yaptı. Okuyacak başka inceleme arıyorsanız Ghostwire Tokyo’nun incelemesini bubulabilirsiniz.
Immortals of Aveum
6.7
İnceleme6.7
ArtılarBüyülerle kombolar yapmak çok keyifli.Yaptıkları dünyanın her tarafı dolu dolu tasarlanmış.Sanat tasarımı çok kuvvetli.Metroidvania ögeleriyle oynanışı çeşitlendirmiş olmaları güzel.
EksilerHikaye anlatımı çok başarısız.Oynanış ve düşmanlar çok hızlı tekrar ediyor.Optimizasyon noktasında FPS sıkıntıları var.Müzikler yetersiz.
ÖzetImmortals of Aveum, Ascendant Studios'un ilk oyunu ve ilk oyun olmasından kaynaklı içerisinde belirli problemler var. Bu sebepten dolayı keşke lafını çok sarf ettiğim bir oyun oldu. Aksiyonu, oynanışı keyifli ama onu da mükemmel yapamıyor ne yazık ki. Hikayenin getirdiği ciddiyetsizlikle evrenin ciddiliği çok zıtlaşıyor. Potansiyeli çok yüksek olan ama bu potansiyelin çok azını görebildiğimiz bir oyun olmuş.
Immortals of Aveum, Ascendant Studios tarafından geliştirilen bir FPS aksiyon oyunu olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda Ascendant Studios’un da ilk oyunudur. Immortals of Aveum’da büyülerin oluşturduğu dünyadaki bir karakteri yönetiyorsunuz. FPS bir büyü oyunu fikri oldukça güzel olsa da acaba bunu ne kadar iyi yapabilmişler? Dilerseniz hikaye ile inceleme yazısına başlayalım.
Hikaye
Immortals of Aveum, yukarıda da söylemiş olduğum gibi temelinde büyü yatan bir dünyayı konu alıyor. İnsanlar büyüyü ele geçirip, kontrol etmek amacıyla amansız bir savaşa giriyor ve bu savaşın adına da Everwar deniliyor. Sizin de bu evrendeki rolünüz oyunun başlangıcında oldukça basit. Seren isimli küçük bir şehirde hırsızlık yapan bir genci oynuyorsunuz. Everwar savaşındaki kötü birlik Rasharn’ın şehrinize saldırmasıyla da tüm hayatınız değişiyor. O saldırıda yaşanan belirli olaylar doğrultusunda içinizde yatan Triyarch (üç büyüyü birden kullanabilenlere verilen isim) gücü ortaya çıkıyor ve Lucium birlikleri tarafından bulunup eğitilmeye başlıyorsunuz. Amacınız Immortals’lardan biri olup Everwar’a son vermek. Immortals of Aveum hikayesinin genel özeti bu şekilde.
Peki oyunun hikaye anlatımı ve karakterleri nasıl? Öncelikle oyunun hikayesi aşırı klişe. Oyunu oynadığım süreçte tahmin edemediğim bir olay bile olmadı. Tabii ki klişe hikaye kötü değildir ama hikaye anlatımının da çok başarılı olduğunu söyleyemeyeceğim. Hikaye anlatımı seçimli diyaloglar, etrafta bulduğunuz toplanabilir ögelerve ara sahnelerden oluşuyor. Diyaloglar tipik Marvel filmi basitliğinde olduğundan böyle bir dünyaya yakışmamış. Haliyle hikayeyi ciddiye alıp ara sahneleri oturup izlemenin bile işkence noktasına geldiği oldu. Ayrıca karakterlerin mimikleri bazen çok bozulurken garip bir şekilde bazı ara sahnelerde de ses kayması vardı.
Aslında oluşturulan evreni oldukça beğendim. Üstüne çok güzel hikayeler ve karakterler yazılabilecek bir evren var ortada. Bu noktada Ascendant Studios’u tebrik etmek de lazım. Aveum uzun süredir gördüğüm en hoş evrenlerden biriydi. Ancak dediğim gibi diyaloglardaki basitlik, ara sahnelerdeki yer yer ses kaymaları gibi problemler ve hikayenin aşırı klişe ve öngörülür olmasından dolayı evreni çok iyi kullanamadıklarını düşünüyorum. Aveum’un hikaye anlatımında çok büyük bir potansiyelin harcandığını düşünüyorum.
