KONU AÇ !

Topluluğumuzda Konular Açın ve Bize Ulaşın !

Yeni Konular !

Konulara Yorum Yapın ve Konunuzu Öne Çıkarın !

Bize Ulaşın !

Yöneticilerimiz Size 7/24 Yardımcı Olmak İçin Hazır !

SİLKROAD TÜRKİYE'NİN EN YENİ SİSTEMLİ VE MÜŞTERİ SEVGİSİYLE EN İYİ REKLAM PLATFORMLARINDAN BİTANESİ SROCENTER SEN YOKSAN Bİ KİŞİ EKSİK !

Stranger Things 4. Sezon 1. Kısım İncelemesi

srocenter Can

Forum Admin
Moderatör
Center Üyesi
Bilişim Sahibi
Çevirmen
Coder
Grafiker
Guild Master
Guild Üyesi
Reklamcı
Server Sahibi
Supporter
V.i.P
Katılım
18 Haz 2023
Mesajlar
15,298
Tepkime puanı
4
Puanları
38
Stranger Things dizisinin yeni sezonu, Netflix’in en çok beklenen yapımlarından biri muhakkak. Nihayet dizinin 4. sezonu bugün yayınlandı. Biz de yeni sezonu önceden izledik ve siz okuyucularımız için inceleyip önemli anları derledik.

Öncelikle kısaca Stranger Things nasıl bir dizi idi unutanlar veya hiç izlememiş olanlar için kısa bir özet geçmek gerekirse; 80’lerin Amerika’sında geçen, ABD ve Sovyetler’in Soğuk Savaş’ın sebep olduğu paranormal olayları bir grup çocuk üzerinden anlatan bir dizi.
Stranger Things 4 İncelemesi


The Duffer Brothers tarafından yaratılan bu dizi, 3. sezon ile izleyicilerini gözyaşları ile uğurlamış, 4. sezon için ise merakta bırakmıştı. 4. sezon, çok da güçlü bir açılış yapmıyor ama onun yerine yapımcılar heyecanı yavaş yavaş vermekte karar kılmış. 80’lere uygun harika müziklerin yanında arka fon müziklerinin kullanımı dahi tek kelime ile muazzam.

Diziye genel olarak baktığımızda korku ve gerilim unsurlarının arttığını görebiliyoruz. Yapımcılar, isteseymiş rahatlıkla bir korku dizisi ortaya çıkarabilirlermiş. Dizinin anlatım tarzı, sinematografisi ve çoğu bölümdeki görsel efektleri harika duruyor. Sahneler arasındaki bağlantılar ve geçişler ise dizini ilginç kılan hususlarından birisi…

Bölüm 1 – Hellfire Kulübü


Bölüm; 1. sezonun öncesini, SSCB’nin esir aldığı çocuklar üzerinde yaptığı korkunç deneyleri göstermesi ile başlıyor. Bölüm başlar başlamaz harika sinematografisini gösteriyor.

Bu kısmın yeni sezon için harika bir giriş olduğunu düşünüyorum. O efsanevi intro ise kendi etkisini hala daha koruyor. Umarım Eleven’ın geçmişine bu sezonda daha çok yer verirler. Hatta bu bölümde bile Eleven’a biraz daha fazla yer verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Giriş kısmı bittikten sonra liseye geçen dostlarımızın yeni hayatıyla karşılaşıyoruz. Öncelikle Eleven ile başlayalım; Eleven dersleri üzerinde çok çalışıyor ama erkek arkadaşı Mike’ı da unutmuyor. Evet, El (Eleven)’ın Mike’a olan sevgisini daha ilk dakikalardan görüyoruz.

“Zaman dediğin böyle garipmiş. Duygularımıza göre hızlanıp yavaşlayabilirmiş.”Joyce, Eleven’ın dilinden

Bu yeni hayatlarında Eleven tutkulu bir şekilde dersleri üzerinde çalışıyor, Will güzel resimler çiziyor, Will’in annesi Joyce evden çalışabileceği yeni bir iş bulup çalışmaya devam ediyor. Will’in abisi olan Jonathan da ise işler biraz sarpa sarmış durumda.

