Souls-like Oyunlarından Keyif Almak İçin Uzun Süre Oynamak mı Gerekli?

[srocenter Can]

Demon Souls’un 2009 yılında çıkış yapmasının ardından oyun dünyası, oldukça hızlı ve agresif bir biçimde bu yapımla haşır neşir olmaya başladı. İsminin getirdiği souls, beraberinde bir akımı başlattı ve günümüzde ise bu tarz oyunların başlı başına bir tür olmasına sebep oldu. Elbette buna yol açan nedenin ise kimsenin halen daha dilden düşürmediği oyunun zorluğu olduğunu biliyoruz.

Kimilerine göre inanılmaz zor olduğu için kütüphanelerin ırak noktalarına taşınan Dark Souls ve benzeri oyunlar, kendilerinden zevk almanız için belki de sadece başlamanızı bekliyor olabilir.türünün yapımları hakkında gelen pozitif yorumların gerçekten de oynama süresiyle arasında bir korelasyon olabilir mi?
Demon Souls ile başlayan souls furyası


Hidetaka Miyazaki önderliğinde 2009 yılında PS3’e çıkış yapan Demon Souls, geliştiricilerin oyun tasarımı konusunda deneysel işler denedikleri bir zamana denk geliyor. Görünmeyen veya içten içe kötücül amaçları olan anlatıcı, hikayeleştirilen öğreticiler ve 2009 ile birlikte gelen inanılmaz bir zorluk derecesi bunlara örnek gösterilebilir.

Souls markası veya türüne ait olan bu yapımlar, yüksek zorluk derecesine ve alabildiğince genişleyen ama halbuki tek bir dünyada (veya koridorlar ile birleştirilen tek bir mekanda) hareket etmenize izin veren kıstasa sahip oluyor. Elbette bu vakte dek bu tür adı altında çıkan yapımlar, kendilerince farklı özellikler eklemeye çalışıyor ama bahsi geçen bu iki madde bir souls-like oyununun ana hatlarını tanımlıyor diyebiliriz.

Macaristan’daki Pannonia Üniversitesi’nden Tibor Guzsvinecz, bu noktada souls-oyunlarının böylesine bir zorluğa sahip olmasına rağmen nasıl bu kadar olumlu ve pozitif yorumlar aldığını anlayamamış olacak ki bu iki konsept arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını araştıran bir çalışma yapmaya karar veriyor.

Tibor’un “The correlation between positive reviews, playtime, design and game mechanics in souls-like role-playing video games”için derlediği liste; Ashen, Blasphemous, Code Vein, Dark Souls serisi, Hollow Knight, Nioh serisi, Remnant, Hellpoint, Salt and Sanctuary, Sekiro: Shadows Die Twice, Star Wars Jedi: Fallen Order ve The Surge serisini içeriyor.

Bu oyunların seçilmelerindeki büyük etkenler ise hatayı affetmeyen zorluk derecesi, bonfire’lardan oluşan kaydetme sistemi, kimi zaman nereye gitmenizle alakalı muallakta bırakan ve birbirlerine bağlı mekanlara sahip bir açık dünya ve çevresel bir hikaye anlatımı olarak ayrılabilir. Özellikle çevresel hikaye anlatımı, ana bir hikaye olmasına rağmen oyuncuya fazla şekilde yansıtılmaması ve belirli bilgilerin detaylara serpiştirilmesiyle açıklanabilir.
Souls-like türü oyunları ile ortaya çıkan yorumlar arasındaki ilişki ne?


Bu bağlamda ortaya çıkan araştırma soruları genellikle oyun içerisinde geçirilen sürenin veya çeşitli tasarımsal element ve mekaniklerin olumlu yorumlara etki edip etmeyeceği yönünde oluşturulmuş. Bu sorulara yanıt almak için ise steam_reviews adındaki bir Python package dosyasından yararlanılmış.

Bu package ile Steam’de oyunlar hakkında yazılan yorumlar seçilip ayıklanmış ve oyunda aktarılan zaman dilimi, grafikler, seviye tasarımı, bir harita olup olmayışı gibi çeşitli faktörlere göre ayrılmış.

