srocenter Can
Forum Admin
Moderatör
Center Üyesi
Bilişim Sahibi
Çevirmen
Coder
Grafiker
Guild Master
Guild Üyesi
Reklamcı
Server Sahibi
Supporter
V.i.P
- Katılım
- 18 Haz 2023
- Mesajlar
- 15,992
- Tepkime puanı
- 4
- Puanları
- 38
Her ne kadar 2023’ün son çeyreğine girmiş olsak da birbirinden güzel oyunlar halen daha çıkmaya devam ediyor. Bu incelemenin konuğuysa NetherRealm Studios tarafından geliştirilen Mortal Kombat 1. Mortal Kombat, 1992 yılındaki çıkışının ardından oyuncular tarafından arcade salonlarında en çok oynanan dövüş oyunlarından biri olduktan sonra bu ününü günümüze kadar korumayı başardı.
Özellikle 2011’de seriye attıkları rebootla beraber dövüş oyunları tarafında bir devrim yaratıp, kendi oyunlarına ”Hikaye Modu” eklediler. Bu hikaye moduyla beraber de rakipleriyle arasında ciddi bir uçurum oluşmaya başladıktan sonra Mortal Kombat 11’in sonu gereği evreni bir kez daha sıfırladılar. Oyun ise 11’in devamı niteliğindeki bir reboot olarak karşımıza çıkıyor. Hala daha eski oyundan parçalar taşısa da genel olarak yepyeni bir hikaye sunmaya özen gösteriyor.
İncelemeye geçmeden önce de seriyle olan alakamdan da bahsetmek istiyorum.Mortal Kombat serisinde mobil, collectionlar ve yan oyunlar dahil olmak üzere toplam 25 farklı oyun bulunuyor (En azından Wikipedia’da gösterilen bu şekilde) ve ana oyunların tamamı dahil olmak üzere toplam 18 adet Mortal Kombat oyununu oynamış ve bitirmiş bulunmaktayım. Anlayacağınız üzere seriye oldukça hakim sayılırım ve bu sebepten dolayı hikaye kısmında eleştireceğim bazı noktalar olacak. Dilerseniz artık hikayeyle beraber incelemeye başlayalım.
Mortal Kombat 1’in Hikayesi
Mortal Kombat 1 her ne kadar bir reboot olsa da aslında 11’in sonundan çok fazla hikaye parçasını içinde bulunduruyor. Eğer ki 11’i oynamadan bu oyuna girmeye kalkarsanız hikaye açısından özellikle oyunun ilerleyen kısımlarında ciddi anlamda sorunlar yaşayabilirsiniz.
Hikaye Liu Kang’in yarattığı evrendeki Shang Tsung ile başlıyor. Eski oyunlardan tanıdığımız Shang Tsung yerine sefil, sahte iksir hazırlayan bir ticaretçi gelmiş. Shang Tsung’un bir köylüye sattığı sahte iksir sonucu topluluk tarafından linçlenişinin akşamındaysa kimliği belirsiz biri (11’den tanıdığımız Kronika) Shang Tsung’a gelip dünyaları onun ayaklarının altına sereceğini söylüyor ve Shang Tsung bu duyumla beraber şeytani bir gülüş takınıyor. Daha sonrasında olaylar Kung Lao ve Raiden çevresinde gelişmeye başlıyor.
Liu Kang, önceki oyunlardaki Raiden’ın yerini alıp Earthrealm’in koruyucusu olmuş ve Outworld ile yapılan Mortal Kombat turnuvası için kendine şampiyon seçmeye çalışıyor. Daha sonrasındaysa oyun içerisinde yaşanan belirli aksiyonlar dolayısıyla hikaye dallanıp budaklanıyor. Açıkçası temeli hikaye olan bir oyun olduğundan dolayı spoiler vermeden hikayeden bahsetmek oldukça zor. Yine de oyunun hikayesinin başlangıç özeti bu şekilde diyelim. Tabii ki evrende değişikliğe uğramış tonla parça var ama onlara geçmeden önce hikaye sunumundan bahsetmek istiyorum.
Hikaye Sunumu
2011’den bu yana Mortal Kombat serisinin en iyi yaptığı şey kesinlikle hikaye sunumu. Karakterlere ayrılan vakitle beraber onlarla bağ kurmak, olayları adeta bir film edasıyla akıcı şekilde anlatmak, karakterlerin yüzlerindeki mimikler ve gerçekçiliği olsun Mortal Kombat bu işleri çok uzun süredir mükemmel yapıyor. Ben neredeyse her Mortal Kombat oyununu adeta film izlermişçesine hiç sıkılmadan deneyimlemekten keyif alıyorum. Lakin bu oyunda belirli problemler var ne yazık ki.
Grafikler, oyunculuklar, karakterler, animasyonlar her ne kadar çok iyi olsa da ne yazık ki bu oyunda çok fazla tempo düşüşü var. Eski oyunlardaki akıcılığı oyunun özellikle orta kısımlarında ciddi anlamda kaybetmişler ve anlatmaya çalıştıkları şeyi hızlıca bitirmeye çalışıp aralardaki daha önemsiz detayları gereğinden fazla uzun tutmuşlar. Bu da oyunun hikayesinde ciddi bir tempo düşüşü yaşatmasının yanı sıra biraz da çorba haline getirmelerine neden olmuş. Neden çorba haline geldiğini de spoilersız bir şekilde anlatmamın imkanı yok. O sebepten dolayı bu kısmı spoilerlı olarak anlatıp sunumdan devam edeceğim.