Ekstra olarak oyun içi diyaloglarda herkesin yüzü aşırı donuk ve kötüydü. NPC’ler kesinlikle hayatta gibi hissettirmiyordu oldukça kötü tasarlanmıştı. Karakterleri açıklamadan da geçmeyelim…
Jak
Jak oyunun ana karakteri. Seren’deki haylaz hırsızdan Immortals ekibinin güçlü isimlerinden birine dönüşmesini izliyoruz. Açık konuşmak gerekirse Jak oyunun içerisinde ne yazık ki en az ısındığım isim oldu. Bunun sebebiyse aslında çok dengesiz olmasından kaynaklı. Bazen aşırı mantıklı konuşup duruma uygun hareket ederken bazen de aşırı saçma davranıp kendini komik göstermeye çalışırken buluyoruz. Bahsettiğim Marvel filmi replikleri de genel anlamda Jak’tan geliyor.
Kirkan
Kirkan, Immortals ekibinin lideri. Kendisi bir Driarch yani iki farklı büyüyü kullanabilen bir büyücü. Açık konuşmak gerekirse oyunda ekranda olduğunda en oturaklı olduğunu düşündüğüm karakter Kirkan’dı. En azından ortaya mantıklı düşünceler ortaya atabilen, ekibin olgunluk seviyesini arttırabilen bir karakter. Kendisi aynı zamanda Jak’ı düştüğü durumdan kurtarıp eğiten kişi. Açıkçası karakterler arasında en çok Kirkan’ı sevdim, klişe bir karakterdi ama en azından iyi işlendiğini düşünüyorum.
Zendara
Gelelim bir diğer aşırı klişe karaktere. Zendara başta ana karakteri sevmeyen, sert davranan zamanla ana karakterin yaptıklarını görünce ona ısınan klasik kaba yan karakter. Zendara ile olan diyaloglara baktığımda bazı noktalarda eğlendiğimi de dile getireyim ama genel anlamda hiç özel ve hatırlanacak bir karakter değil bence.
Karakterler hakkında diyeceklerim bu kadar. Bahsetmediğim bir ana kötü ve diğer birkaç yan karakter daha var. Ancak oyun içerisinde en çok diyaloğumuz olan karakterleri buraya eklemenin daha mantıklı olduğunu düşündüm. Sandrakk, amaçları olan aurası gayet yerinde olan bir kötü karakter lakin herhangi bir yenilik göremedim onda da.
Bana göre hikaye noktasında gerçekten çok iyi işler çıkarılabilirmiş çünkü buna uygun bir evren kurmayı başarmışlar. Buna rağmen popüler kültürün sıkıntılarından yahut başka sorunlardan kaynaklandığını bilemediğim bir şekilde klişe bir hikayeyi klişe bir şekilde anlatmaktan öteye gidememişler.
Oynanış
Önceki incelemelerimi okuduysanız benim hikayeden ziyade daha çok oynanışa önem verdiğimi bilirsiniz. Peki Immortals of Aveum bu konuda neler yapmış? Immortals of Aveum, yukarıda bahsettiğim gibi bir FPS aksiyon oyunu lakin bildiğimiz FPS oyunlarındaki silahlar yerine büyüleri kullanıyorsunuz. Aslında bu oynanış temeli son dönemde baya bir popüler oldu.
İlk olarak bunu Ghostwire: Tokyo denemişti. Sonrasında Forspoken da denedi ancak iki oyun da oynanış kısmında ciddi eleştiriler aldı. Kendilerini çok tekrar ettiklerini ve keyifli olmadıklarını söylemişti insanlar. Ancak Immortals of Aveum büyüyü kendine temel alıp gerçekten eğlenceli bir oynanış sunmayı başarabilmiş. Doom’dan da esintiler gördüğümüz bu oyun kendine has güzel şeyler yapabilmeyi başarmış. Öncelikle büyülerle konuya dalış yapmak istiyorum.
Büyüler
Immortals of Aveum’da kullanabileceğiniz üç farklı büyü bulunuyor. Bu büyüler kırmızı, yeşil ve mavi olarak sıralanıyor. Kırmızı büyüler daha çok pompalı tüfek havası verirken, yeşil büyü elinizde makineli tüfek varmış gibi hissettiriyor son olarak mavi büyüyse yarı otomatik keskin nişancı tüfeğine oldukça benziyor.
