KONU AÇ !

Topluluğumuzda Konular Açın ve Bize Ulaşın !

Yeni Konular !

Konulara Yorum Yapın ve Konunuzu Öne Çıkarın !

Bize Ulaşın !

Yöneticilerimiz Size 7/24 Yardımcı Olmak İçin Hazır !

SİLKROAD TÜRKİYE'NİN EN YENİ SİSTEMLİ VE MÜŞTERİ SEVGİSİYLE EN İYİ REKLAM PLATFORMLARINDAN BİTANESİ SROCENTER SEN YOKSAN Bİ KİŞİ EKSİK !

Senenin Son AAA Oyunu Avatar: Frontiers of Pandora İncelemesi

srocenter Can

Forum Admin
Moderatör
Center Üyesi
Bilişim Sahibi
Çevirmen
Coder
Grafiker
Guild Master
Guild Üyesi
Reklamcı
Server Sahibi
Supporter
V.i.P
Katılım
18 Haz 2023
Mesajlar
15,992
Tepkime puanı
4
Puanları
38
Bir aydan da kısa bir süre içerisinde 2023 yılı sona ermiş olacak ve yepyeni bir yıla yelken açacağız. Bu yıl içerisinde pek çok büyük bütçeli yapım biz oyuncularla buluştu ki hangisinin yılın ödülünü alacağına dair pek çok farklı görüş halen daha ortaya atılıyor. , önceki yıllar gibi sivrilen iki adaydan fazlasına ev sahipliği yapacak.

Böylesi bir bollukta yalnızca Ubisoftun değil senenin de son AAA oyunu Avatar: Frontiers of Pandora, yıl tamamlanmadan yerini aldı. Kimilerine göre Avatar temalı Far Cry kimilerine göreyse oldukça büyük bir potansiyel vaat eden Avatar: Frontiers of Pandora, iki tarafın görüşlerinden de biraz biraz içeriyor.

Lakin o sorunun cevabını arıyorsanız incelemeye geçmeden önden vereyim. Avatar: Frontiers of Pandora, kesinlikle üzerine düşünülmemiş bir Far Cry klonu değil.
Avatar: Frontiers of Pandora İncelemesi

Hikaye


Bu başlık altında değineceğimiz kısımlarda şu an için spoiler olmadığı bilgisini vererek içinizi rahatlatalım. Hikaye genel hatlarıyla insanoğluna ait RDA isimli kuruluşun, güç ve para uğruna doğaya yani Pandora gezegenine ve sakinlerine açtığı savaş üzerinden şekilleniyor. Pandora sakinlerinin bu amansız savaşa son vermek uğruna diğer Na’vi klanları ve RDA’den ayrılmış insanlarla beraber vermiş olduğu mücadeleye bizzat dahil oluyoruz. Peki biz kimiz?

Bu kısımda oyunun ilk 30 dakika kadarında yer alan sinematik sahnelerden bilgi paylaşımında bulunacağız. Eğer ki kendiniz deneyim etmek niyetindeyseniz bir sonraki paragrafı atlamak isteyebilirsiniz.
Spoiler İçeren Paragraf:
Avatar: Frontiers of Pandora’nın hikayesi, 2138 yılında kahramanımızın henüz çok ufakken klanı Sarentu’dan RDA tarafından kaçırılmasıyla başlıyor. 2154 yılında ilk Avatar filmindeki olaylar sırasında, ölümle burun buruna geliyoruz ancak öğretmenimiz rolündeki Alma bizi dondurarak bir uykuya sokuyor ve hayatta tutuyor. Kriyojenik uykudan 15 yıl sonra 2169 yılında, Avatar: The Way of Water’ın olayları sırasında uyanıyoruz. Klanından, atalarından kopmuş bir Na’vi olarak Pandora’ya geri dönerek RDA’ya karşı evimizi koruma mücadelesi veriyoruz.
Avatar-Frontiers-of-Pandora-Alma.jpg


Ayrıca oyunun hikayesi filmlerin geçtiği zaman dilimlerinde ufak özetler verip geçtiği yıl olan 2169’a atlıyor. Yapım filmlerle aynı evrende ancak kendince bir hikaye sunuyor. Bu yüzden filmleri izlemeden de rahatlıkla kendinizi akışa kaptırabilirsiniz. Ana senaryo üzerinden ilerlemeniz dahilinde 20-25 saat arası bir sürede Avatar: Frontiers of Pandora’nın başından ayrılabilirsiniz.