Jonathan ve Nancy, birbirlerini çok seven ama bir türlü buluşmayı fırsat bulamayan gençler olarak öne çıkıyor. Bu ilişkinin gidişatı ilgimi çekti çünkü ilerleyen bölümlerde bu ikilinin ilişkisine daha önem verileceğini düşünüyorum.

Dustin ve Suzie’nin ilişkisi ise video oyunlarıyla devam ediyor. Belki de dizideki en tatlı ikili ama ne yazık ki bu bölümde çok az yer verilmiş. Dustin demişken, Dustin’in en iyi arkadaşı Steve’in ilişki durumu da diğer karakterlere göre karışık. Robin (Steve’in arkadaşı) gibi ben de Steve’in ilişki durumunu takip etmekte zorluk çekiyorum.

Bu noktadailişkilerle öne çıkan bir dizi mi diye düşünebilirsiniz ama bu ilişkileri sevgililik olarak sınırlamayın. Bence dizide sevgililikten daha çok arkadaş, anne-evlat, baba-kız ilişkisinin düşünülmesi destekleniyor.

Unutmadan Erica’dan da bahsedeyim. Ekibin en küçük üyesi olmasına rağmen en cesur üyelerinden biri olan Erica, Lucas’ın basketbol maçı yüzünden masa oyunu gecesi etkinliğini ekmesinden sonra bu etkinliğe Lucas’ın yerine katılıyor. Cesur tavrını Hellfire Kulübünün lideri Eddie ile olan konuşmasından görebiliyoruz.

Lucas, basketbol maçı yüzünden arkadaşları ile en sevdiği oyun gecesini ekerken Lucas ise ezik birisi olmaktan bıkmış, artık çok daha olgun birisi olmaya karar vermiş. Ancak Lucas hobilerinden vazgeçebilse de Mike ve Dustin bunu yapamıyor. Her ne kadar Eddie’nin baskısı olsa da bu ikilinin içten içe isteği de bu gibi gözüküyor.

Robin’den bahsetmek gerekirse bu bölümde pek de çok yer verilmemiş ama Robin, hala daha cinsel yönelimini gizlemeye devam ediyor. Ne yazık ki döneminin acı gerçeklerine katlanmaya devam ediyor.

Gelelim bu bölümle birlikte diziye eklenen yeni karakterlere: Eddie, Chrissy, Jason, Fred, Angela ve Argyle.

Eddie’yi kendinden çok emin, masa oyunları oynayan kulüp olan Hellfire Kulübü’nün çılgın başkanı ve Chrissy’i ise okulun popüler kızı olarak tanıyoruz. Ancak Chrissy diğer popüler kızlardan farklanıyor, yaşadığı travmalar onu yalnız bırakmıyor, sık sık nöbet geçiriyor. Chrissy dizi için kilit bir rol oynayacak gibi duruyor. Nitekim Chrissy’in Baş Aşağı Dünya ile ilginç bir bağlantısı da var.

Eddie çılgın bir genç olarak karşımıza çıkıyor. Her ne kadar Eddie de zorbalık yapsa da bu gücünü daha çok diğer zorbalara karşı kullanıyor gibi görünüyor. Fred’i bu bölümde çok tanımaya fırsat bulamıyoruz ama şimdilik Nancy’nin gıcık iş arkadaşı olarak düşünebiliriz.

Argyle, Jonathan’ın uyuşturucu bağımlısı arkadaşıyken Angela ise Eleven’la uğraşan zorba bir liseli. Öte yandan Jason’ı, Eddie’nin tam aksi olarak düşünebilirsiniz. Kendisi, okulun basketbol takımının kaptanı ve Eddie ile arası hiç de hoş değil.

Dikkat! Spoiler içerir!

çocukların baba figürü olarak gördüğü Dr. Martin, 010 kod adlı bir çocuğun üzerinde yaptığı deneyler sırasında Eleven, korkunç bir katliam gerçekleştiriyor. Bu kısımda da gerilimin diğer sezonlara göre daha çok olduğunu ve en önemlisi Eleven’ın kanlı geçmişini görüyoruz. Ayrıca bu kısımda Dr. Brenner Martin’in diğer çocuklarla olan ilişkisinin gayet nazik olduğunu görüyoruz.

