Metal Gear Solid: Master Collection Vol. 1 Mini İnceleme

[srocenter Can]

Hideo Kojima’yı Hideo Kojima yapan, Konami’yi ise merdivenlerden yukarı tırmandıran o mükemmel seri Master Collection adı altında bonus içeriklerle beraber 2023’ün Ekim ayında yeniden yayınlandı. Biz de tabii ki bu güzelim pakete bir bakış atmak . Oyun çıkalı uzun bir süre olduğundan dolayı olabildiğince de kısa tutmaya çalışıp oyunların oynanıp oynanamayacağından bahsedeceğim.

İlk olarak her incelememde yaptığım gibi seriyle olan alakamı dile getirmek istiyorum. Metal Gear Solid küçüklüğümden beri uzaktan izlediğim bir seri olmuştur. Oyun dünyasındaki belki de tüm büyük serilere bir kez dahi girmiş olan ben, sadece iki seriden daha nasibimi alamadım. Bunlardan biri Metal Gear iken diğeri ise Final Fantasy’idi. Lakin bu Master Collection ile beraber benim için de bir giriş sebebi oluştu. Ben de bu sebepten dolayı bu incelemede olabildiğince oyunları daha önce oynamamış birileri için bu paketin ne ifade edeceğinden söz edeceğim.
Metal Gear Solid


Metal Gear serisinin 3. oyunu olan ve abilerinden çok daha büyük bir popülariteye ulaşmış olan Metal Gear Solid, 3 Eylül 1998 yılında çıkmış bir gizlilik oyunu. Eski oyunlara karşı çok büyük bir antipatisi olmayan biri olarak oynarken oldukça keyif aldığımı söylemeliyim.

Oyunun hikayesinde Solid Snake’i yönetiyorsunuz, Metal Gear isimli bir proje var ve bu projeye sahip olmaya çalışan bir takım kötü insanları durdurmak ana amacınız desem çok da yanlış olmaz. Hikaye anlatımı; olabildiğince ara sahnelerle beslenirken, diyalog tabanlı anlatımlarla da karşılaşıyorsunuz. Elinizdeki telsiz sayesinde merkezle konuşarak hem oyunda neler yapacağınız hakkında bilgiler alıyor hem de hikaye hakkında belirli parçaları bu şekilde öğreniyorsunuz.

Oyunun oynanış mekaniklerine geldiğimizdeyse açıkçası bana kalırsa iyi yaşlanmış bir oyun var karşımızda. Tabii yukarıda da dediğim gibi ben eski oyunları oynarken mekaniklerine çok yabancılık çekmeyen bir oyuncuyum. Bu sebepten dolayı çok sorun etmeden oynadım ancak çok büyük problemleri olduğunu da söylemem gerekiyor.

Lakin bu problemlere değinmeden önce oyunun gizlilik mekaniklerinin yılının çok üstünde olduğunu da söylemiş olayım. Arada oyunun FPS moduna geçmesi, silahları FPS modunda da kullanabilme gibi özellikler sayesinde oyun resmen şok ediyor insanı. TPS’ten FPS’e geçişi oldukça başarılı yapıyor. 1998 yılında bu oyunu oynayan biri olsaydım ağzım açık kalırdı muhtemelen. Gizlilik tarafındaysa oyun size çok güzel bir özgürlük tanıyor; isterseniz sağdan gidin, isterseniz soldan. İsterseniz düşmanı öldürün, isterseniz bayıltın, isterseniz hiç dokunmadan ilerleyin. Bölüm tasarımı olarak oldukça kafa yorulmuş bir oyun olduğu oldukça bariz. Takdir edilesi olduğunu düşünüyorum.

Ayrıca bir envanteriniz de mevcut oyunun içerisinde. Etraftan bulduğunuz eşyaları envanterinizde görebiliyorsunuz. Kullanabildiğiniz eşya ve özellikler anlamında da oyun oldukça ciddi bir zenginlik taşıyor. Belki 2024 için çok eski olabilir ama Metal Gear Solid’in yılına göre olan zenginliği gerçekten aşırı takdir edilesi.

