srocenter Can
Forum Admin
Moderatör
Center Üyesi
Bilişim Sahibi
Çevirmen
Coder
Grafiker
Guild Master
Guild Üyesi
Reklamcı
Server Sahibi
Supporter
V.i.P
- Katılım
- 18 Haz 2023
- Mesajlar
- 20,098
- Tepkime puanı
- 9
- Puanları
- 38
Prince of Persia, The Lost Crown ile harika şekilde geri dönmüştü ve şimdi de markanın geleceği hakkında oldukça umut vadeden yeni bir oyun ile geliyor. Ubisoft’un düzenlediği basına & içerik üreticilerine özel etkinlik sırasında Dead Cells geliştiricilerinden Evil Empire’ın imzasını taşıyan The Rogue Prince of Persia oyununu oynama şansına eriştik. Steam’de erken erişim oyunu olarak piyasaya sürülecek yapımdan sevdiğimiz rogue-lite oyunların tadını aldık. Gelin birlikte yeni oyunda bizleri nelerin beklediğinden oynadığımız kadarıyla bahsedelim.
The Rogue Prince of Persia: Dead Cells’te sevdiğimiz şeyler Ubisoft’un en sevilen markalarından biriyle buluşuyor
Tanımayanlar için biraz geliştiriciden bahsetmekte fayda olacaktır. Evil Empire, 2019’da Motion Twin Dead Cells için ilk ücretsiz DLC olan Rise of the Giant’ı yayınladıktan sonra projeyi devraldı. Oyunun bakımı ve ücretli DLC’lerinin hepsi Evil Empire tarafından geliştirildi. Geçen yıl oynayıp bayıldığımızda yine aynı ekibin imzasını taşıyor. Şimdiyse bu ekip, Ubisoft ile yaptıkları iş birliği neticesinde karşımıza yeni bir Prince of Persia oyunu ile geliyor. Bu ilk bakış yazımızda genel çıkarımların ve nihai eleştirilerin yapılmadığını da belirtelim.
The Rogue Prince of Persia, aslında isminin de açıkça belirttiği gibi rogue-lite türünde bir aksiyon platformer oyunu. Hatta Dead Cells’e olumlu anlamda oldukça benzerlik gösteriyor. Prens, bu sefer farklı bir maceraya atılıyor fakat hikâye kısmı benim o kadar da ilgimi cezbetmedi. Oyunu görür görmez beklentilerim akıcı bir oynanış ve animasyonlara kaydı, gördüğümden de memnun kaldım.
Özgün bir sanat tarzı ve oldukça akıcı animasyonlar
The Rogue Prince of Persia, şahsına münhasır bir cell-shaded sanat tasarımını benimsemiş. Genel olarak stilize dokular ile aslında Franco-Belgian çizgi romanlarını çağrıştıran bir sanat tasarımı mevcut. Bu sanat tarzının büyük bir hayranı olmasam da oyunun bana kısa sürede sunduğu görsellik tatmin edici görünüyordu. Tabii ki kısıtlı bir sürede oyunun yalnızca iki bölümünü görebildiğim için bu konuda genel bir çıkarımda bulunmak doğru değil. Eğer daha önce bu render tekniğini kullanan oyunlar oynadıysanız ve görsel tasarım hoşunuza gittiyse, yeni oyunda da seveceğinizi tahmin ediyorum.
Öte yandan karakter animasyonlarının akıcılığı ve geçişlerin pürüzsüzlüğü oldukça dikkatimi çekti. Tıpkı ‘da olduğu gibi bunda da karakter kontrolleri ve animasyonlar harika bir iş birliği ile çalışıyor. Oynanış sırasında 30 dakikalık demo sürem boyunca mekaniklerden yana bir kesinti hissi yaşamadım. Bu anlamda oyunun oynanışını ve akıcılığını beğendiğimi söyleyebilirim.
Oyunu çok kısa bir süre oynadığım için şu anda düşman, silah ya da özellik çeşitliliği hakkında konuşmam doğru olmayacaktır. Bu kısmı artık oyunun erken erişim incelemesine saklıyorum. Öte yandan aksiyonu ve dövüşleri oldukça tatlı olmuş. Karakterimizin bir yakın, bir de menzilli saldırı seçeneği bulunuyor. Bununla birlikte düşmanları tekmeleyebiliyor ve uzaklaştırabiliyoruz. Duvara doğru tekmelediğimiz bir düşman çarpınca hasar alıyor, hatta uygun geliştirmemiz varsa bir düşmanı bu şekilde sersemlettiğimizde, bir zehir bulutu oluşmasını da sağlayabiliyoruz. Yani aslında oyunda karşınıza çıkan gelişmeler, oyun tarzınız için sizi cesaretlendiriyor ve buna uyum sağlıyor.