Eddie, Jason’ın kız arkadaşı Chrissy ile karşı karşıya geliyor ve ona uyuşturucu satmaya çalışıyor. Travmalarından uzaklaşmak isteyen Chrissy bunu kabul ediyor. Ancak işler pek de yolunda gitmiyor. Chrissy tekrardan trans/nöbet geçiriyor ve ifade etmeliyim ki bu, hiç de diğer psikolojik hastalıklara benzemiyor.

Bu sırada Joyce’a Sovyetler Birliği’nden gelen komünizm simgeli bir kargo geliyor. Kargodan garip bir oyuncak çıkıyor. Joyce bu oyuncağı kırdığında içerisinden bir kasaba şerifi olmasına rağmen dünyayı kurtaran, Eleven’ın baba figürü Jim Hopper’ın yaşadıklarının yazıldığı bir kağıt çıkıyor. Bu yazını yazan ise Enzo adlı bir Rus.

Son olarak, Eleven’ın Angela ve arkadaşları tarafından zorbalığa uğraması ve babası Hopper hakkında yaptığı çalışma mahvolunca kontrolünü kaybediyor. El, güçlerini kullanmaya çalışıp ama hiçbir gücünün kalmadığını hatırladığı sahne oldukça etkileyici olmuş.

Artılar:
  • Harika ve etkili sahneler mevcut.
  • Yeni sezona güzel bir başlangıç yapılıyor.
  • Sinematografi oldukça başarılı.
  • Yeni karakterlerle şimdiden tanışmak güzel.
  • Chrissy’nin nöbet sahneleri oldukça iyi tasarlanmış.
  • Yeni hayat hikayesi başarılı bir şekilde işlenmiş.
  • Zorbalık ve onun getirdiği eksiler gayet başarılı bir şekilde işlenmiş.
  • Efsanevi müzikler sunuldu.

Eksiler:
  • Gereksiz gerilim sahneleri vardı. Keşke o kısımlar çıkarılsaydı…
  • Eleven’a daha çok yer verilmesi hoş olurdu.
Bölüm 2 – Vecna’nın Laneti


Bölüm, gergin bir açılışla başlıyor. Eddie ortalıklarda yok ve Max, kötü bir olayın şahidi oluyor. Bundan sonra ana karakterlerimizin travmaları tekrardan belirmeye başlıyor. İşte olaylar tam burada sarpa sarıyor.

Tam bu sırada Eleven ile Mike buluşuyor, oldukça tatlı bir sahne sekansı olduğunu söylemeliyim. Will ve Jonathan orada olsa dahi Mike ve diğerleri arasında eskisi gibi bir bağın olmadığı görülüyor.

El ve Mike’ın ilişkisi diğer sezonlarda olduğu gibi tatlı bir şekilde işlenmiş. Ne yazık ki El, Mike’a bazı yalanlar söylüyor. Will’in ise bundan rahatsız olduğu gösteriliyor. Angela’nın erkek arkadaşının yanında El’i küçük düşürdüğü sahnenin çok üzücü olduğunu söyleyebilirim. Bu sırada Will ve Mike arasında oluşan soğukluk gösteriliyor.

Angela her ne kadar zorba birisi olsa da El’in kontrolünü kaybetip Angela’ya karşı fiziksel şiddet uygulaması, izleyiciyi ikileme düşürebilir. El doğru mu yaptı, yanlış mı yaptı?

Bu bölümde tanıtılan karakterler arasında Vecna ve Enzo bulunuyor. Vecna, Baş Aşağı Dünya’daki bir yaratık ve görünen o ki insanların canını alarak güçlenebiliyor. Ne yazık ki Vecna hakkında çok fazla bahsetmeyeceğim ama oldukça korkunç bir yaratık olduğu kesin.

Dikkat! Spoiler içerir!

