srocenter Can
Forum Admin
Moderatör
Center Üyesi
Bilişim Sahibi
Çevirmen
Coder
Grafiker
Guild Master
Guild Üyesi
Reklamcı
Server Sahibi
Supporter
V.i.P
- Katılım
- 18 Haz 2023
- Mesajlar
- 15,992
- Tepkime puanı
- 4
- Puanları
- 38
Guerilla Collective ve Future Games Show, bildiğiniz üzere kaliteli indie yapımları oyun severlere tanıtmakta üstüne düşeni yapıyor. Aksiyon RPG’den tutun da hack and slash veya keşif odaklı tatlış oyunlara kadar çeşitli tema ve türlerdeki bağımsız oyunlar, gün geçtikçe görsellik ve oynanış anlamında dolu olmaya başladı bile.
Diablo IV ile başlayan ve yıl içinde birkaç kez tekrarlanan hack and slash ve RPG türlerine olan açlığım, beni CrackShell’in geliştirdiği ‘ye kadar götürdü. Piksel sanatına sahip, büyük mekanlar içeren ve bunun yanında zorlayıcı bir kombat sunan yapımda elbette bazı noktaların geliştirilmesi de gerekiyor ancak Hammerwatch 2, seriye yeni girenlere bile hatırı sayılır bir karşılama yapıyor.
Hammerwatch 2 ne anlatıyor?
Öncelikle bu oyuna girmeden önce Hammerwatch ve Heroes of Hammerwatch isminde eski iki yapımın varlığının bilinmesinin gerektiğini düşünüyorum. Hammerwatch, piksel grafikler eşliğinde dungeon crawler türüne aitken diğer oyun ise roguelite ve roguelike türlerinin bir birleşimi şeklinde ortaya çıkmış gibi duruyor. İki oyun da benzerlikler barındırmasına rağmen bugüne göre oldukça eski nitelikte görünüyor.
Hammerwatch 2 ise ilk oyunun hikayesinin sonlandığı yerden aynı şekilde devam ediyor. İlk oyunun hikayesine hakim olmayanlar için bir özet de sunulduğundan herhangi bir kopukluk kalmıyor. Kıssadan hisse ilk yapım, Blight the Horrible ve ejderhalardan oluşan çetesinin Kral Roland’ı tahttan indirme amacını anlatıyor. Karakterimiz ve ekibi, bu ejderhaları ilk oyunda alt edip Hammerwatch Kalesi’nin yıkımına sebep oluyor. İkinci oyun ise buradan devam ederek karakterimizin Roland’ın tahtı geri alma çabasına verdiği desteği ve yolculuğunu konu alıyor.
(soldan sağa) Can, mana, stamina ve seviye barları
Hammerwatch evreninin oldukça derin bir şekilde işlendiğini bu hikaye sunumundan anlamak uzun sürmedi. Ciddi bir konusu ve arka planı olan hikaye, bu oyunda da devam ettiriliyor ve bunun özeti de oyunculara mutlaka veriliyor. Elbette ilk oyunu oynayanlara kıyasla hikayeye karşı bir duygusal bağ hissetmedim. Karakterler ve düşmanlar, eminim ki oyunun hikayesinde belli bir süre ilerlememe kadar bana yabancı gelmeye devam edecek. Elbette bu durum kişisel anlamda hikayeden ve yan görevlerden uzaklaşmama sebep olabilir.
Kombat kısmında muhakkak dikkat lazım
Hack and slash türünde oyun severlere mutlak temelde bir dinamizm sunulması barizdir. Düşmanlar çoğunlukla akın akın saldırırken karakter olarak yapmanız gereken ise hem kendinizi savunmak hem de tehlikeleri def etmektir.