Prince of Persia oyunlarının olmazsa olmazı denilen duvarda yürüme mekaniği de yeni oyunda karşımıza çıkıyor. Oyunun platform yönüne ayrı bir derinlik katan bu özellik ile arka plandaki çizimlere de yeni bir anlam yükleniyor. Bu sayede platformda çeşitlilik artmış ve kullanması da oldukça keyifli bir mekanik. Zıpladıktan sonra biraz duvarda yürüyüp, sonrasında öne doğru atılmak seyahate yeni bir lezzet katmış. Oldukça beğendiğimi söylemeliyim.
Oynanışta genel olarak hiç yabancılık çekmedim
Eğer hayatınızın belirli bir bölümünde Dead Cells oynadıysanız, The Rogue Prince of Persia oynarken yabancılık hissetmeyeceksiniz. Silah ve özellik geliştirmeleri, harita içerisinde bulunabilen mağazalar, girilebilen özel bölümler gibi sevdiğimiz her şey yeni oyunda da karşımıza çıkıyor.
Sonuç olarak hoş bir deneyimin bizi beklediğini söyleyebilirim
The Rogue Prince of Persia bana güzel sinyaller verdi ve keyifli bir oyun deneyiminin kapının arkasında beklediğini gösterdi. Oynadığım yarım saat süresince oldukça keyif aldım ve erken erişimde görmeyi de sabırsızlıkla bekliyorum.
Evil Empire ve Ubisoft iş birliği ile karşımıza çıkacak yeni oyun, 14 Mayıs 2024’te erken erişim oyunu olarak Steam’de yerini alacak. Aynı zamanda, 2019’dan beri Ubisoft imzasını taşıyıp ilk günden Steam’de göreceğimiz ilk oyun olacak.
Evil Empire, erken erişim sürecinde oyuna yeni mekanik ve içerikler ekleyecek. Henüz bu dönemin ne kadar süreceğini bilmiyorum fakat oyuncuların geri bildirimleri doğrultusunda oyunu şekillendirerek herkesi mutlu edecek bir tam sürüm hedefledikleri belirtiliyor.
Benim şimdilik oyundan yana aktaracaklarım bu kadardı, Mayıs ayında oyun çıktığında erken erişim incelemesi ile oyun üzerine uzun uzadıya yeniden konuşuruz. Eğer içeriklerimizi faydalı ve ilginç buluyorsanız, sitemizin bildirimlerini açmayı ve bizitakip etmeyi de unutmayın. Şimdiden herkese iyi oyunlar dileriz!
The Rogue Prince of Persia: Dead Cells’te sevdiğimiz şeyler Ubisoft’un en sevilen markalarından biriyle buluşuyor
Tanımayanlar için biraz geliştiriciden bahsetmekte fayda olacaktır. Evil Empire, 2019’da Motion Twin Dead Cells için ilk ücretsiz DLC olan Rise of the Giant’ı yayınladıktan sonra projeyi devraldı. Oyunun bakımı ve ücretli DLC’lerinin hepsi Evil Empire tarafından geliştirildi. Geçen yıl oynayıp bayıldığımızda yine aynı ekibin imzasını taşıyor. Şimdiyse bu ekip, Ubisoft ile yaptıkları iş birliği neticesinde karşımıza yeni bir Prince of Persia oyunu ile geliyor. Bu ilk bakış yazımızda genel çıkarımların ve nihai eleştirilerin yapılmadığını da belirtelim.
The Rogue Prince of Persia, aslında isminin de açıkça belirttiği gibi rogue-lite türünde bir aksiyon platformer oyunu. Hatta Dead Cells’e olumlu anlamda oldukça benzerlik gösteriyor. Prens, bu sefer farklı bir maceraya atılıyor fakat hikâye kısmı benim o kadar da ilgimi cezbetmedi. Oyunu görür görmez beklentilerim akıcı bir oynanış ve animasyonlara kaydı, gördüğümden de memnun kaldım.