Heyecan artar ve Dustin ile Max, bir yandan da intikam almak isteyen Jason ve ekibi Eddie’yi aramaya başlar. Dustin ve Max öne geçerek Robin ve Steve ile birlikte Eddie’nin saklanabileceği yerin ipucunu bulur ve ardından bunu Eddie’nin bulunuşu izler.

Eddie’nin yüzünden korku ve dehşeti görmek mümkün. Nitekim Aktör Joseph Quinn, gayet başarılı bir iş ortaya çıkarmış. Eddie, her şeyi dostlarımıza anlattıktan sonra karakterlerin düşüncesinde karanlık güçlerin geri dönmesi ihtimali daha da artar. Dustin ise kendi yaşadıklarını anlatarak Eddie’nin güvenini kazanır.

Bu sırada Fred ve Nancy kasabada yaşanan bu olayı araştırırken Fred ortalıktan kaybolur ve transa geçer.

Gelelim Hopper’a! SSCB tarafından esir alınan Hopper hala yaşıyor ve Joyce, Murray ile birlikte onu esir alındığı Kamçatka hapishanesinden Enzo‘nun yardımı ile kurtarmaya çalışıyor. Ne yazık ki Enzo hakkında çok bilgi verilmiyor ama onun hapishanenin gardiyanı olduğunu öğreniyoruz. Joyce’ın Hopper’a olan sevgisi ve tutkusu ise başarılı bir şekilde gösterilmiş.

“Artık insan değilsiniz. Makinenin dişlilerisiniz. Yüce ana vatanımıza hizmet eden bir makinenin dişlileri.”Kamçatka hapishane yetkilisi

Artılar:
  • Harika müzikler hala daha devam ediyor.
  • Nöbet sahneleri yine oldukça güzel ve korkunç görünüyor.
  • İlişkilerin anlatımı oldukça başarılı.
  • Etkileyici üzücü sahneler mevcut.

Eksiler:
  • Bazı sahneler çok kısa olup bir anda başka bir sahneye bağlanabiliyor ki az da olsa hikayeye olan odağı baltalayabiliyor.
Bölüm 3 – Canavar mı, Süper Kahraman mı?


Bölüm bu sefer gerilimin tersine gizemli ve ilginç bir başlangıç yapıyor. Daha bölüm başlar başlamaz yeni karakter çoktan tanıtılıyor; Sullivian. Sullivian, ABD’nin yüksek rütbeli yetkilisi olarak tanıtılıyor.

Önceki sezonlardan tanıdığımız Sam Owens’ın amaçları çok açıklanmasa da gelecek bölümlerde rolünün artacağı ve nasıl bir hedeflere sahip olacağı gözler önüne serilecek gibi duruyor.
Stranger-Things-41.jpg


Lakin Doktor Sam’in, Eleven’a büyük bir yardımı dokunuyor. Bu olaylardan önce ise Eleven’ın Mike ile olan ilişkisi daha net bir şekilde gösteriliyor. Eleven, hayatında en değerli ve en çok sevdiği insan hakkında kötü düşüncelere kapılıyor. Bu düşüncesini uzun zamandır saklaması da Eleven’ın kendine kapandığını gösteriyor.

“Bu andavalların seni, bizi mahvetmesine izin veremezsin. Hepsi değersiz insanlar. Değersiz insanlar. Sense süper kahramansın.”Mike, Eleven’a

Bir yandan da Lucas’ın dostlarına olan sadakati göz önüne getiriliyor ve Lucas, birçok durumda arkadaşlarını ele vermiyor.

Dikkat! Spoiler içerir!

Dustin ve ekibi Hawkins’de Vecna’yı öldürme çalışmalarına başlarken Doktor Sam, Eleven ile bir kafede konuşmaya başlıyor. Eleven, arkadaşlarının başlarının tehlikede olduğunu ama güçlerini tekrardan geri getirmenin bir yolu olduğunu öğreniyor. Bundan sonra Eleven’da olan kararlılığı ve azmi tekrardan görüyoruz.