Oyunun güzel tarafıysa bu üç büyü arasında direkt olarak geçiş yapabiliyorsunuz. Bu büyüleri Sigil isimli bir alet aracılığıyla kontrol altında tutup öyle atıyorsunuz. Aynı zamanda bu üç büyünün kendine has farklı sigil varyasyonlarını da bulabiliyorsunuz. Örnek vermek gerekirse mavi büyü düz bir ışın fırlatırken farklı bir sigil bulduğunuzda düz ışın yerine elinden bir mızrak çıkartıp da fırlatabiliyor ve oldukça hoş bir görsellik ortaya çıkıyor. Ancak her büyünün üç farklı sigil versiyonu var ve bence ne yazık ki bu biraz az. Nedenine de az sonra değineceğim.
Bunlar dışında oyunda Fury adı verilen altı farklı özel büyünüz bulunuyor yani her büyü rengine iki adet düşüyor. Açıkçası oynanışı en eğlenceli hale getiren şeylerden bir tanesi bu. Bu sebepten elinizdeki ekipmanlar ve bu büyülerden biraz ayrı şekilde bahsedeceğim.
Fury, Augment ve Control
Oyunda dediğim gibi altı farklı Fury var ve bunlarla ciddi kombolar oluşturabiliyorsunuz. Bu da savaş anlarında aşırı keyif almanızı sağlıyor. Mesela furylerden örnek vermem gerekirse: Torrent isimli yeşil fury etrafa yeşil parçacıklar çıkartıp hepsini birden düşmana fırlatıyor veya Vortex isimli mavi fury düşmanları bir yerde toplamanıza yardımcı olduğundan kırmızı büyüyle beraber çok güzel kombo yapılabiliyor. Oyunun bu noktada size sunduğu çeşitlilik aslında oldukça iyi.
Bunların yanına bide kullanabildiğiniz Control adı verilen üç farklı özelliğiniz var. Bu özellikler Lash, Limpets ve Disrupt. Lash bir grappling hook misali düşmanlarınıza kendinize çektiğiniz veya sizin onlara doğru gittiğiniz bir control büyüsü. Limpets ise düşmanlara veya herhangi bir nesneye attığınızda onu yavaşlatmanızı sağlıyor. Disrupt ise düşmanları sersemletmenize yarayan bir control büyüsü. Aynı zamanda Augment adı altında kullanabildiğiniz belirli büyüler de var. Bunlardan iki tanesini savaşta kullanırken diğerlerini genelde bulmaca veya platform yaparken kullanıyorsunuz. Savaşta kullandıklarınız ise Blink ile Shield. Blink klasik dash atma büyünüzken, Shield ise önünüzde kalkan açıp önden gelen saldırılardan bir süre korunmanızı sağlıyor.
Mavi, kırmızı, yeşil büyülerle bu saydığım özellikleri komboladığınızda her savaş bir görsel şölene dönüşebiliyor ancak bu saydığım özelliklerin çoğunu oyunun çok erken safhasında bulduğunuzdan dolayı bir noktada kendini çok tekrar etmeye başlıyor. Buna rağmen bu savaşlardan keyif aldığımı söylemem gerek. Immortals of Aveum, hızlı aksiyonuyla beraber sizi sürekli farklı büyüleri kullanmaya zorluyor desek yalan olmaz. Bunun yanında dediğim gibi oyunun bu havası biraz erken sönüyor. Oyun 20-25 saat sürmeyip de 10 saat içerisinde biten çizgisel bir oyun olsaydı kesinlikle çok daha keyifli olurdu.
