Tanrılar Game Pass’e Ayak Bastı! — Age of Mythology Retold İncelemesi

[srocenter Can]

Öncelikle söylemeliyim ki bu incelemeyi hayatımda ilk “Age of” oyunumu yani Age of Mythology Retold‘u oynayarak yapmak durumundayım. Bu durumun inceleme boyunca yansıyabilecek tüm eksileri için ilave çaba sarf etmekle beraber pozitif yöne döndürmeye çalıştım, çabaladım. Yapıma girişmeden önce, eser miktarlarda serinin önceki işlerine göz attım bazılarını denedim ancak uzun saatler oturarak özümseyecek vaktim maalesef ki yoktu.

O kısacık zamanda dahi hayran kaldığım gerçeğini inkar edemem. Bugün ele alacağımız Age of Mythology Retold‘un inmesini beklerken bile yaşadığımı heyecanı anlatamam. Serinin tutkunlarının bir kısmı ya da pek haşır neşir olmayanlarınız ne abarttın yahu diyebilirim ancak yaşadıklarım tam olarak bunlardı. Bu süreçte beni bilgisayardan kaldırmak, bir çocuğun elinden şeker almaktan farksızdı. Neyse lafı daha da uzatmadan incelememize geçelim zaten orada da deneyimimden detaylara değineceğim.
Seferler ile Antik çağlara tanıklık etmek


Age of Mythology Retold ile Antik çağlara tanıklık etmek hatta senaryo çizgisinde kontrolü ele almak pekala mümkün. Tam 4 adet Pantheon ile beraber coğrafya coğrafya gezerek pek bir hınzır Gargarensis’e karşı mücadele veriyoruz.

Atlantisli komutan Arkantos başta olmak üzere farklı birimlerin de kontrolü ele alarak hikayelerini öğreniyor ve tarihen de gerçeklik payı olan bir iki olaya tanıklık ediyoruz. Kimilerine göre gerçek kimilerine göreyse mitten başka bir şey olmayan Truva Atı gibi olayları, bu seferler kısmında görme şansı elde ediyoruz. Neyse tarihten sıyrılıp esas olayımız mitolojiye dönecek olursak verdiğimiz mücadelenin tek gözlü Gargarensis’e karşı olduğunu söylemiştik. Kendisinin pekala kötücül bir amacı var ve bizse buna engel olma çabası içerisindeyiz.

Dileyenler Gargarensis ve kaba hatlarıyla planına ulaşabilir:
(Detaylardan yoksun olsa da spoiler içermektedir)

Gargarensis’in planından önce biraz kimdir necidir ona değinelim. Kendisi Poseidon’un soyundan gelme bir tepegözdür. Planının esas amacı haksızca hapsedildiğine inandığı Kronos’un Tartarus’taki tutsaklığına son vermek ve bu yolda ölümsüzlük elde etmektir.

Farklı coğrafyalardan da destek bulan Gargarensis’in planına Yunan topraklarında Kamos, Mısır topraklarında Kemyst, İskandinav topraklarındaysa Loki’nin bir tezahürü olan Skelt gibi mühim figürler dahil olmuştur.

Nihayetinde Atlantis’te başlayan Atlantis’te son bulmuş ve denizler yine kendilerine ait olanı almıştır.

Arkantos ile Yunanistan topraklarında başlayan bu mücadele zamanla Mısır ve İskandinavya gibi noktalara da taşınıyor. Oyunun yakıştırmasıyla toplamda 3 resmi sefer ve bir adet de mitik savaşlar isminde sefer bulunuyor. Bunlardan en uzun soluklusu “Üç Dişli Mızrağın Düşüşü” ismindeki olurken Brokkr ve Eitr kardeşlerin 4 bölümlük hikayesini “Altın Hediye” konu alan sefer, en kısaları oluyor. Prolog olarak da adlandırılan sefer ise Atlantis’i konu alıyor.