Hopper, Kamçatka hapishanesinde bulunsa da bir şekilde ayak kelepçelerinden kurtulmayı başarıyor. Hopper ise Joyce’un Murray’in yardımıyla Sovyet sınır bölgesi Alaska’da vereceği belirli bir para karşılığında ABD’ye dönebilecek. Ayrıca böylelikle dizi tekrardan Soğuk Savaş konusuna değinmeye başlıyor.

Max de Fred ve Chrissy gibi nöbet geçirmeye başlıyor ama bu nöbet sahneleri diğer nöbet sahnelerine rağmen biraz sönük kalmış.

Artılar:
  • Mike ve Eleven ilişkisinde yaşadığı problemler gayet iyi bir şekilde gösteriliyor.
  • Eleven’ın çektiği acılar usta bir şekilde sunulmuş.
  • Sadık olmanın önemi anlatılmış.
  • Kamçatka sahnelerinin atmosferi bir hayli etkileyici.

Eksiler:
  • Joyce ve Murray kısımları çok az gösterildi.
  • Sönük kalmış bir sahne var.
Bölüm 4 – Sevgili Billy


Bölüm oldukça hiç bir etkili yanı olmayan şekilde başlıyor. Eleven’ın Mike’a yazdığı mektupta Mike etkileniyor ama bu durum, izleyicinin kafasında Mike’ın El’i gerçekten sevip sevmediği sorusuna cevap vermiyor.

Bölümde Eleven hiç gösterilmiyor: dizinin baş karakterinin bölümde gösterilmemesi can sıkıcı görünüyor. Ayrıca bu bölümde yeni bir karakter tanıtılıyor; adı söylenmeyen bir hademe.

Robin ve Nancy’nin ise harika bir ikili olduğunu söylemem gerek. Ancak bölümde Robin’in gereksiz bir sahnesi olduğunu düşünüyorum. Robin; isyankar bir biçimde kadınların ciddiye alınmadığını, ciddiye alınması için belirli kıyafetlerin giyilmesi gerektiğini eleştiriyor. Buna rağmen durumun bu şekilde dillendirilmesinin gereksiz olduğunu düşünüyorum. Şahsen buna karşı çıkmasam da sanki bu sahne zorunlu yapılmış gibi hissettiriyor. Robin doğru noktalara değiniyor ama keşke bu şekilde – sıradan bir müdüre karşı kısıtlı kalmasaydı.

Ayrıca 2. Dünya Savaşının insanlar üzerinde bıraktığı travmalar gayet etkili bir şekilde anlatılmış.

Bu bölümdeki Baş Aşağı Dünya’nın CGI özellikleri (bilgisayar üretimli imgeleme) kötü ve çok göze çarpıyor. Belki de bu sonradan düzeltilebilir.

Gelelim Hopper, Joyce ve Murray’e. Bu bölümde bu üçlüye daha çok yer verilmesi harika olmuş. Hopper’ın sahnelerini izlemek oldukça keyifli çünkü bol aksiyon bulunduruyor.

Yuri adlı yeni bir karakter tanıtılıyor ve bu karakter paranın her şeyden önce geldiğini tekrardan kanıtlıyor.

Dikkat! Spoiler içerir!

El, eski güçlerini tekrar kazanmak için Dr. Sam Owens ile eğitime başlar. El’in geçmişteki anılarında bir hademe El’e yardımcı olur ve onun, bu korkunç yerde tek başına olmadığını gösterir.

“Mike, tekrar süper kahraman olmaya gittim. Selamlar, El.”Eleven’ın Mike’a yazdığı mektup

Max’in başı belada! Vecna onu arıyor ama Max karşılık vermek yerine pes ediyor. Vecna ise onun kolay bir kurban olacağını sanıyor. Tam bu anda Max’in eski sevgilisi Lucas sonunda ekibe katılıyor. Her ne kadar Lucas, Max’in eski sevgilisi olsa da Lucas’ın Max’e değer verdiğini görebiliyoruz.

Bunun ardından Max transa geçiyor. Steve ve ekibi onu kurtarmaya çalışırken Robin, Victor’dan elde ettiği bilgilere göre müziğin her iki dünya arasında bir nevi geçiş rolü oynadığını söylüyor. Böylelikle ilerleyen bölümlerde gerçekten muazzam gözüken sahneler göreceğimize inanıyorum. Hoş anılar ise Vecna’nın zayıf noktası gibi gözüküyor. Böylelikle arkadaşlığın önemine dokunuluyor.

