Lightyear Frontier İncelemesi

[srocenter Can]

Dünyadaki pislikten kaçmaya çalışırken geminiz bozulur ve hiç el değmemiş bir gezegene düşerseniz ne mi olur? Hem de yanınızda dev bir mecha varken… Evet, Lightyear Frontier aslında tam olarak bunu anlatıyor. Hiçbir şeyini bilmediğiniz yeni gezegende nelerle, hangi hayvanlarla ve ne tarz besin ürünleriyle karşılaşacaksınız? Buyurun gelin Lightyear Frontier’dan bahsedelim.
Yeni gezegende yaşam


Lightyear Frontier’ın hikayesi aslında giriş yazısında belirttiğim kadar diyebiliriz. Oyunun başında gösterilen kısa bir sinematikle size başınıza geleni gösteriyor. Bu sinematikte uzayda yolculuk yaparken geminiz bozuluyor ve ne olduğunu bilmediğiniz bir gezegene doğru çakılmaya başlıyorsunuz. Sert bir iniş yaşadıktan sonra gözlerinizi açtığınızda kendinizi bir hiçliğin ortasında buluyorsunuz. Oyunun sizden istediği ilk şey ise oldukça uzağa düşmüş mechanızı bulmak ve onun kopmuş parçalarını tamir etmek. Bunları tamamladıktan sonra oyun görev görev ilerleme mantığına dönüşüyor ve size sırasıyla yapılacaklar listesi veriyor.

Bunlardan ilki bölgeleri temizlemek. Oyunun haritası belirli bölgelere ayırılmış ve her bölgeyi kendince saran sarmaşıklar mevcut. Mesela ilk bölgeden örnek vereyim; oyunda mechanızın sağ koluna size verilen araç gereçleri takabiliyorsunuz. Su silahı da bunlardan bir tanesi ve birinci bölgeyi ele geçirmiş mor slime’ları su tabancası ile eritebiliyorsunuz. Üstte beliren temizlik barı %100’e ulaştığında ise o bölge tamamen temizlenmiş ve ele geçirilmiş oluyor. Bu bölgeleri ele geçirmek de oyunu bitirmek için gereken ana görevler aslında. Uzaylıların kapattığı, rünlenmiş özel bir kapı mevcut ve bölgeleri temizledikçe bu rünler ortadan kalkarak o kapının açılmasına ve oyunu bitirmenize neden oluyor.

Lightyear Frontier’da ufak çaplı görevler de mevcut. Bunlara yan görev ya da mini görev diyemeyiz çünkü yapılması bir noktada zorunlu şeyler. Lightyear Frontier craft yapma mekaniği üzerine kurulmuş bir oyun ve ufak çaplı görevler de bu mekaniğin üzerinden gidiyor. PalWorld’u veya bu türdeki oyunları oynayanların da aşina olduğu “şunu üret, bunu üret, şu hayvanı besle veya şundan şu kadar topla” görevlerin ana özeti. Mesela örnek vermem gerekirse: Yağ baskı makinası üretmek, fırın üretmek veya etrafta dolaşan horoz vari hayvanları kötü-orta-iyiyemekler yaparak beslemek de bu görevlere örnek olarak kullanılabilir.
Lightyear Frontier ve barış dolu dünya!


Lightyear Frontier’ın oynanışı ve tarzı oyunu oynayanları ikiye bölebilir. Kimi taraf oyunda huzur bulup saatlerce çıkmadan eğlenebilirken kimi taraf ise gerçekçilikten uzak olduğu için sıkılabilir ve oyundan adım adım uzaklaşabilir. Ben biraz daha ikinci tarafta kaldım. Oyuna ilk bakışta grafikleri ve tarzı aşırı hoşuma gitti. Bu yüzden oyunu incelemek için gün saydım. Oyuna ilk girdiğimde de bu hoşuma gitme olayı devam etse de hızlı bir şekilde Lightyear Frontier’dan sıkılmaya başladım. Bu yalnız oynamamdan mı kaynaklı diye düşünüp ikinci bir şansı vermek istedim ve oyunun çıkışıyla beraber arkadaşımla beraber deneyim ettim fakat sonuç yine aynıydı.