Hammerwatch 2 de Paladin, Ranger, Rogue, Wizard ve Warlock sınıflarını barındırıyor ve her sınıfın kendisine has becerileri oluyor. Bu beceriler, seviye atladıkça geliştirilebiliyor. Bunun yanında yüklü miktarda parayla açılabilen ve farklı ustalık seviyelerinde (Mastery) olan yeni beceriler de elde edinilebiliyor. Dolayısıyla oyun, karakter olarak bir sürü beceri açmanızdan ziyade oyuna alışmanızı ve yeni yetenekleri deneye yanıla oturtmanızı istiyor.
Seçtiğiniz her sınıfın avantajlarının yanında dezavantajları olduğunu da çok geçmeden anlıyorsunuz. Paladin olarak çıktığım yolda ki ben yakın dövüşü severim, oyun zorlayıcı kısmını pek çok kez bana gösterdi. Özellikle bazı zindanlarda düşmanların akın akın gelmesi ve alan saldırı becerilerinin Paladin için yüksek ustalıklarda açılmasından dolayı kısıtlı yeteneklere sahip olmam birçok kez terler akıttırdı. Bunun dışında diğer sınıflarla da oynadığımda çeşitlilik anlamında farklar olduğunu da görülüyor. Örneğin Warlock ise alan saldırılarında iyi olmasına rağmen saniye başına verdiği hasardan (DPS) dolayı birebir çatışmaya giremiyor.
f
Birtakım büyü temelli becerilerin çevre etkileşimli olması oldukça hoştu. Örneğin Paladin sınıfında Righteous Hammer yeteneğinin çıkardığı büyü duvarlardan sekebildiğinden dolayı düşmanları dar bir koridorda sıkıştırdıktan sonra bunu kullanmak efektif bir biçimde hepsini alt etmesine yarıyor. Özellikle bu tür nüansların diğer becerilerde de olması gayet yerinde. Öte yandan var olan becerilerin geliştirilmesinin oynanışa pek bir gözle görülebilir katkı yaratamadığını da düşünüyorum. Genellikle yeni becerileri eskileriyle değiştirdiğimde daha efektif bir düşman öldürme örüntüsü elde ettiğimi fark ettim.
Kombat sistemini keyifli ve oynanabilir kılan özelliklerden birisi de şüphesiz karakterin karşısındakilerdir. Düşman çeşitliliği, zorlayıcılığı ve boss savaşları bakımından Hammerwatch 2 yer yer iyi iş çıkarıyor. Özellikle boss savaşlarının kurgularını çok beğendim çünkü hem boss’tan hem de çevreden gelen saldırılardan kaçınmanız gereken anlar oluyor ve bunlar beklenmedik bir şekilde sunuluyor. Böylelikle basit görünen savaş birden oldukça komplike bir hale geliyor.
Keşif ise biraz sıkıntılı mı?
Kombat sisteminin tersine keşfetme kısmının yavan kaldığını belirtmem gerekiyor. Büyük açık ve kapalı mekanlarda gezip düşman temizlemek ve çeşitli meyveler veya materyaller toplamak kulağa güzel gelse de özellikle harita sistemi bu hissiyata ket vuruyor. Kimi zaman büyük ve birden çok katmana sahip zindanlarda kolayca kaybolabiliyorsunuz ve haritayı oynatma gibi bir şansınız olmuyor. Karakter merkezli bir harita olduğundan genellikle gitmeniz gereken kapıyı görmüyor ve unutabiliyorsunuz. Bunun dışında kapalı zindanların birbirine çok benziyor. Boss savaşına yakın olana dek aynı tip kaplamalara sahip katmanlarda düşmanları alt ediyorsunuz.