Karakter hareketleri, düşmanlarla savaşma, nişan alma ve yakın dövüş, gizlenirken gizlice bakma ve daha birçok mekanik bazı anlarda o kadar saçmalayabiliyor ki kendinden bezdirebiliyor. Sırf bu tarz sorunlar dolayısıyla oyunda öldüğünüzdeyse canınız sıkılıyor ama ben genel olarak sorunsuz ilerlediğimi söylemeliyim. Lakin oyunda şunu çok beğendiğimi söyleyeyim ki oyun size uzun uzun neleri nasıl yapacağınızı açıklıyor, size tuşları öğretiyor. Dolayısıyla siz de neler yapmanız gerektiğinizi kolayca öğreniyorsunuz. Oyunun zorluğu sadece mekaniklerin eskiliğinden kaynaklanıyor.

Yine de Metal Gear Solid kesinlikle herkesin oynayabileceği bir oyun durumunda değil. Eğer ki grafiklere ve bu tarz oynanış sorunlarına aşırı takılan bir oyuncuysanız, ne yazık ki bu oyunu atlamanızı öneririm. İnternetten oyunun hikayesine bakıp kendinizi 2.oyuna hazırlamanız çok daha mantıklı olacaktır. Ayrıca kontrol şeması olarak da benim dahi alışmam biraz zaman aldı. Eski oyunlara aşinalığınız yoksa Master Collection içerisinde de olsa çok bulaşmamanızı öneririm. Yine de ben keyif alarak oynadım.

Son olarak da içerisinde bazı bonus içeriklerin ve special mission’ların da olduğunu söylemiş olayım. Eğer ki oyundan keyif aldıysanız bu içeriklere de bakabilirsiniz.
Metal Gear Solid 2: Sons of Liberty


Metal Gear Solid’in tam üç yıl sonra çıkmış olan devam oyunuyla incelemeye devam edelim. MGS 2, 2001 yılında çıkmış olması sayesinde grafiksel ve oynanış kapsamında ilk oyunun sanki 3-4 katı daha iyiymiş gibi hissettiren bir oyun.

Hikaye ile başlayalım. Solid Snake, yeni Metal Gear modelini taşıyan bir tankere sızar ve yeni Metal Gear’ın peşindeki tek kişi olmadığını anladığında da işler karışmaya başlar. Grafiklerin iyileşmesiyle beraber doğal olarak ara sahnelerde de bir iyileşme mevcut. Hikayeyi çok daha güzel grafiklerle deneyimleyebiliyorsunuz.

Telsiz konuşmalarındaysa donuk yüzlerin ağızlarını oynatmasını değil ancak gerçekten karakterlerin konuştuklarını, duygularını yansıttıklarını görüyorsunuz. Özellikle bu oyun hikaye sunumu noktasında ilk oyunla neredeyse her şeyi aynı yapsa da teknolojik olarak ilerlemesi sayesinde çok daha iyi bir iş ortaya çıkarmış. Genel olarak hayranlar oyunun büyük bir kısmını Raiden ile oynadığımız için biraz oyunu kötülüyorlar ama ben sorun etmedim.

Oynanış kısmında telsiz konuşmaları aynı kalmış. Genel olarak oyunda hep neler yapacağını anlatan bir telsiz dostunuz var. Bu telsizdeki dostunuz size oyunu öğretmenin yanı sıra yine neler yapacağınızı size detaylıca açıklıyor. Teknolojinin ilerlemesi oynanışı da oldukça geliştirmiş.

İlk değineceğim noktaysa çevreyle etkileşim. Artık karakteriniz kontrolü çok daha rahat olduğundan dolayı düşmanlara karşı yaklaşımınız sizin açınızdan oldukça basitleşiyor. İsterseniz bir yere tırmanın ve yukarıdan ilerleyin, isterseniz düşmanın arkasına atlayıp hızlıca onu yere indirmeye çalışın. Karakteriniz bunların hepsini ilk oyuna göre daha iyi yaptığı için çok eğlenceli bir hale geliyor oynanış.

FPS ve TPS modları arasındaki değişimse aynı şekilde kullanılsa da oldukça cilalanmış bir durumda. FPS modundayken nişan almak oldukça kolaylaşmış, etrafınızı izlemeniz kolaylaşmış. Bu sayede de oyun olması gerektiği şekilde akıyor.

