srocenter Can
Forum Admin
Moderatör
Center Üyesi
Bilişim Sahibi
Çevirmen
Coder
Grafiker
Guild Master
Guild Üyesi
Reklamcı
Server Sahibi
Supporter
V.i.P
- Katılım
- 18 Haz 2023
- Mesajlar
- 20,123
- Tepkime puanı
- 12
- Puanları
- 38
Polonyalı yazar Stanislaw Lem‘in aynı adlı romanından uyarlanan The Invincible, (kitap devasa bir uzay aracının yabancı bir gezegene inişini ve çarpıcı bir keşif yapmasını anlatıyor) grafikleri ve merak uyandıran hikayesiyle dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Peki The Invincible bizlere neler sunuyor? Beklentileri karşılıyor mu? Tüm detaylarıyla The Invincible inceleme yazımız yayımda!
The Invincible İnceleme
Starward Industries tarafından geliştirilen ve 11 Bit Studios tarafından yayınlanan The Invincible’da eylemleriniz yürümekten ve etkileşim kurabileceğiniz notlar, makinelerden öteye geçmese de, olay örgüsü ve hikayenin sunuş şekli hayranlık duygunuzu kabartıyor.
Oyun, kitaba nazaran farklı bir bakış açısıyla anlatılıyor ancak aynı kapsayıcılığa sahip ve temaları ele alış biçimi fazlasıyla benzerlik göstermekte. Yapımda Regis III adlı keşfedilmemiş bir gezegende mürettebatından ayrı düşen bir astrobiyolog olan Yasna’nın kontrolünü ele alıyoruz.
Kısa süreli bir hafıza kaybına maruz kalan Yasna, gezegenin korkunç sırlarını açığa çıkarırken bir yandan da Regis III’te yaşamın neden gelişemediğini çözmeye çalışıyor. Yol boyunca, kararlarınız ve diyalog seçimleriniz hikayenin şekillenmesine yardımcı oluyor ve yaklaşık yedi saatlik bir oturumun sonunda birkaç farklı sondan birine erişiyorsunuz.
Regis III’ün yüzeyindeki her adımınız, DualSense (PS5) kontrolcüsünün dokunsal geri bildirim özelliği sayesinde hissedilebiliyor. Haliyle bu durum atmosfere kendinizi daha fazla kaptırmanıza yardımcı oluyor.
Hikaye süresince vermeniz gereken kararlar, bir hedefe giden rotanızda da önemli değişikliklere vesile olmakta: çakıl taşlarıyla dolu kestirmeden giderek aşağı kayma riskini mi göze alacaksınız yoksa daha güvenli ama daha uzun sürecek bir yolu mu tercih edeceksiniz? Karar sizin!
Regis III oldukça sessiz bir atmosfer sunsa da, Yasna’nın ortamları keşfederken elde ettiği yeni ayrıntıları telsizle komutanına bildiriyor oluşu etkileşim seçeneklerinizi arttırıyor. Oynanış mekanikleri ise maalesef hikaye kadar iştah kabartacak cinsten değil.
çok fazla yürüyecek, konuşacak ve ara sıra geriye bırakılan notları okuyarak ve ses kayıt cihazlarını dinleyerek keşfinizi genişleteceksiniz. Bazen ekibinizin üyelerini bulmak, kaya oluşumlarını taramak ve uzaktaki önemli noktaları tespit etmek için yanınızda taşıdığınız araç gereçlerden yararlanmanız gerekecek.
Mekaniklerin çok yönlü bir deneyimden ziyade hikaye için bir araç olarak kullanılıyor oluşu net bir şekilde hissedilebiliyor. Yine de kurgu ilgi çekici olduğundan oynanışta yer alan eksiklikleri göz ardı edebiliyorsunuz. Belirli noktalarda alınan kararların hikayede değişikliklere neden olması, oyunun tekrar oynanabilirlik derecesini yükseltmiş.
Ana menüde yer alan bir özellik, yolculuğunuzu başından sonuna kadar ölümsüzleştiriyor. Kararlarınız hikayeyi etkilemeye başladığında oyun, kişisel seçimlerinizi kapsayan çizimler ve ayrıntılarla tamamlanan bir çizgi roman oluşturuyor. Bu, oyuna birkaç gün ara verdiğinizde en son nerede kaldığınızı anımsamanız adına harika bir eklenti olmuş.