Kasabalardaki NPC’ler tarafından verilen yan görevlerin elbette bir derinliği yok ve halihazırda girdiğiniz mekanlara tekrardan girmenizi gerektiren direktiflerle dolu oluyor. Açık mekanlar ise oyunun adalarda geçmesinden ötürü göze daha hoş ve farklı gelen şekilde tasarlanmış oluyor. Bu mekanlarda bulunan kasabalarda da dediğim yan görevleri alıp mağazalardan çeşitli eşyalar veya yemekler satın alabilirsiniz. Hookshot gibi birtakım eşyalar zindanlarda da yürümekten kısıp hızlıca hareket etmeyi ve keşif kısmını geliştiriyor. Yan görevleri biriktirip hepsini bir arada tamamlayan kişilerdenseniz dikkat edin, bazı görevlerin süreleri olabiliyor. Bu görevlerin en kötü özelliği ise süre kısmının belirtilmemesi. Dolayısıyla tamamladığınız bir görev aslında direkt ıskartaya çıkabiliyor.
Zorlayıcı kombata kıyasla mekanlar gayet huzurlu.
Gelişmek ise nispeten kolay olmayabiliyor. Bunun için temizlediğiniz zindanlara birkaç kere gitmeniz gerekebiliyor. Her seviye atladığınızda yeteneklerinizi geliştirip strength, endurance ve dexterity statlarınızı da arttırabiliyorsunuz. Looting sisteminin ise çok da ödüllendirici olmadığını söyleyebilirim. Elbette güçlü zırh ve saldırı puanlarına sahip olan ve ateş, zehir gibi saldırılara direnç sağlayan ekipmanlar bulabiliyorsunuz ama bu durum her zaman yaşanmıyor. Bu bakımdan Hammerwatch 2’yi ne çok ödüllendirici ne de çok zalim buldum.
Piksel yollarda gezip 8-bit evlere girmek kadar güzeli yok
Hammerwatch 2’nin en çarpıcı taraflarından birisi de görselliği olarak öne çıkıyor. Piksel sanatını baz almasına rağmen oyun, modernize edilmiş 8-bit grafiklerle bezenmiş. Özellikle başlangıç sekansının geçtiği ada ve ardından ziyaret edilen kasaba piksel grafiklerle birlikte oldukça şirin görünüyor. Canlı ve parlak renk paletinin yanında zindanların da tersine loş ve karanlık renklerle yapılmış olması atmosfere olumlu bir yan katıyor.
Bunun dışında açık ve kapalı mekanların oldukça geniş yapıldığını ve bir süre sonra zindan içlerinin birbirini tekrar ettiğini de belirtmem lazım. Örneğin birçok yerde çıkan gizemli mağaralar bir süre sonra bana heyecandan çok bıkkınlık vermişti çünkü birçok girdiğim mağaradan hiçbir farkı yoktu. Tekrardan harita kısmına bu kadar özen verilmediğini ve haritanın kaydırılabilir olmasının keşif hissiyatını arttıracağını düşündüğümü de belirtmek isterim.
Bunun dışında ayrı bir paragraf açmamı gerektiren durum ise co-op sistemi. Oyunun, co-op sistemi baz alınarak yapıldığı apaçık ortada çünkü bazen zindanlar ve karşılaştığınız boss’lar seviyeniz yeterli olsa bile tek başına karşı duracağınız nitelikte olmayabiliyor.
Bu durumu kolaylıkla anlıyorsunuz. Ayrıca fragmanlarda ve görüntülerde de co-op şeklinde oynanması bunu kanıtlar nitelikte olabilir. Multiplayer sistemini denemedim ama birçok oyuncunun bundan dolayı mustarip olduğunu da gördüm.
Hammerwatch 2; Xbox One, Xbox Series, PC, PS5, PS4 ve Switch için 15 Ağustos tarihinde çıkış yaptı. Okuyacak başka bir inceleme arıyorsanız Telltale Games’in geliştirdiği anlatı roman türündeki yapımı bakmanızı öneririz.
Hammerwatch 2
7.3
İnceleme7.3
ArtılarKombat sistemi zorlayıcı olmasının yanında başarı hissiyatını zaman zaman yaşatıyor.Boss savaşları oldukça şaşırtıcı ve güzel kurgulanmış.Piksel sanatının kullanılması çok olumlu olmuş.
