KONU AÇ !

Topluluğumuzda Konular Açın ve Bize Ulaşın !

Yeni Konular !

Konulara Yorum Yapın ve Konunuzu Öne Çıkarın !

Bize Ulaşın !

Yöneticilerimiz Size 7/24 Yardımcı Olmak İçin Hazır !

SİLKROAD TÜRKİYE'NİN EN YENİ SİSTEMLİ VE MÜŞTERİ SEVGİSİYLE EN İYİ REKLAM PLATFORMLARINDAN BİTANESİ SROCENTER SEN YOKSAN Bİ KİŞİ EKSİK !

Türkçe Dil Destekli Bir Ölüm Kalım Savaşı! – CONSCRIPT İncelemesi

srocenter Can

Forum Admin
Moderatör
Center Üyesi
Bilişim Sahibi
Çevirmen
Coder
Grafiker
Guild Master
Guild Üyesi
Reklamcı
Server Sahibi
Supporter
V.i.P
Katılım
18 Haz 2023
Mesajlar
15,992
Tepkime puanı
4
Puanları
38
Birinci Dünya Savaşı dendiğinde akla ilk gelenlerden biri olmalıdır Verdun Muharebesi. Fransızların Almanları kanlı bir şekilde geri püskürttüğü bu muharebe, iki taraftan toplam 700.000 kişiden fazla insanın ölmesine sebep oldu. Fransızlar günlerce ağır ateş altında kaldı, ikmal alamadı ve ruhsal sıkıntılarla yüzleşti.

Oldum olası savaş oyunlarını sevmişimdir. Ancak bunun nedeni birilerini vurup o ülke adına galibiyet almak yerine oradaki atmosferi yaşamak istememden gelir. Cephelerde dolanırken sürekli bir korku hissedersiniz. Umutsuzluğa kapılan yüzleri, yokluğun somut bir şeye dönüşmeye çalışmasını görürsünüz. Aileye duyulan özlem, sizin bir gün daha ölmemeniz için itici güç olur.

de bu savaş atmosferini oldukça başarılı yansıtan bağımsız oyunlardan birisi olarak çıkış yaptı. Bağımsız bir oyun olmasının yanında hem oynanış hem görsellik açısından bir savaşın aslında nasıl gözüktüğünü ve gerçekten o savaşta yer aldığınızda neler yapıp hissetmeniz gerektiğini yansıtan kaliteli bir yapım olarak öne çıktı.
c5.jpg

CONSCRIPT acıklı ama diken üstünde tutan bir hikaye sunuyor


Andre olarak Verdun Muharebesi’nde bir Fransız askeri olarak görev yapıyoruz. Kardeşimiz Pierre de bizimle aynı cephede yer alıyor ve eve dönmeye oldukça az bir vakit kalmışken sağ salim geleceğimizi annemize olan mektuplarda söz veriyoruz.

Siperlerde dolanıp diğer askerlerle konuşurken birden Almanların taarruzuyla karşı karşıya kalıyoruz. Toplar cephemize yağarken Alman askerlerini güç bela öldürüyoruz. Yağmur gibi yağan gaz bombalarından etkilenmemeye çalışarak kardeşimizi son gördüğümüz yere ulaşıyoruz. Onun ortadan kaybolduğunu öğrenmemizin ardından bir Alman askeri bizi bayıltıyor ve cesetlerin olduğu yerde ölüme terk ediyor.

CONSCRIPT ya da askere alınmış genç olarak oyuna başlıyoruz.

Öncelikle oyunun hikayesini ve verdiği atmosferi çok sevdiğimi söylemem gerekiyor. Savaş oyunlarını kaliteli kılan etmen; karmaşıklığın, çaresizliğin, ölümün ve daha birçok yaşanılanın bir arada olduğunu yansıtabilmektir. Oyunun başında birçok askerle birlikte konuşup şakalaştığım siperler ve koruganlar, birkaç dakikada sadece ölüm, sessizlik ve korku içermeye başladı.

Bu da size savaşın hep bir bilinmeyen faktörü etrafında döndüğünü söylüyor? Tepemize ne zaman bir top mermisi düşecek? Omuz omuza savaştığım adama birkaç saat sonra ne olacak? Siper mevzileri içinden kaleye giderken duyduğum patlamalar veya bağırışlar nereden geliyor? Bu ve bunun gibi sorular sizi her zaman diken üstünde tutuyor.