Yetenek Ağacı ve Ekipmanlar
Oyunda bir de bahsetmem gereken çok zayıf bir yetenek ağacı var. Yetenek ağaçlarında genelde sizi güçlendiren yeni yetenekler açarsınız ancak Immortals of Aveum’da ne yazık ki bu yok. Büyülerin gücünü arttırmayı amaçlayan basit ve neredeyse oynanışa hiçbir etkisi olmayan bir yetenek ağacı var. Ekipmanlardan bahsetmem gerekirse de en azından yetenek ağacına göre daha fazla uğraşılmış bir iş var. Genel anlamda ekipmanın daha çok hasar vuranını bulmaya çalışıyorsunuz ama en azından bazı özelliklerinize ekstra etkiler veren ekipmanlar bulmanız da mümkün. Mesela oyunun büyük bir kısmında tek bir dash hakkımızın olmasından çok usanmıştım lakin etrafı keşfederken bir sandıktan özel bir bracer düşürdüm ve o bracer’da ekstra bir dash özelliği vardı. Ayrıca oyunda yeni ekipman üretebiliyor veya yükseltebiliyorsunuz ancak ben oyun boyunca neredeyse hiç kullanmadım bunları. Ekipmanlarınızı yükselttiğinizde verdiği hasarlar bir miktar artıyor sadece.
Açık Dünya, Metroidvania Ögeleri ve Bulmacalar
Immortals of Aveum’a tam anlamıyla açık dünya diyemeyiz. Yarı açık dünya için bile küçük bir haritaya sahip ancak bu haritayı ellerinden geldiğince doldurmaya özen göstermişler ve açıkçası bu beni bayağı da mutlu etti. Oyunun daha tutorial kısmında etrafı araştırmaya başladım ve bu araştırmanın karşılığını her halükarda aldım. Açık dünyadaki ilk görevimde azıcık farklı bir yol izlerken bu sayede bulamayacağım sandıklar ve ekipmanlar buldum. Oyun aynı zamanda metroidvania ögeleri de bulunduruyor. Etrafta gezinirken Shroudfane isimli portallardan geçip ordaki challengeları tamamladığınızda (Bazen bu challengelar aksiyon temelli bazense parkur temelli oluyor) ödüller kazanabiliyorsunuz. Ayrıca açık dünyada gezinirken daha almadığınız bir özellik dolayısıyla gidemediğiniz bölgeler oluyor. Sonrasında bu özellikleri alıp o bölgelere geri de dönebiliyorsunuz. Dediğim gibi bu noktada Immortals of Aveum’u çok sevdim. Genelde bir yeri keşfetmeye çıktıysam bunun karşılığını her seferinde almak keyifliydi.
Bulmaca kısmına gelirsek de bu oyundaki her şeyi büyülerle yapıyorsunuz. Bulmacaları control büyüleriyle, augmentlerle veya bir şeylere vurarak çözüyorsunuz. çoğu bulmaca aşırı kolay ancak zaten zor olmasını tercih etmezdim böyle bir oyunda. Keyifli bir çeşitlilik katmış ve aksiyondan aksiyona koşarken arada kafayı çalıştırması bence oldukça hoş olmuş.
Bosslar ve Düşman çeşitliliği
IOA için çok fazla kez keşke dediğimin farkındayım ve o keşkelerden iki tanesini daha burada söyleyeceğim. İlk olarak yukarıda dediğim keşke 10 saat olsaymış sözünü tekrarlıyorum. Eğer ki Immortals of Aveum 10 saatlik bir oyun olsaydı kesinlikle düşman çeşitliliği açısından oldukça yeterli olurdu ama ne yazık ki 20-25 saatlik bir oyun. Oyun, size öğrettiği yetenekleri kullanmanız için size sürekli yeni düşmanlar gösteriyor. Oyunun başında bu yeterince fazlayken ilerleyen kısımlarda ne yazık ki kendini çok tekrar ediyor. Boss savaşlarındaysa aslında mekaniksel açıdan maksimum ne kadar verim alabilirlerse o kadar verim almaya çalışmışlar ama bu durum çok da işe yaramamış. Bosslar fazla basit ve bu savaşlar gereksiz uzuyor. Boss’ların canları daha az olsaydı bu savaşların keyifli olabileceğini düşünüyorum. Bu da boss savaşlarını ciddi anlamda sıkıcı hale getirebiliyor.
Grafik, Atmosfer ve Sanat Tasarımı
İlk olarak ben oyunu PC platformunda oynadım ve ekran kartım AMD RX 7600. Bunu söyleme sebebim FSR’dan bahsedecek olmam. Oyunun grafiklerine geçmeden önce FSR’ı bu oyunda çok beğendiğimi söylemem gerek. Normalde FSR teknolojisi oyunun görüntüsünü çok çamura dönüştürüyor ama IOA’da böyle bir durum söz konusu olmadı. Hem FPS yükseltip hem de görüntüyü daha net hale getirdi.