Gelelim baş ağrısı yaratacak o kısma: teknik sorunlar. Maalesef The Invincible grafik hataları ile dolu. Eksik dokular çıkış sonrası çeşitli performans güncellemelerin yayınlanmasına rağmen hala oldukça yaygın. Işıklandırmalarda yer alan yırtılmalar da cabası! Umarım kısa bir süre içerisinde gelecek güncellemelerle bu hatalar ortadan kaldırılır.
The Invincible’ın arka planlarını gaz bulutları ve uydular süslüyor. Tüm bunlar parlak gökyüzüyle harmanlandığında görsel açıdan göz kamaştırıcı sahnelerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Masmavi gökyüzüne bakarken adeta atmosferin içerisinde kendinizi kaybolmuş halde buluyorsunuz. Bu küçük bir stüdyo için etkileyici bir başarı olarak tanımlanabilir.
Seslendirme sanatçısı Daisy May, Yasna’nın binlerce satırlık diyaloglarına hayat veren isim ve performansı beni baştan sona etkilemeyi başardı. Böylesine karmaşık bir karakterde tek bir hataya bile yer vermeyişi alkışlanacak türden. Jason Baughan (Evil West, Everybody’s Gone To The Rapture) ve Derek Hagen (Control, Hitman 3) seslendirme kadrosunda yer alan diğer tanıdık isimlerden sadece birkaçı.
Oynanış mekaniklerine biraz daha hareketlilik katılabilseydi The Invincible bu yılın en iddialı indie yapımlarından biri olabilirmiş.
İnceleme yazımızı toparlayacak olursak; The Invincible’ın kesinlikle anlatacak harika bir hikayesi ve buna uygun göz kamaştırıcı grafikleri var ancak eski türün yapısından kopmakta zorlanan oynanış mekanikleri nedeniyle bazı oyuncuların canını sıkma tehlikesi taşıdığı da inkar edilemez bir gerçek.
İlginizi çekebilir:Â
Peki siz The Invincible inceleme yazımız hakkında ne düşünüyorsunuz? Oyunu satın almayı planlıyor musunuz? Düşüncelerinizi hemen aşağıda yer alan yorumlar sekmesi üzerinden bizlerle paylaşmayı unutmayın sevgili geek.com.tr okuyucuları.
The Invincible İnceleme
Starward Industries tarafından geliştirilen ve 11 Bit Studios tarafından yayınlanan The Invincible’da eylemleriniz yürümekten ve etkileşim kurabileceğiniz notlar, makinelerden öteye geçmese de, olay örgüsü ve hikayenin sunuş şekli hayranlık duygunuzu kabartıyor.
Oyun, kitaba nazaran farklı bir bakış açısıyla anlatılıyor ancak aynı kapsayıcılığa sahip ve temaları ele alış biçimi fazlasıyla benzerlik göstermekte. Yapımda Regis III adlı keşfedilmemiş bir gezegende mürettebatından ayrı düşen bir astrobiyolog olan Yasna’nın kontrolünü ele alıyoruz.
Kısa süreli bir hafıza kaybına maruz kalan Yasna, gezegenin korkunç sırlarını açığa çıkarırken bir yandan da Regis III’te yaşamın neden gelişemediğini çözmeye çalışıyor. Yol boyunca, kararlarınız ve diyalog seçimleriniz hikayenin şekillenmesine yardımcı oluyor ve yaklaşık yedi saatlik bir oturumun sonunda birkaç farklı sondan birine erişiyorsunuz.
Regis III’ün yüzeyindeki her adımınız, DualSense (PS5) kontrolcüsünün dokunsal geri bildirim özelliği sayesinde hissedilebiliyor. Haliyle bu durum atmosfere kendinizi daha fazla kaptırmanıza yardımcı oluyor.