Bu seferlerin her biri kendi içinde uzunlu kısalı bölümler sunarak o Pantheonu daha iyi kavramanıza yardımcı oluyor. Her birinin haritasında, yapacağınız keşfi ödüllendirecek eşyalar bulmanız veya opsiyonel bir görevi yaparak avantaj sağlamanız sizin takdirinizde. Bunların kimisi extra kaynak verirken kimiyse bir noktadan öbür bir noktaya gidişinizi kolaylaştıracak bir geçit olabilmekte. Age of Mythology Retold bu yönüyle, amaçtan kopmadan yapılan keşifleri ve bu sürede bulunan yeni amaçları oldukça teşvik ediyor.

Pantheonlarda ise tek değişen tanrıları veya birimleri olmuyor. Mesela İskandinav Pantheonunda oynarken, cüceler altın madenlerinde bariz bir üstünlük elde ederken mitik canlıların maliyeti ise savaşarak karşılanıyor. Yunanlardaysa bu durum inşa edilen tapınaklarda dua edilerek karşımıza çıkmakta. Mısırlarda ise bu durum oluşturulan anıtlarca sağlanıyor. Yani her bir Pantheon’un kendince farklılıklar sunarak oynanışa pozitif anlamda çeşitlilik kattığını söyleyebilirim.

Nihayetinde Age of Mythology Retold, barındırdığı seferleri ile bir hayli keyifli saatler sunuyor. Bölüm bölüm değişen gayemizin sonunda Gargarensis’e engel olma amacı yatan mücadeleler, birbirinden farklı zorluklar barındırıyor. Yunanistan’ından Mısır’ına, Mısır’ından İskandinavya’sına; Odin’inden Poseidon’una, Gaia’sından Sekhmet’ine envai çeşit yer ve figür emrinize amade.

Bu seferleri deneyip bitirirken bir an dahi olsun yakındığım bir durum olmadı. Arkantos ve onun gibi büyük figürlere komutanlık etmek; Hidralar, Pegasuslar ve Sfenksler gibi mitik yaratıklarla düşmanlara karşı savaş vermek ve elbette sık sık tanrıların bahşettikleri gücü doğru şekilde kullanmaya çalışmak haz verdi. Bu güçlere ve oynanışa daha detaylı değinecek olsam da bu kısmı kapatmadan önce söylemeliyim ki, yapay zekaya karşın verilen mücadelelerde stratejik açıdan pek bir zorluk çekmedim.

Farklı zorluk seviyelerinde de bitirmemin yanında özellikle denediğim birtakım şeyler de oldu. Tüm bunların ışığında itiraf etmeliyim ki ordusu daha büyük ve güçlü olan savaştan galip ayrılmaya doğal bir biçimde her zaman bir iki adım daha önde. Yapılacak herhangi bir stratejinin bunu tepe taklak edip değiştirmeyle sonuçlandırdığını görmek bir hayli zor. Eminim ki çok oyunculu modlarda yapay zekadansa bir insanın yer alıyor oluşu bu durumu kıracaktır.
Tanrı Güçleri ve oynanışa etkileri


Evet şimdi gelelim bu farklı Pantheonlara, tanrılarına ve bizlere oynanış boyunca eşlik eden bahşettikleri güçlere. Burada ilk değinmem gereken nokta oyunun menüsünde tüm bu tanrıların ve ilerlemelerini görebileceğiniz detaylı bir kısım bulunuyor oluşu. Kendinize has taktikleri oluşturup denemeden önce buradan bilgi sahibi olabilir ve bir nevi özet şeklinde önden gözlemleyebilirsiniz. Bunun yanı sıra oyun içinde yer alan figürlere dair temel bilgileri de “Öğren” isimli alandan elde edebilirsiniz.

Şimdi esas konumuz olan tanrılara ve bahşettikleri güçlere dönelim. Bu noktadaki ilk farklılık, bahşedilen güçlerin kullanımında. Artık önceleri olduğu gibi tek seferlik değil bu güçler -bazı bölümler de ona göre tasarlanmış olmasından bağımsız- kazandığınız şeref puanları ile dilediğiniz kadar kullanılmakta. Elbette bir gücü yeniden kullanmak için geçmesi gereken bir süre bulunuyor. Yine de bu halinde de destansı güç kullanımlarına şahit olmak mümkün. Niye derseniz çağ ilerlemelerini tamamladığınız takdirde tek bir tanrı gücü değil birden fazla tanrı gücünü bizlere bahşediliyor.