Nancy ve Robin, Vecna’nın kurbanı olan Victor adlı akıl hastası ile konuşuyor ve bu canavar hakkında birkaç yeni bilgi ediniyor. Victor’un yaşadığı olaylar ise oldukça travmatik. Tüm ailesinin gözü koparıldıktan sonra Victor, onları yalnız bırakmamak için kendi gözlerini de koparıyor ve kendini ölüme terk etmeye çalışıyor ama Victor eninde sonunda kurtarılıyor.

“Arkadaşımızın dediğine göre saldırdığında transa sokuyormuş. Karabasan gibiymiş.”Nancy

Bu bölümdeki aksiyon sadece Rusya’da değil ama Kaliforniya’da Will, Jonathan ve Mike’ın bulunduğu eve saldırı düzenlenir. Neyse ki evini koruyan bir ajan dahil bu dörtlü evden kaçmayı başarır.

Artılar:
  • Hopper, Joyce ve Murray’e daha çok yer verilmiş.
  • Harika aksiyon sahneleri var.
  • Olaylar oldukça akıcı anlatıldı.
  • İzlemesi gayet zevkli muhteşem sahneler var.
  • Gerilim sahneleri harika.

Eksiler:
  • Eleven gösterilmedi.
  • Vecna yeteri kadar korkunç gösterilmedi.
  • Bir sahnedeki CGI kötü.
Bölüm 5 – Nina Projesi


Mike, her ne kadar El hakkında kendini kötü hissetse de Will ona destek veriyor. Bu sayede ikisi arasındaki duygusal bağın git gide güçlendiği gösteriliyor. Bu ilişkilerin sonda önemli bir rol oynayacağını düşünüyorum.

“Bazen o şekilde içini dökmek korkutucu oluyor. Neler hissettiğini söylemek. Özellikle en çok değer verdiğin kişilere. çünkü ya gerçek hoşlarına gitmezse?”Will, Mike’a

Ne yazık ki bu bölümde Hopper çok gösterilmedi ama bunu eksi olarak görmüyorum. Hopper’ın gösterildiği bir sahne olsa dahi bu sahnenin gösterilmesini, bir sürü sahnenin gösterilmesine tercih ederim. Hopper, Joyce ve El’in onun için ne kadar önemli olduğundan bahseder zira sanki Joyce ve El ona bu yaşadıklarından sonra adeta bir ödül olarak gönderilmişti. Ayrıca Sovyetler’in bu hapishanede bir şeylerin saklandığı da inceden inceye gösterildi ki bu sayede izleyicinin de Kamçatka sahnelerine olan merakı artması sağlanıyor.

Bir karakter, Vecna’nın “dünyasını” resmetmeye başlar. Oysa ki normal birisinin korkudan başka bir şey düşünemediği bir yerde bu karakterin bulunulan yerin her ince detayını hatırlaması oldukça gerçek dışı ve saçma geliyor bana. Üstelik bu resimler üzerinden yeni bir ipucunun bulunması da ayrı bir zırvalık.

Bir önceki bölüme rağmen az aksiyon sahneleri bulunsa da yer çekiminin kullanıldığı bir dövüş sahnesinin izlenmesini oldukça keyifli buldum.

Dikkat! Spoiler içerir!

ABD hükümeti Eleven’ı bulmaya çalışırken Eleven ise Nevada’daki deney laboratuvarına katılıyor. Eleven’a Nina projesi tanıtılıyor ve onun bu şekilde güçlerini tekrardan kazanacağı söyleniyor. Ancak Eleven; eskiden baba figürü olarak gördüğü, çocukları köle olarak kullandığı gösterilen, acımasız Dr. Brenner Martin’i tekrardan görüyor ve bunu görür görmez eski travmalarını hatırlayıp oradan kaçmaya çalışıyor.