EksilerKeşif hissiyatı yerine bıkkınlığa bırakabiliyor.Co-op tarafına daha ağırlık verildiğini düşünüyorum. Co-op olmadan çoğu savaş otomatik daha zorlaşıyor.
ÖzetHammerwatch 2, zaman zaman kendisine bağlayan bir aksiyon ve dinamik kombat sisteminin yanında ortalama bir keşif hissi sunuyor. Multiplayer oynamaya elverişli bir yapım olmasının yanında piksel grafikler ise oyuna olan kararsız bakışın az da olsa dağılmasını sağlıyor.
Diablo IV ile başlayan ve yıl içinde birkaç kez tekrarlanan hack and slash ve RPG türlerine olan açlığım, beni CrackShell’in geliştirdiği ‘ye kadar götürdü. Piksel sanatına sahip, büyük mekanlar içeren ve bunun yanında zorlayıcı bir kombat sunan yapımda elbette bazı noktaların geliştirilmesi de gerekiyor ancak Hammerwatch 2, seriye yeni girenlere bile hatırı sayılır bir karşılama yapıyor.
Hammerwatch 2 ne anlatıyor?
Öncelikle bu oyuna girmeden önce Hammerwatch ve Heroes of Hammerwatch isminde eski iki yapımın varlığının bilinmesinin gerektiğini düşünüyorum. Hammerwatch, piksel grafikler eşliğinde dungeon crawler türüne aitken diğer oyun ise roguelite ve roguelike türlerinin bir birleşimi şeklinde ortaya çıkmış gibi duruyor. İki oyun da benzerlikler barındırmasına rağmen bugüne göre oldukça eski nitelikte görünüyor.
Hammerwatch 2 ise ilk oyunun hikayesinin sonlandığı yerden aynı şekilde devam ediyor. İlk oyunun hikayesine hakim olmayanlar için bir özet de sunulduğundan herhangi bir kopukluk kalmıyor. Kıssadan hisse ilk yapım, Blight the Horrible ve ejderhalardan oluşan çetesinin Kral Roland’ı tahttan indirme amacını anlatıyor. Karakterimiz ve ekibi, bu ejderhaları ilk oyunda alt edip Hammerwatch Kalesi’nin yıkımına sebep oluyor. İkinci oyun ise buradan devam ederek karakterimizin Roland’ın tahtı geri alma çabasına verdiği desteği ve yolculuğunu konu alıyor.
Hammerwatch evreninin oldukça derin bir şekilde işlendiğini bu hikaye sunumundan anlamak uzun sürmedi. Ciddi bir konusu ve arka planı olan hikaye, bu oyunda da devam ettiriliyor ve bunun özeti de oyunculara mutlaka veriliyor. Elbette ilk oyunu oynayanlara kıyasla hikayeye karşı bir duygusal bağ hissetmedim. Karakterler ve düşmanlar, eminim ki oyunun hikayesinde belli bir süre ilerlememe kadar bana yabancı gelmeye devam edecek. Elbette bu durum kişisel anlamda hikayeden ve yan görevlerden uzaklaşmama sebep olabilir.
Kombat kısmında muhakkak dikkat lazım
Hack and slash türünde oyun severlere mutlak temelde bir dinamizm sunulması barizdir. Düşmanlar çoğunlukla akın akın saldırırken karakter olarak yapmanız gereken ise hem kendinizi savunmak hem de tehlikeleri def etmektir.
Hammerwatch 2 de Paladin, Ranger, Rogue, Wizard ve Warlock sınıflarını barındırıyor ve her sınıfın kendisine has becerileri oluyor. Bu beceriler, seviye atladıkça geliştirilebiliyor. Bunun yanında yüklü miktarda parayla açılabilen ve farklı ustalık seviyelerinde (Mastery) olan yeni beceriler de elde edinilebiliyor. Dolayısıyla oyun, karakter olarak bir sürü beceri açmanızdan ziyade oyuna alışmanızı ve yeni yetenekleri deneye yanıla oturtmanızı istiyor.