Gelgelelim ki Avatar: Frontiers of Pandora, kesinlikle hikayesi ile ön plana çıkan bir oyun değil hele ki böyle bir hikaye ile asla olmamalı. Yer yer hareketlenmeler olsa da çok tahmin edilebilir ve klişe bir hikaye, oyun boyunca bizlere eşlik ediyor. Bu durum heyecanı tam anlamıyla öldürüyor. Tam olarak ortada kalmış diyebileceğim diyaloglar bu durumu toparlayamasa da müziklerin etkisiyle bir nebze kotarılmış bir iş var ortada.

Avatar: Frontiers of Pandora’nın bana kalırsa büyük bir eksisi, ana karakter de dahil olmak üzere hatırda kalacak bir karaktere sahip olmayışı. Ne bazen empati kurabileceğiniz bazense korkudan titretecek senaristlik harikası bir kötü karakter ne de imrenilesi bir ana karakter yok bu oyunda. Yan karakterlerin bazılarının ismini şimdiden unuttum diyebilirim. Zaten epey değişik isimleri var ve birbirlerine benziyorlar. Dediklerimi anlayabilmeniz açısından birkaç örnek de vereyim: Eetu, Etuwa, Nefika, Anufi, So’lek vb.

İsimlerden örnek vererek araladığım hikaye unsurları kapısını biraz daha açayım. Oyuncu olarak tamamen eşsiz bir çevreye bırakılıyoruz. Karakterimiz yıllarca bir tutsaktan hallice yaşamış ve Pandora’ya ayak bastığında bir yabancılık çekmiş olacak. Yıllar boyu topraklarından ve kültüründen uzak kalmış bir karakterin köklerine uzanan bir yolculuğa çıkması oyundaki pek çok şeyi mantık çerçevesine oturtuyor. Oyuncuya verilen o yabancılık hissi yerini zamanın akışıyla o dünyanın yerlisi olduğunu hissettirmeye evriliyor. Bunun hikaye temelli bir şekilde oynanışa yedirilmesi gayet başarılı bir şekilde yansıtılmış.
Avatar-Frontiers-of-Pandora-Navi.jpg

Genel hatlarıyla oynanış


Avatar: Frontiers of Pandora’nın kesinlikle hikayesi ile öne çıkan bir oyun olmadığını az evvel belirttim. Peki oynanış ne kıvamda, bu oyunu sırf oynanışı satın alınabilir kılar mı? Ne yazık ki cevap: Hayır.

Oynanış noktasında her ne kadar bir klonu olmadığını belirtsem de Far Cry benzerlikleri bulunuyor. Daha doğrusu Far Cry mekaniklerinden temellenen ancak bir miktar iyileştirmeler ve geliştirmelere sahip bir yapı var karşımızda. Öncelikle bildiğiniz üzere insan değil bir Na’vi’yiz. Bu durum da bizi insanlardan fiziksel olarak bir miktar üstün kılıyor.

İnsanlara nazaran daha yükseğe zıplayabiliyor, daha hızlı hareket edebiliyor ve Pandora ile kopmaz bir bağa sahip oluyoruz. Tüm bu gelişmeler işlevsiz de değil. İçinde bulunduğunuz dünyayı keşfetme olanakları sağlıyor ve fark yaratıyor ancak kusursuz bir yapıda değil. Na’vi olmaya alışmak ilk başlarda biraz zorlayıcı olabiliyor. Kamera açısı gibi etmenler başta değişik gelse de sonraları alışabiliyorsunuz.

Değinmek istediğim bir nokta daha var ki biraz kişisel bir tercih olacak. Na’vi sense olarak adlandırılan özellik hakkında birkaç şey geveleyeceğim. Biraz daha farklı şekilde ele alınmış olsa atmosfere daha iyi sokabilirmiş bizleri.