SPOILER!!!
İlk olarak oyunun hikayesinden şöyle bir olay öğreniyoruz. Eski evrende yaşanan olaylar aslında bu evrende de neredeyse kaçınılmaz. Kenshi’nin kör olması, Kuai Liang karakterinin gözündeki yara gibi durumlar eski evrende de bu evrende de yaşanması gereken şeyler. Tek farkı bu evrende bu olaylar daha farklı şekillerde yaşanıyor. Buna eski oyunların hikayelerini de dahil etmeye çalışmışlar ve bu sebepten dolayı biraz işler çorbaya dönüşmüş. İlk olarak Deadly Alliance’a bir gönderme oluyor. Shang Tsung, Quan Chi ve General Shao bir süre boyunca oyunun ana kötüleri konumundalar. Lakin bu durum tam anlamıyla sona ermeden farklı bir evren yaratmış olan Shang Tsung gelince gözler tamamen ona çevriliyor. Titan olan Shang Tsung geldiğinden dolayı da bu sefer Liu Kang farklı Titan’lar çağırmaya çalışıyor, daha sonrasında Titan Shang Tsung’da aynısını yapıyor ve farklı evrenlerden gelen Titan’lar ve karakterler adeta bir Armageddon yaşanıyormuşcasına birbirleriyle savaşıyorlar ama bu bizim eski oyunlardan bildiğimiz Armageddon gibi olmuyor. Bu anlattığım kısımlar o kadar hızlı geçiliyor ki hikayeyi düzgün takip etseniz dahi her şey çorbaya dönüşüyor. Belli ki bazı yazdıkları fikirleri oyundan çıkarma kararı almışlar ve bu sebepten dolayı bazı kısımlar ne yazık ki eksik kalmış.
Yukarıda anlattığım sebeplerden dolayı oyunun hikayesi ne yazık ki belirli kısımlarda oldukça tempo kaybedip, çorbaya dönüşüyor. Ekstra olarak hikayenin belirli kısımlarında ciddi mantık hataları da mevcuttu. Eğer ki yukarıda çok spoiler vermemiş olsaydım birkaç tane örnek verebilirdim ama oyunu oynarken ”Yahu bunu neden böyle yapmadınız?” dediğim oldu. Yine de oyunun ara sahne kalitesi, mimikleri, grafikleri ve oyunculukları hala mükemmel. Her ne kadar oyunu oynarken hikayesinde sıkıntılar görsem de oyunu izlemesi gerçekten yine çok keyifliydi. Bunların yanı sıra hikayede değişen bir sürü olay da var. Mesela eski oyunlardan tanıdığımız bazı kötüler iyilerin tarafına geçerken, iyi olarak bildiğimiz bazı karakterlerse kötü tarafa geçmiş durumda. Bu değişimlerin bazıları beni sevindirse de bazıları oldukça canımı sıktı.
Değişiklikler arasında en çok canımı sıkan şey Scorpion oldu. Birçok Mortal Kombat oyuncusunun favori karakteri Scorpion’dır. Scorpion (Hanzo Hasashi) ailesinin ve klanının katledilmesi üzerine intikam yemini edip Quan Chi’nin onu doldurmasıyla Sub-Zero’yu öldüren daha sonrasında gerçeği öğrenince Quan Chi’den intikam almaya çalışan sert ve karizma bir karakterken bu oyunda Sub-Zero’nun kardeşi olan Kuai Liang olarak karşımıza çıkıyor. Bi-Han ne kadar agresif ve sinirliyse Scorpion da o kadar sakin bir karakter olmuş. Açık konuşmak gerekirse Scorpion’ı Scorpion yapan şey hikayesi ve Hanzo Hasashi olmasıdır. Bu değişiklik tabi ki geliştiricilerin kendi tercihidir ama hiç hoşnut olmadığımı dile getirmek istedim.
Diğer değişikliklerse aslında biraz rollerde olmuş. Eski oyunların ana kötüsü konumundaki Shao Kahn artık General Shao olmuş ve oyundaki önemi bana göre biraz fazla azalmış. Bunun gibi birçok rol değişikliği de mevcut oyunda. Ayrıca oyunun ana hikayesinde ciddi önemli karakterlerin bulunmadığını da söylemiş olayım. Sonya Blade, Jax Briggs, Kano, Jade, Noob, Nightwolf vs. direkt olarak oyunun hikayesinde bulunmazken (Noob’u anlayabiliyorum çünkü Noob’un hikayesi gereği Bi-Han’ın ölmesi gerekiyor.) Cyrax, Sektor gibi karakterlerinse sadece ismi geçiyor. Son olarak da Tarkatan bir ırkken artık bir hastalık olarak geçiyor. Bunlar dışında da sanırım hikaye sunumu ve değişiklikler hakkında anlatabileceğim bir şey kalmadı. Dilerseniz artık oynanış kısmına geçelim.
Oynanış
MK1 temel Mortal Kombat oynanışından çok da uzak bir deneyim vaat etmiyor. Lakin böyle dediğime bakmayın, temel oynanışı oldukça geliştirmiş bir oyun var karşımızda. Oyun, temelinde ne varsa bunu yeni çıkan teknolojilerle birleştirerek mekaniksel anlamda daha iyi bir oyun olmayı başarmış. Karakterlerin hızları, ağırlıkları asla rahatsız etmedi beni. O kadar oturaklı bir şekilde dövüşüyorsunuz ki attığınız her yumruğu, tekmeyi veya özel hareketinizi sonuna kadar hissediyorsunuz. Bu da sizin oyundaki dövüş deneyiminizi resmen ikiye üçe katlıyor. Ayrıca oyundaki fatal blowlar ve fatalityler hala daha çok güzel.