Bunlardan kimisi size binalar kimisi mitik yaratıklar kimisiyse kaynaklarınıza yönelik artılar sunuyor. Örneğin Asgard Burçları sıfırdan bir kale veriyor ve sonrasında 100 şeref karşılığı yeni kaleler veriyor. Yine aynı mitten Hel ise Nidhogg isimli Yggdrasill’in köklerini yiyen, tüm alemlerin kaosu ve kötülüğünü temsil eden Nidhogg’u çağırmanıza fırsat veriyor.

Farklı Pantheonları geçtim aynı Pantheon içerisinde dahi pek çeşitli bir ağaç sunulmuş. Piyadelerinizle mi menzilli birimlerinizle mi ya da Age of Mythology Retold’un ismine yaraşacak biçimde mitik yaratıklarla mı öne çıkacaksınız? Karar tamamen size ait. çağ atlarken seçeceğiniz tanrı ile neler sunulduğuna bakın ve kararınızı verin. Sonrası zaten size ve stratejik dehanız önderliğinde alınacak galibiyetlerle dolu olacak.

İlk paragrafta değindiğimiz teknoloji ağacına bir parantez de burada açmak istiyorum. Eğer ki Age of Mythology Retold’un standart sürümünü değil de premium sürümünü satın alırsanız ileride dahil olacak içeriklere de geldiğinde sahip olacaksınız. Bunların yanında bir de orijinal yapıma ait tanrı portleri eklenmiş ki doğrusu saçma buldum demesem yalan olur. Gelecek olan içeriklerden bağımsız bu özelliğin standart sürüme de dahil edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Standart sürümü alan oyuncuların bu nostalji hissinden mahrum bırakmak bence gereksiz bir karar olmuş.

Eski Portreler

Yeni Portreler

Oynanışta öne çıkan 2 diğer noktadan birinde yine tanrılar diğerindeyse köylü dostlarımız yer alıyor. Önce tanrılara ve o bahsi geçen kaotik ortamı nasıl sağlayacağımıza değinelim. Age of Mythology Retold için; Wonder Age denen bir çağ sayesinde tanrı güçlerini bir nevi spamlamak, mümkün kılınmak istenmiş. Bir Dünya harikası inşa ederek geçilen bu çağda, tanrı güçleri ucuzluyor ve daha sık kullanımına ortam hazırlanmış oluyor. Ciddi manada kaosun hakim olduğu savaşları bu çağda oluşturmak tam anlamıyla görsel bir şölen sunuyor.

Tanrı tanrı nereye kadar biraz da köylü dostlarımızdan bahsedelim. Artık dilediğiniz oranlarda kaynak önceliği atayabiliyorsunuz. Bazı hazır taslakların yanı sıra kendiniz de bu oranlarla oynayabiliyorsunuz. Köylü gruplarını tek tek kontrol edip görevlendirmeyi zahmetli bulanlar için tatlı bir eklenti olmuş.

Age of Mythology Retold’un sunmuş olduğu oynanış için söyleyeceklerim tanrı temasını oyuna bir güzel, ilmek ilmek işlediği yönünde. Farklı Pantheonların farklı özellikleri ve artıları, eksileri tanrıların bahşettikleri ile kombinasyonlar halinde uygulandığında, çeşitli oynanış yolları sağlanmış oluyor.
çok oyunculu ve özel oyun modları


Age of Mythology Retold incelememizi gerçekleştirdiğimiz vakitlerde maalesef pek fazla aktif sunucu yoktu. Yalnızca bir tane uygun bulup dahil olma şansı elde ettim. Haliyle çok oyunculu oyun modlarını deneme şansım diğer modlara nazaran daha az idi. Zor bela dahil olduğumda ise kelimenin tam anlamıyla bir kaos mevcuttu ki sonradan dahil olmamış olsam bir hayli zevk alırdım.

Hal böyle olunca ben de kendimi tek oyunculu diğer oyun modlarından biri olan çarpışmaya attım. Bu kısımda yapay zekaya karşı arzu ettiğiniz gibi çarpışmak mümkün. Dilediğiniz Pantheon ve haritada stratejilerinizi teste tabii tutma fırsatı elinizde. İster minicik bir haritada hızın öne çıktığı savaşlar isterseniz de hem deniz hem de kara bulunan bir haritada stratejilerin ölçüştüğü savaşları komuta edebilirsiniz.