Seçtiğiniz her sınıfın avantajlarının yanında dezavantajları olduğunu da çok geçmeden anlıyorsunuz. Paladin olarak çıktığım yolda ki ben yakın dövüşü severim, oyun zorlayıcı kısmını pek çok kez bana gösterdi. Özellikle bazı zindanlarda düşmanların akın akın gelmesi ve alan saldırı becerilerinin Paladin için yüksek ustalıklarda açılmasından dolayı kısıtlı yeteneklere sahip olmam birçok kez terler akıttırdı. Bunun dışında diğer sınıflarla da oynadığımda çeşitlilik anlamında farklar olduğunu da görülüyor. Örneğin Warlock ise alan saldırılarında iyi olmasına rağmen saniye başına verdiği hasardan (DPS) dolayı birebir çatışmaya giremiyor.
Birtakım büyü temelli becerilerin çevre etkileşimli olması oldukça hoştu. Örneğin Paladin sınıfında Righteous Hammer yeteneğinin çıkardığı büyü duvarlardan sekebildiğinden dolayı düşmanları dar bir koridorda sıkıştırdıktan sonra bunu kullanmak efektif bir biçimde hepsini alt etmesine yarıyor. Özellikle bu tür nüansların diğer becerilerde de olması gayet yerinde. Öte yandan var olan becerilerin geliştirilmesinin oynanışa pek bir gözle görülebilir katkı yaratamadığını da düşünüyorum. Genellikle yeni becerileri eskileriyle değiştirdiğimde daha efektif bir düşman öldürme örüntüsü elde ettiğimi fark ettim.
Kombat sistemini keyifli ve oynanabilir kılan özelliklerden birisi de şüphesiz karakterin karşısındakilerdir. Düşman çeşitliliği, zorlayıcılığı ve boss savaşları bakımından Hammerwatch 2 yer yer iyi iş çıkarıyor. Özellikle boss savaşlarının kurgularını çok beğendim çünkü hem boss’tan hem de çevreden gelen saldırılardan kaçınmanız gereken anlar oluyor ve bunlar beklenmedik bir şekilde sunuluyor. Böylelikle basit görünen savaş birden oldukça komplike bir hale geliyor.
Keşif ise biraz sıkıntılı mı?
Kombat sisteminin tersine keşfetme kısmının yavan kaldığını belirtmem gerekiyor. Büyük açık ve kapalı mekanlarda gezip düşman temizlemek ve çeşitli meyveler veya materyaller toplamak kulağa güzel gelse de özellikle harita sistemi bu hissiyata ket vuruyor. Kimi zaman büyük ve birden çok katmana sahip zindanlarda kolayca kaybolabiliyorsunuz ve haritayı oynatma gibi bir şansınız olmuyor. Karakter merkezli bir harita olduğundan genellikle gitmeniz gereken kapıyı görmüyor ve unutabiliyorsunuz. Bunun dışında kapalı zindanların birbirine çok benziyor. Boss savaşına yakın olana dek aynı tip kaplamalara sahip katmanlarda düşmanları alt ediyorsunuz.
Kasabalardaki NPC’ler tarafından verilen yan görevlerin elbette bir derinliği yok ve halihazırda girdiğiniz mekanlara tekrardan girmenizi gerektiren direktiflerle dolu oluyor. Açık mekanlar ise oyunun adalarda geçmesinden ötürü göze daha hoş ve farklı gelen şekilde tasarlanmış oluyor. Bu mekanlarda bulunan kasabalarda da dediğim yan görevleri alıp mağazalardan çeşitli eşyalar veya yemekler satın alabilirsiniz. Hookshot gibi birtakım eşyalar zindanlarda da yürümekten kısıp hızlıca hareket etmeyi ve keşif kısmını geliştiriyor. Yan görevleri biriktirip hepsini bir arada tamamlayan kişilerdenseniz dikkat edin, bazı görevlerin süreleri olabiliyor. Bu görevlerin en kötü özelliği ise süre kısmının belirtilmemesi. Dolayısıyla tamamladığınız bir görev aslında direkt ıskartaya çıkabiliyor.