Sadece bana mı öyle geldi bilmiyorum lakin MK1 sanki MK 11’den daha yavaş bir oyun gibi geldi. Karakterlerin yumrukları, tekmeleri, yürümeleri ve zıplamaları sanki eski oyunlara göre biraz daha yavaş ancak bu beni hiç rahatsız etmedi. Aksine oyundan ekstra keyif almamı sağladı desem çok yanlış olmaz. Mesela örnek vermem gerekirse Reiko ile oynarken her yumruk attığımda yüzümde gülümseme oluştu. çünkü yumrukları ağır ama güçlü olduğunu net bir şekilde hissettiriyordu. Aynı zamanda kombo breakerlar ve özel hareket güçlendirmeleri gibi şeyler aynı kalırken büyük oranda yeni bir değişiklik de var oyunun oynanışında.
Kameolar
Hikaye kısmının sonunda bazı karakterlerin ana hikayede bulunmadığından bahsetmiştim. Bu karakterleri kameo olarak koymaya karar vermiş yapımcılar. Peki nedir bu kameo?
Kameolar eğer ki dövüş oyunlarına hakimseniz Tag Team mantığında çalışan ama tam anlamıyla öyle olmayan bir özellik. Kullanacağınız karakteri ve yanına bir yardımcı seçiyorsunuz. Dövüş başladığında ana karakterinizi kullanırken RB’ye bastığınızda kameonuzu dövüşe çağırıyorsunuz ve bir hareket yapıp gidiyorlar. Aslında oldukça basit bir mantığa sahip olsa da farklı farklı kameoların olması ve bu kameoların hepsinin farklı bir hareket yapmasından dolayı, seçtiğiniz karakterle kullanacağınız kameo uyumlu olduğunda ciddi anlamda bir avantaj elde edebiliyorsunuz.
Bu kameo kısmında sevmediğim durum ise genelde komboyu devam ettiremiyor oluşum oldu. Bazı kameolar hareketlerini yaparken ana karakteriniz durup onun hareketini yapmasını izliyor. Bu da hali hazırda kombonuzu devam ettirememenize yol açabiliyor. Bu durum dışında rahatsız olduğum hiçbir durum olmadı. Aynı zamanda kombo breaker yaparken, fatal blow atarken ve fatalitylerde de kameolarınızı kullanabiliyorsunuz. Genelde kameo fatalityleri eski klasik fatalitylerden oluşuyor. Eski oyunları seven insanlar arasındaysanız güzel nostaljik bir his oluşturduğunu söylemem gerekir.
Invasions
Invasions aslında geçen oyundan tanıdığımız Krypt modunun farklı bir versiyonu. Bu modda da belirli dövüşlere girip ödüller kazanıyorsunuz ancak Krypt’ten farklı olarak bu sefer bu modda rol yapma ögeleri de bulunuyor.Invasions modu kısaca farklı evrenlerden gelen kötü karakterleri konu edinen bir mod. Mesela benim karşılaştığım ilk invasion kötü bir Scorpion ile alakalıydı ve bölüm bölüm ilerleyerek Scorpion’a ulaşmaya çalıştığınız bir oynanış sunuyor. Size her bölümde bir düşman çıkartıyor ve onu dövdükten sonra ilerlemeye devam edebiliyorsunuz. Tabi buna ek olarak hayatta kalma tarzı bölümlerle de Invasions modunu çeşitlendirmeye çalışmışlar.
Yine de benim en çok ilgimi çeken şey rol yapma ögeleri oldu. Seçtiğiniz karakterin yetenek puanları var. Bu puanlar, Health, Attack, Special, Defense ve Agility olmak üzere 5’e ayrılmış. Dövüştükçe deneyim puanı kazanıyorsunuz ve seviye atladığınızda karakterinizin yetenek puanlarını geliştirebiliyorsunuz. Ayrıca bunlara ek olarak talisman ve relic isimli özellikler de eklenmiş. Talismanlar dövüşlerde kullanılabilen tılsımlarken reliclerse size pasif özellikler veriyor. Benim en ilginç bulduğum özellikse element kısmıydı. Mesela ben Scorpion’u seçmiştim ve karşıma Sub Zero geldiğinde normalden çok daha fazla hasar veriyorduk elementlerimizden dolayı. Eğer ki karşınızdaki karakter element olarak sizden avantajlıysa sizin için ciddi sıkıntılar çıkarabiliyor.
Ben Invasions modunu çok sevdim. çünkü bu tarz oyunlarda eğer ki online kısma çok giren bir oyuncu değilseniz, hikaye modu bittikten sonra sizi oynamaya iten motivasyon aşırı azalıyor. Invasions moduysa size minik bir hikaye ve belirli bir amaç verip oyunu oynama motivasyonunuzu arttırıyor. Bu noktada da NetherRealm Studios’u kesinlikle tebrik etmek gerekir. çok keyifli bir iş ortaya çıkarmışlar.