Şimdi grafik kısmından bahsetmem gerekirse, Immortals of Aveum bana göre yeni nesil oyunlar arasında biraz zayıf kalıyor. Belirli alanlardaki kaplamalar çok güzel gözükürken belirli alanlarda da gerçekten kötü gözükebiliyor. Işık kullanımı her ne kadar güzel olsa da modelleme ve kaplama noktasında eksilere sahip. Ancak oyun bunu efektler ve sanat tasarımıyla müthiş bir şekilde kapıyor. Kaplamalar belirli alanlarda kötü olsa da evrenin atmosferini güçlendirecek eklemelere baktığımızda (Heykeller, ev bina tasarımları vs.) oldukça güzel tasarımlar ortaya çıkartmışlar.Oyuna bir bütün olarak baktığınızda gözünüze gerçekten çok güzel gelen görseller var. Atmosfer noktasındaysa bence evrenin o mistikliğini tam anlamıyla yakalayamamışlar. Belki de ana karakterin sürekli espri yapma dürtüsü yüzündendir ama atmosfer noktasında bir türlü tam anlamıyla saygımı kazanamadı. Yine de sanat ekibini yaptıkları çalışmalar için tebrik etmek gerekir. Özellikle evrenin anlatısına çok uygun işlere imza atmışlar.
Müzik ve Ses
Oyunun müziklerinde herhangi bir özellik yoktu. Açıkçası oyunu oynarken dikkatimi çeken herhangi bir müzik olmadı. Bu noktada oyunun eksik olduğunu düşünüyorum ama ses noktasında tam tersi bir düşüncedeyim. Açıkçası büyüleri kullandığımızda çıkan sesler, düşmanların nereden geldiğini duyma durumları konularında iyi bir işçilik ortaya konmuş. Tek sıkıntı yukarıda bahsettiğim hafif ses kayması durumu. Onun dışında ses tasarımı noktasında büyüleri kullanırken çok eğlendim.
Optimizasyon
Ben AMD RX 7600 ile oynadım oyunu. Ultra ayarlarda FPS Droplar yaşadım ve 3 kez oyunum çöktü. Daha sonrasında oyunun ayarlarını düşürüp birkaç ayarı değiştirdiğimde oyun yağ gibi aktı. Sadece fazla efektin olduğu sahnelerde bazen 40 FPS’lere düştüğünü hissettim gibi oldu diyebilirim. Genel anlamda oyunun optimizasyonundan memnundum lakin konsol tarafında oyunun çözünürlüğünün çok düştüğü söyleniyor. Ben PC’de bu konuda hiçbir sorun yaşamadığım için ekstra o konuda bir yorum yapamıyorum. Ancak böyle hızlı oynanan bir oyunda ara ara 40 FPS’lere düşmek oldukça can sıkıcıydı.
Immortals of Aveum; PS5, Xbox Series ve PC için 22 Ağustos tarihinde çıkış yaptı. Okuyacak başka inceleme arıyorsanız Ghostwire Tokyo’nun incelemesini bubulabilirsiniz.
Immortals of Aveum
6.7
İnceleme6.7
ArtılarBüyülerle kombolar yapmak çok keyifli.Yaptıkları dünyanın her tarafı dolu dolu tasarlanmış.Sanat tasarımı çok kuvvetli.Metroidvania ögeleriyle oynanışı çeşitlendirmiş olmaları güzel.
EksilerHikaye anlatımı çok başarısız.Oynanış ve düşmanlar çok hızlı tekrar ediyor.Optimizasyon noktasında FPS sıkıntıları var.Müzikler yetersiz.
ÖzetImmortals of Aveum, Ascendant Studios'un ilk oyunu ve ilk oyun olmasından kaynaklı içerisinde belirli problemler var. Bu sebepten dolayı keşke lafını çok sarf ettiğim bir oyun oldu. Aksiyonu, oynanışı keyifli ama onu da mükemmel yapamıyor ne yazık ki. Hikayenin getirdiği ciddiyetsizlikle evrenin ciddiliği çok zıtlaşıyor. Potansiyeli çok yüksek olan ama bu potansiyelin çok azını görebildiğimiz bir oyun olmuş.