Gizlilik sekanslarıysa yukarıda bahsettiğim kontrol cilalanması sayesinde çok daha iyi hale gelmiş. Elinizdeki silahları kullanmak, çevreyi kullanmak gibi artılar sayesinde oyunda neler yapabileceğinize dair tonla farklı yol olabiliyor. Bunlardan birini seçip ilerlemek ise sizi resmen zeki hissettiriyor. MGS 2 ilk oyunun yaptığı her şeyi daha iyi yapan çok iyi bir oyun. 2001 olduğu için hala daha birilerine eski gelebilir ama ilk oyuna nazaran kesinlikle bu oyunu denemenizi öneriyorum. İlk oyunu da denemenizi öneririm ama o gereğinden fazla eski olduğu için herkese göre değil. Lakin 2. oyun yaptığı iyileştirmeler sayesinde herhangi bir insanı kendine bağlayabilecek kadar iyi bir oyun.
Metal Gear Solid 3: Snake Eater


Metal Gear serisinin belki de en sevilen oyunu olan 3. oyun ise işte bu paketin en değerli ve en güzel parçası açıkçası. 2004’te çıkan bu oyun hikayesiyle, oynanışıyla ve derinliğiyle birçok insanın kalbini çalan bir yapım.

Kronolojik açıdan baktığımızda hikayenin en başını anlatıyor MGS 3. Soğuk Savaş dönemlerinde Rusya ve Amerika’nın birbirleriyle nükleer bir yarışa girdiği dönemi anlatıyor. Sizin de göreviniz Naked Snake olarak Sokolov’u bulmak. Daha sonrasında oyun hikaye anlamında öyle yerlere gidiyor ki ağzınızın suyu akarak oyuna devam ediyorsunuz. Oyun yine kendini ara sahnelerle anlatmaya çalışıyor ancak bu sefer yine teknolojinin de yararlı kullanılmasından ötürü daha kaliteli ve film tadında ara sahneler izlemek mümkün. Onun dışında yine telsizimiz var ve bu telsizde insanlar size oyunu öğretmeye ve hikayeyi az çok anlatmaya devam ediyor.

Oynanış kısmına gelirsek diğer iki oyuna nazaran gizliliğe açık ara en çok önem veren oyunun bu olduğunu söyleyebiliriz. çeşitlilik anlamında yılına göre mükemmel bir işçilik var. Oyun sizi özgür bırakmasının yanı sıra çevreyle etkileşime girebileceğiniz birçok içerik de veriyor. Örneğin bir varili aşağı itip patlatıp, insanların dikkatini oraya çekip farklı yerden ilerlemek gibi birçok farklı şekilde oyunda ilerleyebiliyorsunuz.

Yenilik açısından bu oyundaki en güzel kısımlardan biriyse kamuflaj kısmı. Oyunun menüsünde giyeceğiniz kamuflajı ve yüzünüze yapacağınız boyayı seçebiliyorsunuz. Bu da bulunduğunuz ortama göre ne kadar kamufle olabileceğinizi değiştiriyor. Düşmanlardan kaçınmak için doğru kamuflajı bulup ona göre hareket etmek çok işinize yarayabiliyor. Elbette bu kamuflaj işini kıyafet değiştirme gibi de kullanabiliyorsunuz. Mesela oyunun bir bölgesinde kendinizi bilim adamı gibi gösterip etrafta özgürce hareket edebiliyorsunuz.

Oynanış açısından diğer oyunlara göre çok daha rahat mekanikler yanında ekstra olarak silahlar, bıçaklar gibi eşyalarla daha fazla hareket yapabiliyorsunuz. Bu da oyunun aksiyon tarafını da güçlendirmiş.

Bunlar dışında oyunun envanter sistemi birazcık değişmiş ve etraftaki hayvanlarla vs. etkileşiminiz artmış. Oyun hakkında uzun uzun daha tonla şey yazabilirim aslında ama bu bir paket incelemesi olduğundan burada bırakıyorum. Snake Eater bu paketteki açık ara en iyi iş. Eğer ki daha önce benim gibi bu seriye girmediyseniz belki de sizi seriye en bağlayacak oyun budur. Lakin remake’i de yakın zamanda duyuruldu, dilerseniz onu da bekleyebilirsiniz.
Metal Gear, Metal Gear 2: Solid Snake ve Bonus Content


Paketin içindeki bu 3 içeriğe de tek seferde değinmek istiyorum. Metal Gear ve Metal Gear 2 serinin ilk oyunları ve çok eskiler. Açık konuşmak gerekirse bu oyunları oynamanıza gerek dahi yok ama illa bakacağım diyorsanız paketin içerisinde bulabilirsiniz.

Bonus Content olarak hem ayrı indirilebilir bir içerik var hem de oyunların içerisinde Concept Art’lar, Soundtrack listeleri, diyalogların genel yazıları vs. gibi birçok şey barındırıyor. Eğer ki oyunların üretim aşamasına meraklıysanız veya farklı şeyler görmek istiyorsanız da bonus içeriklere bakabilirsiniz.