Son olarak da eski oyunlardan bildiğimiz Tower modu bu oyunda da var. Uzunlukları değiştikçe içerdiği şeylerin de değişmesi güzel bir değişiklik olmuş. Tower modu için ekstra anlatabileceğim bir şey yok.
Grafikler ve Atmosfer
Açık konuşmak gerekirse Mortal Kombat 1’in ilk videosu çıktığından beri grafiklerini çok beğeniyorum ancak oyunu oynarken bu kadar iyi olmasını beklememiştim. Oyunun grafikleri bugüne kadar dövüş oyunlarında gördüğümüz en iyi grafik. Oyunu oynarken arka planı izlemek, karakterlerin detaylarına bakmak gibi alışkanlıklarım hiç olmamıştır lakin bu oyun bana bu alışkanlığı aşılayacak gibi duruyor. Mesela Tea Housedaki halı, Johhny Cage’in malikanesindeki renkler vs. gerçekten göze çok güzel geliyor. Yeni neslin hakkını veren bir oyun olmayı başarmış MK1.
Bunu aynı zamanda ara sahnelerde de görüyoruz. Mimikler, karakterlerin yüzleri o kadar iyi modellenmiş ki adeta gerçek duygulara sahip bir karakter varmış hissine kapıldım. Mortal Kombat 1 grafik açısından benden tam puanı almayı net bir şekilde başardı. Ayrıca sadece modelleme noktasında da değil, görsel efektleri de çok iyi kullanmışlar. Özellikle Li Mei karakteriyle savaşırken resmen bir görsel şölen oluyor ekranda. Gerçekten renkler o kadar canlı ve güzeldi ki oyunun bir kısmında dayak yerken eğlendim.
Atmosfer kısmındaysa Liu Kang’in oluşturduğu dünya bildiğimiz Mortal Kombat evreninden biraz daha renkli ve canlı olmuş. Özellikle Outworld’e ilk girişimizde bu beni oldukça şaşırttı. Yine de vermek istediği atmosferden asla kopmamış çünkü mekan tasarımları gerçekten çok başarılı. Hikayede girdiğiniz bölgelerdeki uzak çizimler, ışıklar atmosferi mükemmel desteklemiş. MK1 grafik ve atmosfer kapsamında ciddi anlamda mükemmele yakın bir iş çıkartmış.
Ses Tasarımı ve Müzikler
Mortal Kombat serisinin çok iyi yaptığı bir noktaya daha geldik. Oyun yapımı sürecinde oyuncular tarafından önemi en çok fark edilmeyen şey ses tasarımıdır. Oyuncular genelde grafiğe, oynanışa veya hikayeye odaklanırken ses tasarımı hakkında konuşmazlar. Mortal Kombat gibi oyunlardaysa aslında ses tasarımının ne kadar önemli olduğunu net bir şekilde fark edebilirsiniz. Yukarıda, dövüşmenin ne kadar keyif verdiğiyle alakalı birkaç cümle kurmuştum. Eğer ki yumruk veya tekme attığımda düşmanların kemik, et sesleri bu kadar iyi çıkmamış olsaydı bu oyunun dövüş sekansları yukarıda bahsettiğim kadar keyifli olmazdı. Rakibinize vurduğunuzda haz almanızdaki en büyük sebeplerden biri NetherRealm Studios’un ses tasarımını mükemmel yapması. Oyun ise yine ses tasarımını bir üst noktaya taşımış ve gerçekten insana keyif verecek şekilde tasarlanmış.
Ancak müzik kısmında ne yazık ki aynısını söyleyemeyeceğim. Mortal Kombat müziklerini genel olarak seven biriyimdir ancak bu son dönemde çıkan oyunların biraz fazla modern tekno tarafa kaydığını düşünüyorum ve bu da açıkçası oyunun müziklerinden aldığım keyfi biraz azaltıyor. Lakin yine de şunu söylemiş olayım oyunun müzikleri kesinlikle mekanlara göre çok uyumlu. Karanlık kötü bir yerdeyseniz ona göre bir müzik, Wu Shi Academy’deyseniz ona göre bir müzik koymaya özen göstermişler.
Optimizasyon
Oyunu AMD Radeon Rx 7600 ekran kartına sahip bir bilgisayarda oynadım. Oyun, benim bilgisayarımda en yüksek ayarlarda sabit 60 FPS çalıştı. Optimizasyon noktasında tertemiz bir deneyim yaşadım. Sadece kendi bilgisayarımdan kaynaklı olan birkaç sıkıntı yaşadım. Ancak bu benim bilgisayarımın genel sıkıntısı olduğundan dolayı oyunun optimizasyonuyla alakalı olmadığını biliyorum.
Warner Bros. Games’in yayıncılığını üstlendiği Mortal Kombat 1; PS5, Xbox Series, Switch ve PC için 19 Eylül tarihinde çıkış yaptı. Okuyacak başka bir inceleme arıyorsanız Ascendant Studios’un geliştirdiğibakabilirsiniz.
Mortal Kombat 1
8.3
İnceleme8.3
Artılarçok güzel grafikler.Eğlenceli ve oturaklı bir oynanış.Mükemmel ses tasarımı.FATALITY!
EksilerMüziklerin teknoya fazla yakın olması can sıkıcı.Evrendeki değişiklikler herkesi memnun etmeyebilir.Hikaye çok oldu bittiye getiriliyor ve mantık hatalarına sahip.