Şu anda 40 adet PvP / PvE destekli harita oyunda mevcut. Üç farklı oyun tipi ve galibiyet için belirlenmiş 5 kıstas ile oluşturacağınız oyunları, arzu ettiğiniz gibi özelleştirebilirsiniz. Ben ne yazık ki deneyememiş olsam da arkadaş veya arkadaşlarınızla beraber Co-Op deneyimi şansınız var. İster beraberce yapay zekaya isterseniz de çok oyunculu oyun modlarında terler akıtabilirsiniz.
Optimizasyon ve teknik kalite


Age of Mythology Retold’un yıllar öncesine dayanan bir serinin bir hayli seveni olan yapımının remake olarak ele alındığı bilgisi ışığında, söylemeliyim ki başarıyla üstesinden gelinmiş. Günümüz standartlarına pekala uygun görsellik, animasyon kalitesi ve seslendirmelerin yanı sıra arayüzü karmaşık olmayan bir oynanış sistemi ile çıkagelmişler. Arayüz nezdinde menüye de bir parantez açmak isterim. Evvelinde belirttiğim üzere öğren ve teknoloji ağacı gibi kısımlar bilgilendirici olmasının yanı sıra, seferler kısmında da sadelik tercih edilmiş. Bu yönüyle de kişisel takdirimi kazandı.

Gelelim sistem gereksinimleri ve optimizasyona. Zaten minimum 8 önerilen olaraksa 16 GB’lık RAM haricinde gayet makul olan gereksinimler oyuncuları üzmeyecek cinsten. Ben yalnızca kaos dolu bir çok oyunculu oyun modundaki maça seyirci olarak dahil olduğum vakit FPS düşüşü gözlemledim. Yalnızca bu modda, şu sıralar optimizasyon problemleri mevcut. Haliyle deneyimimin büyük bir çoğunda dalgalanmaların yaşanmadığı sabit bir FPS ile oynamış oldum.
Age of Mythology Retold, tutkunundan yeni başlayanına geniş bir skalaya hitap ediyor


İncelememizin başında ilk adam akıllı Age of deneyimimin Age of Mythology Retold olacağını sizlere aktarmıştım. Hali hazırda mitolojiyi her nasıl olursa olsun tüketmeye dünden hazır biri olarak kendimce daha iyi bir başlangıç olacağını düşünmüyorum. Age of Mythology Retold, benim seri ile tanışmam ve bağlanmam için geliştirilmiş olan proje.

Hayranlığımı biraz kenara bırakıp daha objektif bir şekilde ele alacak olursam: Kendini kompleks bir şekilde sunmayan eğitimleri ile ufak ufak her şeyi veren Age of Mythology Retold, seri ile uzaktan yakından alakası olmayan her bir kimseyi kolaylıkla tav edebilir. Tabii ki ne istediğini bilen oyuncular için diye de not düşelim. Strateji yapımlarından ne yapsa etse de pek haz etmeyen ya da daha saf aksiyon tercih eden oyuncular bayılmayabilir. Nitekim Age of Mythology Retold’un bunlar gibi bir iddiası yok.

Bunlar haricinde oyundan zevk almak isteyen ama çekinceleri olan her kimse manası yok. Hali hazırda Türkçe dil desteği ve Xbox Game Pass’te de yer alıyor oluşu, Age of Mythology Retold’a erişmeyi bir hayli kolay kılıyor. İster nostalji yaşamak isteyen serinin bir müdavimi, ister yeni başlayacak bir kimse olun fark etmeksizin.

World’s Edge, Forgotten Empires, Tantalus Media, CaptureAge ve Virtuos Games stüdyolarından ekiplerce geliştirilen ve Xbox Game Studios tarafından yayınlanan Age of Mythology Retold, 4 Eylül 2024 itibariyle çıkmış bulunuyor. Eğer okuyacak farklı bir inceleme arıyorsanız incelememize de göz atabilirsiniz.