Gelişmek ise nispeten kolay olmayabiliyor. Bunun için temizlediğiniz zindanlara birkaç kere gitmeniz gerekebiliyor. Her seviye atladığınızda yeteneklerinizi geliştirip strength, endurance ve dexterity statlarınızı da arttırabiliyorsunuz. Looting sisteminin ise çok da ödüllendirici olmadığını söyleyebilirim. Elbette güçlü zırh ve saldırı puanlarına sahip olan ve ateş, zehir gibi saldırılara direnç sağlayan ekipmanlar bulabiliyorsunuz ama bu durum her zaman yaşanmıyor. Bu bakımdan Hammerwatch 2’yi ne çok ödüllendirici ne de çok zalim buldum.
Piksel yollarda gezip 8-bit evlere girmek kadar güzeli yok
Hammerwatch 2’nin en çarpıcı taraflarından birisi de görselliği olarak öne çıkıyor. Piksel sanatını baz almasına rağmen oyun, modernize edilmiş 8-bit grafiklerle bezenmiş. Özellikle başlangıç sekansının geçtiği ada ve ardından ziyaret edilen kasaba piksel grafiklerle birlikte oldukça şirin görünüyor. Canlı ve parlak renk paletinin yanında zindanların da tersine loş ve karanlık renklerle yapılmış olması atmosfere olumlu bir yan katıyor.
Bunun dışında açık ve kapalı mekanların oldukça geniş yapıldığını ve bir süre sonra zindan içlerinin birbirini tekrar ettiğini de belirtmem lazım. Örneğin birçok yerde çıkan gizemli mağaralar bir süre sonra bana heyecandan çok bıkkınlık vermişti çünkü birçok girdiğim mağaradan hiçbir farkı yoktu. Tekrardan harita kısmına bu kadar özen verilmediğini ve haritanın kaydırılabilir olmasının keşif hissiyatını arttıracağını düşündüğümü de belirtmek isterim.
Bunun dışında ayrı bir paragraf açmamı gerektiren durum ise co-op sistemi. Oyunun, co-op sistemi baz alınarak yapıldığı apaçık ortada çünkü bazen zindanlar ve karşılaştığınız boss’lar seviyeniz yeterli olsa bile tek başına karşı duracağınız nitelikte olmayabiliyor.
Bu durumu kolaylıkla anlıyorsunuz. Ayrıca fragmanlarda ve görüntülerde de co-op şeklinde oynanması bunu kanıtlar nitelikte olabilir. Multiplayer sistemini denemedim ama birçok oyuncunun bundan dolayı mustarip olduğunu da gördüm.
Hammerwatch 2; Xbox One, Xbox Series, PC, PS5, PS4 ve Switch için 15 Ağustos tarihinde çıkış yaptı. Okuyacak başka bir inceleme arıyorsanız Telltale Games’in geliştirdiği anlatı roman türündeki yapımı bakmanızı öneririz.
Hammerwatch 2
7.3
İnceleme7.3
ArtılarKombat sistemi zorlayıcı olmasının yanında başarı hissiyatını zaman zaman yaşatıyor.Boss savaşları oldukça şaşırtıcı ve güzel kurgulanmış.Piksel sanatının kullanılması çok olumlu olmuş.
EksilerKeşif hissiyatı yerine bıkkınlığa bırakabiliyor.Co-op tarafına daha ağırlık verildiğini düşünüyorum. Co-op olmadan çoğu savaş otomatik daha zorlaşıyor.
ÖzetHammerwatch 2, zaman zaman kendisine bağlayan bir aksiyon ve dinamik kombat sisteminin yanında ortalama bir keşif hissi sunuyor. Multiplayer oynamaya elverişli bir yapım olmasının yanında piksel grafikler ise oyuna olan kararsız bakışın az da olsa dağılmasını sağlıyor.