ÖzetSonuç olarak Mortal Kombat 1 bence çok keyifli bir deneyimdi. Oynanış, ses ve grafik noktasında muazzam bir işçilik söz konusu. Ancak benim gibi Mortal Kombat evrenine hakim ve sevgi doluysanız hikayede gördüğünüz bazı değişiklikler canınızı ciddi anlamda sıkabilir. Oynanış kısmında sorun görmediğim ancak hikaye noktasında diğer oyunların yanında daha zayıf kalmış bir iş olmuş.
Özellikle 2011’de seriye attıkları rebootla beraber dövüş oyunları tarafında bir devrim yaratıp, kendi oyunlarına ”Hikaye Modu” eklediler. Bu hikaye moduyla beraber de rakipleriyle arasında ciddi bir uçurum oluşmaya başladıktan sonra Mortal Kombat 11’in sonu gereği evreni bir kez daha sıfırladılar. Oyun ise 11’in devamı niteliğindeki bir reboot olarak karşımıza çıkıyor. Hala daha eski oyundan parçalar taşısa da genel olarak yepyeni bir hikaye sunmaya özen gösteriyor.
İncelemeye geçmeden önce de seriyle olan alakamdan da bahsetmek istiyorum.Mortal Kombat serisinde mobil, collectionlar ve yan oyunlar dahil olmak üzere toplam 25 farklı oyun bulunuyor (En azından Wikipedia’da gösterilen bu şekilde) ve ana oyunların tamamı dahil olmak üzere toplam 18 adet Mortal Kombat oyununu oynamış ve bitirmiş bulunmaktayım. Anlayacağınız üzere seriye oldukça hakim sayılırım ve bu sebepten dolayı hikaye kısmında eleştireceğim bazı noktalar olacak. Dilerseniz artık hikayeyle beraber incelemeye başlayalım.
Mortal Kombat 1’in Hikayesi
Mortal Kombat 1 her ne kadar bir reboot olsa da aslında 11’in sonundan çok fazla hikaye parçasını içinde bulunduruyor. Eğer ki 11’i oynamadan bu oyuna girmeye kalkarsanız hikaye açısından özellikle oyunun ilerleyen kısımlarında ciddi anlamda sorunlar yaşayabilirsiniz.
Hikaye Liu Kang’in yarattığı evrendeki Shang Tsung ile başlıyor. Eski oyunlardan tanıdığımız Shang Tsung yerine sefil, sahte iksir hazırlayan bir ticaretçi gelmiş. Shang Tsung’un bir köylüye sattığı sahte iksir sonucu topluluk tarafından linçlenişinin akşamındaysa kimliği belirsiz biri (11’den tanıdığımız Kronika) Shang Tsung’a gelip dünyaları onun ayaklarının altına sereceğini söylüyor ve Shang Tsung bu duyumla beraber şeytani bir gülüş takınıyor. Daha sonrasında olaylar Kung Lao ve Raiden çevresinde gelişmeye başlıyor.
Liu Kang, önceki oyunlardaki Raiden’ın yerini alıp Earthrealm’in koruyucusu olmuş ve Outworld ile yapılan Mortal Kombat turnuvası için kendine şampiyon seçmeye çalışıyor. Daha sonrasındaysa oyun içerisinde yaşanan belirli aksiyonlar dolayısıyla hikaye dallanıp budaklanıyor. Açıkçası temeli hikaye olan bir oyun olduğundan dolayı spoiler vermeden hikayeden bahsetmek oldukça zor. Yine de oyunun hikayesinin başlangıç özeti bu şekilde diyelim. Tabii ki evrende değişikliğe uğramış tonla parça var ama onlara geçmeden önce hikaye sunumundan bahsetmek istiyorum.
Hikaye Sunumu
2011’den bu yana Mortal Kombat serisinin en iyi yaptığı şey kesinlikle hikaye sunumu. Karakterlere ayrılan vakitle beraber onlarla bağ kurmak, olayları adeta bir film edasıyla akıcı şekilde anlatmak, karakterlerin yüzlerindeki mimikler ve gerçekçiliği olsun Mortal Kombat bu işleri çok uzun süredir mükemmel yapıyor. Ben neredeyse her Mortal Kombat oyununu adeta film izlermişçesine hiç sıkılmadan deneyimlemekten keyif alıyorum. Lakin bu oyunda belirli problemler var ne yazık ki.
Grafikler, oyunculuklar, karakterler, animasyonlar her ne kadar çok iyi olsa da ne yazık ki bu oyunda çok fazla tempo düşüşü var. Eski oyunlardaki akıcılığı oyunun özellikle orta kısımlarında ciddi anlamda kaybetmişler ve anlatmaya çalıştıkları şeyi hızlıca bitirmeye çalışıp aralardaki daha önemsiz detayları gereğinden fazla uzun tutmuşlar. Bu da oyunun hikayesinde ciddi bir tempo düşüşü yaşatmasının yanı sıra biraz da çorba haline getirmelerine neden olmuş. Neden çorba haline geldiğini de spoilersız bir şekilde anlatmamın imkanı yok. O sebepten dolayı bu kısmı spoilerlı olarak anlatıp sunumdan devam edeceğim.
SPOILER!!!