CONSCRIPT’in yapmaya çalıştığı da bu aslında: Oyuncuyu diken üstünde tutmak ve onun her daim gözünün açık olmasını sağlamak. Asker olarak biz; sabit bir endişe ve korku içerisinde olmalıyız çünkü bugün elimizi kolumuzu sallayarak gezdiğimiz bir ikmal binası, birkaç dakikada Alman askerlerinin yeni yuvası olabilir.

Hikaye, bölümlere ayrılmış durumda ve her bir bölümde yerine getirmemiz gereken bir objektif bulunuyor. Hikayenin önemli anlarında animasyona sahip ara sahneler de eşlik ediyor. Kimi zaman Andre ve Pierre’in savaştan önceki hayatlarına da bir bakış atmaya imkan tanılıyor.
Ekran-goruntusu-2024-07-23-112410.jpg


Esasında basit objektiflere sahip bir hikaye gibi gözükse de bu hikayenin gelişme süreci bir savaşın atmosferinden filizleniyor. Atmosfer güçlü olup size olan tesiri kalıcı oldukça hikayede o derecede sürükleniyorsunuz. Dolayısıyla hissettiklerim ve yaşadıklarım doğrultusunda oyunun atmosferini oldukça gerçekçi bulduğumu söyleyebilirim.
CONSCRIPT bir novel değil ama…


Buraya kadar dediklerimoyunun sanki bir visual novel havasında olduğunu ima ediyor ancak bu büyük bir hata olur. Klasik hayatta kalma korku yapımlarından ilham alan oyun, sizi bu atmosfer içerisinde zorlu bir “savaş ya da öl” ikilemine atıyor. Yeniyetme bir er olarak hedefinize ulaşmak için karşınızdaki Alman askerlerini ortadan kaldırmalısınız.

Hayatta kalma korku türüne aşina olanlar oyunda kaynak yönetiminin, envanter düzenlemenin ve en önemlisi kararında savaşmanın ne olduğunu iyi bilir. CONSCRIPT de oyuna başladığımız andan itibaren birçok toplanabilir ögenin olduğunu ve kendimizi savunmamız gerektiğini anlatıyor. Siperlerde dolanırken etrafta kürek veya sopa gibi yakın dövüş silahları, el bombası, tabanca ve tüfek gibi menzilli silahlar bulabilmeniz mümkün.

Karakterimizi sekiz farklı yöne (dört ana yön ve onların araları) döndürebildiğimiz bu yapımda kameranız nereye dönükse oraya vurabiliyorsunuz. Dolayısıyla biriyle savaşacak kadar yakınlaşmadıkça nerede ve nasıl savaşacağınızı biraz düşünmeniz gerekiyor. Yakın dövüş silahlarını kullanmak için önce dönük olduğunuz yönde odaklanmalı (mouse ile sağ tık) ve çıkan artı şeklindeki göstergenin çizgileri yaklaştığında hedefinize vurmalısınız (mouse ile sol tık).

Bu odaklanma mekaniği mermili silahlarda da geçerli ancak yapacağınız bir planlama da bu göstergede çıkıyor. Göstergenin çizgileri yaklaşmadan vurduğunuzda hedefinize doğal olarak daha az bir hasar veriyorsunuz. Dolayısıyla uzun odaklanarak yapılan üç saldırı bir düşmanı öldürebilirken bu sayı gelişigüzel saldırılarda beş veya altıya çıkabiliyor. Bu da her silahın dayanıklılığının daha azalmasını sağlıyor. Özellikle çevreniz birkaç kişiyle sarıldığında yaptığınız gelişigüzel saldırılar sizin paniklemenize ve savaş esnasında hata yapmanıza sebep oluyor.
c7.jpg


Bir Fransız askeri düşünün ki kaçıyor ve arkasından üç Alman askeri geliyor. Dört oluyor. Beş oluyor. Üç metre gidip durup birine nişan alıp ardından topukları yağlıyordum. Siperde bombalar yağarken köşe kapmaca oynamıştık.

CONSCRIPT diğer hayatta kalma korku oyunlarına kıyasla loot bulma kısmında daha cömert davransa da bu pek çok kez hata yapabileceğiniz anlama gelmiyor. Farklı tipteki düşmanlar ve onların bir arada çullanması sizi zor durumda bırakabiliyor ve aniden canınızı bitirebiliyor. Örneğin tüfekli bir düşman nişan alırken beklemediğiniz anda sıkabiliyor hem de yakınına geldiğinizde dipçiğiyle vurabiliyor. Onun dışında baskın sopalı düşmanlar ise ağır bir saldırı yapıyor ve hazırlıksız yakalandığınızda vay halinize!