Peki bu kadar tatlı gözüken, güzel grafiklere sahip olan oyun beni içine çok hızlı çeken Lightyear Frontier’ın sorunu neydi? Tam da oyuncuları ortadan ikiye bölen nokta olan barış ve huzur kısmı aslında. Oyunda saldırı, savaşma, açlık, uykusuzluk veya ölme gibi durumlar mevcut değil. Bu da bence craft odaklı bir oyunda sizi amaçsız bırakıyor ve zorluluğu oldukça düşürüyor.

Oyun içerisinde dakikalarca AFK bıraksanız bile başınıza herhangi bir olay gelmiyor veya tek bir şeye odaklanıp başka şeylerle ilgilenmeseniz dahi bunun herhangi bir sonucu olmuyor. Oyunda her ne kadar gün mantığı bulunsa da gecenin herhangi bir tehlike teşkil etmemesi, uyku sorununuzun olmaması ve fenerinizi açıp işlerinize devam edebilmek bende hayal kırıklığı yarattı.

Dediğim gibi ben mecha’mı arkadaşımınkiyle çarpıştırma, hayvanları kesme ve düşmanlarla savaşarak craft yapmaktan zevk alabilecekken oyun bana bunların tam tersini sundu. İşte burada da oyunda huzur bulmak isteyen; gerçeklikten kaçmak ve Lightyear Fronter’ın tatlı, huzurlu dünyasına kendisini bırakmak isteyenler için harika bir seçenek olması devreye giriyor.
Mecha’nız oldukça kullanışlı


Lightyear Frontier’da geçirdiğiniz sürenin çok büyük bir çoğunluğunu Mecha’nızın içerisinde geçiriyorsunuz. Tahmini 5 metre uzunluğunda, dev gibi bir metal yığının camından işlerinizi yapmak ve onun çeşitliliklerinden faydalanmak size bayağı bir keyif verebiliyor. Mecha’nızın sağ kolunu istediğiniz gibi kullanabiliyorsunuz. Mesela vakum makinesi eklentisi mevcut. Vakum makinesi ile tohum gibi şeyleri toplayabiliyorsunuz. Daha sonrasında topladığınız bu tohumları eklentiyi değiştirip tohum tabancasına geçerek tarlanıza ekebiliyorsunuz. Ayrıca vakum makinesi ile suyu çekip su tabancasına geçerek tohumlarınızı sulayabiliyorsunuz. Bir diğer özellik olarak da kılıca benzeyen bir kol mevcut.

Oyunda başta saldırı var zannedip bu kolla hem arkadaşıma hem de hayvanlara saldırmaya çalışsam da ne yazık ki bu bir saldırı eşyası veya kılıç değil. Haritada gördüğünüz ağaç, kristal veya taş gibi şeyleri kırıp envanterinize almanıza olanak sağlıyor.

Lightyear Frontier’da Mecha’nız tabii ki oyunun başında bulunduğu gibi kalmıyor. Bir pod mevcut ve bunun üstünden Mecha’nızı geliştirebiliyorsunuz. Fırlattığınız suyun alanını büyütme, vakumun mesafesini arttırma, daha büyük alanlara tek seferde ekim yapabilme veya envanterinizi büyütüp daha fazla yük taşımak bu geliştirmelerden bazıları. Peki bunlarla mı sınırlı? Hayır. Mesela bir örnek vermem gerekirse kendinizi traktör gibi biçerdövere çevirebiliyor ve ekme-biçme işlerinizi büyük oranda hızlandırabiliyorsunuz. Bunlar da zaman geçtikçe size yeni şekillerde oynama olanağı sağlıyor.

FRAME BREAK ve Amplifier Studios tarafından geliştirilip yayınlanan Lightyear Frontier 19 Mart 2024 tarihinde çıkış yaptı. Okuyacak başka bir inceleme arıyorsanızincelememize göz atabilirsiniz.