İlk olarak oyunun hikayesinden şöyle bir olay öğreniyoruz. Eski evrende yaşanan olaylar aslında bu evrende de neredeyse kaçınılmaz. Kenshi’nin kör olması, Kuai Liang karakterinin gözündeki yara gibi durumlar eski evrende de bu evrende de yaşanması gereken şeyler. Tek farkı bu evrende bu olaylar daha farklı şekillerde yaşanıyor. Buna eski oyunların hikayelerini de dahil etmeye çalışmışlar ve bu sebepten dolayı biraz işler çorbaya dönüşmüş. İlk olarak Deadly Alliance’a bir gönderme oluyor. Shang Tsung, Quan Chi ve General Shao bir süre boyunca oyunun ana kötüleri konumundalar. Lakin bu durum tam anlamıyla sona ermeden farklı bir evren yaratmış olan Shang Tsung gelince gözler tamamen ona çevriliyor. Titan olan Shang Tsung geldiğinden dolayı da bu sefer Liu Kang farklı Titan’lar çağırmaya çalışıyor, daha sonrasında Titan Shang Tsung’da aynısını yapıyor ve farklı evrenlerden gelen Titan’lar ve karakterler adeta bir Armageddon yaşanıyormuşcasına birbirleriyle savaşıyorlar ama bu bizim eski oyunlardan bildiğimiz Armageddon gibi olmuyor. Bu anlattığım kısımlar o kadar hızlı geçiliyor ki hikayeyi düzgün takip etseniz dahi her şey çorbaya dönüşüyor. Belli ki bazı yazdıkları fikirleri oyundan çıkarma kararı almışlar ve bu sebepten dolayı bazı kısımlar ne yazık ki eksik kalmış.
Yukarıda anlattığım sebeplerden dolayı oyunun hikayesi ne yazık ki belirli kısımlarda oldukça tempo kaybedip, çorbaya dönüşüyor. Ekstra olarak hikayenin belirli kısımlarında ciddi mantık hataları da mevcuttu. Eğer ki yukarıda çok spoiler vermemiş olsaydım birkaç tane örnek verebilirdim ama oyunu oynarken ”Yahu bunu neden böyle yapmadınız?” dediğim oldu. Yine de oyunun ara sahne kalitesi, mimikleri, grafikleri ve oyunculukları hala mükemmel. Her ne kadar oyunu oynarken hikayesinde sıkıntılar görsem de oyunu izlemesi gerçekten yine çok keyifliydi. Bunların yanı sıra hikayede değişen bir sürü olay da var. Mesela eski oyunlardan tanıdığımız bazı kötüler iyilerin tarafına geçerken, iyi olarak bildiğimiz bazı karakterlerse kötü tarafa geçmiş durumda. Bu değişimlerin bazıları beni sevindirse de bazıları oldukça canımı sıktı.
Değişiklikler arasında en çok canımı sıkan şey Scorpion oldu. Birçok Mortal Kombat oyuncusunun favori karakteri Scorpion’dır. Scorpion (Hanzo Hasashi) ailesinin ve klanının katledilmesi üzerine intikam yemini edip Quan Chi’nin onu doldurmasıyla Sub-Zero’yu öldüren daha sonrasında gerçeği öğrenince Quan Chi’den intikam almaya çalışan sert ve karizma bir karakterken bu oyunda Sub-Zero’nun kardeşi olan Kuai Liang olarak karşımıza çıkıyor. Bi-Han ne kadar agresif ve sinirliyse Scorpion da o kadar sakin bir karakter olmuş. Açık konuşmak gerekirse Scorpion’ı Scorpion yapan şey hikayesi ve Hanzo Hasashi olmasıdır. Bu değişiklik tabi ki geliştiricilerin kendi tercihidir ama hiç hoşnut olmadığımı dile getirmek istedim.
Diğer değişikliklerse aslında biraz rollerde olmuş. Eski oyunların ana kötüsü konumundaki Shao Kahn artık General Shao olmuş ve oyundaki önemi bana göre biraz fazla azalmış. Bunun gibi birçok rol değişikliği de mevcut oyunda. Ayrıca oyunun ana hikayesinde ciddi önemli karakterlerin bulunmadığını da söylemiş olayım. Sonya Blade, Jax Briggs, Kano, Jade, Noob, Nightwolf vs. direkt olarak oyunun hikayesinde bulunmazken (Noob’u anlayabiliyorum çünkü Noob’un hikayesi gereği Bi-Han’ın ölmesi gerekiyor.) Cyrax, Sektor gibi karakterlerinse sadece ismi geçiyor. Son olarak da Tarkatan bir ırkken artık bir hastalık olarak geçiyor. Bunlar dışında da sanırım hikaye sunumu ve değişiklikler hakkında anlatabileceğim bir şey kalmadı. Dilerseniz artık oynanış kısmına geçelim.
Oynanış
MK1 temel Mortal Kombat oynanışından çok da uzak bir deneyim vaat etmiyor. Lakin böyle dediğime bakmayın, temel oynanışı oldukça geliştirmiş bir oyun var karşımızda. Oyun, temelinde ne varsa bunu yeni çıkan teknolojilerle birleştirerek mekaniksel anlamda daha iyi bir oyun olmayı başarmış. Karakterlerin hızları, ağırlıkları asla rahatsız etmedi beni. O kadar oturaklı bir şekilde dövüşüyorsunuz ki attığınız her yumruğu, tekmeyi veya özel hareketinizi sonuna kadar hissediyorsunuz. Bu da sizin oyundaki dövüş deneyiminizi resmen ikiye üçe katlıyor. Ayrıca oyundaki fatal blowlar ve fatalityler hala daha çok güzel.