Elbette düşmanlardan kaçabilir veya onların saldırılarından korunmak için yuvarlanabilirsiniz (roll). Ancak bunlar saldırı yapmak gibi dayanıklılığınızı harcıyor. Bu yüzden savaşırken çok kaçıp yuvarlanmamak veya boşa saldırı yapmamak gerekiyor. Buna rağmen kombat esasında biraz yavaş ve tutuk da hissettiriyor. Özellikle yuvarlanırken veya kürekle düşmana vururken tokluktan uzak olduğu hissi geliyor.

Dolayısıyla etrafta sağlık arttırıcı eşyaları pek bulamıyorsunuz. Sargı bezleri canınızı azıcık arttırırken ilk yardım çantaları çok büyük bir katkı sağlıyor. Bunun dışında oyunda birçok obje de bulunuyor ve bunlar başka eşyalarla birleştirilebiliyor. Örneğin kimyasal sıvı, sargıyla birleşince dezenfektanlı sargı oluyor ve canınızı daha çok arttırıyor. Öte yandan farklı tipteki barutları aynı sıvıyla birleştirince tüfek veya tabanca mermisi üretiyorsunuz. Bu da sizi önünüze gelen her eşyayı o an kullanıp kullanmamanız konusunda tereddütte bırakıyor.
c1.jpg


Oyunun savaş kısmını güçlü ve aynı zamanda cezalandırıcı buldum. Bununla da tamamen barışık haldeyim. Savaşın fiziksel zorluğu da burada başlıyor. Elinizdeki silahın dayanıklılığına, kendi dayanıklılığınıza bakmalı ve karşınızdaki düşmanın tipine göre saldırı planınızı hazırlamalısınız. Bir yanlış hareket, sizi canınızdan ve can arttırıcı eşyadan edebilir.

Öte yandan odaklanma mekaniği, özellikle oyunun ilk anlarında savaş kısımlarına alışma sürecini arttırabilir. Odaklanmaya başlayıp durduğunuz yerin düşmana yakın olup olmaması büyük önem taşıyor ve bazen bunu algılamak zor olabiliyor. Tam karşınızda olan bir düşmana vurduğunuzu sanıyor ama aslında hiç vurmayabiliyorsunuz. Bunun dışında vuruş hissinin zayıf olması ve düşmanın ne zaman öleceğini anlayamamak da savaşı beklenmedik ve zaman zaman can sıkıcı hale getirebiliyor.

Düşmanın canının ne kadar kaldığıyla alakalı bir bilgi yazmıyor ve yaptığınız saldırılardan (yakın dövüş veya menzilli silah fark etmeksizin) aynı reaksiyonu alıyorsunuz. Üstelik bu reaksiyonun bir etkisi de olmuyor ve düşman saniyede kendi animasyonuna dönüyor. Örneğin çok odaklanarak yaptığım bir ağır saldırının düşmanı sersemletmesini beklerdim.
CONSCRIPT’in keşif hissi çok kuvvetli ama biraz bayabiliyor


Klasik hayatta kalma korku türünün yapımlarının en büyük özelliklerinden birisi de keşif hissini atmosferle harmanlayarak unutulmaz hale getirmektir. Nitekim muharabenin en sıcak geçtiği yerlerden birisi olan Fransız cephesi, birçok farklı kapalı ve açık mekan içeriyor. Kimi zaman yer altına iniyor ve karanlık tünellerde yol bulmaya çalışıyor ama kimi zaman da bir siperden diğerine geçiyorsunuz.

Mekanlar birbiriyle bağlantılı ve bu durum zaman zaman kafanızın karışmasına sebep olabiliyor. Bazı mekanlara girmek için bulmacaları çözmelisiniz ve bunun için de öncelikle bu bulmacaların nerede olduğunu bilmeniz gerekiyor. Bir mekana girdiğinizde o mekandaki kapılar haritanıza ekleniyor. Doğal olarak ilerlemeniz de bu kapıların kilitli olup olmadığını öğrenmenizle başlıyor. Bazı bulmacaları çözdükten sonra öncesinde kilitli olan kapıları açabileceğiniz anahtarlar elde ediyorsunuz.
c6.jpg


Hem açık hem de kapalı mekanlar savaş atmosferini oldukça güzel yansıtıyor. Mekanlar loot açısından zenginken bazı objeleri yanına giderek kontrol ettiğinizde karakterinizden onla alakalı yorum veya retorik sorular da görüyorsunuz.Bu da atmosferi zenginleştirip mekandan daha fazla bilgi almak istemenize yol açıyor.