Elde edilen verilere bakıldığında toplamda 993.932 yorum elde edilmiş ve bu yorumların 904.005’inin olumlu görüşler içerdiği belirlenmiş ki bu da yaklaşık %90’lık bir dilime tekabül ediyor. Bunun dışında yorumlar, en çok oynanan Souls oyununun ortalama 104.07 saat ile Dark Souls III olduğunu gösteriyor. Hollow Knight ise 0.9692 istatiksel ortalama ile en çok olumlu yoruma sahip souls-oyunu olarak belirlenmiş.

Burada bir parantez açmalıyım ki bu ortalamaların nasıl belirlendiği tamamen istatistiksel testlere bağlıdır. Kolmogorov-Smirnov ve t-test gibi istatistiksel analizler ile bu yorumların çeşitli faktörlere bağlı olarak çan eğrileri çıkarılmakta ve 0 ile 1 arasında bir p değeri elde edilmektedir.

Genel olarak sonuçlara bakıldığında ise oynanış süresinin artmasıyla oyuncunun o yapımı daha muhtemel şekilde olumlu bir biçimde önereceği ilişkisi gözlemlenmiştir.

Oynanış süresi ile oyunun önerilip önerilmemesi arasındaki ilişki ise parametrik olmayan bir korelasyon testi olan Spearman’s rank korelasyon katsayısı ile araştırılmıştır. Genel olarak sonuçlara bakıldığında ise oynanış süresinin artmasıyla oyuncunun o yapımı daha muhtemel şekilde olumlu biçimde önereceği ilişkisi gözlemlenmiştir.
Olumlu yorumların yüzdeleri ve belirli faktörler arasındaki ilişkiler neler?

• Oyunun geçtiği zaman ve mekan: Olumlu yorumların çoğunluğu ortaçağ (medieval) ve Japon kültürüne ait zaman ve mekana sahip yapımlardan geliyor.
• Grafik: 2D souls-like oyunların 3D’ye kıyasla daha muhtemel şekilde olumlu yorum aldığı gözleniyor.
• Görsellik: Tüm görsel tarzlar arasında anlamlı bir fark gözleniyor olmakla birlikte en olumlu yoruma sahip yüzdelik, elle çizilen grafiklere sahip oyunlardan geliyor. Bunun ardından ise realistik, cel-shaded ve piksel tarz geliyor.
• Zorluk: Zorluk derecesine sahip olmayan souls-like oyunların bir zorluk derecesine sahip olanlardan daha muhtemel olumlu yorum aldığı gözleniyor.
• Harita: Oyun içerisinde bir haritaya sahip oyunların daha muhtemel biçimde olumlu yorum aldığı gözleniyor.
• Eşya dayanıklılığı: Eşya dayanıklılığına sahip oyunların daha muhtemel biçimde olumlu yorum aldığı gözleniyor.

Bunun dışında çeşitli oyunlar hakkında yazılan değerlendirmeler, hissedilen duygular bakımından analiz edilmeye çalışılmış. Öznel bir yönelim olmakla birlikte Darksiders III, insanların %14.88’ini oldukça sinirlendirmiş. Dark Souls II – Scholar of The First Sin, oyuncuların %8.75’i ile en çok iğrenilen yapım olarak belirlenmiş. Hollow Knight ise oyuncuların %20.09’u tarafından sevilerek en çok beğenilen oyun olarak ortaya çıkmış.

Son yorumlar ve düşünceler


Souls-like oyunları konu olunca oldukça çeşitli parametrelerle uğraştığınızı bilmeniz gerekiyor. Dolayısıyla ortaya çıkan araştırmanın güvenilir ve bir amaca hizmet etmesi için detaylı yazılıp sınırlarının belirlenmesi gerekiyor. Görüldüğü üzere bu oyunlar, çeşitli oyun mekanikleri faktörlerine göre sınıflandırılmış ve yazılan yorumların içeriği de bu faktörlere göre eşleştirilmeye çalışılmış.

Ortaya çıkan sonuçların ise oyuncuların 2D ve daha “tatlış” olarak nitelendirilen souls-like oyunlarını beğendiği yönüne doğru kaydığı söylenebilir. Bunun dışında asıl sorumuzun cevabı da verilmiş olup, oynanış süresi arttıkça oyuncuların muhtemel biçimde olumlu yorum yazdığı gözlemlenmiştir. Bu yüzden oyuncular, bir oyunu yerden yere vurmadan önce ona bir şans vermeyi unutmayın!

Makalenin tamamına ulaşmak isteyenler kaynaklar kısmından tıklayıp veri tabanına gidebilir!