Sadece bana mı öyle geldi bilmiyorum lakin MK1 sanki MK 11’den daha yavaş bir oyun gibi geldi. Karakterlerin yumrukları, tekmeleri, yürümeleri ve zıplamaları sanki eski oyunlara göre biraz daha yavaş ancak bu beni hiç rahatsız etmedi. Aksine oyundan ekstra keyif almamı sağladı desem çok yanlış olmaz. Mesela örnek vermem gerekirse Reiko ile oynarken her yumruk attığımda yüzümde gülümseme oluştu. çünkü yumrukları ağır ama güçlü olduğunu net bir şekilde hissettiriyordu. Aynı zamanda kombo breakerlar ve özel hareket güçlendirmeleri gibi şeyler aynı kalırken büyük oranda yeni bir değişiklik de var oyunun oynanışında.
Kameolar
Hikaye kısmının sonunda bazı karakterlerin ana hikayede bulunmadığından bahsetmiştim. Bu karakterleri kameo olarak koymaya karar vermiş yapımcılar. Peki nedir bu kameo?
Kameolar eğer ki dövüş oyunlarına hakimseniz Tag Team mantığında çalışan ama tam anlamıyla öyle olmayan bir özellik. Kullanacağınız karakteri ve yanına bir yardımcı seçiyorsunuz. Dövüş başladığında ana karakterinizi kullanırken RB’ye bastığınızda kameonuzu dövüşe çağırıyorsunuz ve bir hareket yapıp gidiyorlar. Aslında oldukça basit bir mantığa sahip olsa da farklı farklı kameoların olması ve bu kameoların hepsinin farklı bir hareket yapmasından dolayı, seçtiğiniz karakterle kullanacağınız kameo uyumlu olduğunda ciddi anlamda bir avantaj elde edebiliyorsunuz.
Bu kameo kısmında sevmediğim durum ise genelde komboyu devam ettiremiyor oluşum oldu. Bazı kameolar hareketlerini yaparken ana karakteriniz durup onun hareketini yapmasını izliyor. Bu da hali hazırda kombonuzu devam ettirememenize yol açabiliyor. Bu durum dışında rahatsız olduğum hiçbir durum olmadı. Aynı zamanda kombo breaker yaparken, fatal blow atarken ve fatalitylerde de kameolarınızı kullanabiliyorsunuz. Genelde kameo fatalityleri eski klasik fatalitylerden oluşuyor. Eski oyunları seven insanlar arasındaysanız güzel nostaljik bir his oluşturduğunu söylemem gerekir.
Invasions
Invasions aslında geçen oyundan tanıdığımız Krypt modunun farklı bir versiyonu. Bu modda da belirli dövüşlere girip ödüller kazanıyorsunuz ancak Krypt’ten farklı olarak bu sefer bu modda rol yapma ögeleri de bulunuyor.Invasions modu kısaca farklı evrenlerden gelen kötü karakterleri konu edinen bir mod. Mesela benim karşılaştığım ilk invasion kötü bir Scorpion ile alakalıydı ve bölüm bölüm ilerleyerek Scorpion’a ulaşmaya çalıştığınız bir oynanış sunuyor. Size her bölümde bir düşman çıkartıyor ve onu dövdükten sonra ilerlemeye devam edebiliyorsunuz. Tabi buna ek olarak hayatta kalma tarzı bölümlerle de Invasions modunu çeşitlendirmeye çalışmışlar.
Yine de benim en çok ilgimi çeken şey rol yapma ögeleri oldu. Seçtiğiniz karakterin yetenek puanları var. Bu puanlar, Health, Attack, Special, Defense ve Agility olmak üzere 5’e ayrılmış. Dövüştükçe deneyim puanı kazanıyorsunuz ve seviye atladığınızda karakterinizin yetenek puanlarını geliştirebiliyorsunuz. Ayrıca bunlara ek olarak talisman ve relic isimli özellikler de eklenmiş. Talismanlar dövüşlerde kullanılabilen tılsımlarken reliclerse size pasif özellikler veriyor. Benim en ilginç bulduğum özellikse element kısmıydı. Mesela ben Scorpion’u seçmiştim ve karşıma Sub Zero geldiğinde normalden çok daha fazla hasar veriyorduk elementlerimizden dolayı. Eğer ki karşınızdaki karakter element olarak sizden avantajlıysa sizin için ciddi sıkıntılar çıkarabiliyor.
Ben Invasions modunu çok sevdim. çünkü bu tarz oyunlarda eğer ki online kısma çok giren bir oyuncu değilseniz, hikaye modu bittikten sonra sizi oynamaya iten motivasyon aşırı azalıyor. Invasions moduysa size minik bir hikaye ve belirli bir amaç verip oyunu oynama motivasyonunuzu arttırıyor. Bu noktada da NetherRealm Studios’u kesinlikle tebrik etmek gerekir. çok keyifli bir iş ortaya çıkarmışlar.
Son olarak da eski oyunlardan bildiğimiz Tower modu bu oyunda da var. Uzunlukları değiştikçe içerdiği şeylerin de değişmesi güzel bir değişiklik olmuş. Tower modu için ekstra anlatabileceğim bir şey yok.