İlk deneme başarısız olsa da birkaç deneyden sonra Eleven’ın güçleri ona tekrardan geliyor ve kaçma fırsatı buluyor. Ancak El bu fırsatı geri teper ve Martin ile laboratuvarda kalma kararı verir. Böylelikle Matin ve El arasında eskiden olduğu gibi baba-kız ilişkisi oluşur.

Max’in bulunduğu ekip Victor’un eski evini araştırır ki bu sahnelerin oldukça gergin olduğunu belirtelim. Kate Bush’ın efsanevi Running Up That Hill (A Deal With God) müziği de Max’i koruma görevi görüyor. Her tehlikede bu şarkıyı duymaya hazır olun derim.

Eddie’nin Jason ve arkadaşından kaçış sahnesi oldukça tahmin edilebilirdi ama yapımcıların bunu zaten bizim tahmin etmemizi istiyor gibi gözüküyordu.

Artılar:
  • Bu sefer Eleven’a iyice yer verilmiş ve onun yer aldığı sahneler ise gayet güzel.
  • Aksiyon sahneleri keyifli.
  • Duygulandıran sekanslar mevcut.
  • İlişkilerin sunumuna önem verilmiş.

Eksiler:
  • Komik olmaya çalışan ama bunu başaramayan sahneler mevcut.
  • Saçma ve mantıksız bir sahne mevcut.
Bölüm 6 – Derinlere Dalış


Bu bölüm, gergin başlangıcın yanında gergin bir bitiş de gösteriyor. Mike’ın bulunduğu ekip ise araştırmalara devam ediyor. Bunun için bilgisayarlardan anlayan birisinin yani Dustin’in kız arkadaşı Suzie’nin yardımına ihtiyaçları var. Bu sırada Jonathan ve Suzie arasında geçen diyalog ise her yeri işgal eden şimdiki internet dünyasından baktığımızda oldukça komik duruyor:

-İnternet ne?
-Boş ver. Altı üstü dünyayı değiştirecek.Jonathan ve Suzie arasında olan diyalog
Stranger-Things-4.-Sezon1.jpg


Kamçatka sahneleri oldukça gergin ve izlemesi keyifli. Öyle ki dizinin en ilginç anları bu sahnelerde yaşanıyor diyebiliriz.

“Yakalanan yırtıcılara niye canlı av verilir, biliyor musun? çünkü aksi taktirde yırtıcı sıkılıp yemeyi keser. Av, heyecanını hissetmesi gerekir. Canavarı kılıçla, baltayla eğitelim diye buraya getirilmedik. Onu eğlendirelim diye getirildik. Bu yiyecekler de⦠biz güçlenelim diye değil, birazcık semirelim diye. Büyüyen bir canavarın ihtiyaç duyduğu besin ve proteinleri içerelim diye.

Yani yumulun beyler. Afiyet olsun. Bu son yemeğiniz.”Hopper, Enzo ve diğer Rus mahkumlara

Dikkat! Spoiler içerir!

ABD hükümetinin El’i bulma isteği hala daha devam ediyor. El üzerinde deneyler ise hız kesmiyor çünkü El, anıları ile yüzleşmelidir. Bir sonraki sahnelerde El’in annesi tekrar gösterilerek ve kendisinin travmalarını hatırlayarak güçlerini nasıl kullanabileceği anlatılıyor.

Deney sahneleri doğal olarak rahatsız edici ve iyi işlenmiş olsa da tahmin edilebilir olduğunu düşünüyorum. Bir deneyi kazandıktan sonra El, diğer deney arkadaşları tarafından süper güçleri ile zorbalık uygular, ardından kanlı geçmişi ile yüzleşmeye mecbur olur.

SSCB, Demogorgon’ı Hopper ve Enzo’nun bulunduğu hapishanede tutuyor ve canavarı canlı insanlarla besliyor. çok geçmeden Hopper ve Enzo, canavarın son akşam yemeğini yediğini anlıyor.

Gelelim Hawkins’e; kasaba ahalisi Hellfire Kulübü’nü tarikat olarak görüyor ve masum üyelerini aramaya başlıyor. Yerel polis ise sokağa çıkma yasasını başlatıyor. Max ve Dustin’in bulunduğu ekip Eddie’yi bulduktan sonra Baş Aşağı Dünyaya geçiti arıyor ve ekibin bir kısmı Baş Aşağı Dünya’ya giriş yapıyor.