Mevcut hali alışkın olduğumuz şekilde bir tuşa bas ekran azıcık değişsin göreve ilişkin yönlendirmeleri gör şeklinde. Pandora ile kopmaz bir bağa sahip olmanın farkı, az sonra vereceğim örnek gibi olsa daha iyi yansıtılabilirmiş bence. çevredeki canlılar veya bitkiler ile iletişime geçebilmek ve yer yer onların yönergelerine başvurabilmek atmosferi tamamen farklı bir mertebeye çıkarırmış. Ancak yeniden belirtmekte fayda var ki bu tamamen bir tarz meselesi. çoğunluğun zorlanmayacağı bir sistem tercih edilmesi yadırganacak bir durum değil.

Tüm bunların ışığında, Avatar: Frontiers of Pandora için oynanışı Far Cry serisinin bire bir aynısı demek haksızlık olacaktır. Bir farklı nokta ise oyunun 7 ila 8. saatleri arasında ikran isimli canlılara layık görülmemiz ile şekilleniyor. Bir Na’vi olarak yer yüzünde nasıl rahatça hareket edip keşiflerde bulunabiliyorsak ikranlar bunu gökyüzünde de yapabilmemizi mümkün kılıyor. İsim verip kozmetik olaraktan deri rengini değiştirebileceğiniz ikranlar, oyunu farklı bir boyuta taşıyor. Haritanın büyüklüğü nedeniyle çektiğiniz ulaşım sorunu artık tarih olmuş oluyor.
Hawk.jpg


Aksiyona girdiğimiz çatışma kısımları ve gizlilik unsurları ise maalesef yeterli düzeyde değil. Bunun nedenleri düşman yapay zekası, zorlayıcı olmamaları ve çeşitlilik sunmamaları. İnsan tipindeki düşmanlar dokunsanız ölecek kıvamında. Aradaki fiziksel farkı kapatan AMP ismindeki mechalar ise zayıf noktalarından vurulduğu takdirde direkt nakavt oluyorlar.

çeşitlilik ise düşmanların eline yalnızca farklı silahlar verilerek sağlanmaya çalışılmış ki haliyle sınıfta kalıyor. Siz ilerledikçe ve güçlendikçe onların da verdiği hasar ve canları artıyor. Ana hikaye, final görevinde karşılaştığımız bir düşman haricinde boss kafasında bir şey sunmuyor.

Karakterimiz de 3 farklı yay, 1 pompalı tüfek, 1 makineli tüfek, 1 ilkel bomba atar, düşmanları afallatabilen bomba ve mızrak atabileceği bir silaha sahip. Yayların her biri 2 ok tipi sunmakla beraber craft etmenizi istemekte. Benzer durum bomba atar ve mızrak atar için de geçerli. Lakin silahlarınız için gereken mermiyi ve bombayı craft edemiyor, açık dünyada bulmanız gerekiyor. Silahları kullanımıysa stratejik bir deha olmanızı gerektirmiyor.

RDA tipi düşmanlar ve silahlarımız bu şekildeydi. Sıra yabani yaşam formları olarak adlandırılabilecek canlılar ve bitkilerde. Bunlar Pandora’nın dört bir yanına dağılmış şekilde bulunuyor. Avladığınız her bir canlı ve topladığınız bitki rehbere kayıt ediliyor ve daha ender versiyonlarına dair ipuçları ortaya çıkıyor.

Kısacası keşfede keşfede ilerlemeniz isteniyor zaten sizlerin de isteği bu yönde şekillenecek olsa gerek. Avatar: Frontiers of Pandora’nın elinin en güçlü olduğu yanlardan biri keşif hissiyatının kuvvetli olması. Keşfi ödüllendirme noktasındaysa birbirinden güzel manzaralar ve ezgilerle baş başa kaldığınız bir yol izlenmiş.
Avatar-Frontiers-of-Pandora-meka.jpg


Avatar: Frontiers of Pandora aksiyon içerdiği sekanslarda pek iyi olmasa da diğer oynanış elementleri ile ortalama bir seviyeye getirmeyi başarmış. Diğer kısımlarda olduğu gibi burada da harcanan bir potansiyel dikkat çekiyor. En basit şekilde aksiyon anlarında bize eşlik edebilecek bir yoldaş olmuş olsa oyuncuyu farklı yollara sokabilirmiş. Dürüstçe deneyimlerimi paylaşacak olursam aksiyona girdiğim yerler bazen sırf 3-5 saniyelik bir kısmı görmek üzerineydi ki hemen bir alttaki başlıkta değiniyorum.
Görsellik ve atmosferi güçlendiren öğeler


İncelemeye başladığım andan beri sorduğum o soruya farklı bir cevap verme vakti nihayet geldi. Avatar: Frontiers of Pandora, görselliği ve yaşattığı atmosfer ile adeta büyülüyor. Önerilen gereksinimlere veya üstünde bir sisteme sahipseniz kendinizi manzaralar karşısında mest olmuş halde bulabilirsiniz. Pandora gerçekten her bir köşesinde görsel bir şölen sunuyor.