Özellikle benim ilgimi çeken şey küçük dokunuşlar. Örneğin siperlerde Alman askerlerini vurduktan sonra biraz daha keşif yaptığınızda veya oyunda ilerlediğinizde tekrardan oradan geçerken cesedin başına üşüşen fareler görebiliyorsunuz.

Bunun yanında mekanlarda bazen okunabilir eşyalar da oluyor. Bir defter bombalama anında neler yapılacağını anlatan bir dizi kural içerirken bir başka defter çeşitli komutanların sorumlu olduğu alanları anlatıyor. Bunlar, beklenmedik anlarda size ilerlemenizde yardımcı olabiliyor.

Hatta ve hatta öldürdüğünüz askerlerin üstünden bile bazen bir resim veya bir mektup çıkabiliyor. Oyun burada zaman zaman karşınızdakinin de özünde bir insan olduğunu ve tıpkı siz gibi orada emir uyguladığını gösteriyor.

Keşif hissini derinlikli kılan bir diğer etmen ise envanter yönetimi. Oyunda belirli yerlerdesatıcı, oyunu kaydetme noktası ve depo bulunuyor. Envanteriniz kısıtlı bir alan sayısına sahip olduğundan her şeyi taşımayabiliyorsunuz. Bazen bir lootu alıp almama konusunda kararsız olabiliyorsunuz çünkü onu aldığınız anda depoya koymak isteyeceksiniz ve bu da geriye yapılan uzun bir yürüyüş demek.

Açıkçası bu yapımda en sevmediğim durum ise back-tracking olayı oldu. Back-tracking, bulmacalar veya hikayede ilerlemek için önceden keşfettiğiniz bir yere tekrar tekrar gitmeniz demek. Kabaca keşfettiğiniz bir yerdeki eşyayı daha önceden keşfettiğiniz bir yerde kullanarak oranın bir başka kısmını keşfetmek de diyebilirim. Esasında bu güzel bir eklenti çünkü oyun direkt olarak yeni aldığın bir şeyi nerede kullanacağını söylemiyor ve bunu oyuncuya bırakıyor.
c4.jpg


Ancak neyin nerede olduğunu hatırlayamadığınız için kendinizi her yere girip çıkarken buluyorsunuz. Daha önceden doğal olarak keşif yaptığınız esnada da her yere girip çıktığınız için bunu birkaç kere yapmak artık sıkmaya başlıyor. CONSCRIPT de buna oldukça fazla bel bağlamış durumda. Haliyle geriye gidip gelmek ilerlemekten daha yoruyor insanı.
Son olarak grafikler ve müzikler


Piksel sanatıyla tasarlanmış olan yapım, içinde gerekli olduğu derecede göze hoş gelen detay içeriyor. Açık ve kapalı mekanlardan tutun da düşmanlar veya bulmacalar, hepsi özenerek çizilmiş. Savaş temasına uyan renk paletleri ve ışıklandırma da mekanları daha ilgi çekici kılıyor ve temkinli yaklaşmanıza olanak tanıyor. Aynı zamanda umutsuzluk bile aşılıyor. Nedense bu oyuna tepe kamerası-piksel grafikler ikilisini daha çok yakıştırdım.

Oyunda müzikler ise biraz zayıf. Belirli yerlere girdiğinizde belirli ses ve müzikler duymak mümkün ama bunların hiçbiri akılda kalmıyor. Ortamı desteklemek için kullanılmış birer araçlardan ibaret kalmış.

Catchweight Studio ve Jordan Mochi tarafından geliştirilen ve Team17’nin desteğiyle yayınlanan CONSCRIPT, 23 Temmuz 2024 tarihinde çıktı. Oyun, Türkçe dil desteği de içeriyor. Eğer okuyacak farklı bir inceleme arıyorsanız incelememize göz atabilirsiniz.
conscript.jpg

CONSCRIPT
8.5


İnceleme8.5


ArtılarHikayesi ve atmosferi çok güçlü, sürükleyici bir yapısı var.Hayatta kalma korku türünün mekaniklerini kaliteli bir biçimde oturtabilmiş.Keşif hissiyatı bağımlılık yapıcı bir seviyede.Savaşları cezalandırıcı ve insanı diken üstünde tutuyor.

EksilerHüzünlü bir yapım olmasına rağmen ses ve müziklerin gücünden yararlanılamamış.Harita oyuncu dostu olmadığından back-tracking olayı çok fazlalaşıyor.
 
Üst