Hikaye süresince vermeniz gereken kararlar, bir hedefe giden rotanızda da önemli değişikliklere vesile olmakta: çakıl taşlarıyla dolu kestirmeden giderek aşağı kayma riskini mi göze alacaksınız yoksa daha güvenli ama daha uzun sürecek bir yolu mu tercih edeceksiniz? Karar sizin!
Regis III oldukça sessiz bir atmosfer sunsa da, Yasna’nın ortamları keşfederken elde ettiği yeni ayrıntıları telsizle komutanına bildiriyor oluşu etkileşim seçeneklerinizi arttırıyor. Oynanış mekanikleri ise maalesef hikaye kadar iştah kabartacak cinsten değil.
çok fazla yürüyecek, konuşacak ve ara sıra geriye bırakılan notları okuyarak ve ses kayıt cihazlarını dinleyerek keşfinizi genişleteceksiniz. Bazen ekibinizin üyelerini bulmak, kaya oluşumlarını taramak ve uzaktaki önemli noktaları tespit etmek için yanınızda taşıdığınız araç gereçlerden yararlanmanız gerekecek.
Mekaniklerin çok yönlü bir deneyimden ziyade hikaye için bir araç olarak kullanılıyor oluşu net bir şekilde hissedilebiliyor. Yine de kurgu ilgi çekici olduğundan oynanışta yer alan eksiklikleri göz ardı edebiliyorsunuz. Belirli noktalarda alınan kararların hikayede değişikliklere neden olması, oyunun tekrar oynanabilirlik derecesini yükseltmiş.

Ana menüde yer alan bir özellik, yolculuğunuzu başından sonuna kadar ölümsüzleştiriyor. Kararlarınız hikayeyi etkilemeye başladığında oyun, kişisel seçimlerinizi kapsayan çizimler ve ayrıntılarla tamamlanan bir çizgi roman oluşturuyor. Bu, oyuna birkaç gün ara verdiğinizde en son nerede kaldığınızı anımsamanız adına harika bir eklenti olmuş.
Gelelim baş ağrısı yaratacak o kısma: teknik sorunlar. Maalesef The Invincible grafik hataları ile dolu. Eksik dokular çıkış sonrası çeşitli performans güncellemelerin yayınlanmasına rağmen hala oldukça yaygın. Işıklandırmalarda yer alan yırtılmalar da cabası! Umarım kısa bir süre içerisinde gelecek güncellemelerle bu hatalar ortadan kaldırılır.
The Invincible’ın arka planlarını gaz bulutları ve uydular süslüyor. Tüm bunlar parlak gökyüzüyle harmanlandığında görsel açıdan göz kamaştırıcı sahnelerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Masmavi gökyüzüne bakarken adeta atmosferin içerisinde kendinizi kaybolmuş halde buluyorsunuz. Bu küçük bir stüdyo için etkileyici bir başarı olarak tanımlanabilir.

Seslendirme sanatçısı Daisy May, Yasna’nın binlerce satırlık diyaloglarına hayat veren isim ve performansı beni baştan sona etkilemeyi başardı. Böylesine karmaşık bir karakterde tek bir hataya bile yer vermeyişi alkışlanacak türden. Jason Baughan (Evil West, Everybody’s Gone To The Rapture) ve Derek Hagen (Control, Hitman 3) seslendirme kadrosunda yer alan diğer tanıdık isimlerden sadece birkaçı.
Oynanış mekaniklerine biraz daha hareketlilik katılabilseydi The Invincible bu yılın en iddialı indie yapımlarından biri olabilirmiş.
İnceleme yazımızı toparlayacak olursak; The Invincible’ın kesinlikle anlatacak harika bir hikayesi ve buna uygun göz kamaştırıcı grafikleri var ancak eski türün yapısından kopmakta zorlanan oynanış mekanikleri nedeniyle bazı oyuncuların canını sıkma tehlikesi taşıdığı da inkar edilemez bir gerçek.
İlginizi çekebilir:Â
Peki siz The Invincible inceleme yazımız hakkında ne düşünüyorsunuz? Oyunu satın almayı planlıyor musunuz? Düşüncelerinizi hemen aşağıda yer alan yorumlar sekmesi üzerinden bizlerle paylaşmayı unutmayın sevgili geek.com.tr okuyucuları.