Belirli bölgelerde bazı yerleşkeler sebebiyle kirlenen doğa, görevi tamamlamanız dahilinde eski haline öyle bir dönüyor ki tekdüze olarak tanımlayabileceğiniz görev bile cazip hale geliyor. Sırf o sekansı görmek için kendinizi düşmana mermi yağdırıyor halde buluyorsunuz.

Kaldı ki öyle noktalarda müzik girişi oluyor ki sizi resmen moda sokuyor. İçinde bulunduğunuz topluluk, yaşantısı ve gelenekleri ile oldukça eşsiz. Biyomdan biyoma görevden göreve değişen müzikler harcanan çabayı bire bir yansıtıyor. Şahane manzaraların hoş ezgilerle birlikteliği ekrana adeta kilitliyor.

Avatar: Frontiers of Pandora’nın The People’s Cry ismindeki orijinal oyun müziği, benim favorim olmasıyla beraber arkasındaki ismi görmemle beraber daha da bağlandığım bir parça oldu. Pınar Toprak tarafından bestelenen müzik Dünya çapında oldukça beğeni toplamış. Kendisine bizleri bu parça ile buluşturduğu için teşekkürü borç biliyoruz ð

Gereksinimler ve optimizasyon


Oyunun erken bir sürümünü deneyim etmeme karşın hatalarla karşılaşmadığımı söyleyebilirim. Yalnızca bir görevde düşmanlar akıl almaz bir harekete imza attı ve gerçekten şaşkınlık içerisinde kaldım. Oldukça uzak mesafelerden aradaki duvarlara aldırış etmeksizin mermi yağmuruna tutuldum ve ölüm ekranına manasız bir bakış attım. Gizli bir şekilde de tamamlayabileceğim bölümü ikinci seferde kolaylıkla tamamlamış oldum.

Bu olayı yalnızca bir görevde yaşamakla beraber onun haricinde hiçbir sıkıntı çekmedim. Önerilen gereksinimlerin bir hayli üstünde bir sistem ile oynamış olmam Avatar: Frontiers of Pandora deneyimimi bir an bile baltalamadı. Bu yüzden bu kısımda benden geçerli not almasıyla beraber kesin bir yorumda bulunmaktan ekseriyetle kaçınıyorum. Sistemden sisteme farklılık gösterecek olması çok olağan.
Açık dünya etkinlikleri ve yetenek ağacı


Pandora gerçekten büyüleyici bir gezegen olmuş bundan çokça kez bahsettik ama biraz daha açalım. Farklı farklı biyomlarda, birbirinden farklı bitkiler ve canlılar. Olabildiğine açık ovalara sahip arazilerden, soludukça size zarar veren bir gaz bulutuna sahip bir alana. Koca koca ağaçlarla dolu bir ormandan gökyüzünde süzülen kayalara. Pandora yer gök demeden farklı doğa harikaları vermek için tasarlanmış adeta. Açık dünyanın her bir yanı estetik manzaralar sunarak oyuncuyu keşiflere itiyor

Avatar: Frontiers of Pandora’nın bir Ubisoft oyunu olması açık dünyasının az çok neye benzeyeceğine ilişkin fikir sahibi olmamızı sağlamıştı. Büyükçe bir harita ve nitelikli niteliksiz pek çok görev. Harita yine olabildiğine büyük etkinlikler ise her bir yana dağılmış.
Avatar-Frontiers-of-Pandora-Sarentu-grounds.jpg


Klasik outpost görevlerinin yanı sıra etkileşime girip pasif yetenekler ve yetenek puanları kazanabileceğimiz etkinlikler de mevcut. Tüm bunların yanı sıra Na’vi kültürünü tanımamız için olsa gerek rahatlatıcı mini etkinlikler de aralara serpiştirilmiş. Ancak bunlar, bir müddet sonra sıkılmanızın önüne geçemiyor. Yani benzer sorun yine çözüme kavuşamıyor.