Artılar:
  • CGI oldukça başarılı.
  • İnsanlar arasındaki ilişkiler tatlı ve güzel bir şekilde anlatılmış.
  • Baş Aşağı Dünya gerçekten korkunç tasarlanmış.
  • Kamçatka sahneleri oldukça etkili.

Eksiler:
  • En azından bir aksiyon sahnesi görseydik…
Bölüm 7 – Hawkins Laboratuvarında Katliam


Bu bölümden çok fazla spoiler vermeyi düşünmüyorum çünkü dizinin en güzel bölümlerinden biri olabilir. Travmaları ile yüzleşen Eleven ile karşı karşıyayız. İlerleyen sahnelerde ise El korkunç bir sürprize tanıklık ediyor. Bu sahneden sonra neredeyse her şey anlam kazanıyor.

Nancy ve Steve ilişkisi tekrardan ön plana alınıyor. Nancy’nin, Jonathan ile kötü bir birliktelik yaşadığı anlaşılıyor. Bununla birlikte ikilinin bulunduğu Baş Aşağı Dünya oldukça iyi tasarlanmış. Görsel efektler gayet hoş ve bu sayede atmosfer güçlendiriliyor. İki dünya arasında kurulan geçit ve iletişim şeklini oldukça yaratıcı bulduğumu belirtmem gerek. Bu bölümdeki buluşma sahnesinin gerçekten çok duygusal bir sahne olduğunu düşünüyorum ama keşke bu sahne biraz daha uzun tutulsaydı.

Hopper sahneleri ise bir hayli gergin ve keyifli. Ancak bu sahnede mantık hataları mevcut, spoiler’lı kısımda bunlardan bahsettim.

Dikkat! Spoiler içerir!

Dr. Martin’in herkese adil davrandığını ancak bunu doğru yol ile yapmadığı gösteriliyor. İşte bu sahneler dizinin en gergin noktalarından biri. El, ölüm tehlikesi ile yüz yüze geliyor ama hademe ona yardım ediyor.

Hopper ve Enzo, vahşi yaratık Demogorgon’a karşı savaşıyor. Öte yandan SSCB’nin en çok korunan hapishanesine saçma şekilde kolayca giren Joyce ve Murray ise ikiliye yardım ediyor. Hopper’ın cesurca ve akıllıca bir taktik kullanarak Demogorgon’a karşı savaşması ama canavarın öldürülmemesi ilerleyen bölümlerde can sıkabilir.

Artılar:
  • Baş Aşağı Dünya’nın atmosferi oldukça güçlü.
  • Kamçatka ve deney sahnelerinde gerilim had safhada.
  • Son sahneler tek kelime ile harika.
  • İki sahne arasındaki anlatım tarzı başarılı.

Eksiler:
  • Bölüm gereksiz uzun.
  • Mantık hataları mevcut.
Stranger Things 4. Sezon 1. Kısım – Son Sözler


Stranger Things 4. Sezon 1. Kısım, hiçbir şekilde sıkılmadan izleyebileceğiniz bir sezon olmuş. Hikaye direkt olarak üzerinize atılmıyor lakin sakin ve akıcı bir şekilde izleyiciye anlatılıyor. Hikaye anlatım teknikleri ve sinematografi ise bir hayli başarılı.
Dizinin Genel Olarak Artıları ve Eksileri


Artılar:
  • Anlatım tarzı etkileyiciliğini koruyor.
  • Sinematografi başarılı.
  • Başarılı duygusal ve dramatik sahneler bulunuyor.
  • İzlemesi keyifli aksiyon sahneleri var
  • Dönem iyi bir şekilde eleştiriliyor.

Eksiler:
  • Görsel efektler bazı sahnelerde kötü bir şekilde göze batıyor.
  • Saçma ve mantıksız sahneler mevcut.
  • Bazı bölümlerde gereksiz gerilim sahneleri bulunuyor.
 
Üst