Grafikler ve Atmosfer
Açık konuşmak gerekirse Mortal Kombat 1’in ilk videosu çıktığından beri grafiklerini çok beğeniyorum ancak oyunu oynarken bu kadar iyi olmasını beklememiştim. Oyunun grafikleri bugüne kadar dövüş oyunlarında gördüğümüz en iyi grafik. Oyunu oynarken arka planı izlemek, karakterlerin detaylarına bakmak gibi alışkanlıklarım hiç olmamıştır lakin bu oyun bana bu alışkanlığı aşılayacak gibi duruyor. Mesela Tea Housedaki halı, Johhny Cage’in malikanesindeki renkler vs. gerçekten göze çok güzel geliyor. Yeni neslin hakkını veren bir oyun olmayı başarmış MK1.
Bunu aynı zamanda ara sahnelerde de görüyoruz. Mimikler, karakterlerin yüzleri o kadar iyi modellenmiş ki adeta gerçek duygulara sahip bir karakter varmış hissine kapıldım. Mortal Kombat 1 grafik açısından benden tam puanı almayı net bir şekilde başardı. Ayrıca sadece modelleme noktasında da değil, görsel efektleri de çok iyi kullanmışlar. Özellikle Li Mei karakteriyle savaşırken resmen bir görsel şölen oluyor ekranda. Gerçekten renkler o kadar canlı ve güzeldi ki oyunun bir kısmında dayak yerken eğlendim.
Atmosfer kısmındaysa Liu Kang’in oluşturduğu dünya bildiğimiz Mortal Kombat evreninden biraz daha renkli ve canlı olmuş. Özellikle Outworld’e ilk girişimizde bu beni oldukça şaşırttı. Yine de vermek istediği atmosferden asla kopmamış çünkü mekan tasarımları gerçekten çok başarılı. Hikayede girdiğiniz bölgelerdeki uzak çizimler, ışıklar atmosferi mükemmel desteklemiş. MK1 grafik ve atmosfer kapsamında ciddi anlamda mükemmele yakın bir iş çıkartmış.
Ses Tasarımı ve Müzikler
Mortal Kombat serisinin çok iyi yaptığı bir noktaya daha geldik. Oyun yapımı sürecinde oyuncular tarafından önemi en çok fark edilmeyen şey ses tasarımıdır. Oyuncular genelde grafiğe, oynanışa veya hikayeye odaklanırken ses tasarımı hakkında konuşmazlar. Mortal Kombat gibi oyunlardaysa aslında ses tasarımının ne kadar önemli olduğunu net bir şekilde fark edebilirsiniz. Yukarıda, dövüşmenin ne kadar keyif verdiğiyle alakalı birkaç cümle kurmuştum. Eğer ki yumruk veya tekme attığımda düşmanların kemik, et sesleri bu kadar iyi çıkmamış olsaydı bu oyunun dövüş sekansları yukarıda bahsettiğim kadar keyifli olmazdı. Rakibinize vurduğunuzda haz almanızdaki en büyük sebeplerden biri NetherRealm Studios’un ses tasarımını mükemmel yapması. Oyun ise yine ses tasarımını bir üst noktaya taşımış ve gerçekten insana keyif verecek şekilde tasarlanmış.
Ancak müzik kısmında ne yazık ki aynısını söyleyemeyeceğim. Mortal Kombat müziklerini genel olarak seven biriyimdir ancak bu son dönemde çıkan oyunların biraz fazla modern tekno tarafa kaydığını düşünüyorum ve bu da açıkçası oyunun müziklerinden aldığım keyfi biraz azaltıyor. Lakin yine de şunu söylemiş olayım oyunun müzikleri kesinlikle mekanlara göre çok uyumlu. Karanlık kötü bir yerdeyseniz ona göre bir müzik, Wu Shi Academy’deyseniz ona göre bir müzik koymaya özen göstermişler.
Optimizasyon
Oyunu AMD Radeon Rx 7600 ekran kartına sahip bir bilgisayarda oynadım. Oyun, benim bilgisayarımda en yüksek ayarlarda sabit 60 FPS çalıştı. Optimizasyon noktasında tertemiz bir deneyim yaşadım. Sadece kendi bilgisayarımdan kaynaklı olan birkaç sıkıntı yaşadım. Ancak bu benim bilgisayarımın genel sıkıntısı olduğundan dolayı oyunun optimizasyonuyla alakalı olmadığını biliyorum.
Warner Bros. Games’in yayıncılığını üstlendiği Mortal Kombat 1; PS5, Xbox Series, Switch ve PC için 19 Eylül tarihinde çıkış yaptı. Okuyacak başka bir inceleme arıyorsanız Ascendant Studios’un geliştirdiğibakabilirsiniz.
Mortal Kombat 1
8.3
İnceleme8.3
Artılarçok güzel grafikler.Eğlenceli ve oturaklı bir oynanış.Mükemmel ses tasarımı.FATALITY!
EksilerMüziklerin teknoya fazla yakın olması can sıkıcı.Evrendeki değişiklikler herkesi memnun etmeyebilir.Hikaye çok oldu bittiye getiriliyor ve mantık hatalarına sahip.
ÖzetSonuç olarak Mortal Kombat 1 bence çok keyifli bir deneyimdi. Oynanış, ses ve grafik noktasında muazzam bir işçilik söz konusu. Ancak benim gibi Mortal Kombat evrenine hakim ve sevgi doluysanız hikayede gördüğünüz bazı değişiklikler canınızı ciddi anlamda sıkabilir. Oynanış kısmında sorun görmediğim ancak hikaye noktasında diğer oyunların yanında daha zayıf kalmış bir iş olmuş.