Yapımın başında gerçekleşen hadise sonucu atalarına dair anılarını yitirmiş kahraman, açık dünyada geze geze anılarını da topluyor. Sarentu Grounds ismi verilen açık dünya öğelerinin her biri farklı bir eşsiz Na’vi yeteneğinin yanı sıra 3 adet de yetenek puanı vererek karakter geliştirmede oyuncuya yardımcı oluyor. Atalarımızdan gelen bu yeteneklerin bulunduğu yetenek ağacını saymazsak 5 adet yetenek ağacı daha bulunuyor. Bunların çoğu pasif yetenekler içerdiği için karakterin geliştiğini bariz bir şekilde hissettiremiyor.
Diğer etmenler


Avatar: Frontiers of Pandora, sahip olduğu karakter geliştirme ekranı ile de tatmin edici bir seviyede. Oyunun bir dizi sinematik sekansının ardından karakter oluşturma ekranı sunuluyor. Karakterimizi çoğunlukla birinci bakış açısından göreceğimiz bir oyunda basit ve yeteri kadar çeşitlilik sunan bir oluşturma ekranı mevcut.

Daha sonraları açık dünyada bulabileceğimiz öğelerle de görüntümüzü değiştirmek mümkün. Kozmetik kısımdan biraz daha işlevselliğe kayacak olursak karakterin kuşandığı zırh parçaları bulunuyor. Toplam 5 parça zırh farklı setlerle kullanıldığı takdirde birtakım bonuslar kazandırabiliyor. Benzer bir durum silahlar için de geçerli. Silah modları da açık dünyanın dört bir köşesine serpiştirilmiş.
Avatar-Frontiers-of-Pandora-zirh.jpg


Hali hazır bir şekilde bulunabilecek eşyaların yanı sıra farklı eşyalar gerektiren bolca crafting seçeneği de Avatar: Frontiers of Pandora’da yer alıyor. Envai çeşit hayvan ve bitkilerden elde edilebilecek materyaller daha güçlü zırhlar ve silahlar yapımında kullanılabilir.

Pek çok Meme’e de konu olan HUD mevzusu kişiselleştirme seçenekleri sayesinde göze batmıyor. Belli konfigürasyonlar sonucu ortaya çıkması, tamamen kapalı olması veya hep açık olması gibi seçenekler oyuncunun takdirine bırakılmış. Önceki Ubisoft oyunlarında bulunan daha keşif odaklı veya rehber eşliğinde ilerleyebileceğiniz 2 farklı mod, Avatar: Frontiers of Pandora’da da yerini korumuş. Erişilebilirlik seçeneklerindeyse renk körlüğü filtrelerinden tutun Na’vi senselerinin kimi hangi renkle göstereceğine kadar pek çok seçenek yer alıyor.
Kontrol şeması ve DualSense performansı


Avatar: Frontiers of Pandora’yı bir kontrolcü ile oynamak isterseniz default şema oldukça basit ve evrensel bir seçenek. Dilediğiniz takdirde basılı tutma işlevlerini bir kez basıp geçmek gibi ufak ayarlamalarla değiştirebilir veya tüm şemayı elden geçirebilirsiniz.

PC platformunda DualSense ile geçirdiğim Avatar: Frontiers of Pandora deneyimimde, adaptive trigger kullanımından da oldukça memnun kaldım. Yaylı silahlardaki o gerilmeyi tetik tuşlarına başarılı bir şekilde aktarabilmişler. Benzer bir durum basit hacklemeler için kullanabileceğimiz SID isimli cihaz için de geçerli.

Kontrolcü bir yana klavye ve fare ile oynamak niyetindeyseniz ayarlarda biraz takılmanız gerekebilir. Önceden gelen şemaya bir miktar düzenleme yapıldığı takdirde daha işlevsel bir hale geliyor.

Ubisoft’un geliştirdiği Avatar: Frontiers of Pandora; PC, PS5 ve Xbox Series için 7 Aralık 2023 tarihinde çıkış yaptı. Okuyacak başka bir inceleme arıyorsanız Activisionâun geliştirdiği ve sıkça eleştirilen Call of Duty: Modern Warfare 3 hikaye moduna .
 
Üst