Özgün bir sanat tarzı ve oldukça akıcı animasyonlar
The Rogue Prince of Persia, şahsına münhasır bir cell-shaded sanat tasarımını benimsemiş. Genel olarak stilize dokular ile aslında Franco-Belgian çizgi romanlarını çağrıştıran bir sanat tasarımı mevcut. Bu sanat tarzının büyük bir hayranı olmasam da oyunun bana kısa sürede sunduğu görsellik tatmin edici görünüyordu. Tabii ki kısıtlı bir sürede oyunun yalnızca iki bölümünü görebildiğim için bu konuda genel bir çıkarımda bulunmak doğru değil. Eğer daha önce bu render tekniğini kullanan oyunlar oynadıysanız ve görsel tasarım hoşunuza gittiyse, yeni oyunda da seveceğinizi tahmin ediyorum.
Öte yandan karakter animasyonlarının akıcılığı ve geçişlerin pürüzsüzlüğü oldukça dikkatimi çekti. Tıpkı ‘da olduğu gibi bunda da karakter kontrolleri ve animasyonlar harika bir iş birliği ile çalışıyor. Oynanış sırasında 30 dakikalık demo sürem boyunca mekaniklerden yana bir kesinti hissi yaşamadım. Bu anlamda oyunun oynanışını ve akıcılığını beğendiğimi söyleyebilirim.
Oyunu çok kısa bir süre oynadığım için şu anda düşman, silah ya da özellik çeşitliliği hakkında konuşmam doğru olmayacaktır. Bu kısmı artık oyunun erken erişim incelemesine saklıyorum. Öte yandan aksiyonu ve dövüşleri oldukça tatlı olmuş. Karakterimizin bir yakın, bir de menzilli saldırı seçeneği bulunuyor. Bununla birlikte düşmanları tekmeleyebiliyor ve uzaklaştırabiliyoruz. Duvara doğru tekmelediğimiz bir düşman çarpınca hasar alıyor, hatta uygun geliştirmemiz varsa bir düşmanı bu şekilde sersemlettiğimizde, bir zehir bulutu oluşmasını da sağlayabiliyoruz. Yani aslında oyunda karşınıza çıkan gelişmeler, oyun tarzınız için sizi cesaretlendiriyor ve buna uyum sağlıyor.
Prince of Persia oyunlarının olmazsa olmazı denilen duvarda yürüme mekaniği de yeni oyunda karşımıza çıkıyor. Oyunun platform yönüne ayrı bir derinlik katan bu özellik ile arka plandaki çizimlere de yeni bir anlam yükleniyor. Bu sayede platformda çeşitlilik artmış ve kullanması da oldukça keyifli bir mekanik. Zıpladıktan sonra biraz duvarda yürüyüp, sonrasında öne doğru atılmak seyahate yeni bir lezzet katmış. Oldukça beğendiğimi söylemeliyim.
Oynanışta genel olarak hiç yabancılık çekmedim
Eğer hayatınızın belirli bir bölümünde Dead Cells oynadıysanız, The Rogue Prince of Persia oynarken yabancılık hissetmeyeceksiniz. Silah ve özellik geliştirmeleri, harita içerisinde bulunabilen mağazalar, girilebilen özel bölümler gibi sevdiğimiz her şey yeni oyunda da karşımıza çıkıyor.
Sonuç olarak hoş bir deneyimin bizi beklediğini söyleyebilirim
The Rogue Prince of Persia bana güzel sinyaller verdi ve keyifli bir oyun deneyiminin kapının arkasında beklediğini gösterdi. Oynadığım yarım saat süresince oldukça keyif aldım ve erken erişimde görmeyi de sabırsızlıkla bekliyorum.
Evil Empire ve Ubisoft iş birliği ile karşımıza çıkacak yeni oyun, 14 Mayıs 2024’te erken erişim oyunu olarak Steam’de yerini alacak. Aynı zamanda, 2019’dan beri Ubisoft imzasını taşıyıp ilk günden Steam’de göreceğimiz ilk oyun olacak.
Evil Empire, erken erişim sürecinde oyuna yeni mekanik ve içerikler ekleyecek. Henüz bu dönemin ne kadar süreceğini bilmiyorum fakat oyuncuların geri bildirimleri doğrultusunda oyunu şekillendirerek herkesi mutlu edecek bir tam sürüm hedefledikleri belirtiliyor.
Benim şimdilik oyundan yana aktaracaklarım bu kadardı, Mayıs ayında oyun çıktığında erken erişim incelemesi ile oyun üzerine uzun uzadıya yeniden konuşuruz. Eğer içeriklerimizi faydalı ve ilginç buluyorsanız, sitemizin bildirimlerini açmayı ve bizitakip etmeyi de unutmayın. Şimdiden herkese iyi oyunlar dileriz!